Bizim yaşam şeklimizi THY mi belirliyor?
Herhangi bir kurum, herhangi bir çalışanına bir şey giymeyi veya sürmeyi yasaklayabilir.
Kimi mini etek yasak der, kimi sakal yasak der, kimi taşlı toka yasak der, kimi “kahverengi giymek” yasak der! Kimi daha da ileri gider karısının bile ne giyip giymeyeceğine karışır.. Kimi ille başı bağlı olsun ister kimi ille başı açık olsun ister...
THY hosteslere kırmızı ruj sürmeyi yasaklamış...
Bundan bize ne?
Neden bunu bütün kadınlara yapılmış bir yasaklama, hakaret, ezme, aşağılama vs. olarak görüyorsunuz?
Bana ne yahu THY kurallarından!
Milli Eğitim Bakanlığı’nın da öğretmenlere koyduğu giyim kuşam kuralları var.
5 yıldızlı oteller zincirinin de ta Amerikalardan gelen giyim kuşam kuralları var.
Türk Silahlı Kuvvetleri bir tık daha ileri gitmiş, Ordu Evlerine giren çıkan sivil vatandaşa da sakal, küpe, türban kuralları uyguluyordu hatırlarsanız. Arkadaşımın İzmir’deki düğününe alınmamıştık erkek arkadaşımın top sakalı yüzünden...
Bizim yaşam şeklimizi THY mi belirliyor?
THY’de bir şey giyilemiyorsa biz de mi giyemeyeceğiz?
THY’de ikram edilmiyor diye biz de mi yiyip içemeyeceğiz?
Veya tam tersinden bakalım: Orada giyileni ne zaman giydiniz?
THY’nin üniformalarını Cemil İpekçi tasarladığında gidip Cemil İpekçi’den mi giyindik?
Şimdi Dilek Hanif tasarlıyor diye nişan elbisemi ona mı yaptıracağım?
Hostesler yıllardır lacivert naylon çorap giyiyor diye biz de mi lacilere büründük?
İşim olmaz!.. En son lisede giymiştim, kimse bana ne lacivert ceket ne de lacivert çorap giydirebilir...
***
Galiba topluca delirdik.
Kızlar, kırmızı rujlarını sürüp fotolarını yüklüyorlar sosyal medyaya.
Kadın yazarlar “kimse kırmızı rujumu dudağımdan sökemez!” yazıları yazıyor...
Kırmızı ruj yasağının “kadınlığa indirilmiş dev bir darbe” olduğundan dem vuruyorlar...
Sanki THY, yolculara kırmızı ruj yasağı getirdi! Kırmızı ruj süren uçağa alınmayacak...
Mutlu Tönbekici’nin yazısının devamı için TIKLAYINIZ…