THY Genel Müdürü Kotil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçtiğimiz günlerde kendisine Yıldız Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen "14. Uluslararası Malzeme ve Üretim Teknolojileri Konferansı’nda (AMPT), konferans yürütme komitesince William Johnson Uluslararası Altın Madalyası" ödülü verildiğini kaydetti.
Malzeme ve işletme alanındaki öncü isimlerden biri olan William Johnson’un geçtiğimiz yıl hayatını kaybettiğini hatırlatan Kotil, 14 yıldır malzeme ve üretim teknolojileri alanında üstün başarı göstermiş bilim adamlarına verilen ödülün, bu yıl bir bilim adamı ve yöneticilikte gösterdiği başarı nedeniyle kendisine verildiğini ifade etti.
Kotil, ödülün ilk kez bir Türk’e ve akademisyenliğinin yanında yöneticilik yapan bir kişiye verildiğini belirterek, "Çok prestijli bir madalya. ‘Biz bunu ilk kez bilim adamlığı ve yöneticilikte başarılı olmuş bir kişiye veriyoruz’ dediler. Meşhur bir söz vardır: ‘Bilim adamından etkin yönetici olur mu?’ diye. İşte bu onun madalyası, iletişim adına benim için çok büyük değeri var" diye konuştu.
Analitik düşünce ile yönetimin birleşmesi halinde sonuçların daha pozitif olacağını vurgulayan Kotil, şöyle dedi: "Sonuçta birçok yeni teknolojik değişmeler oluyor. Bu yeni teknolojik değişmeleri yöneticiler pek uygulamıyorlar. Daha çok başka trendlere, gidişatlara uyuyorlar. Bu da bir başarı getirmiyor. Örneğin uçak üretimi, uçağın yüzde 45’ini gövde ağırlığı, bir diğer yüzde 45’i de akaryakıt oluşturuyor. Geriye yüzde 10 kalıyor. Yüzde 10’u taşımak için yüzde 90’ı da peşimizde taşıyoruz. Bu teknolojinin gelişmesi gerekiyor. Uçak teknolojisi bugünden daha ileri gitse o yüzde 45 ağırlık düşmüş olsa, yakıt ta düşmüş olacak. Bilet fiyatları azalacak.
Bilet fiyatları azaldığı zaman insanlar daha çok uçacak. Havacılıkta yüzde 10 iyileşme olursa yani yüzde 10 daha çok kişi uçarsa ülke ekonomilerine 5 kat artı getiriyor. Dolayısıyla uçak stratejik bir şey. Bugün kullandıklarımızdan daha iyi bir uçak yapılırsa bu akaryakıt ve bilet fiyatlarına yansıyacak ve daha fazla kişi uçacak, ekonomi büyüyecek.
Şu anda Çin, Japonya, Hindistan ve Rusya bunun için devreye giriyor. İnşallah Türkiye’de uçak yapacak.
THY küçücük, 10 milyon yolcusu olan bir havayolu olduğunu, ama itibarı da bulunduğunu belirten Kotil, şimdi ise THY’nin Avrupa’nın en iyi havayolu şirketi olduğunu söyledi.
Yolcu sayısının bugün 35 milyon, cirosunun 7,2 milyar olacağını vurgulayan Kotil, şunları kaydetti: "Biz aslında burada ne yaptık? Diğer Avrupa’daki rakipleri çok iyi inceledik. Onların eksik analizlerini yatık. Bu havayollarının kısa kaldıkları neler? Neleri yanlış yapıyorlar, neleri doğru yapıyorlar? Bunları öğrenebiliyorsun. Biz şu anda THY olarak Avrupa’daki, dünyadaki rakiplerimizin hemen hemen hepsini bilmekteyiz. Bunların eksek analizlerini yaparak eksikliklerini gördük. Ondan sonra siz pazara yeni giriyorsanız diyorsunuz ki ’ben onu yapmayacağım, bunu yapacağım’ onun yaptığı yanlışları yapmıyorsun. Onlar neden yanlışlarından vazgeçemiyorlar? Onları beraberinde getiriyorlar? Bize göre koca bir şirket oldukları için o metotlarından, davranışlarından kolay kolay vazgeçmesi mümkün olmuyor. Bir yerde bakım merkezi kuruluyor. Kapanması gerekiyor. Çünkü verimli değil. Ama kapanması o kadar kolay değil. İkram yaklaşımını belli bir yerde oturtmuş, orada duruyor. Ondan sonra bir yukarı çıkartması gerekiyor. Ama o kadar kolay değil. Hakikaten kuyruğunda bir sürü teneke bağlı durumda. Durumları bu. Biz o zaman dedik ki havayolu olarak, mühendislik olarak şunu şunu biz yapacağız. Yaptık ve sonuç aldık. Avrupa’nın en iyisi olduk."
THY’NİN BAŞARISINI DİĞER SEKTÖRLERDE DE GÖSTEREBİLİRİZ
"Biz Türkiye olarak yalnızca havacılıkta, işletmecilikte bunu yapmakla kalmamalıyız. Bunu her sektörde, her alanda yapabiliriz" diyen Kotil, "Sizin bahçeniz daha önce ekilmemişse onu ekmeye karar verdiyseniz komşu bahçelere bakar ona göre ekersiniz. Sizin bahçenin onlardan daha güzel olur" şeklinde konuştu.
Türkiye’nin 10 yıl içinde uçak sektörüne gireceğini ifade eden Kotil, şöyle devam etti.
"Japonya ve Çin şu anda bunu yapıyor. Boeing ve Airbus’ı geçemeyeceklerine dair hiçbir gösterge yok. Geçeceklerine dair oldukça ümitler var. Biz uçak yapımı olayını büyüklük olarak mütevazı tutmuş olabiliriz. Çok büyük uçakla işe başlamaya gerek yok. Ama pazarda yer alma konusunda, satabilirlilik konusunda bizim kendimizi aşmamız gerekiyor. Bu sıfırdan tasarlanacağı için, içinde olmayan bir ton güzellikler, yenilikler konulacak.
Bunu Japonlar, Çinliler kendi adına koyuyor. Bunu Türkiye’de kendi adına koyacak.
Bugün siz yeni bir sektöre giriyorsanız o sektörün üzerine çıkmanızda hiçbir engel yok. Bu tek Türkiye için geçerli değil her ülke için geçerli. Bir yere girmeye karar verdiyseniz önce analitik çalışın. Ondan sonra da gereğini yapın.
İnanın ki o dev gördüklerinizin daha iyisini yaparsınız. Onlar hacimsel dev olmaya devam ederler. Ama onu Avrupa’nın en iyi havayolu ilan edemezsiniz.
Türkiye herhangi bir sektöre girip sonuç almak istiyorsa bunu yapabilir. THY olarak biz örneğiz. THY’nin başarısını endüstride aynı şekilde uygulayabiliriz." Uluslararası rekabete açılmadan bir sonuç almanın mümkün olmadığını vurgulayan Kotil, ulusal kalan sektörlere uluslararası olmanın güzelliklerini getirme şansının olamayacağını kaydetti.
Rekabetçi ürünün ortaya çıkmasının birisiyle rekabet etmekle mümkün olabileceğini ifade eden Kotil, "Dünya ile güreşirseniz dünyanın üzerine çıkarsınız. Türkiye kendi uçağını yapacak bunu biliyoruz. Bunu yaparken mütevazı düşünmeden yaklaşması gerekiyor. Türkiye bu sektöre girdiğinde onların doğru ve yanlış yaptığı işleri bilerek girecek. Türkiye’nin bu konuda önü açık. İnşallah 10 yılık dönemde Türkiye yalnızca uçak yapmayacak. Yaptığı uçak, belki Airbus ve Boeing’in dev uçakları olmayacak. Buna gerek de yok. Ama yaptığı verimlilikte diğerlerini çok rahat geçebilecek uçak olacak. Daha önce biz bunu havayolu işletmeciliğinde yaparız dedik yaptık. Avrupa’nın en iyi havayolu ilan edildik.
Neden Türkiye uçak imalatında en iyi ilan edilmesin? Neden başka bir sektörlerde en iyi ilan edilmesin? Bunun üzerine eğilmek gerekiyor" dedi.
Akşam