8 Temmuz’da düzenledikleri basın toplantısı ile kamuoyunun karşısına çıkan Emek Meclisi, 2 ay aradan sonra Airkule.com'la çalışmalarında geldikleri noktayı paylaştı. Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Köktener ve Haber Müdürümüz Süleyman Şen’in sorularını yanıtlayan Emek Meclisi üyeleri, çok çekişmeli geçmesi beklenen Hava-İş Genel Kurulu öncesi iddialı açıklamalarda bulundu.
Bir sohbet ortamında geçen buluşmada hareketin kurucusu, THY işçisi Ali Gülçiçek başta olmak üzere 50 kişilik çekirdek kadronun buluşmada yer alan üyeleri sorularımızı içtenlikle cevapladı.
İşte Emek Meclisi ile gerçekleştirdiğimiz sohbette Ali Gülçiçek’in sorularımıza verdiği yanıtlar ve açıklamaları…
Airkule: Daha önce anlattınız ama bir kez daha sormak gerekirse Emek Meclisi tam olarak nedir? Aradan geçen 2 - 2,5 aylık sürede çalışmalarınız ne duruma geldi?
Ali Gülçiçek: Biz de Airkule’nin objektif bakış açısına, emekten yana olan çizgisine dayanarak bir araya gelmeyi arzuladık. EMEK MECLİSLERİ nedir, ne yapmak istiyoruz, darmadağın olmuş bu kaos ortamında bu işler nasıl toparlanacak? Konuşalım, paylaşalım istedik. İyi şeyler olacak. Emek mücadelesine 50 yıllık ömrünün 35 yılını vermiş bir adam olarak ‘evet, iyi şeyler olacak’ diyorum. Bu sadece Hava-İş bünyesinde değil, genel anlamda Türkiye sendikal hareketinde yeni bir şey gelişiyor. 2.5 milyon taşeron işçi orada, 5-6 milyon civarında kayıtsız işçi havzalarda, bir sürü yerlerde mücadeleler veriyorlar. İnsanlar harıl harıl sendikacıları ve sendikacılığı sorguluyor, sistemi sorguluyorlar. Dolayısıyla bu iş buralardan bir noktaya gelecek. Bir noktaya gelirken işte bu örgütler nedir, özellikle sendikal anlamda söylüyorum mevcut durumları ne? Nasıl bir yapılanma olmalı kısmıyla bir derdimiz var. Benim Hava-İş içerisinde 25 yıldır verdiğim bir mücadele var, 91 grevinden bu yana. Emek mücadelesinin tarihinde yaşadığımız öğretici olan bir sürü şey, artık nasıl mücadele etmemiz konusunda bize öğretici oldu. Buradaki dert şu; işçiler ne düşünüyorlar, nasıl hareket ediyorlar, hangi noktadalar, biz bu işi neresinden yakalamalıyız, doğru nokta neresi? İşin bu kısmı bizim sendikal politikamızı oluşturuyor. Burada Emek Meclisleri ortaya çıkıyor. Bu Emek Meclisleri salt bir isim değil. Sadece bir çalışma yöntemi, bir çalışma biçimi.. Geçmişte sendikalarda denenen, komite dediğimiz yöntemlerin daha geniş, daha herkes tarafından kabul edilebilen, daha ideolojik olmayan ama siyasi olarak emek cephesinde durmayı becerebilen, farklı inançlarda, farklı görüşteki insanların kendi çıkarları açısından durması gereken noktayı belirten bir şey bu.
14 EMEK MECLİSİ OLUŞTURULDU
Airkule: Kaç Emek Meclisi var?
A. G: KOKPİT, KABİN, TEKNİK, KARGO, YER HİZMETLERİ, HABOM, TGS, İKRAM HİZMETLERİ, TEC, BİLGİ İŞLEM, İSG, İDARİ HİZMETLER, SOSYAL EMEK MECLİSİ, KADIN. Bunlar bir bütün olarak çalışma hayatının içerisinde grupları, meslekleri tanımlayan, amacını koyan, bu amaç doğrultusunda sendikal yapı içerisinde nasıl bir görevi olacağını, bu görevin nasıl hayata geçirileceği ile ilgili tanımlamalar yapan bir biçim. Geçmişte daha dar anlamda yapılan şeylerdi bunlar. Bizim iş kolumuzda çok farklı gruplar var. Bu grupların farklı özellikleri, talepleri, sosyal yapıları var. Bir etkinliğinin olması gerekiyor. Sendika tüzüğünde tanımlanan istişare organlarına eklenecek olan genel kurul kararıyla bir yapı oluşacak. Sendikadan bağımsız, ondan ayrı hareket eden ama sendikanın politikasının belirlenmesi konusunda her grubun kendi taleplerini ilettiği, tartıştığı, konuştuğu bir yapı. Böyle bir şey hedefliyoruz. Bir bütün olarak sendikal ilke ve yapılardan bağımsız… İşte 2 dönemle sınırlandırılması, temsilci seçimi, gelir ve giderin açıklanması, hukuki yardım ve benzeri şeylerin dışında en önemli organ diye tanımlayacağımız bir yapı bu.
ÇALIŞANLAR BÜYÜK İLGİ GÖSTERİYOR
Airkule: Çalışanlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz? Geri dönüşler nasıl ?
A.G: Getirmek istediğimiz ilkeleri iş yerlerinde anlattığımız zaman çalışanlar büyük ilgi gösteriyor. Teknik’i ziyaret ettiğimizde bir arkadaş şöyle bir soru sordu; ‘Ya her şey o kadar kötü ki, o kadar dağınık ki, nasıl toparlayacaksınız bu işi? Böyle, net. Bu hale gelmiş bir işten nasıl bir çözüm çıkacak? Emek Meclisi ne yapacak, biz birbirimize nasıl tekrar inanacağız, nasıl umutla bakacağız birbirimize? Bunun yolu buradan geçiyor ama önce varolan, hiç birimizin güvenmediği bu yapının değişmesi gerekiyor. Buradan başlayacağız, başka da şansımız yok. İki seçenek var ; Birincisi ‘Bu memlekette bir şey olmuyor, bu işyerinde de bir şey olmuyor. Çalışabildiğim kadar çalışayım, geleyim gideyim demek’ Seçeneklerden birisi bu. Şu anda büyük oranda herkes bunu konuşuyor. İkinci seçenek ise ‘Evet yeniden başlayabiliriz. Yeniden yapabiliriz, yeniden inanabiliriz’ Tercih sizin, biz diyoruz ki ‘evet yapabiliriz’. Bu böyle gitmeyecek, Türkiye’de sendikal hayatı geldiğimiz noktayı anlatıyoruz arkadaşlara. Biz bu işi başaracağız.
BİZ BU İŞİ TOPARLAYACAĞIZ
Airkule: Bu soyut bir söylem. Bunu biraz somuta dönüştürebilir misiniz? Ortaya koyacağınız farklılıklar Emek Meclisleri mi, yeterli farklılık bu mudur ?
A.G: Bu önemli bir nokta. Bunun bir sihri, kitabı da yok. Sendikacıların okuduğu bir okul da yok. Biz bu işleri yaşayarak öğrendik. İki şey geldi bizim önümüze durdu. Bir tanesi bu sendikal bürokrasi dediğimiz şey. İkincisi bir bütün olarak toplum yapısının aşağılara çekilmesi ve güvensizlik. İnsanlar güvenmedikleri, kendileri için yapıldığına inanmadıkları, kendilerinden bir şeyin katılmadığı bir şeyle beraber olmazlar, bunu gördük. Bu noktadan toparlayacağız. Biz diyoruz ki, bizim bunları yapmaya nefesimiz var, inancımız var. Biz bu işi toparlayacağız. Hava-İş şu anda sendikanın geldiği nokta açısından saldırı altında, evet. İşverenin yaptığı uygulamalar açısından saldırı altında, bu saldırılan bizim örgütlülüğümüz ve geleceğimiz. Teknik’e 16-17 sefer oldu gittiğimiz. Bir şeyi ısrarla söylüyoruz; biz bu ahlaksızlığa müsaade etmeyeceğiz. Çelik-İş Sendikası’nın yaptığı bu ahlaksızlığa müsaade etmeyeceğiz. Bu örgütsel bir ahlaksızlıktır. Hükümeti işvereni, siyasileri arkasına alarak işçileri mecbur bırakan, işverenin onu sömürmek konusunda kullandığı yöntemi bir sendikal anlayış olarak getiren yapıyı biz buraya sokmayacağız. ‘Sabredin’ diyoruz, Aralık’ta bu sendikanın genel kurulu var. Genel Kurulda biz bu yönetimi değiştireceğiz ve ondan sonra HABOM çalışanı bu sendikaya üye olacak. Biz Teknik’te çalışmalara başladıktan sonra Metal- İş’e üye olmalar durdu.
ÇOK FAZLA KİRLİLİK VAR
Airkule: Bu yaşananları, işte 29 Mayıs süreci ile başlayıp grevle devam eden süreci nasıl değerlendiriyor sunuz?
A.G: Buradaki temel politika, sendikanın genel kurul politikasıdır. Bu nettir. 29 Mayıs’ta yaşananlar da, Hava-İş grevi de, şu 4 yılıdır yaşadıklarımızın tamamı sendika yönetiminin genel kurul politikasıdır. Eğer böyle olmasaydı ilk birincisi 29 Mayıs’ta yaşanan başarısızlıktan dolayı birazcık ahlak olsaydı, derdi ki ‘ben istifa ediyorum’. Çünkü orada 1 oyla oturuyor. İki, dünyanın neresinde olursa olsun bu şekildeki bir grevde eğer demokratik bir mekanizmaysa çıkar derdik ki, ‘arkadaşlar ben haklıyım istifa ediyorum’. Mantık şu ;ben gideceksem batsın da gideyim, benden sonra tufan. Neden bu konuda çok fazla kirlilik var? Eğer bir kirliliği kapatmak istiyorsan o kadar çözülmez bir hale getirirsin ki, o kadar büyük bir kaos haline getirirsin ki, insanlar onu sormaya vakit bulamazlar. Siyaseten de, sendikal olarak da bu sorgulanmayı yaptırmayıp bu kaostan geçip gitmektir. Yapılan bu.
TÜRKİYE SENDİKAL HAREKETİNİN YENİDEN BAŞLAYACAĞI NOKTA OLACAK
Gülçiçek sözlerine şöyle devam etti:
“Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Bunu sorgulayacağız, genel kurula getireceğiz, genel kurul bittikten sonra da şu yaşananların bedelini Türkiye kamuoyuna, sendikal hareketin önüne çıkaracağız. O kadar basit değil. Bu kadar bedeli biz boşuna ödemedik. Bunu çıkaracağız, bu da Türkiye sendikal hareketinin bizim açımızdan yeniden başlayacağı yeni bir nokta olacak. Hava-İş’ te bu olacak.
ORTADA SANDIK VAR
Airkule: Genel kurul öncesi yönetime aday birkaç oluşumun ortaya çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
A.G: Gayet normal ve doğal. Neden, çünkü her şeye rağmen ortada sandık var. Herkes bu sandığa kendi çözümlerini, düşüncelerini götürme konusunda mutlaka irade koyacaktır. Böyle bir şeyin olması bence iyi, kötü değil. Vahim bir durum değil. Çünkü, bu konuda çok talep var. ‘Bölünmeden dolayı bu yönetim tekrar seçilecek, birleşin’ . Böyle bir talep var insanlarda, birleşin bir araya gelin. Ben de şunu söyledim; evet, şu ada durum iyi değil. Hiçbirimiz açısından iyi değil, ama bence biz hala şanslıyız. Biz bu sendikanın üyesiyiz ve önümüzde genel kurul var, bunu değiştireceğiz. Bu bizim şansımız.
GÖKKUŞAĞI HAREKETİ’NDEN AYRILAN NOKTALAR
Airkule: Siz geçtiğimiz genel kurulda Gökkuşağı Hareketi içerisinde yer aldınız. Emek Meclisi olarak ayrıldığınız noktalar neler?
A.G: Toplum bir yere geldiğinde, (bu delege seçimlerinde çıkacak ortaya), bir tercih kullanacak ve bence toplum yanlışı eleyecek. İki yanlıştan bir doğru çıkmaz. Gökkuşağı Hareketi ile ilgili ben zaten söyledim, oradakiler bizim arkadaşlarımız. Geçen dönem bir şeyler yaptık, bir noktaya getirdik. Ama sendikal mücadeledeki bakış açısı önemli. Bazen söylerken aynı söylüyormuşsunuz gibi görünebilir ama yöntemler, bu konuda izlenecek yol, bu konudaki nefesiniz, tavrınız, duruşunuz , olaylara bakış açınız, ki bu işin önemli ve püf noktasıdır, farklılık gösterebiliyor. Bu farklılıklarımız o arkadaşlarımızla var. Ama toplum bir karar verecek.
‘BU GENEL KURULUN BİR TARAFI BİZİZ’
Ali Gülçiçek: Biz farklılığı ortaya koyuyoruz. İş yerlerinde anlatıyoruz, bir mücadele veriyoruz çata çat. İşçilerin arasına gidip işçiler tarafından sorgulanan ekibiz biz. Sendikacı değiliz ama sorguluyorlar bizi. Sorgulasınlar da, sorsunlar da. Bizim gücümüz de buradan geliyor. Süreç sonunda bu bir noktaya geldiğinde biz bu işi kazanacağız. Ondan sonra asıl o farklı düşünceleri, farklı davrananları bu yapı içerisinde toplamak, imkan vermek, onlarla birlikte yürümek, yeni bir dönemi açmak inisiyatifi, niyetini göstermek gerekli. Ama sandığa gideceğiz böyle ve toplum bir karar verecek. Ben inanıyorum bu genel kurulun bir tarafı biziz. Bu nettir. Yani bu genel kurul bizimle diğer taraf kimse onlar arasında olacak. Bu genel kurulun bir tarafı Emek Meclisi. Öbür taraf Gökkuşağı mı gelir, mevcut Hava-İş yönetimi mi gelir onu da delege belirleyecek. Delege seçimlerinin sonucu belirleyecek.
HAVA-İŞ ÜYESİNİ ESİR ETTİRMEYECEĞİZ
Airkule: Sendika seçimlerinde esas belirleyici olan delege seçimleridir. Genel Kurul öncesi delege seçimleri ile ilgili görüşleriniz, hazırlıklarınız nelerdir?
A.G:Delege seçimlerinde yine oyunlar olacak hatta aldığımız haberlere göre dışarıdan delege getiriyorlar. Adamlar başka bir sendikanın örgütlenme alanından, taşımacılık iş kolundan Tüm-Tis’in örgütlü olduğu alanlardan Hava-İş üyesi yapılarak. Böyle bir duyum aldık araştırıyoruz ama yapacaklardır. Yasalara uygun mu? Evet, yasalara uygun, ama biz Hava-İş üyelerini dışarıdan kimseye esir ettirmeyeceğiz. Bunun da kavgasını vereceğiz, bu genel kurul böyle bir genel kurul olacak. Öyle zaaf, hata, ne yaptığını bilmeyen davranışlar değil… Ne yaptığını bilen bir şekilde gireceğiz bu genel kurula. Bütün önlemleri , bütün mücadele alanlarını vererek gireceğiz. Bu çalışmayı yapıyoruz. Geçen sefer çok farklı bir dönemdi. Eylül ayı hepimizi bir noktaya getirecek, Ekim ayında takvim açıklarlar büyük bir ihtimalle.
‘BİRLEŞME MÜCADELESİ DEĞİL BU’
Ali Gülçiçek, Hava-İş Genel Kurulu’nda birkaç oluşumun yönetime aday olarak çıkmasının mevcut yönetimin işine yarayıp yaramayacağı şeklinde yapılan tartışmaları hatırlatmamız üzerine şunları söyledi:
“Yarar tabi ama yarar diye bir şeyi yok saymak ve ortadaki duruma bakarak sırf birleşmiş olmak için birleşmek, bu az önce söylediğim bütün sendikal bakış açısını aslında bir kenara almaktır. Biz bir şey için yapıyoruz bu mücadeleyi. ‘Birleşelim de bunları alt edelim’ mücadelesi değil bu. Eğer birleşeceksek bütün bunların olacağı bir yapıyı, bir yönelimi, bir sendikal ufku, bakış açısını bir noktaya getirmek için söylüyoruz bunları. Yoksa ‘onlar gitsin biz birleşelim, biz gelelim’. Ne anlamı var.
TOPLUM YANLIŞI ELEYECEK
Biz bunu düzelteceğiz. Bunu yapacak gücümüz de var, aklımız da var. Bu kaostan çıkacağız. Bu iş doğru yere gelecek ve toplum bu kararı verecek, yanlışı eleyecek. Bak göreceksiniz hiç kimse salak değil. Herkes bakıyor ve görüyor olayı.
SENDİKALAR DA SENDİKACILAR DA DEĞİŞECEK
Hava-İş’in mevcut yönetimine karşı yüzde 90’lar düzeyinde hoşnutsuzluk olduğunu ileri süren Gülçiçek, yapmak istedikleri köklü değişikleri şöyle anlattı:
“İşyerine girdiniz 24-25 yaşlarında, sendikal olaylara da ilgi duyuyorsunuz, mücadele ediyorsunuz. Şansınız yaver giderse sandık kuruluyor, o bu derken sendikacı oluyorsunuz. Birden hayat değişiyor, çok az bir ücretle mücadele verirken sosyal statün değişti, sosyal çevren değişti, maaşın değişti, o değişti, bu değişti. Tersine bir süreç başlıyor, yerini koruma kaygısı. Onun için işçiler kaybederken sendikacılar sürekli kazanıyor. Bu bir sistem. Bunu değiştirmek gerekiyor. Yasal olarak değiştirme şansınız yok, yasa bu. Memlekette demokrasi adına hükümet her şeyi değiştiriyor ama iş sendikalar mevzusuna gelince dönüyor dolaşıyor aynı şekilde çıkıyor. İş kolları değişiyor, şu, bu ama demiyorlar ki ‘ya şu sendikal yöntemleri değiştirelim’ . Mesela doğrudan seçim. Delege seçiminin farklı değerlendirilmesi gibi işine gelmeyen şeyleri yapmıyorlar. Çünkü oturup pazarlık yapıyorlar bunları yaparken konfederasyon başkanlarıyla. Kendi ellerindeki bir sivil aygıtı gelecek planlamasında kullanmak için adamlar yasal kılıfını hazırlıyorlar, oraya gerçekten farklı bir anlayış gelmesin diye. Yeni sistemi tekrar kurmaya çalışıyorlar. Bunun karşısında biz tabandan yeniden o demokratik ayağı harekete geçirerek buraları dağıtacağız. Bizim çıkarımıza değil çünkü. 1989 o yüzden önemlidir. 89’da o başkaldırı geldi sendikacıları değiştirdi ama sendikaları değiştirmedi. 2013 ve 2014 tabandan geliyor. Sendikaları da, sendikacıları da değiştirecek. Şimdi olacak olan o. Artık sendikaları da değiştirecek, yapılanmaları değiştirecek. Hedef bu. “
300 DELEGEDEN 1000 DELEGEYE ÇIKARIRIZ
Ali Gülçiçek Emek Meclisi olarak delege sayısını, dolayısıyla da temsiliyeti artırmayı hedeflediklerini belirterek, “Hava-İş’in delege sayısı daha önce 400 idi. Düşürdüler hem de nasıl düşürdüler! Yurtdışından da delege geliyordu 100 kişi. Dediler ki ‘Ya yurtdışından gelenler masraflı oluyor, hem egemen olamıyoruz. Kaldıralım yurtdışını. Tamam kaldır, yurtiçine ver, 500’e çıkar. Merkez delege sisteminin yapısını daraltarak hakimiyeti elinde bulunduruyor. Mümkün olduğunca delege sayısını artırmak, temsiliyeti artırmak. 300 olan delege sayısını tekrar 400’e çıkaracağız” diye konuştu.
DERLENME VE TOPARLANMA DÖNEMİ
Yeni dönemi derlenme ve toparlanma dönemi olarak adlandıran Gülçiçek, “Genel kuruldan sonra 2 yıla ihtiyacımız var. Derlenme ve toparlanma dönemi. Bu salt, çıplak adıyla ‘sendika nedir? den başlayacağımız, çalışacağımız bir süreç. Çünkü uçuşta hala Hava-İş ile HAVAK’ı karıştıran insanlar var. Onun için bu konuda büyük laflar etmiyoruz. Asıl büyük programa genel kuruldan sonra çalışacağız. En ideali delegelik sisteminin kalkmasıdır. Tek aşamalı, direkt insanlar seçsin. Oraya gidene kadar süreci doğru götürmek lazım” dedi.
SANDIKLAR DAHA UZUN SÜRE AÇIK KALMALI
Genel kurul öncesinde delege seçimleri için oy kullanılacak sandıkların daha uzun süre açık kalması gerektiğini savunan Emek Meclisi üyeleri, bu konuda şu örneği veriyor:
“Kabin ve kokpitte yaklaşık 9 bin civarında çalışan var. Sendikada oy kullanma sayısına baktığınız zaman 1800’lerde kalıyor. Bu da yaklaşık yüzde 20 filan yapıyor. Yüzde 80’nin katılmama veya katılamama problemi var. Niçin orada 3 gündür, 4 gündür o sandık durmaz? Talebimiz o. Bunu yazacağız. Ülke genel seçimlerde dış hatlara koyuyorlar sandıkları 1 ay duruyor orada sandıklar. Tahammül etmeliyiz. Bu ülkede halkın yüzde 50’si AKP’ye oy verdi. Bu iş yerinde de demek ki yüzde 50’si böyle. E bunlar bu sendikanın üyesi. Bir işçi örgütü, bir mücadeleyi verirken bütün bunları içselleştirebilecek, bunları içine alabilecek bir yönelimde olmalı ki, gerçekten şu ortaya koyduğu hedefleri başarabilsin. Çünkü onlar işçidir, ücretlidir, farklı siyasi görüş, farklı din, farklı bakış açısına sahip olabilirler. Sen onları işverenin egemenliğinden çekip bu tarafa alacaksın. Bunu suçlayarak, hain ilan ederek, başkalaştırarak yapamazsın. Bunlara tahammül göstereceksin.
Airkule.com