Gökkuşağı Hareketi'nin duyurusu şöyle:
“DEĞERLİ HAVA İŞ ÜYELERİ
Gökkuşağı Hareketi 9 Eylül’de muhalefet olarak ilkelerini açıkladığı tarihten bu güne kadar sadece gerçekleştireceği yeniden yapılanmayı işçilere anlatmıştır. Bu amaçla iki bildiri dağıtmış, 8 Ekim’deki basın toplantımızda da sözcülerimiz sadece bunları basına duyurmuştur. Ancak mevcut sendika yönetiminin 20 yılın üzerine 4 yıl daha iktidarda kalmak adına örgütlülüğü ve işçilerin çıkarlarını hiçe sayan bildiriler yayınlaması ve delege seçimlerinde gösterdikleri “Ben yaptım oldu” tavrı, bu ilkeli duruşumuzun zayıflık olarak değerlendirildiğini gösteriyor. O nedenle bu bildiri bizim açımızdan bir zorunluluk haline gelmiştir.
Hava İş yönetimi çalışanlara dağıttığı bildiride bu güne kadar sendikal örgütlülükle kazanılanları sıralayarak bunları kendilerinin gerçekleştirdiğini ve bizlerin bunları yok saydığımızı anlatıyor. Bildiriden aynen aktarıyoruz:
“...Ancak şimdi Gökkuşağı Hareketi adı altında birileri bizlere haksızca saldırıyor! Toplum için yapılan iyi şeyler tümden bir kenara itilerek “Atilay Başkanın arabası, sendikacıların görev süreleri, maaşları, sendika başkanının despotluğu, yıllardır bir türlü ispatlayamadıkları yalan olan ‘PKK’lılığımız’ gibi basit söylemlerle sizlere propaganda yapılıyor...”
Değerli üyeler, bu kazanımlar, bütün işçilerin katılımıyla elde edilmiştir. Başta Gökkuşağı Hareketi Sözcüleri olmak üzere bu günkü sendika yönetimine muhalefet edenlerin çoğunun bu mücadeledeki katkılarına ve ödedikleri bedellere bizzat sizler tanık oldunuz. Mevcut yapıdaki anti demokratik tutumları dile getirmek dışında bu suçlamaları bizler yapmadığımıza göre bu sözler “Şecaat arz ederken sirkatin söylemek” değil midir? (Mazeret söylerken suçunu itiraf etmek)
Mevcut Hava İş yönetiminin 20 yıllık emeğine saygı duyarak getirdiğimiz, “Genel Kurulda seçim kaybederek değil, gençlerin önünü açıp aday olmayarak alkışlarla uğurlanma” önerimizi çarpıtarak “Başkan sen çekil, biz görevi alalım, sen de onursal başkan ol” şeklinde sizlere anlatan anlayışın, iktidarını korumak adına her şeyi yapmaya çalıştığı açıktır. Bizlerin kişisel iktidarı red ederek yola çıktığımız ortadadır. Ancak bu ilkelerin yaşama geçirilmesi için kollektif bir çalışma, sizlerin de katılımıyla sürmektedir. Şimdi de sizlere Gökkuşağı Hareketinin yaşama geçirmeye çalıştığı ilkelerin tüzük ve yasaya aykırı olduğu yalanını söylüyorlar.
Yasalar ve Tüzük nelere engeldir?
Mali şeffaflığa mı tüzük izin vermiyor? Örgüt içi demokrasiye mi? Temsilcilerin seçimle belirlenmesine mi? İşçi Meclisi kurulmasına mı? TİS görüşmelerinin sonuna kadar işçilere açık yapılmasına mı? Harcamalara işçi denetimine ve aidatların düşürülmesine mi? Yönetim kurulunun eşit yetkilerle yatay demokratik oluşturulmasına mı? İşçilere ücretsiz hukuk desteğine mi? 24 saat aranabilen bir sendikaya mı?
Gökkuşağı Hareketinin bu ilkelerine tüzük ve yasalar değil ama kişisel iktidar hırsı engeldir!
Yönetimin itiraflarına şimdi bizim de birşeyler ekleme hakkımız doğuyor:
Son iki yılda kaç sendika çalışanı işten atılmış veya istifaya zorlanmıştır? Bunların kaçı kadın çalışandır, işten atılma nedenleri nelerdir? Örgütlenme uzmanı Munzur Pekgüleç’in işçilerle buluşması neden yasaklanmıştır?
Kadın hakları konusunda kitaplar derleyip yayınlayan bir sendikada kadınların maruz kaldığı etik dışı davranış ve baskıları sineye çekmek nasıl bir çelişkidir?
Yer işletmede 12 Ekim Pazartesi günü yapılacak delege seçimleri için iki sandık yerine tek sandığı aprona koyarak, aralarında aprona çıkış kartı olmayanların da bulunduğu çoğunluğun oy kullanamamasından medet ummak nasıl bir demokratlıktır?
Bu soruları 20 yılın üzerine, sizlerden 4 yıl daha yetki almak için delege olmanızı ve oy vermenizi isteyenlere sorunuz!
Genel Kurul süreci bunların sorgulanacağı tek dönemdir. Hatta şimdi bunları sorgulamamak toplumsal duyarlılık ve sendikal örgütlülük adına herkese büyük sorumluluk yükleyecektir.
GÖKKUŞAĞI HAREKETİNİN DELEGE SEÇİMLERİNDE RENGİ BEYAZDIR. SİZLERİ, İZİNDE, İSTİRAHATTE DE OLSA MUTLAKA OYUNUZU KULLANMAYA ÇAĞIRIYORUZ.”
www.gokkusagihareketi.com