THY yönetiminden sonra kendilerinin de suç duyurusunda bulunacaklarını açıklayan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) yetkilileri, çok büyük sorumsuzluk örneği olarak değerlendirdikleri ilanın Türk şirketlerine olan bakış açısını değiştireceğini söylediler.
Hava İş, THY ve THY Teknik A.Ş. ile yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde ‘baskı yapmak’ amacıyla tarihinde ilk defa yurtdışındaki yabancı gazetelerde bildiri yayınlamıştı. 'Personelin fazla mesaiye zorlandığı ve bu yüzden uçuş emniyetinde sıkıntı yaşanabileceği’ yönündeki bildiriler yüzünden, özellikle yabancı ülke vatandaşlarının rezervasyonlarını gözden geçirdiği ve bazı iptallerin yaşandığı belirtilmişti. Sendika, çalışanların hafta içinde grev oylamasına gidilmesi amacıyla yeterli imzayı toplaması üzerine yine gazetelere ilan vererek THY’ye baskı yapmaya çalıştı. Ancak, sadece THY’yi değil tüm sektörü hedef alan açıklamalara, SHGM başta olmak üzere Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri (TÖSHİD) ve Türkiye Havayolu Pilotları Derneği’nden (TALPA) büyük tepki geldi.
Hava-İş, gazetelere verdiği ilanla, kamuoyunu, ana ekseni uçuş emniyeti olan taleplerine destek vermeye çağırdı. Açıklamada, sözleşmedeki taleplerin, her şeyden önce uçuş emniyetinin güçlendirilmesini, konuyla ilgili bilimsel çalışmalar ve yaşanmış acı deneyimlerle esas olan evrensel standartlara yükseltilmesinin hedeflendiğine dikkat çekildi. THY Yönetiminin, sektörde zaten ulusal ve uluslararası düzeyde çok sıkı bir denetimlerin olduğu yönündeki açıklamalarının da gerçekleri yansıtmadığı belirtilen ilanlarda, “THY yönetiminin bu iddiası doğru olsaydı dünyanın farklı bölgelerinde kaza sayıları ve oranları arasında muazzam farklılıklar olmazdı. Çalışma koşulları ile ilgili, THY yönetiminin görüşmeyi kategorik olarak reddettiği taleplerimizin temel amacı üyelerimize ek bir çıkar sağlamak değil, ölümlü ölümsüz kaza riskini asgariye indirmek, en ileri gelişmiş ülkelerin düzeyine getirmektir.” ifadelerine yer verildi.
Hava İş, ‘denetim her şeyden önce gerçek anlamda özerk bir sivil havacılık otoritesini gerektirir ve bunun olmadığı yerde gerçek anlamda denetimden söz etmek mümkün değildir’ diyerek, SHGM’yi de zan altında bıraktı. Sendika, gerçek anlamda bağımsız bir sivil havacılık otoritesinin olmamasının Türkiye sivil havacılık sektörünün trajedisinin başlıca nedenlerinden biri olduğunu savunarak, ölümlü ölümsüz kaza istatistiklerinin de bu durumu bütün açıklığıyla ve herhangi bir tartışmaya yer bırakmayacak açıklıkla ortaya koyduğunu ileri sürdü. İlanda ayrıca, Sendikanın bu konudaki mücadelesini toplu iş sözleşmesindeki tıkanıklığın aşılmasının ardından tüm Türkiye sivil havacılık sektörüne yayacağını belirterek, uçuş emniyeti için çok büyük ve uzun soluklu bir kampanyanın öncülüğünü yapacağını duyurdu.
SHGM yetkilileri, THY’nin diğer havayolları gibi düzenli olarak denetlendiğini ifade ederek, sendikadan ‘uçuş emniyetini tehlikeye düşürecek olaylarla’ ilgili herhangi bir şikayet gelmediğini söyledi. Gazetelere verilen ilanın tercüme edilerek yurtdışındaki tüm sivil havacılık otoritelerine gönderildiğine dikkat çeken yetkililer, bu davranışın büyük bir sorumsuzluk örneği olduğunu bildirdi. İlan sonrası tüm Türk şirketlerinin zor durumda kalabileceğini belirten yetkililer, “Havacılık sektöründe 1 trilyon 800 milyar dolarlık ciro var. Bu pastadan pay alabilmek için herkes kıyasıya rekabet ederken, biz kendimize köstek oluyoruz.” dedi.
Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği (TÖSHİD) Başkan Şahabettin Bolukçu da, ilanın sanki Türk şirketlerinde uçuş emniyeti yokmuş anlamına geldiğine işaret ederek, bunun son derece üzüntü verici olduğunu söyledi. Havacılık sektöründeki emniyet konusunun en üst düzeyde ele alınmak zorunda olduğunu anlatan Bolukçu, “SHGM, aldığı eğitimler ve ilave kadrolarıyla sektörü her zamankinden daha fazla denetliyor. Bu yüzden uçuş emniyetinde zaaf olduğu yönünde konuşmak abesle iştigaldir.” diye konuştu.
TALPA İkinci Başkanı Kaptan Pilot Altay Yıldırım, sendikanın açıklamasının halkı infiale uğratacağına dikkat çekerek, verilen ilan nedeniyle Yönetim Kurulu’nun toplantı yaparak durum değerlendirmesi yapacağını söyledi. Aynı zamanda sektördeki tüm çalışanların töhmet altında bırakıldığını belirten Yıldırım, “İnsanları paniğe sevketmeye kimsenin hakkı yok. Hassas dengeleri iyi korumak gerekir. Başta sektör çalışanları kendi hayatlarını neden tehlikeye atsın ki?” şeklinde konuştu.
ZAMAN/ Mustafa GÜN