Bu dönem, turizm işletmecileri ve ekmeğini bu sektörden kazananlar için beklentilerin arttığı bir dönem… Okullar tatil oldu, üniversiteye giriş sınavları da tamamlandı ve Ramazan ayının son günleri yaşanıyor. İnsanımız bayramla birlikte tatile çıkacak. Sahiller dolacak. Tabii tatilciler, planlama yaparken önce bütçelerini düşünüyor, hesabı buna göre yapıp bir karar veriyorlar. Ancak çoğunluğun karşılaştığı gerçek, içinde bulunduğumuz krize rağmen ülkemizin tatil beldelerinde fiyatların pek de ucuzlamadığı… Bu durumda, Türkiye’den çok daha ucuza tatil olanakları sunan komşu ülkeler de tatilcinin planlarına dahil oluyor.    

Bana sorarsanız, Türkiye’nin birçok tatil beldesinin güzelliğini yurtdışıyla kıyaslamam bile… Yapılan birçok doğa katliamına rağmen, ülkemizin tatil yörelerinin büyük bölümü hala doğal güzelliğiyle ayakta kalma mücadelesi veriyor. Ancak tatil için “yurtdışı mı, Türkiye mi” diye sorulduğunda -bütçesini düşünen birçok insan gibi- tercihim “yurtdışı” oluyor. Turizmcilerin büyük bölümünün, bu tercihe hiç de hoş bakmadığını biliyorum. Ancak bu kriz ortamında dahi yerli turiste daha ucuza tatil olanağı sağlamak yerine “fiyatları düşürmeme” ısrarlarını anlayamıyorum. Bir de bu ısrarın gerekçesine bakar mısınız: Fiyatları indirirsek bir daha yükseltemeyiz!

O halde soruyorum; otellerimizin turistle dolduğu dönemlerde birçok tesiste yerli turistler, yabancının birkaç katı ücret ödemiyor muydu?

Şimdi krizin faturasını yine yerli turist mi üstlenecek?

Böyle olmamalı elbette!..

Eğer turizmciler “fiyatları indirirsek bir daha yükseltemeyiz” diye bir gerekçeye sığınıyorsa, tatilcinin de yurtiçi yerine yurtdışında daha ekonomik seçenekleri tercih etmesine ses çıkarmayacak.

Ramazan Bayramınızı kutlar, gerek havacılık sektöründe gerekse karayollarında kazanın olmadığı, huzur dolu tatiller dilerim.

Aydınlık günler dileğiyle.