Amerikan Deniz Kuvvetleri İnsan Faktörleri Konseyi, uçuş kazaları yönünden yüksek riskli olan 5 pilot kategorisi tanımlamıştır:
1. Acemi pilot (nugget): Uçuş becerileri gelişmemiş, uçağa yeterince alışmamış, deneyimsiz, özgüveni az, uçuş ekibi ile koordinasyonu zayıf olan genç veya yeni pilotlardır.
2. Usta pilot (overconfident): Sivil havacılıkta uçuş saatleri çok yüksek olan bazı pilotların, uçuş sorumluluğunu çoğu zaman ikinci pilotlara delege ettikleri için becerilerinde giderek azalma olabilir. Her uçuş durumu için, bununla daha önce defalarca karşılaştığı ve üstesinden geldiğini vurgulama ve övünme tutumu içinde olan bu usta pilotlar, senyoritelerini diğer uçuş ekiplerini sindirmek için ve kuralları ihlâl etmenin bahanesi olarak kullanabilir. Ekip çalışmasını ve liderliği sürdürmeleri zordur; ekiple profesyonelce iletişim ve işbirliği kuramazlar. CRM için kötü örnektirler.
3. En iyi pilot (best): Belirli yetenek ve başarılarıyla temayüz etmiş pilotların bazıları, bunu olgunca sindiremezler ve böbürlenme tutumuna kendilerini kaptırırlarsa, yüksek riskli pilot grubuna girerler. Bunların prototipi, Top Gun filminde Maverick karakteridir. En iyi oldukları için kendilerine ayrıcalıklı davranılmasını beklerler. Kuralların vasat pilotlar için olduğunu sanırlar. Gösterişçi, riskli, diğer arkadaşlarını aşağılayıcı ve saygısız tavırlar gösterebilirler.
4. Başarısız pilot (poor performer): Ortalamanın altında uçuş becerileri sergileyen, yavaş ve yetersiz gelişme gösteren pilotlardır.
5. Aşırı stresli pilot (over-stressed): Ailevi sorunlar, boşanma, yakınlarının ölümü, ekonomik zorluklar veya idari baskılar altındaki bu pilotlar, uçuş yetenek ve başarıları iyi bile olsa streslerini kokpite taşıdıkları sürece başarılı olamazlar; uçuşta dikkatlerini toplayamayıp riskli tutumlara girebilirler. Yapılması gereken şey, bu unsurları uçuşta ‘paranteze almak’ ya da ‘kompartimentalize etmek’tir; başka metaforlarla açıklamak gerekirse, uçuş süresince akıldan silmek, aşağıda bırakmak, vs…
Yukarıda sıralanan acemi, yeteneksiz, kibirli, sorunlu gibi kategorilere girmeyen “normal ve iyi pilotları” ele alacak olursak, onları da tehlikeli pilot haline getiren özel durumlar olabilir. Pilotun kontrolü dahilinde olmayan mekanik, meteorolojik, yönetimsel vs. unsurlar bir tarafa bırakılacak olursa; kişinin kontrolünde olduğu halde ihmal ve umursamazlık tutumuyla, bile bile üstlendiği stresler de riski arttırabilir. Bunlar havacılık tıbbı yazınında, kişinin “kendi kendine yüklediği zorlanmalar” anlamında “Self Imposed Stress” olarak geçer.
1. Uçuştan önceki gece dinlendirici bir uyku uyunması, alkol alınmaması, yeterli ve dengeli beslenilmesi gerektiğini herkes bilir,
2. Uçuş öncesi veya uçuşta içilen sigaranın hipoksi yatkınlığını arttırdığı ve gece görüşünü azalttığı da bilinir,
3. Hasta olarak ya da uçuş doktorunun izni olmayan ilaçları kullanarak uçmanın psikomotor ve bilişsel performansı (dikkat, uyanıklık, algı, refleks, bilgi işleme, karar verme) azalttığı, durumsal farkındalığı bozduğu da sadece uçuş doktorlarının bildiği, gizli-gizemli ve derin tıbbi bilgiler değildir…
Peki neden bazıları bunları görmezden gelir? Uçuş emniyet bilinci olan profesyonel havacıların (pilotlar, trafik kontrolörleri, teknik-bakım personeli) bunları ciddiye alması gerekir. Bunları umursamayanlar giderek sinsi risklere girer ve her an bir kazanın yaratıcısı olabilecek ‘tehlikeli operatör’ haline gelebilir…
Yararlanılan Kaynak: Walker PB, O'Connor P, Little WL. Aviation mishap prevention and investigations: the expanding role of aviation psychologists. In: Aeromedical Psychology. Kennedy CH, Kay GG. (Eds). Ashgate Pub Ltd. England, 2013. pp. 331-34.