ABD’de 11 Eylül 2001’de meydana gelen saldırılar sonrası havalimanlarında “güvenlik” en çok konuşulan konu oldu. Güvenlik kontrolleri gün geçtikçe sıkılaştırıldı, uzun kuyruklar, saatler süren bekleyişler, detaylı aramalar, görevlilerin bitmek bilmez sorgularıyla çoğu zaman çekilmez hal aldı. 11 Eylül’den sonra Amerikalılar hiç zaman kaybetmedi ve 19 Kasım 2001 tarihinde genel merkezi Virginia’da olan Ulaştırma Güvenlik İdaresi (TSA-Transportation Security Administration) adıyla bir kurum oluşturdular. Ardından TSA kaynaklı yapılan güvenlik uygulamalarındaki değişikliklere ve tartışmalara sık sık tanık olduk. İşte bu gelişmelerle birlikte, havalimanlarında yolcuların sağlığını direkt etkilemesi bakımından son derece önemli olan güvenlikte “hijyen” sorunu gündeme geldi.
Gazeteci Michaeleen Doucleff’in National Public Radio’da yayınlanan makalesi, hijyen konusunda yapılan son araştırmalardan elde edilen verilerle birlikte soruna ışık tutuyor.
Soru şu: Havaalanlarında en çok virüs nerede bulunur?
Herhalde çoğumuzun aklına ilk gelen yanıt “tuvaletler” olur değil mi? Eğer sizin de yanıtınız buysa, yanıldınız! Çünkü araştırmalara göre, virüslerin yoğun olarak bulunduğu alanların başında “güvenlik kontrol noktaları” geliyor. X-Ray cihazlarından geçiş sırasında kullanılan plastik sepetler, virüsler için çok uygun yaşam alanı oluşturuyor. Ve buradaki virüsler, tuvaletlerden çok daha fazla…
Uzmanlar, güvenlik görevlilerinin kullandığı plastik eldivenlerle birçok insanın üzerini aradığını ve virüslerin bu yolla kolayca yayılabileceğini belirtirken, aslında güvenlik uygulamalarını belirleyen protokole göre, her yolcu araması için ayrı bir eldiven kullanması gerektiğine de dikkat çekiyor.
Yapılan son araştırmada, Helsinki Havalimanında üç hafta içinde 90 değişik yüzeyden ve farklı zamanlarda güvenlik noktalarında kullanılan plastik sepetlerden 8 ayrı numune alındı. Alınan numunelerin en az yarısında influenza A gibi ciddi solunum yolu hastalıklarına neden olan virüslere rastlanıldı. Buna karşılık tuvaletlerden alınan 42 numunede ise hiçbir risk olmadığı görüldü.
Araştırmacıların vardığı sonuca göre, güvenlik kontrol noktalarının ve kuyrukların, en yoğun virüs barındıran alanlar olduğu kanıtlandı. Uzmanlar bu alanda yapılan önceki araştırmaların da aynı sonuçları verdiğine dikkat çekiyor.
Ellerinizi en az 25 saniye yıkayın!
Uzmanların bu durumda yolculara en önemli uyarısı; “güvenlikten geçer geçmez ellerinizi asla yüzünüze, ağzınıza sürmeyin; ya dezenfekte edici sıvı ya da sabunlu suyla en az 25 saniye boyunca yıkayın!”
Çünkü insanlar günde en az 200 kez elleriyle ağızlarına, burunlarına dokunuyorlar ve bulaşıcı hastalıkların yüzde 80’i de bu şekilde temaslar sonucu yayılıyor.
Diğer riskli alanlar
Yine Helsinki Havalimanında yapılan araştırmaya göre, güvenlik kontrol alanlarının dışında üç riskli bölge daha belirlendi: Bunlar çocukların oyun alanları, pasaport kontrol bankoları önünde bulunan cam koruyucular ve merdiven tırabzanları…
Sözün özü, yolculuk stresi ve koşuşturma sırasında sağlığınız için bu önemli uyarıları dikkate alın ve influenza gibi ciddi hastalığa neden olan virüslerin riskli alanlarda 2 gün boyunca yaşayabileceğini sakın unutmayın!
Aydınlık günler dileğiyle.