Hava-İş Sendikası Genel Kurulu için yapılan delege seçimlerinin tamamlanmasının ardından muhalif Zeytin Dalı grubu adına Kaptan Pilot İskender Çarkçı üyeleri bilgilendirdi. Kaptan Çarkçı'nın imzasıyla yayınlanan duyuruda mevcut yönetimin delege seçimlerinde tüzüğe uygunsuz hareket edildiği ve seçimlerin etik olmayan şartlarda yapıldığı iddiaları dile getirildi.
Kaptan Çarkçı'nın açıklaması şöyle:
Değerli Basın Mensupları ve Hava İş üyeleri,
Hava İş sendikası Genel Kurulu için yapılan delege seçimleri tamamlanmış olup 300 delegeden yaklaşık 185’i seçilmiştir. Diğer 115 delegenin kaynağı bilinmemekle birlikte basında “kamyoncu” olarak tanımlanan kesimden oluşacağı değerlendirilmektedir. Şimdi 11- 12 Kasım’da yapılacak olan Genel Kurula hazırlık başlamıştır. Bu kapsamda şimdiye kadar tespit ettiğimiz noktaları sizlerle paylaşmak istiyorum.
1. Yapılan tüm seçimler son derece gizlilik içinde kanun ve tüzüğe uymadan etik olmayan şartlarda tamamlanmıştır. Seçimin yapılacağı ortam, zaman, üye listeleri kurallara uygun bir şekilde beyan edilmeden ve üyelere duyurulmadan “baskın seçim” tarzında yapılmıştır. Öyle ki, Cuma gecesi 23.37’de attıkları sms mesajıyla duyurulan seçimi Pazartesi sabahı 09.00 da başlatmışlardır. Üye listelerine ve seçilecek delege sayılarına son ana kadar ulaşılamamıştır. Liste oyunlarıyla üniteleri farklı yerlere bağlamışlar, hem üyenin oy kullanmasını hem de delege adayı olmasını engellemişlerdir. Örnek; Loadmaster arkadaşlar Kargodan çıkarılmış uçuş işletmeye bağlanmış ama ortada üye listesi olmadığı için kimsenin haberi olmamıştır. Uçuş Eğitimin delege seçimlerini beklerken sendika yönetimince Uçuş Eğitim Başkanlığının Genel Müdürlüğe bağlandığı ve Genel Müdürlüğe bağlı üniteler içinde eritildiği, 4 yerine 1 delege ile temsil edildiği daha sonra öğrenilmiştir. Üye iradesinden kaçırılan bir seçimin sonucu meşru değildir.
2. İstanbul da 28 Eylül’de Genel Merkeze bağlı işyerlerinden 28 delege seçileceği bir gün önce sadece kendi web sitelerinde duyurulmuş, bu işyerlerinde üye olan hiçbir çalışana haber verilmemiştir. Bu 27 işyerinin içine ayrıca 5 de nakliyat firmasını koyarak ilk kamyoncu delegeleri belirlemişlerdir. Sendika Genel Merkezinde aynı gün yanyana 27 minyatür sandık kurarak kitabına uydurmaya çalıştıkları bu seçimlerin sonucu meçhul ve şaibelidir.
3. Tüzük ve kanun gereği ilk seçimden 15 gün önce yani 25 Ağustosta yayınlanması gereken hangi seçim ortamında kaç üyenin olduğu seçimin yer ve zamanı ile kaç delegenin seçileceğine ilişkin tablo seçimler bitmesine rağmen hala açıklanmamıştır. Delege dağıtımının nasıl yapıldığı, delege hesabında kullanılan birim değer sır gibi saklanmaktadır.
4. Şube seçimleri ise başlıbaşına bir rezalettir. Silahlı militanlarla insanlar darp edilerek yetkilerine ve haklarına tecavüzde bulunularak, kanun dışı uygulamalarla, beş yıldızlı otellerde kamp yaptırdıkları kamyoncu ve sendika aidatı ödemeyenlerin oylarıyla kendi yönetim ve delegelerini seçmişlerdir. Diğer üyelerin aday bile olmasına tahammül edememiş bu üyeleri korkutarak demokratik haklarını kullanmalarına engel olmuşlardır. Genel Kurul toplantılarını tamamen keyfi biçimde yürütmüşler, bazen bizim aidatlarımızla besledikleri bodyguardlara kapıları tutturarak seçilmiş delegeleri dahi salona almamışlar, kapalı devre yaptıkları seçimlerde sandık kurullarını işgal ederek “şaibeli oy kullanıldığı” iddialarına kuvvet kazandırmışlardır.
5. Gerek havacılık internet medyasında gerek TV ve gazetelerde, haklarında ortaya atılan yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları ve belgelerine karşın hiçbirisine kamuoyunu ve üyelerini tatmin edecek bir cevap verememişlerdir. Bunun yerine “biz cevabımızı 12 Kasımda vereceğiz.” diyerek toplumu oyalayacaklarını ve aldatacaklarını düşünmektedirler. Amaç ve plan bellidir; zorbalıkla, kamyoncuların ve aidat ödemeyenlerin oylarıyla seçimi kazanıp saadet zincirlerine ve bizleri sömürmeye devam edecekler. Karşı çıkanları şirket içindeki uzantıları vasıtasıyla tehdit ederek ekmekleriyle oynayıp sonra biz yapmadık havasına girecekler. İşte bunların demokrasi, hak, hukuk, etik anlayışları budur. Onlar için sadece sizlerden alınan para önemlidir. TİS in çalışan aleyhine ihlal edilmesi, 3 yıllık yapılması, FTL’in uçucu aleyhine kullanılması, A0 kadrosu, Aydın Uçuş Akademisi personelinin haklarının çiğnenerek kapının önüne konması, kanun, tüzük, hukuk onlar için önemli değildir.
6. Biz THY çalışanları son 4 yılda bu sendikaya yaklaşık 60 milyon TL aidat ödedik. Halen aylık olarak 1.5 milyon TL ödüyoruz. Eğer doğru ise, ellerinde sadece 8 milyon TL olduğunu duyuyoruz. Peki kalan para nerededir? Bir kısmının nerede olduğu banka kayıtlarıyla ortaya çıktı… Kalanı? Abant veya Antalya otelleriyle açıklanabilir mi? Sorgulamayı ve değerlendirmeyi sizlere bırakıyoruz. “Biz iktidardayız, biz yiyeceğiz” diyen, işçi aleyhine şahitlik yapan, belindeki silahı ve bodyguardlarıyla gezen sendika başkanı olabilir mi? Dünya markası THY’nin ve ekonominin yükselen yıldızı sivil havacılığın sendikasına böyle bir yapı ve anlayış yakışıyor mu? Böyle bir sendikacılığın olmadığını birilerinin bunlara anlatmasının gerektiğine inanıyor, bizler hukuk yolu ile mücadelemize devam ediyoruz.
7. Mevcut Sendikanın bu çok değerli elemanları bir şekilde manipülasyonlarla hukuku da aşıp Genel Kurulu kendi lehlerine sonuçlandırırlar ise sonuç ne olacak? Cevaplar ortadadır. Biz böyle bir sendikanın darphanesi olmak, alın teri ile kazandığımız paralar ile şaibeli kişileri beslemek istemiyoruz. Ancak sendikal haklarımızı kaybetmek niyetinde de değiliz. Sendikal haklarımız karşılığında bunlara katlanmak ikilemi kabul edilemez. Hukuksal süreçle ilgili çalışmalarımız devam etmektedir. Çalışanların desteğinden yoksun bir sendikanın işveren karşısında hiç bir gücü olamayacağı ortadadır. Özellikle THY yer çalışanlarının sandıklara gitmeyerek, uçuş işletme çalışanlarının ise ezici bir çoğunlukla bizlere oy vererek mevcut sendika yönetimini reddetmeleri, arkasında bir-iki bin oydan başka destek bulunmayan bu azınlığın tabansızlığını da ortaya koymuştur. Bu tür yönetimlerin uygulayacağı tek seçenek de, bunların döneminde defalarca görüldüğü üzere çalışan aleyhine sürekli taviz vermektir.
8. Bu şartlarda Genel Kurul toplantısının sonuna kadar, haklılığımızın verdiği güçle mücadelemize devam edeceğiz. THY’nin uçuş işletme ve yer personeli olarak 55 yıllık sendikamızı bu işgalden ve hukuk dışı süreçten kurtarmak temel hedefimizdir. Ancak çözümsüz ve alternatifsiz olmadığımızın da kayda geçirilmesini gerekli görüyoruz. Sizleri bu konuda bilgilendirmeye devam edeceğiz. Hava İş, kamyoncuların değil havacılarındır.
Saygılarımızla,
Zeytin Dalı Grubu adına
Kaptan Pilot İskender Çarkcı