Emek Meclisi’nin açıklaması şöyle:
Değerli HABOM ve MNG Teknik İşçileri,
Sendikal örgütlenmemiz ve istediğimiz sendikada örgütlenme özgürlüğümüz yok edilmeye çalışılıyor. Sarı sendikal anlayışın işverenler ile işbirliği içinde başlattığı yeni bir saldırı ile karşı karşıyayız.
12 Eylül’e kadar sermaye işbirlikçisi sendikacılığın adı Türk-İş’ti. 12 Eylül cuntasından sonra Türk-İş’in yanına Hak-İş’te eklendi. İşçi sınıfı bu iki sendikadan birini seçmek zorunda bırakıldı. Hak-İş önce cuntanın sonra da hükümetlerin desteğiyle hızla büyüdü. Günümüzde de Hak-İş büyümeye devam ediyor. Ama Hak-İş’in büyümesi hiç de hayra alamet değil. Çünkü sendikal örgütlülük oranının yüzde 9’lara kadar düştüğü, çalışma yaşamının 19. Yüzyıl vahşi kapitalizminin koşullarına geri döndürüldüğü bir süreçte Hak-İş büyüyor. Yani Hak-İş büyüdükçe işçi sınıfının durumu daha da kötüleşiyor. Hak-İş şimdi de bizim işkolumuza, yasadışı biçimde, işverenlerle işbirliği içinde sokulmaya çalışılıyor.
Aslında yaşanan devlet, sermaye, siyaset üçgenindeki sendikal örgütlenmenin adıdır.
HABOM A.Ş.’nin, bakanlık marifetiyle metal işkoluna geçirilmesi, mevcut Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na da, çıkarılan yönetmeliklere de karşı bir işlemdir, kanunsuzdur. HABOM A.Ş. çalışanlarının sendika seçme özgürlüklerinin elinden alınması, işverenin istediği sendikaya üye olmaya zorlanmaları da bir hukuk devletinde olmayacak uygulamalardır.
İşveren HABOM A.Ş. çalışanlarına; “istediğiniz sendikaya üye olamazsınız, benim istediğim sendikaya üye olacaksınız, olmazsanız ben sizi zorla yaparım” diye dayatmaktadır. Bu dayatma kabul edilemez.
Çelik-İş sendikası yöneticilerini, böyle bir durum karşısında tekrar düşünmeye, davranışlarını gözden geçirmeye çağırıyoruz. Sendikal örgütlenme sendikal ahlak da ister.
Metal-İş kolunda örgütsüz on binlerce işçi dururken, THY A.O.’deki grev devam ederken, THY Teknik A.Ş.’de TİS uyuşmazlıkla sonuçlanmışken, havacılık iş kolundaki bir işyerinde örgütlenme sevdası nereden kaynaklanmaktadır? Bu hangi sendikal anlayışın ürünüdür. Sorguluyoruz. Havacılık çalışanları; bu havacılıktan habersiz, sendikal anlayışı kabul etmez ve etmeyecektir.
Böyle bir durumun ortaya çıkmasında Hava-İş Yönetiminin üyelerden kopuk, bürokrat, tek adam despotluğuna dayalı, keyfi sendikal anlayışının büyük rolü olmuştur. Mevcut Hava-İş Yönetimi ile sorunlarımızın çözülemeyeceği, tersine var olan sorunların katlanacağı açıktır. Ancak bu bizim, yani havacılık işçilerinin kendi sendikaları ile olan sorunudur ve bu sorunun hesaplaşma yeri Hava-İş Genel Kurulumuzdur.
Çözüm havacıların sendikası Hava-İş ve onun üyeleri ile gerçekleşecektir. HABOM A.Ş. çalışanlarının, “denize düşen yılana sarılır” mecburiyetiyle karşı karşıya bulunduklarının bilincindeyiz. Onlar sendikalı olmanın anayasal bir hak olduğu düşüncesini uygulamaya geçirmenin buruk hazzını yaşıyorlar. HABOM A.Ş. çalışanlarının birçoğu, bu iş kolunda tek yetkili sendikanın Hava-İş Sendikası olduğundan bile habersiz.
HABOM A.Ş. ve MNG Teknik çalışanları; THY Teknik A.Ş. ile THY A.O.’da çalışanlardan farklı bir iş mi yapıyorlar? Elbette ki hayır, bu keyfi iş kolu değişikliği sonunda mahkemeden geri dönecektir.
HABOM A.Ş. çalışanları, Hava-İş çatısı altında birleşmeli ve Emek Meclislerinde yer alarak mevcut Hava-İş Yönetimin değişmesi için, şeffaf, denetlenebilir, işçilerin söz sahibi olduğu bir sendikal yapının kurulabilmesi için mücadele etmelidirler. HABOM A.Ş. çalışanları şimdiden kendi Emek Meclislerini oluşturmalı ve oynanan oyunları bozmalıdırlar.
Her şey yeniden başlayacak!
Birlikte kazanacağız!
Emek Meclisi