İşte o Açıklama:
HAVA-İŞ SENDİKASI YÖNETİMİNİN
'ÖNCE UÇUŞ GÜVENLİĞİ' BAŞLIKLI GAZETE İLANLARINA İLİŞKİN AÇIKLAMA
Bugün bazı gazetelerde "kamuoyuna duyuru" mahiyetinde 'Önce Uçuş Güvenliği!'başlıklı bir ilan yayınlanmıştır. Kurumumuzda örgütlü Türkiye Sivil HavacılıkSendikası (Hava-İş) tarafından verilen, uçuş emniyeti konusunda kuşku ve kaygıyaratıcı nitelikte olan bu ilan, sadece Türk Hava Yolları'nı değil tüm
havayollarını ve Sivil Havacılık otoritelerini töhmet altında bırakmaktadır.
Uçuş emniyeti, havacılık sektörünün ve bu sektörde faaliyet gösteren tüm tarafların kesinlikle taviz veremeyeceği ve en üst düzeyde mutlaka süreklilik
sağlanması gereken, sektörümüzün olmazsa olmazıdır. Bu nedenle, ulusal veuluslararası ölçekte, çok yönlü olarak, sıkı bir şekilde denetlenen ve kontrol
edilen bir sektördür.
THY'de uçuş emniyeti daha da güçlendiriliyor
Ortaklığımız, gerçekleştirmekte olduğu tüm yolcu ve yük hava taşımacılığı faaliyetleri için, ilgili ulusal ve uluslararası tüm kurallara uygun hareket
etmekte, kurum içinde Uçuş Emniyet ve Kalite Güvence Başkanlığı tarafından,kurum dışında; ulusal ölçekte Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından,
uluslararası ölçekte ise uçuş yaptığımız tüm ülkelerin Sivil Havacılık Otoriteleri ile yolcu taşımakta ortaklık (code-share) yaptığımız havayolları tarafından sürekli denetlenmekte ve bu konulardaki uygunluk durumu da ilgili sertifikalarıyla belgelendirilmektedir. Ayrıca Ortaklığımız 7 Ekim 2005'ten bu yana IOSA (Uluslararası Emniyet Standardı) operatörüdür.
Tüm bu gereklilikleri karşılamayan bir havayolunun, ne ulusal ne de uluslararası alanda operasyonuna müsaade edilemez.
Uçuş emniyetiyle ilgili olarak, 2007 yılında, bugün (27 Temmuz 2007) itibariyla 242 adet planlı ve 53 adet plansız olmak üzere toplam 295 adet kurum içi
denetleme gerçekleştirilmiştir. Ortaklığımızda sadece 2006-2007 döneminde yabancı ülkeler ve uluslararası sivil havacılık otoriteleri tarafından, 159 adet
SAFA (Safety Assessment Foreign Aircraft), 2 adet IOSA, 1 adet de İngiltere Sivil Havacılık Otoritesi olan UKCAA'nın simülatör denetlemesi olmak üzere
toplam 162 denetleme yapılmıştır.
Bir havayolu şirketi açısından güven ve itibarın en önemli ve temel unsuru uçuş emniyetidir. Bu nedenle uçuş emniyeti konusunda kaygı ve kuşku yaratıcı
nitelikteki yaklaşım ve söylemler, bu sektöre ve bu sektörün aktörü durumundaki havayolu şirketlerine vurulabilecek en büyük darbedir.
Ne acıdır ki, uçuş emniyetine verdiğimiz önem ve gösterdiğimiz özen başta çalışanlarımız olmak üzere ulusal ve uluslararası otoriteler tarafından yakından
bilinirken, böyle bir saldırı rakip şirketlerden değil çalışanlarımızı temsil ettiğini iddia eden, sendika yönetiminden gelmiştir. Bir sendika yönetiminin,
tamamen gerçek dışı ve hiçbir bilimselliği olmayan söylemlerle, varlık sebebi olan kuruma saldırmasının iyi niyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilemeyeceği
açıktır.
Bu tutum iyi niyetle bağdaşmaz
21. Dönem Toplu İş Sözleşmesi sürecinde sendika yönetimi tarafından, bugüne kadar, gerek kurum çalışanlarına, gerek basına ve kamuoyuna yönelik çok sayıda açıklama yapılmıştır. Pek çoğu olumsuz bir yaklaşım ve söylem taşıyor olsa da, müzakere sürecinin getirdiği psikolojik ortamdan dolayı bunlar Ortaklığımız
yönetimi tarafından hoşgörülebilir açıklamalar olarak değerlendirilmiştir.Ancak, bugün ilanlar vasıtasıyla kamuoyuna yapılan duyuru, tolerans sınırlarını
aşan, kesinlikle kabul edilemeyecek niteliktedir. Bu ilanı veren anlayışın,derdinin hak aramak değil şirkete zarar vermek olduğu aşikardır.
Çalışanların parasıyla çalışanların emeğine saygısızlık
Türk Hava Yolları'nın sahip olduğu güvenli ve emniyetli havayolu şirketi algısı,74 yıldır bu kuruma hizmet eden çalışanlarımızın emek ve çabasının ürünüdür.
Sendika yönetimi, bu algıyı yaratan çalışanlarımızdan topladığı aidatlarla verdiği ilanla, binlerce çalışanın emeğine saygısızlık etmiştir.
Yüksek 'Uçuş Emniyeti' sigorta primlerini azalttı
Havayolu şirketlerinin güvenilirliğini ortaya koyan en önemli göstergelerden birisi de şirketlerin ödediği sigorta primlerindeki değişimdir. Sigorta şirketleri risk analizleri ve denetleme sonuçlarına bağl ı olarak şirketlerin sigorta primlerini belirler. Türk Hava Yolları'nın anlaşma yaptığı sigorta şirketleri yaptıkları kontrol ve denetlemeler sonucu THY'deki uçuş emniyetinin daha da güçlendiğini tespit ettikleri için kurumumuzun sigorta primleri büyük
ölçüde aşağıya çekilmiştir.
Uçuş emniyetinin daha da artırılmasına bağlı olarak, 1 Temmuz 2005 tarihindeyenilenen uçak filo sigorta primlerinde, uçak sayısı ve taşınacak yolcu sayısı
artmasına rağmen yüzde 36'lık indirim sağlanmıştır.
1 Temmuz 2006 tarihindeki sigorta yenilemesinde ise filo değerimizde yüzde 38 ve tahmini taşınacak yolcu sayısında yüzde 45 artış olmasına rağmen, sigorta
priminde yüzde 15'lik daha indirim sağlanmıştır. Bu yıl Ortaklığımızın 1 Temmuz 2007 tarihinde henüz yenilediği anlaşmada da uçak ve yolcu sayısında artış
büyük ölçüde devam etmesine rağmen yüzde 50'lik bir indirim daha sağlanmıştır.
Özetle, 30 Haziran 2005 tarihinde ödenen sigorta primi 100 birim olarak kabul edildiğinde, son üç yıllık dönemde, filo değeri ve yolcu sayısındaki büyük
artışa rağmen sigorta primlerinde yüzde 63'lük indirim sağlanarak, 100 birimlik sigorta ödemesi 27,2 birime indirilmiştir. Uçuş emniyeti konusunda en küçük bir
kuşku olsa, Türk Hava Yolları'nın ödemiş olduğu sigorta primlerinde bu kadar indirim alması mümkün olur muydu?
Savcılığa suç duyurusu
Bırakın THY çalışanı olmayı bu sektörde yer alan hiçbir kişi ve kurumun bu türden bir yaklaşımı kabul etmesi ve buna tolerans göstermesi mümkün değildir.
Ortaklığımız yönetimi , kurumumuza yönelik iftira ve hakaret suçları syöneticileri aleyhine Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusuna bulunmuştur.
Ayrıca halka açık hisse senetleri İMKB'de işlem gören bir kurum olmamız dolayısıyla, yatırımcıları yanlış yönlendirebilecek, manipülasyonlara sebebiyet
verebilecek ve şirketimizin piyasa değerini olumsuz etkileyebilecek bu tutuma ilişkin Sermaye Piyasası Kurumu (SPK) da bilgilendirilmiştir.
En iyi cevabı çalışanlar verecek
Sözkonusu ilanı, hazırlayıp yayınlayan zihniyetin çalışanlarımızı temsil etmediğini ve edemeyeceğini çok iyi biliyoruz. Bu anlayışa en iyi cevabı yine
Türk Hava Yolları çalışanları verecektir. Bu yaklaşım kimlerin kurumumuzu ve çalışanlarımızın geleceğini düşündüğünü, kimlerin bu geleceği karartmaya
çalıştığını gözler önüne sermektedir.
Ayçin kime hizmet ediyor?
Atilay Ayçin'in temsil ettiği zihniyetin Türk Hava Yolları'na, çalışanlarımıza ve sektörümüze hizmet etmediği ortadadır. Kime veya kimlere hizmet ettiğinin
takdirini ise kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
Bilgilerinize saygıyla sunulur.
Türk Hava Yolları A.O.
Basın Müşavirliği