Gezi Parkı direnişi 18. gününde
İktidarın, direnişçileri "iyi ve kötü" çocuklar olarak bölmeye çalıştığını ve kamuoyuna da sürekli "marjinal" gruplar, "provokatörler" demagojisini yaptığını biliyoruz. Halk artık yalanları fark etmeye başlasa da bunda yandaş medya sayesinde kısmen başarılı olunduğu kesin. Devletin, hükümet karşıtı kanallara RTÜK eliyle yağdırdığı cezalar ve sosyal medyayı baskılama çabaları da esas meselenin gerçekte yaşanandan çok topluma nasıl sunulacağı olduğunu gösteriyor. Ve Gezi Parkında sürekli Başbakanın söylediklerinin tersini ispatlayan olaylar yaşanıyor...
Dün gece "gidip çocuklarını ve torunlarını alsınlar oradan!" denen yüzlerce anne, el ele oluşturdukları zincirle evlatlarıyla direnmek üzere parka geldiklerini gösterdiler. İstanbul Valisinin sürekli şirin görünme çabalarının ise işe yaramadığı kesin. Çünkü direnişçilerin parkta yaşadıkları gerçekler Vali'nin maskesini çoktan indirmiş durumda. Müdahalelerdeki insanlık dışı görüntüler artık saklanamıyor...
Barikatların kaldırılmasının ardından park içinde daha da yakınlaşan gençler, bu yapay ayrımlara kanmadıklarını birlikte sabaha kadar halaylar çekerek gösteriyorlar. Park içinden Taksim alanına taşan coşku, şimdi yine çok renkli ama daha kenetlenmiş durumda. AKM önünde bekleyen polislerin ise her geçen gün daha da fazla saklanmaya ihtiyaçları var.
Dün gece Taksim Meydanında kayıplar için yakılan mumlar etrafındaki isimler içinde Komiser Mustafa Sarı'nın ismi de kuşkusuz vardı. Artık ilk gün söylenen yalanların aksine Mustafa Sarı'nın göstericiler tarafından değil, yorgunluk ve ışıksızlık nedeniyle köprü inşaatından düşüp yaşamını yitirdiği biliniyor. İktidarın bu kadar ölüm, ağır yaralı, kol kafa kırığı, kalıcı sakatlığa rağmen "polisimi, valimi yedirtmem" tavrı vicdanı olanlar için yeterli değil. Şimdi gaz, bomba, mermi sıktıkları gençlerin kendi meslektaşlarına sahip çıkması polisleri de utandırıyor mudur dersiniz?
Gece yapılan görüşmeler ne getirecek bilmem ama bu unutulmaması gereken çok önemli bir nokta var. Bu direniş Kışla Projesinin ağaçları da keserek alanı halka kapatacağından öte, devletin buna karşı çıkanlara uyguladığı şiddete tepki olarak büyüdü!
Bir de Gezi Parkı, iddiaların aksine çok güzel kokuyor. Fotoğraflamaya çalıştığım salyangoz çadıra tırmanırken pek mutluydu ve sanki tırmanmıyor da direniyordu...
Direnişten izlenimlere devam edeceğiz...
Bahadır Altan - Airkule.com