ATLASJET Tİ'YE ALDI

İnce espiriyi tebrik ediyorum.

bakın ekşi sözlük te ne denilmiş. bir kere bedava uçmak gayet de mümkün. dünyada özellikle düşük maliyeli havayolları bu tip kampanyalar yaparak zaman zaman vergiler dahil 0.01 euro gibi fiyatlara bilet satabiliyor, bu da bedava ile aynı şey. türkiye'de de buna çok yakın kampanyaları gördük. "bakın sizi enayi yerine koyuyorlar biri ucuz bilet alıyor biri pahalı" demelerine gelelim. ister "bedava" olsun ister olmasın, uçak biletlerindeki fiyatlar her zaman değişkendir. türk hava yolları'ndan klm'ye, ryanair'den cathay pacific'e kadar bilimum havayolu, hatta atlasjet'in kendisi bile değişken fiyat uygular. aynı uçaktaki bir yolcu 20€'ya uçarken yanındaki 200€'ya uçabilir. bunda garipsenecek, kızacak hiçbir şey yok. hatta bu yolcuların işine bile gelen bir şey. bu sayede cumartesi günkü uçakta yer kalmazken çarşamba günkü uçak bomboş gitmiyor örneğin. bilete daha az para vermek isteyen, programını aylar öncesinden uçak tarifesine göre yapıp ucuza bilet alabiliyorken önceliği yakın tarihte ya da istediği zaman uçmak olan birisi de aradaki farkı bastırıp dilediği tarihte uçabiliyor. bütün bunların üstüne " ya yolcu kaliteleri ne olur?" sözündeki ima ise ayrı bir sevimsizlik. benzeri bir cümle uygar bir ülkede yayınlanan reklamda kullanılsa o havayolu bir ay içinde cehennemin dibini boylardı tahmin ediyorum. ayrıca bunu demek neyinize yarayacak? 500 lira maaş aldığı halde sırf yedi taksitle satılıyor diye 1500 liralık ayakkabı giyenlerin ülkesi burası. uçağa binerek asil olduğunu sanan kesim bu cümleyi gördükten sonra sizi cazip göreceğine thy'ye özenecek. "kalitesiz" diyerek aşağıladığınız yolcular zaten sizden iyice uzaklaşacak. kaldı ki, yolcu "kalitesinin" yalnız maddi durumla ölçülemeyeceğini görmek de çok zor bir şey değil. 15-20€'ya bilet satan ryanair'in göteborg-frankfurt uçuşuyla kafadan 100-150€ fiyat çeken lufthansa'nın istanbul-berlin uçuşunu karşılaştırın bakalım hangisinin yolcusu sizin deyiminizle daha "kaliteli"? "biz böyle olmayacak işlere girişmiyoruz." demeyi de ihmal etmemişler. dünyada en çok kârı ucuz maliyetli havayollarının ettiğini, yurdumuzda da pegasus, onurair ve atlasjet gibi şirketlerin yükselişinin en önemli sebebinin de bu gaz olduğunu kendiniz bilmiyorsunuz sanki. sanki daha iki yıl önce 19ytl'ye bilet kampanyaları yapan siz değildiniz. sanki gazetelere boy boy verdiğiniz reklamlarda kocaman kocaman fiyat balonları koyan siz değildiniz. ama olmadı işte. beceremediniz. yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. bari hala becermeye çalışanlara sataşacağınıza biraz saygı duyun. sevgili atlasjet, bu reklamla yalnızca kendinize değil tüm sektöre de balta vuruyorsunuz. örneğin o "sadece boeing, airbus ve bombardier'lerden oluşan genç ve dinamik uçak filonuz"u geçen sene uçağınız düştükten sonra batmamak için oluşturduğunuzu cümle alem biliyor. örneğin o kazadan sonra diğer havayolları da sizin gibi çirkefleşip "bizim için öncelik reklam değil güvenlik", "ne idüğü belirsiz havayollarıyla uçmayın", "üç kuruş için bu hallere 'düşmeye' değer mi" diye iğrenç reklamlar yapabilirdi pekala. halkımız da bal gibi yerdi bunları. ama hiçbiri de yapmadı. çünkü biliyorlardı ki iş bir kere karşılıklı sataşmaya döndü mü özellikle türkiye'deki yolcular bir yerden sonra artık a'ya b'ye bakmaz, komple havayolu seyahatinden soğur. bakım konusuna gelince, bu işi ciddiye almayan havayolu zaten yok. olması da pratikte mümkün değil. düşen tek bir uçak bile dünyanın en prestijli havayollarını batırabiliyorken, türkiye'de özellikle özel havayollarına hala çok büyük şüpheyle yaklaşan bir kitle varken, tüm havayolları ulusal ve uluslararası otoritelerce sürekli denetleniyorken hiçbir aklı başında şirket çıkıp da böyle risklere girmez. kaldı ki, dünyadaki ucuz havayollarının güvenlik sicili büyük havayollarınınkinden daha bile iyi. evet, bunu de bal gibi biliyorsunuz. yukarıda yazdıklarımın hepsini de bal gibi biliyorsunuz. diğer havayollarının pazarlamacıları de sizinkiler kadar akılsız çıkarsa, bu reklamınızın üstüne örneğin pegasusçular "bizim hiç uçağımız düşmedi", "filomuzda bombardier falan gibi dandik şeyler yok, yalnızca boeing 737 ile uçuyoruz", "biz yılda bakıma şu kadar para harcıyoruz başkaları bu kadar harcıyor" diye, ya da thy'ciler çıkıp "biz sittin yıldır uçuyoruz bunlar kimin nesi belirsiz", "türkiye'nin en büyük teknik bakım tesisleri bizde", "bizde business class bile var, bunlar belediye otobüsünden farksız, resmen rezillik" diye aynı çirkeflikte ve yanıltıcılıkta reklamlar yaparsa görün o zaman siz sataşmayı, görün karambolü. bir ay sonra ülkedeki uçak yolcularının sayısı yarı yarıya düşünce de şaşırmayın e mi.