A/ GENEL BİLGİLER: Focke-Wulf Fw-190A-3 tek motorlu ve pilotlu av-önleme, keşif, gece av, yer hedeflerine taarruz uçağı olarak dizayn edilmişti. İlk uçuşunu 1939 Haziranında yaparken değişik versiyonlarda yaklaşık 20.000 adet üretilmişti. Başlangıçta 14 silindirli BMW 801D-2 çift radyal-piston motoru kullanılmıştı. Türkiye’ye verilen modelin tavanı 37.430’≈ 11.408m ve hızı 355kts≈ 657km/h idi. Daha sonraki modellerde farklı motor kullanılarak performans değerleri daha da geliştirilmişti. Boş ağırlığı 2.845kg olup dakikada 3.600’≈ 1.100m tırmanabiliyordu. Dört adet 20mm ve 2 adet 7.92mm lik makinalı topları vardı. Ayrıca kanat altına iki adet roket kızakları ve bir adet bomba-salan takılabiliyordu. Uçaklar Ago Flugzeugwerke, Focke-Wulf Flugzeugbau AG, Arado, Fiesseler, Mimetall, NordDeutsche Dornier firmalarının fabrikalarında üretiliyordu.
Savaş içinde Alman Hava Kuvvetlerine (Luftwaffe) ait bir tanesi İngiltere’ye mecburi iniş yaptıktan sonra Müttefikler uçağın varlığından haberdar olabilmişlerdi.
II.Dünya savaşından sonra çeşitli Avrupalı hava kuvvetlerinde az sayıda Focke-Wulf Fw-190 tipi uçaklar çok kısa süreyle kullanılmıştı. Bunlar sağlam olarak eski Alman Hava Kuvvetlerinden elde edilenler veya fabrikalarda bitmiş ya da üretim hattında neredeyse tamamlanmış uçaklardı. Sadece Türkiye’de Alman fabrikalarına ısmarlanarak üretilmiş Focke-Wulf Fw-190A-3 uçakları savaştan sonra da serviste kalarak kullanılmıştı.
B/ TÜRKİYE ve ALMANYA’NIN POLİTİK ARAYIŞLARI: Savaş ilerledikçe Alman silah endüstrisi hammadde kaynaklarına şiddetle ihtiyaç duymaya başlamıştı. Hitler, Rusya’ya (S.S.C.B.) yaptığı saldırıda Türkiye’nin kendi safında yer almasını veya en azından tarafsız kalmasını sağlayarak güneydoğu kanadını emniyete almak istiyordu. Her koşulda Almanya ile Türkiye’nin birlikteliğinin sürdürülebilmesi için ön adımlar atmayı planlıyordu. Bu konuda Alman hükümeti adına Almanya’nın Ankara büyükelçisi Franz von Papen Türk Dışişleri bakanıyla önceleri ikili, daha sonra heyetler halinde görüşmeleri yürütüyordu.
O sıralarda Ankara ve İstanbul’da istihbarat için ajanların cirit attığı ve hiçbir gizli konuşmanın saklanamadığı bir gerçekti. Bu yüzden Türk Hükümetinin Almanya ile yürüttüğü uçak-maden ticareti görüşmelerine İngilizler ve dolaylı olarak Amerikalılar vakıf olmuşlardı. Dolayısıyla 18 Haziran 1941'de 10 yıllık süreyi kapsayan Türkiye-Almanya saldırmazlık-dostluk antlaşmasının imzalandığı haberi Müttefik devletleri şaşırtmıştı. Türkiye, bu antlaşmayı imzalarken İngiltere ile önceden yaptığı antlaşmaların yükümlülüklerini yerine getireceğini Almanya’ya belirtmişti.
Bir Spitfire iki Fw-190A-3a Türk uçakları kol uçuşunda
Uçak antlaşmasının gerçekleşmesinden önce Hitler, Türklere verilecek silahların bir gün kendilerine doğrultacakları kuşkusunu taşıyordu. Hitler’in fikrini değiştirmek için Franz von Papen şahsi çaba göstererek antlaşmaların gerçekleşmesini sağlamıştı. Ayrıca Hitler’in kuşkularını silmek için Türk askeri yetkililerini Almanya’nın Doğu Cephesini ziyaret etmesi teklifini önermişti. 15 Ekim 1941'de orgeneral A.Fuat Erde ve emekli Tümgeneral H. Emir Erkilet (Daha sonrada hakkında Alman ajanı suçlaması yapılmıştı. Y.N.) bu geziye katılmıştı.
Ankara büyükelçisi Franz von Papen Alman delegasyonun başında, Türk Hükümetiyle askeri yardımlarla Türk Hava Kuvvetlerinin modernizasyonu karşılığında temel madenlerin vb. takas görüşmelerini yürütüyordu. Hitler iktidara geldikten sonra onu, Alman Nazi politikasıyla uyumsuzluğu nedeniyle ülkeden uzak tutmak için Türkiye’ye yollamıştı. Almanlar kendi askeri silah üretim yelpazesi içinde yepyeni uçak olan Focke-Wulf Fw-190A'lar takas için önermişti. İkili görüşmeler Temmuz 1942'ye kadar sürmüştü. 31 Aralık 1942 tarihinde Almanya ile 100milyon Reichsmarklık savaş malzemesi alımı için kredi antlaşması imzalanmıştı. Bu antlaşmayı Alman hükümeti 14 Ocak 1943 te Berlin’de onaylamıştı. Takas antlaşmasına göre 72 adet Focke-Wulf Fw-190A-3 av uçakları karşılığında Türkiye’den krom, yüksek kaliteli demir filizi, bakır, manganez ve tütün alacaktı. Ancak bu takastaki karşılık miktarın ne kadar olduğu, uçakların bedeline ne kadar filiz, madenlerin vb. eşdeğer kılındığı bilgisi halen açıklanamamıştır! Öte yandan maden sevkiyatının nasıl yapıldığına dair sansasyonel bilgiler günümüzde oldukça çoktur.
18 Nisan 1943 günü Almanya’nın Ankara Büyükelçiliğinin aracılığıyla yeni ve gizli bir antlaşma imzalanmıştı. Buna göre beş tane Junkers Ju-52 yolcu uçağı sipariş etmişti. Uçakların toplam bedeli sigorta, Alman pilotlarla Türkiye’ye uçakların taşınması, yakıt, yağ vb. masraflarla 1.530.00TL idi. Bu bedel de krom, demir, bakır karşılığı olarak ödenecekti. Uçaklar 3Nisan 1944 günü Yeşilköy’e gelerek Türklere teslim edilmişti…
8 Ocak 1943'ten yılsonuna kadar Türkiye, Almanya’ya 55.000 ton krom teslim etmişti. 1944 yılında 135.000 ton daha krom teslim etmekle yükümlü idi. 21 Nisan 1944'de Dışişleri Bakanı Numan Menemencioğlu krom, demir vb. nakliyatının askıya alınacağını Franz von Papen vasıtasıyla Almanya’ya bildirmişti. Dolayısıyla son kez maden ihracatı aynı gün yapılmıştı. Alman Dışişleri bakanı Ribbenttrop çok sert bir notayla Türk Hükümetine misilleme tehdidinde bulunmuştu. Bu kararı almada Türk Hükümetine Müttefik devletlerinin baskısı ile silahsız, askersiz Alman gemilerinin boğazları geçiş izninin verilmesinin suiistimal edilmesi etkili olmuştu: Türk yetkililerin bir Alman gemisinde yaptıkları araştırma sonucu çeşitli silah, radar parçaları, asker üniformaları bulunmuştu. Çıkan bunalım sonucunda dışişleri bakanı Numan Menemencioğlu istifa etmek zorunda kalmıştı.
24 Mayıs 1944'de İngiltere Başbakanı W. Churchill verdiği demecinde Türkiye’nin isteklerinin çokluğuna değinerek bunun karşılanamayacağı, bu sebepten silah sevkiyatına son verildiğini belirtmişti…
2 Ağustos 1944 günü T.B.M.M'nin 1430 sayılı kararı ile Almanya ile tüm ilişkiler kesilmiş, Alman elçisi Franz von Papen’in elçilik onayı geri alınıştı.
25 Şubat 1945 günü T.B.M.M. Müttefiklerin safında Almanya ve Japonya’ya savaş ilan etmişti.
II. Dünya savaşı boyunca ve sonrasında Amerika ve İngiltere ile çok çeşitli antlaşmalar yapılmış, çok çeşitli uçaklar milli bütçe fonlarıyla satın alınmıştı.
Devam edecek...