İşte Gökkuşağı Hareketi'nin basın açıklaması:
"GÖKKUŞAĞI HAREKETİ GREV KARARI DEĞERLENDİRMESİ:
Gökkuşağı Hareketi THY çalışanlarının kazanılmış haklarının korunmasında ve geliştirilmesinde her zaman örgütlülüğün yanında olacağını genel kurul sonrasında açıklamıştı. Şimdi de THY yönetiminin emeğe saygıdan uzak tavrına karşı Hava İş'in aldığı grev kararının arkasındayız.
Kuşkusuz sendika yönetiminin yanlışlarının da karşısına dikileceğiz ve eleştireceğiz. Bu anlayışla TİS sürecini yakından izledik. Genel Kurulda yönetimi değiştirmek üzere harekete geçerken sendikaya değil bu yönetim anlayışına, sendikal bürokrasiye karşı muhalefet yürüttük. Çalışanları sürece katan, şeffaf, demokratik, katılımcı ve mücadeleci bir anlayışı yaşama geçirmeyi hedefledik. Buna paralel olarak Genel Kurul sonrası açıkladığımız doğrultuda sendikal örgütlülüğün yanında ve çalışanların taleplerine sahip çıkan duruşumuz TİS süreci boyunca devam etmiştir.
TİS görüşmeleri boyunca bu eleştirilerimizde ne kadar haklı olduğumuzu çok net gösteren bir süreç yaşandı. Görüşmelerin özellikle arabulucu süreciyle birlikte işçilere kapalı yürütülmesi, çalışanlara yeterli bilgi verilmeyişi, onların görüşlerinin alınarak kararlara katılmayışı, muhalif işçilerin TİS masasında işverene şikayet edilerek, pazarlık konusu yapılışı gibi somut yanlışlar Hava İş yönetimin kronik yapısının doğal sonucudur. Grev kararını sendikacılar alsa da uygulayacak olan işçilerdir. Hava İş yönetimi kendini bu gerçeğe göre kurgulamaktan ne yazık ki çok uzaktır. Gökkuşağı Hareketi zaten bu gerçeklikten, bu ihtiyaçtan doğmuştur.
THY çalışanlarının sorunları son yıllarda katlanarak artmıştır. Binlerce çalışan, taşeron uygulamaları karşısında gelecek güvencesinden yoksun, endişe içindedir. Taşeron uygulamalarının aynı Zonguldak havzasındaki göçükler gibi, uzun vadede görülecek yaşamsal sonuçları hiç dikkate alınmamaktadır. TİS görüşmelerinin sadece ücret zammına odaklanması, buz dağının altındaki dev sorunları gizliyor. Uçucuların çalışma ve dinlenme sürelerini düzenleyen 104 üncü madde sadece onların değil aynı zamanda şirketin geleceğidir.
HAVACILIKTAKİ KAZALAR DA, MADENLERDEKİ PATLAMALAR DA, KADER DEĞİLDİR. İşverenin bu konuda havacılık kültüründen yoksun, piyasacı mantığı sadece çalışanların değil, THY'nin de geleceğini riske atmaktadır.
Grev oylaması, çalışanları birbiriyle karşı karşıya getiren ve bölen,12 eylül anayasasının getirdiği bir uygulamadır ve her koşulda şirketin ve işçilerin zararınadır. THY çalışanları işverenin baskıyla imza toplamasına boyun eğmemeli, birlik içinde kendi üzerinde oynanan oyunları boşa çıkarmalıdır.
Önümüzdeki 60 günlük sürede yapılacak tüm görüşmelerin işçilerin gözü önünde yapılması bütün çalışanların ortak talebidir. Böylece kapalı kapılar ardında özellikle işten çıkarılacaklara "tazminat+ 6 maaş" ödenmesi gibi, işten atmaların önünü sendika eliyle açan anlaşmalara engel olunabilir. Bu talep görüşmelerin sağlıklı bir sonuca ulaşmasının da aslında ilk koşuludur. Ama ne yazık ki ne sendika, ne de THY yönetimi bu demokratik tavırdan ısrarla uzak durmaktadır. Bir başka konu da Teknik A.Ş. Personelinin grev sürecinden uzak tutulmasıdır. İşverenin yarattığı bu fiili durumu sendikal örgütlülük içinde boşa çıkarıp çalışanların ortak mücadelesini sağlamak Hava İş yönetiminin görevidir.
Sonuç olarak grev kararı çalışanların hakları açısından olumlu bir aşamadır. Bundan sonraki süreçte atılacak doğru adımlarla çalışanların sürece katılımı sağlanarak sağlıklı sonuçlara ulaşılması işçilerin en büyük dileğidir. Gökkuşağı Hareketi olarak süreci yakından izlemeye ve çalışanların talepleri doğrultusunda sonuca katkı sunmaya devam edeceğiz.
Yaşasın THY çalışanlarının örgütlü birliği, yaşasın alın aklığı kardeşliği.."