Olacak şey değil valla.. Adamlar, Avustralya'da, evlerinin verandasında otururken koca bi piton yılanı içeri dalıyor ve evin terrier kırması köpeğini yutuveriyor.
Düşünebiliyor musun nasıl dehşet bi manzara. Tabii, insanlar birden pitonu görünce şaşırmışlardır. Sen evin ortasında birden bi fare görsen şaşırmaz mısın? Bu fare de değil, piton bilader, 5 metreymiş..
O şaşkınlıkta piton hayvanın üzerine dolanıp (Biliyorsun bunlar zehirsiz ama çok atik ve kuvvetli yaratıklar) zavallı köpeği sıkıştırarak, bi taraftan kemiklerini kırarken öte yandan yutmaya başlıyor. Evdekiler, iskemle, masa ellerine ne geçirdilerse pitonun üzerine atıyorlar ama piton bu, sallar mı? Haberin devamından anlaşılıyor ki piton sonra gitmiş.. İşin bence trajikomik tarafı piton daha önce de aynı eve gelip evin kedisi ile beyaz evcil farelerini yemiş. Yani evi iyice bellemiş.
Baba diyor ki "..bu yüzden çocukları evde yalnız bırakmaya korkuyoruz." Oturup Tanrı'ya şükretmek lazım.
Başımızda bunca bela varken bi de pitonlarımız olsaydı ne yapardık acaba? Ama bizde de başka türlü pitonlar var Abuzittincim. Yalnızca para yutan insan şeklinde pitonlar mesela! Sana Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'yle ilgili bi "bahşiş" olayından bahsetmiştim. Bi işadamı, uçaklarına uçuş izni alabilmek için kendisinden "800 bin dolar" rüşvet istendiğini iddia etmişti.
İddia büyük.. Büyük de Ulaştırma Bakanlığı'ndan "çıt" yok. Uyutma durumları herhalde!
Şimdi gelelim geçen haftaki mektubun son kısmına. Isparta'daki uçak kazası sonrası EQWS cihazının arızalı olduğunun anlaşıldığını yazmıştım. Önce, cihazın yazılışı EGPWS imiş, özür dileyerek düzelteyim. Bu cihaz, uçak piste yaklaşırken belli bi limitin altına düşünce, yani tehlikeli bi duruma gelince pilotu sesli olarak da uyaran cihaz. " Pull up" diyor. Yani "yukarı çek.. tırman" anlamında.. Ve cihaz arızalı. O gece pilot, alttaki farlarla, toprağı, ağaçları fark ediyor, lakin iş işten geçmiştir. Şimdi hale bak; uçaktaki kara kutuların ses kayıt aletleri de arızalı ve bunlara rağmen uçuş izni var.
Nasıl oluyor bu iş ? Son noktada, bu izni veren otorite kim, Sivil Havacılık. Unutma ki bi uçağın bi gün yerde kalması, işletici firma için, onbinleri aşan dolar zarar demek! Ne garip, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün bir numaralı ismi de ağır töhmet altında ! Belki de genel müdürün bu olayla hiç bi ilgisi yok ama " Uçaklardaki bakım kalitesinin düşüklüğü" havacılıkla ilgili bütün aklı başında otoritelerce ısrarla söylenip yazıldığına göre insanın aklına "Peki bu laçkalığın sebebi ne, neden bunlara göz yumuluyor?" sorusu gelmez mi?
Pitonlara dikkat Abuzittincim.. Bunlar bi uçağı bile, içindekilerle birlikte lupp diye yutabilirler (!)
Münasip yerlerinden öperim kardeşim.
Güneş