Dağı ittirmek...
Dağın fazla dibine havaalanı yapmışlar, uçaklar inemiyor diye şimdi dağı kaldırıyorlar.
İyi mi?..
Zonguldak Çaycuma Havaalanı yapıldı, sıra uçakların inmesine gelince pilotlar "Şu dağa değeriz" dediler. Ve o zaman havaalanını yapanlar dönüp baktılar ki dağ oradaymış.
Bunun üzerine çare arandı.
Pilotlara "Etrafından kıvırttırıp da inemez misiniz?" diye sordular, yanıt olumsuzdu.
Bunun üzerine dağı biraz arkaya doğru ittirmeyi düşündüler ve karar verdiler:
Bostancılar dağını oradan kaldıracaklar.
Elbette havaalanını kaldırmak da olası ama koca pisti dağın dibine yapmaya karar veren bürokratlardan, projeye imza atan mühendislerden hesap sorulur o zaman.
Dağı oraya koyandan hesap sorulamaz.
Daha açıkçası; havaalanı suçsuz da dağ suçlu.
Dağı kaldırmak için ise ne kadar düşündüklerini, ne kadar toplantı yaptıklarını ve kaç kez heyet halinde gidip gidip dağa baktıklarını bilemiyoruz.
Doğrusunu isterseniz dağ orada olmasaydı sorun yoktu.
Ama dağ oradaydı...
Ve havaalanı dağın dibinde kalmıştı, dağı ittiremedikleri için, ne yapıp yapıp onu oradan kaldıracaklar.
Bu yeryüzünde Türklere özgü bir iştir.
Üzerinde yaşayan sincapları, tavşanları, keklikleri, kelebekleri, kuşları, bitkileri, çiçekleri ile bir dağı yok etmek insanlık suçudur.
Her ne kadar doğanın son sığınağı dağlarımız, rüşvetle (MTA’daki rüşvet zincirini izliyorsunuzdur) madencilere, altıncılara satılıyor, Kazdağları’ndan Bergama’ya kadar yok ediliyorsa da bu son örnek çok enteresan.
Çünkü sadece yağmacılığın-avantacılığın değil, ahmaklığın da kesinkes kanıtı.
Bu işi ancak Türkler yapabilir:
Dağın dibine havaalanı yapıp, sonra da uçaklar dağa değmesin diye dağı kaldırmak...
Olacak şey midir?..
Hani kuşlar uçup gitsin diye ağaç kestiğimiz oldu da, uçak konsun diye dağı kesmek ilk.
Pes...