NURİ DEMİRAĞ VE HOWARD HUGHES ÜZERİNE
Aşağı yukarı aynı çağlarda iki adam, farklı ülkelerde kendi güçleriyle uçaklar üretmek için çaba sarf ettiler. Başta ülkelerin ayrı konumları olmak üzere, birçok nedenden ötürü değişik sonuçlara ulaştılar. Ancak her ikisi de toplumları tarafından anlaşılamadılar. Uçma ve uçurmaya meraklı ikiliyi kendi koşullarında birbirleriyle kıyaslayarak anlatmaya çalıştım. Eksikliklerim için baştan affınıza sığınırım.
ABD I. Dünya savaşından itibaren uçak üretiminde hükümet, üniversite, mühendislik kuruluşları, otomobil ve uçak yapımcıları vb. kuruluşların arasında ciddi bir organizasyonun gerekliliğine inanmış ve bu yolda adımlar atmıştı. Örneğin NACA (Ulusal Havacılık Danışma Komitesi) 1915 yılında bugünkü NASA'nın çekirdeği olarak kurulmuştu. Havacılıkta Avrupa ile rekabette geri kalmama kaygısı, uçuşla ilgili problemlerin çözümü için yapılan çalışmaların izlenmesi, gerektiğinde yönlendirilmesi ve pratik çözümlerin alınması için Amerika Devleti her türlü desteği ve organizasyonu sağlıyordu. Buna, kişilerin bireysel araştırma gayretleri, uçak yapımcıları ile üniversitelerin çalışmalarını eklersek, ABD’de havacılığın başlangıcından itibaren ciddi bir altyapı gelişmesini görürüz. Oysa aynı yıllarda Türkiye, Kurtuluş Savaşını neredeyse tüm öz kaynaklarını tüketerek, Osmanlı İmparatorluğu’nun enkazını temizleme ve yeni bir Cumhuriyet kurma gibi çok temel yaşamsal sorunlarla ilgileniyordu. Öte yandan Balkan Savaşında çok kısıtlı uçak bakım organizasyonu (Umum Tayyare Mektebi-1911) kurulmuştu. Esas çalışmalar Kurtuluş Savaşından sonra, 1925 yılında Eskişehir Uçak Fabrikası ve Kayseri'de Tomtaş Uçak Fabrikası ile eksik-yanlış da olsa, altyapıda dışa bağımlı organizasyonlar olarak ilk adımlar atılmıştı. Bireysel çabalar içinde Vecihi Hürkuş'un uçak üretim faaliyetlerini de eklemeliyiz. Elbette bu çalışmaların toplamı ABD ile kıyaslandığında, okyanusta bir kaşık su kalıyordu...
Osman Gazi Baykal'ın yazısı için TIKLAYINIZ...