AİHM'e THY darbesi
Önce size Türkiye ve Türkler için Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Avrupa Parlamentosu'nun merkezi olan Fransa'nın Strasbourg kentinin önemini anlatayım.
Strasbourg, Fransa'daki Türklerin en yoğun yaşadığı kentlerin başında geliyor. Üniversitelerde, Türkiye'den gelen binlerce Türk öğrenci eğitim yapıyor. Avrupa kurumlarının da başkentlerinden biri. Avrupa Parlamentosu her ay genel kurul toplantılarını bu kentte yapıyor. Türkiye'nin 1949'dan beri kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi'nin merkezi bu şehirde. Dolayısıyla TBMM üyelerinin de katıldığı Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) bu kentte toplanıyor. Aralarında Türkiye'den birçok belediye başkanının da bulunduğu Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi bu kentte yapılıyor. Her şeyi bırakın bir tarafa, Türkiye'nin gündemini en çok meşgul eden davaların görüldüğü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu kentte...
İşte bu kadar önemli kente 16 yıldan beri hizmet veren Türk Hava Yolları iki aydan beri bu hattı ortadan kaldırdı. AKP'nin giderek Avrupa'dan koptuğunu hissediyorduk ama işin THY'nin bu kentteki seferlerini kaldırmaya kadar varacağını hiç düşünemezdik. Yetkililere nedenini sorduk. Bu kente yapılan seferlerin zarar ettiğini söylediler. Zaten haftada bir ya da iki kez yapılan seferin zarar etmesinin pek mümkün olmadığını düşünüyorum. Üstelik de bana bilgi veren yetkililer, bu hatta mali açıdan giderek yükselen bir seviyenin yakalandığını da gizlemiyorlar.
Ama eğer zarar ediyorsa Lubjiana ya da Osaka seferlerine ne demeli? Bu hatların da zarar ettiğini cümle âlem biliyor. Seferleri iptal edilen sadece Strasbourg hattı. Bula bula, Türkiye'nin ve de Türklerin hayatında çok önemli bir yere sahip olan Strasbourg mu bulundu?
Bu kentte ve o bölgede yaşayan binlerce Türk vatandaşına, Avrupa kurumlarında görev yapan Türklere ve onca Fransız turistine yapılan eziyeti düşünebiliyor musunuz? Türkiye'ye uçacak olan biri ya Almanya'ya ya da İsviçre'ye gitmek zorunda. Buralara ancak kendi imkânlarıyla gidebilirler. En az beş saat önceden yola çıkıp, Strasbourg'a dönmek için de yine bir o kadar zaman harcamak zorunluluğundalar. Yol halini dikkate almalılar. Çünkü oluşabilecek bir trafik tıkanmaları kolaylıkla onların uçağı kaçırmalarına neden olabilecek.
THY terk etti
Bu kentte 20 yıl yaşadım. Şimdi de Brüksel'de olmama rağmen her ay, Avrupa Parlamentosu'nun genel kurul toplantıları, AKPM'nin önemli oturumları ve yine AİHM'nin hayati duruşmalarını izlemek için bu kentin yolunu tutuyorum. Bugün ve geçmişte Türkiye'yi yönetenlerin hemen hemen tamamı, Avrupa tecrübelerini bu şehirde oluşturdular. Bu kent, bırakın Türkiye'yi, Avrupa'nın en ünlü politikacılarının buluştuğu şehirlerin başında gelir. THY'nin aldığı bu kararın vahametini izah edemiyorum.
Geçen hafta yine Strasbourg'daydım. Gördüm ki buradaki Türklere büyük bir hüzün çökmüş. THY'nin bu kararı onlarda, "terk edildikleri" duygusu yaratmış. "Acaba hükümet, kendi yandaşları ya da yakınları olan bazı şirketlere yeni bir iş alanı mı yaratıyor? Bu şirketler mi Strasbourg hattına yerleşecek" sorusunu soruyorlar.
Ben ise bu kararın, AİHM yoluna bir darbe olduğunu düşünüyorum. Ne de olsa AİHM, Türkiye'deki türban yasağını onayladı. Hükümetin bu kuruma bir kızgınlığı var. Ama bu mahkeme; işkence gören, adil yargılanmayan, ifade ve düşünce özgürlüğünün kısıtlandığını söyleyen, evlerine ve arsalarına el konup da tazminatlarını alamayanların haklarını aradığı bir mekân. Bu insanlar, kendilerini savunabilmek ve bireysel başvurularını yapabilmek için bu kente gelmek zorundalar. Bu yolu tıkamanın ne anlamı olabilir?
"AİHM yoluna THY darbesi"... Olabilir mi acaba?
İnsanın aklına kötü kötü şeyler geliyor.
Zeynel LÜLE-Referans