THY bir dünya markası, Türkiye’nin göz bebeği ve bugün çok önemli yatırımlar gerçekleştiriyor. Dünyada ekonomik krizin olduğu bir dönemde çok riskli, çok önemli ve çok büyük sorumluluk isteyen yatırımlar gerçekleştiriyor. Ancak bu yatırımlara karşın THY, içinde bulunduğu kriz ve kaos ortamıyla hem kapanma, hem de Türkiye ekonomisini çok büyük borç batağına sürükleme riski ile karşı karşıya.
Sadece bir firmayla 117 uçak alımı için 13 milyar dolarlık anlaşma dün imzalandı. Halen mevcut 9 milyar TL olan borcunun üzerine 38 milyar dolarlık bir borç daha eklenecek. Dolayısıyla bu kurumun sağlıklı bir şekilde hizmetlerini sürdürebilmesi ve faaliyetlerine devam etmesi çok kritik bir öneme sahip.
THY bu hizmetleri kiminle sunacak? Personelle sunacak. Bir yıl önce işten atılan 305 kişinin acilen işe geri alınması lazım. Üstelik 165’i gittikleri mahkemelerden işe iade kararı aldılar. Ama THY yönetimi halen bu durumu bir krize çevirme ısrarını sürdürüyor. Toplu sözleşme imzalanmadı ve sırf bu nedenle tüm THY çalışanları yakın zamanda greve çıkacaklar.
Umut Oran ayrıca Başbakan Erdoğan’a da şu soruları yöneltti:
Buradan Başbakanı göreve çağırıyorum: THY ahbap çavuş ilişkisi ile yönetilecek bir kurum değildir. THY’nin yaşayacağı olumsuz sonuçlar hem THY’nin onbinlerce çalışanını hem Türkiye’ye, hepimizi ilgilendiren bir konudur. Bir an evvel duruma el koyarak 305 kişinin işe geri alınması konusunda tavrını ortaya koymalıdır. Daha evvel bu konuda yargı kararına uyacağını söyleyen THY Yönetimini de uyararak taahhütlerini yerine getirmesini sağlamalıdır. İkinci olarak Başbakan, bir an evvel sendika ile uzlaşılması konusunda gereken talimatı THY’ye versin ve bu krizi artık çözsün.
Başbakan’a buradan şu soruları da yöneltmek istiyorum:
- THY yönetiminin 2007 yılında yaptırdığı oylamada “greve evet” denildiğini dikkate alarak, bu kez grev oylamasına sıcak bakmadığı ve grevin başlamasına ses çıkarmayacağı ve grev başladıktan sonra “isteyen gelsin, çalışsın” çağrısı yapacağı duyumu doğru mudur?
- THY işçisini, grevci ve grev kırıcı olarak ikiye bölerek, çalışanları birbirine düşürecek iş yeri huzurunu, barışını bozacak bu yöntemin tercih edileceği kaygısının gerçeklik payı nedir?
- Grev kararı açıklandıktan sonra Maliye Bakanı niçin “THY yalnız değildir. Gerekeni yaparız” açıklamasını yaptı? Bu sözler THY çalışanlarını tehdit anlamı taşımıyor mu?
- Maliye Bakanı’nın açıklamasına göre “THY, ulusal güvenlik ve turizm için çok önemli bir kuruluş” ise THY niçin özelleştirme kapsamına alınmıştır?
- Geçtiğimiz günlerde verdiği 212 uçaklık sipariş de dâhil olmak üzere, THY Yönetim Kurulu Başkanı’nın açıklamasına göre 38 milyar dolar daha borç yükü altına girerek ülkemizin dış borcunun % 10’unu oluşturan THY yönetiminin, yakın gelecekteki mali kriz ve başarısızlıklarına karşı gerekçe oluşturmak amacıyla bundan sonra oluşabilecek her türlü olumsuzlukta “grevi” bahane edeceği şeklinde sektör çalışanlarından gelen duyumlardın gerçeklik payı nedir?
- Sendika ile THY arasındaki temel uyuşmazlığın 305 işçinin geri alınmamasından kaynaklandığı, yasadışı eylem yapmadıkları ve işten atılmaların hukuksuz olduğu mahkeme kararları ile saptanması karşısında yargı kararlarını tanımayarak kendilerini hukukun üstünde gören ve tamamı hükümetinizce atanan THY yönetimine hukuka uymaları konusunda bir uyarıda bulanacak mısınız?
- Avrupa’da uçak başına çalışan sayısı 351 iken THY’de bu sayı 95 kişi midir?
- Avrupa’da kokpit personelinin aylık uçuş saati 80 iken THY’de 110’mudur? Bu süre kabin personeli için Avrupa’da 85 saat iken Türkiye’de 118 saat midir?
- THY’de 65 uçak var iken çalışan sayısı 12 bin 634 olmasına karşın, 217 uçak sayısına ulaşan THY’de personel sayısının 13 bin 800 olmasının anlamı nedir?
- Grev sözünün bile Avrupa’lıları ürküttüğü ve bugün itibariyle yaz aylarını kapsayan ileri tarihli rezervasyonlarda büyük iptallerin yaşandığı doğru mudur?