1929: “Graf Zeppelin” New York’tan doğuya doğru dünya turuna 7 Ağustos’ta başlamıştı. Turun sponsoru Amerikalı basın patronu William Randolph Hearst olduğu için uçuş Amerika’dan başlamıştı. Değişik ulus ve mesleklerden oluşan 61 yolcunun sadece biri kadındı. Friedrichshafen, Tokyo ve Los Angeles’te inişli mola vermişlerdi. 21 gün, 288 saat 11 dakikada tur tamamlanırken 32 bin 790 kilometre yol almışlardı.
1931: “Graf Zeppelin” * Almanya-Güney Amerika hattında düzenli seferlere başlamıştı. Brezilya ve Arjantin öncelikli ülkeler olup, deniz yollarına karşı zaman açısından büyük avantajlar sağladığı için kısa zamanda büyük talep olmuştu.
* Temmuz ayında “Graf Zeppelin” Alman, Amerikan, Rus ve İsveçli bilimadamlarıyla birlikte Kuzey kutbuna keşif uçuşu yapmıştı. Meteorolojik inceleme, manyetik kutup sapmaları, haritalanmamış alanların panoramik kamerayla fotoğraflanması gibi ayrıntılı gözlem ve araştırmalar yapılmıştı.
Graf Zeppelin’in kutup rotası
1933: Chicago Dünya Fuarına katılan “Graf Zeppelin”, burada yeni yükselen Nazi iktidarının amblemleri gövdesine çizilmiş haliyle propaganda uçuşları yapmıştı.
Gamalı Haçla boyanmış Graf Zeppelin New York üzerinde
22 Mart 1935: Alman Zeppelin Taşımacılık Şirketi (Deutsche Zeppelin-Reederi) kurulmuştu. 1906’da faaliyete geçen DELAG şirketinin yerine, o sırada iktidarda bulunan Nazi hükümetinin Havacılık Bakanı Hermann Göering’in, zeplin taşımacılığını tamamen kontrolüne geçirmesini amaçlamıştı. Şirket, hem Göering’e hem de Propaganda Bakanı J.Goebbels’e bağlıydı.
1936: Almanya’da yeni bir zeplin LZ-129 “Hindenburg” ismiyle servise girmişti. 245 metre uzunluk, 41.2m en geniş çap ve 200.000m³ gaz hacmi olup, her biri 1.200BB gücünde dört dizel motoruyla 218km/h hıza ulaşabiliyordu. Daha hızlı olup yolcu sayısı ve konforu arttırılmıştı. İlk sene 1039’u Atlantik okyanusu geçişinde olmak üzere toplam uçuşlarında 2057 yolcu taşırken 277 bin 800 km uçmuştu.
6 Mayıs 1937: * Zeplinin Amerika-Avrupa hattında yolcu talebi çok fazla olduğundan yıl içinde 18 sefer ilave edilmişti. Almanya-Amerika gidiş dönüş uçuş ücreti 720 Dolar (O yılda 1 Dolar≈1.26 TL idi) idi. Zeplinlerde her bir yolcu için sıcak-soğuk hava ve su donanımı olan kamaralar yapılmıştı. Bir yemek salonu olan zeplinde dört aşçı görevli olup, ekmek ve pastalar tıpkı yemekler gibi uçuş boyunca pişiriliyordu.
3 Mayıs günü “Hindenburg” 25 ekip, 72 yolcu ile Almanya’dan uçuşa başlamıştı. Normalde yanıcı olmayan helyum gazıyla şişiriliyordu. O sıralarda Hitler’in Nazi iktidarına, Almanya’nın elinde olmayan helyum gazını Amerika, bir tür ambargo olarak vermiyordu. Bu yüzden “Hindenburg” yanıcı hidrojen gazıyla şişirilmişti. 6 Mayıs günü Amerika’ya ulaştıklarında şiddetli fırtına nedeniyle güneye, Atlanta’ya doğru açılmışlardı. Üç saat sonra fırtınanın geçtiği haberini alınca tekrar New Jersey’de Lake Hurst’e yönelmişlerdi. Yere bağlanmak için halatları sarkıtıp ≈45 metreye alçalmışlardı. İnişte bağlanma kulesine yanaşırken aracın arka tarafı çarpmıştı. Kaza sonucu patlama olmuş ve yangın çıkmıştı. Motorları durdurulan zeplin yere çakılmıştı. Zeplinde bulunan 97 kişiden 35’i ölürken diğerleri de ciddi yanıklarla kurtulmuşlar, ayrıca yerdeki bir görevli de ölmüştü. Kazayla ilgili birçok neden öne sürülmesine rağmen havacılık tarihinde çözülmemiş bir sır olarak kalmıştı. Bu kaza, zeplinle ticari yolcu taşımanın bir anda sonu olmuştu.
Hindenburg ’un kazası
2) Türklerin Zeplinle İlişkisi:
*1911 yılında Osmanlı ordusunda uçak-güdümlü balon tartışması yapılıyordu. Çünkü o sıralarda birinin diğerine üstünlüğü henüz kesinleşmemişti.
*11 Temmuz 1911 günü (bazı kaynaklarda tarih 1 Temmuz olarak geçmektedir) Salih Paşa’nın başkanlığındaki 58 kişilik Osmanlı kafilesinden (aralarında gazeteci Ali İhsan Bey ve milletvekilleri vardı) 15 Türk, Almanya’nın Frederickschaffen’de bulunan “Schwaben” isimli zeplinle uçmuştu. Aracı bizzat Kont Ferdinand von Zeppelin kullanmıştı. İkinci uçuşa heyetten sekiz kişi katılmıştı.
*Mahmut Şevket paşa 1912 yılında Kurmay Yarbay Süreyya İlmen başkanlığında Avrupa’ya bir heyet yollamıştı. Heyetten 2 bin 500 kilogram yük taşıyıp 1.500 km menzili olan sevk edilebilir balon tedariki, bir balon hangarına iki balon sığıp sığamayacağı, kurulacak gaz fabrikasının iki balona yeterliliği, bu araçlar için ekip sağlanması, ücretleri, bunlardan atılacak bombaların tedariki, balonla muhabere cihazları, bunlara ışıldak takılması gibi konularda bilgilenip inceleme yapılmasını emretmişti. Bu konuda Kurmay Yarbay Süreyya İlmen daha geniş ve esnek düşünüyordu. Ona göre zeplin ve uçakların birbirinden farklı avantajları vardı.
*Heyete göre sevk edilebilir balonculuk çok masraflı, külfetli, uzun süreli çalışmaya dayanan bir sınıftı. Bu yüzden sabit balonla işe başlamanın daha gerçekçi olacağı konusunda ön raporlar yollanmıştı.
* 2 Mayıs 1912 günü Rus sevk edilebilir balonu Erzurum üzerinde bir süre uçmuştu.
*İtalyanların Rodos’u işgal etmesi üzerine Mahmut Şevket Paşa, Süreyya İlmen’e acilen iki tane sevk edilebilir balon ve uçak alınması için gereken işlemlerin yapılmasını emretmişti. Bunun üzerine iki tane Parseval sevk edilebilir balonu satın alınmıştı. Satın alınanlar, Berlin şehri üzerinde reklam amacıyla uçurulmak için yapılmış, kullanıcı şirket iflas edince Parseval şirketi tarafından tekrar satın alınmıştı. Biraz tamirat ve bakım yapıldıktan sonra Osmanlı ordusuna satılmıştı…
*17 Mayıs 1912’de Berlin’e giden Süreyya İlmen ve İstihkâm Binbaşı Mehmet Ali Bey, Parseval sevk edilebilir balonun üç deneme uçuşunu seyretmişler, hangarları gezmişti. Daha sonra yapılan sözleşmeye göre Parseval sevk edilebilir balonuyla birlikte hangar yapım malzemeleri, 1.000 adet çelik gaz tüpü, bir lokomobil (buharla çalışan tekerlekli araç) Köstence’den deniz yoluyla İstanbul’a gönderilecekti.
*25 mayıs 1912’de Süreyya İlmen ve Mehmet Ali Beyler, zeplinlere karşı geliştirilen 500 metre menzili olan bir mermiyi Berlin yakınlarında incelemişlerdi. Silahı çok beğenmişler ve bundan İstanbul’a almak için girişimlerde bulunmuşlardı.
*31 Mayıs 1912’de Süreyya İlmen ve Mehmet Ali Beyler Costance gölü kıyısındaki Graf von Zeppelin’in fabrikasını, zeplinleri ve hangarları incelemişlerdi. İstanbul’a yolladığı raporunda siparişlerin 4-5 ayda tamamlanabileceğini, fiyatının yaklaşık 50 bin Mark olduğunu, hangarın ise 40 bin Mark, gaz fabrikalarının 15-20 bin Mark’a mal olacağını belirtmişti. Ancak daha sonra Frankfurt’ta bir zeplin hangarını gezerken üretim maliyetinin 12 bin 500 Mark olduğunu öğrenince büyük farktan hayrete düştüklerini de eklemişlerdi…
*4 Haziran 1912’de Paris’e geçen Süreyya Bey Almanya’da teslime hazır başka bir Perseval güdümlü balonun bulunduğunu İstanbul’a bildirmişti.
*5 Haziran 1912’de Süreyya Bey ve heyeti Fransa’da bulunan sevk edilebilir balon fabrikasını ve hangarını gezmişlerdi. Fransız tekliflerinin Almanlarla hemen hemen aynı olduğunu İstanbul’a rapor etmişlerdi. Öte yandan Fransızlar daha küçük hacimli sevk edilebilir balonları tavsiye ederken, Alman önerilerinin aksini söylemişlerdi. Süreyya Beyin yorumuna göre küçük boyutlu hava aracının kullanımı daha kolay olduğu ve henüz yetişmiş ekip olmadığı için küçükten işe başlanmasının doğru olacağı yönündeydi…
*23 Temmuz 1912’de Osmanlı ordusunun envanterine yeni giren Parseval PL-10 sevk edilebilir balonu Ayastefanos Meydanı üzerinde uçmuştu. Bir saat 15 dakika süren uçuşta ortalama 300 metre yüksekliğe çıkmıştı. Ağustos ayına kadar üç uçuş daha yapan balon bakıma alındıktan sonra bir daha uçmamıştı.
*19 Mayıs 1913’de Tophane rıhtımına gelen Parseval PL-9 balonunun Ayastefanos meydanına taşınması gecikince onu kullanacak Alman ekibin sözleşmesi 2 Temmuz’da sona ermişti. Bu nedenle ilk uçuş yapılamamıştı. Bunun üzerine Almanya’dan yeni bir ekip arayışına girilmişti. Parseval sevk edilebilir balonu 40 metre uzunluk, 2.400m³ gaz hacimli, yumuşak gövdeli olup yere inince söndürülebiliyordu. Bir adet 55BB gücünde benzinli motor yaklaşık 41km/h sürat sağlıyordu. Uçuş tavanı 1.100 metre olup 20 dakikada çıkabilmekteydi. Gövde altındaki kumanda sepeti (sandalı) dört kişi ve bir da telsiz-telgraf taşıyordu.
*1 Ağustos 1913’te Parseval PL-9 sevk edilebilir balonu Ayastefanos Meydanı üzerinde kısa bir uçuş yapmıştı. 5 Ağustos günü yapılan uçuşta Alman Binbaşı Hackstetter ile Makinist Briker asıl uçuş ekibi, Teğmen Hidayet ve Şakir Beyler rasıt olarak görev almışlardı. Davetliler önünde 17.03’de havalanan araç, Bakırköy-Yenikapı-Beyazıt-Kasımpaşa üzerinden geçerek 18.15’de tekrar Ayastefanos meydanına inmişti. Yaklaşık 200-250 metre yükseklikten uçulmuştu.
Osmanlıların PL-9 kumanda edilebilir hava aracı
*10 Ağustosta üçüncü uçuşuna çıkan Parseval PL-9 balonu Boğaz civarına kadar uçmuştu. Dönüşte sepeti bağlayan tellerden bir kaçı kopunca dengesi bozularak yere çarpmıştı. Binbaşı Hackstetter emniyetsiz gördüğü için balonu söndürmüştü. Balon karadan Ayastefanos’a taşınırken hasarlanarak kullanılamaz hale gelmişti. Ancak Parseval PL-9 balonuna ait yedek parça ve malzeme alımına devam edilirken, Parseval şirketinin temsilcisiyle 25Ağustosta yeni bir sipariş sözleşmesi de imzalanmıştı!
*Kurmay Yarbay Süreyya İlmen, Kıtaatı Fenniye ve Mevakii Müstahkeme Müfettişi Umumiliği’ne (Hava Kuvvetlerinin ilk kuruluş, çekirdek organizasyonu) tayyare mektebi ve havacılığın geliştirilmesi konularıyla ilgili bir rapor sunmuştu. Rapora göre Karadeniz ve Boğaziçi ile Çatalca hattında iki balon hangarı yapılmalı ve iki adet sevk edilebilir balona sahip olunmalıydı. Ayrıca Ayastefanos meydanında balonlar için hidrojen gazı üretecek bir fabrika şarttı. Anadolu’da ise her 200-300 km aralıkla bir balon hangarı yapılırsa Erzurum ve Erzincan bölgesine havadan balon ve uçak gönderilebileceğini belirtmişti.
*26 Eylül 1913’de Süreyya İlmen Harbiye Nezaretine ikinci bir rapor vermişti. Ordudaki disiplin sorunlarının dışında hidrojen fabrikasına gerekli motor ve su soğutma cihazlarının sözleşmelerinin yapılması dolayısıyla bir an önce alınmalarının gerekliliğini anlatmıştı. Ayrıca sözleşmesi bitmek üzere olan Alman kaptan ve makinistlerin yerine henüz Türk personelinin yetişmediğini de eklemişti. Çözüm için ya Almanya’dan yeni bir ekibin getirilmesi ya da mevcut Alman personelin sözleşmelerinin uzatılmasının şart olduğunu belirtmişti.
*1 Kasım 1913’de Parseval balon kaptanı Binbaşı Hackstetter, havacılık teşkilatlanması hakkında ayrıntılı bir rapor hazırlayıp Müfettişi Umumiliğe sunmuştu. Rapora göre uçak ve balonların ikiye ayrılıp ona göre teşkilatlanması, ayrı bütçelerin oluşturulması, uygun yerlere sevk edilebilir balon hangarlarının yapılması gibi öneriler vardı.
*1931 yılında başlayan Luft Hansa uçuşlarında Türkiye’den de uçak ile bağlantılı olarak “Zeplin Hava Postası” kabul edilmeye başlanmıştı…
*21 Ekim 1998’de American Blimp Corporation (ABC) tarafından imal edilen A-150 modeli zeplini Koç şirketler grubu satın almış ve ismini “Vehbi Koç” koymuşlardı. 50 metre uzunluğunda, iki motorlu araç en çok 100km/h hız yapabilirken 9 yolcu ve 1646 kg yük taşıyabiliyordu. Şirket yetkilileri Cumhuriyetin 75. yıl kutlamaları için getirtildiğini açıklamışlardı. Zeplin İstanbul’da reklam ve gösteri amaçlı uçuşlar yapmıştı.
*29 Aralık 1999’da “Vehbi Koç Zeplin”i şiddetli lodos fırtınası nedeniyle Büyükçekmece Gölü kıyısında bağlandığı yerden kurtulmuş, Karadeniz’e sürüklenerek kaybolmuştu.
Devam edecek...