Logbook, bir uçucunun hangi özelliklere sahip olduğunu tanıtan resmi bir evraktır. Özellikle profesyonel havacılıkta uçucuların ne olup olmadığını açıkladığı için en önemli belgelerden birisidir.
Log’un kelime anlamlarından biri, belirli hızda gitmek, gidilen yol/mesafedir. Logbook çok önceleri denizcilikte seyir defteri olarak kullanılmıştır. Yelkenli çağlarda gemilerde Logbook ile journal/journey book ayrı ayrı tutulmuştu. Olaylar, hava durumu, liman-iskele geçmişi, med-cezir, tayfa, yük vb. bilgiler journal/journey book’a kaydedilirken, Logbook’a belirli sürelerde kat edilen mesafe, istikamet (pusula başı) vb. seyir bilgileri işlenirdi. Daha sonraları tek deftere indirgenerek tüm bilgiler Logbook’a işlenmeye başladı.
Havacılığın ilk yıllarında Logbook girdileri, tıpkı denizcilikte olduğu gibi hem uçak (balon, zeplin), hem de uçucuların (pilot, rasıt) ortak kullanılırdı. Daha sonraları uçucuların farklı araçlarda uçması nedeniyle uçak-pilot kayıtları ayrı ayrı tutuldu. Bu yıllarda kişisel Logbook kayıtlarında uçuş süresi değil, uçulan mesafe temel alınırdı. Mesafeler mil (deniz-kara nm/sm) veya kıta Avrupa’sında km cinsinden işlenirdi. Zamanla uçakların menzilinin artmasıyla kişisel kayıtlar, mesafe yerine zaman birimiyle işlenmeye başlandı. Bu süreçte yeni mesafe ve hız rekorlarının kırılma çabaları da belirleyici olmuştu.
17 Aralık 1903 günü Wright kardeşlerden Orville, kısa uçuşundan sonra neler olduğunu defterine kaydetmişti.
ABD ordusundan Teğmen Benjamin Foulois, Wright-B tipi uçakla ilk uçuşunu 1909 yılında yapmıştı. Deri kaplı ince bir defteri Logbook’u olarak kaydetmeye başladı. Defterin üzerindeki etikete “Log-Airplane No:1” yazmıştı. Defterde 12 Mart 1910 tarihli uçuşunun kaydı ise şöyleydi: 5 adet uçuş, süreleri 8 dak 15 san, 15 dak 10 san, 4 dak 10 san, 12 dak 10 san, 16 dak. Havaalanının 1mil civarında kapalı tur uçuşunda alçak geçiş ve inişler mükemmeldi…
1912 yılında İngilizler’ in Royal Flying Corps (bugünkü R.A.F’ın başlangıçtaki ismi) pilotları düzenli olarak uçuşlarını Logbook’larına kaydetmeye başladılar. Ancak Logbook’lar, günümüzdeki ayrıntılı yapısından çok uzaktı. Bir defterin sayfaları satır ve sütunlara bölünmüştü. Formatı gemi Logbook’larından esinlenmişti: Sol sayfaya uçuşun tarihi, uçak tipi, varsa yolcu ismi, uçulan yol ve zaman, sağ sayfaya çıkılan yükseklik, mesafe, görevle ilgili özellikler ve hava koşulları yazılıyordu. Bu uygulamada herhangi resmi bir onay yoktu.
Bu değişimde henüz emeklemekte olan havacılığa ülke otoritelerinin farklı kurallarla yaklaşmaları son derece doğaldı. I.Dünya savaşından sonra havacılıkta öncü ülkelerin sivil/askeri otoriteleri bu kuralları biraz daha ayrıntılı düzenlemeye başladılar.
15 Mayıs 1918 tarihinde ABD’de ilk posta uçuşunu yapan James Edgerton, Philadelphia-Washington D.C. bacağında sis nedeniyle geciktiğini Logbook kayıtlarından öğrenirken, toplam 52 posta uçuşunda 7 bin 155 mil kat ederek, bir tane zorunlu iniş yaptığını açıklamalar bölümünde yazmıştı. Daha sonraları ABD’de posta, gösteri vb. faaliyetlerdeki pilotlar, şirketlerinden ücretlerini tahsil edebilmek için bu kayıtlar çok önem kazanmıştı.
Charles Lindbergh’in 21 Mayıs 1927’deki ünlü uçuşunda Paris’in Le Bourget meydanına inişini takiben, kalabalıkların aşırı sevgi gösterisi esnasında uçağı biraz hasarlanır. Bu arada bazı eşyalarıyla birlikte Logbook’unun kaybolduğunu daha sonra yazdığı anı kitabında bahsetmişti.
Her ne kadar Logbook’un biraz dışındaysa da Elrey Jeppesen 1930 yılında ve 33 yaşındayken, Boeing Air Transport (sonraları United Air Lines) şirketinde posta pilotu olarak uçmaya başlar. O yıllarda bir tane karayolu haritasını posta pilotları uçuşlarında yardımcı olarak kullanmaktadırlar. E. Jeppesen rota boyunca önemli özellikleri not almaya başlar: Pistlerin uzunlukları, eğimleri, drenaj kanalları, telefon-elektrik hatları vb. özellikleri kaydeder. Diğer pilotlara notlarını dağıtınca çok ilgi görür. 1934 yılında kurduğu şirketle günümüz havacılığının harita, yaklaşma ve meydan vb. diyagramların temelini atar.
Havacılığın başlangıcında Logbook’lar son derece karmaşık, düzensiz ve yetersizdi. Uçucuların beyanı olan kayıtlar kesin doğru kabul edilirdi. ABD’de uçak ve uçucuların Logbooklar’ı 1940 yılında ayrıldı. Bütün uçucuların uçuşlarını kaydetme mecburiyetiyle beraber, bunların resmi organlar tarafından kontrolü da başladı. II. Dünya savaşından önce Amerika’da, askeri pilotların sivil uçucu olarak havayollarına geçişleri savaş öncesindeki kurallarla (yani toplam uçuş saati ve tecrübesi) baz alınınca, kayıtlarda bazı haksız bilgilerin (fazladan uçuş saatleri, gece, bulut vb.) işlenmesi otoritelerin dikkatini çekti. Bunun üzerine bu kayıtların çok yakından takibi, kontrolü, onaylanması gibi kurallar geliştirildi. Oysa I. Dünya savaşından sonra özellikle İngiltere, Almanya ve diğer ülkelerde çok fazla askeri pilot açığa çıkmasına rağmen bu tür davranışlar hiç olmamıştı.
II. Dünya savaşından sonra uçakların çok değişik alanlarda farklı amaçlarla kullanılması sonucunda hem uçucular hem de uçakların faaliyetlerinin kaydı, takibi ve kontrolü için yeni usuller getirildi. Özellikle sivil amaçlı uçakların belirli zaman diliminde farklı alanlarda kullanılması (kargo-yolcu-ambulans, ilaçlama-kargo-posta vb.), kazalar ve buna bağlı kayıplar nedeniyle, Amerika ve Avrupalı havacılık otoritelerinin uçak ve uçucuların daha yakından takibini gündeme getirdi. Bakım (Maintanence Logbook) ve/veya Teknik (Technical Logbook) kayıt defterleri, zaman içinde tıpkı uçucuların uçuş safahatı gibi takip-kontrol edilebilir biçimlerde geliştirildi.
Açıklamalar hanesine girilen bilgiler sadece kişilerin değil, havacılık tarihi açısından önemli bilgiler de içeriyordu.
14 Ekim 1947 günü Chuck Yeager, ilk kez ses üstü hıza ulaştığı uçuşun Logbook’taki kaydının açıklama hanesine OK yazmıştı.
Önceleri 1980’lerde Amerika’da başlayan de-regulation & open skies (engelsiz sivil havacılık) usulleri, beraberinde birçok havayolu şirket evlilikleri, başka deyişle kapitalizmin büyük balık-küçük balığı yutma sürecindeki kazalar, kayıpların daha da artması bu kayıtların önemini arttırdı. Öte yandan uçak yapım şirketlerinin dünya çapındaki kıyasıya rekabeti, sigorta şirketlerinin otoritelere dayatmaları sonucunda sektördeki uçak ve uçucu kayıt takip sistemlerini daha da etkinleştirdi.
23 Aralık 1986 günü Voyager isimli uçağıyla hiç yakıt ikmali yapmadan dünya turu atan Dick Rutan ve Jeane Yeager, yere inip motorları durdurup, uçağa emniyete aldıktan sonra, ilk işleri Logbook’larını doldurmak olmuştu.
Günümüzde yeni gelişmekte olan İnsansız Hava Aracı (drone) alanında da benzer kurallar yürürlüğe konulmuştur. Hem Remote Pilot Logbook (İHA’ yı kullanan operatör) hem de aracın kendisi; Drone Logbook, şimdilik benzer yöntemlerle işlenmektedir.
Bilgi teknolojilerinin havacılık alanında yer bulup çok hızlı uygulamaya geçişiyle elektronik Logbook’lar (e-Logbook) da devreye girmiştir. Ülkelerin bu alandaki kuralları şimdilik farklı olmakla birlikte, başlangıçtaki gibi klasik defter (hard copy) ve elektronik ortamdaki kayıtların birlikte tutulması genel uygulama olarak görülmektedir. Ancak yakın zamanda bazı ülkelerin hem bürokrasiyi azaltmak, hem de çevreyi korumak amacıyla klasik defterlerin yavaş yavaş uygulamadan kalkacağı öngörülmektedir.
Havacılığa Avrupa’da başlayan uçucu adaylarımız Almanya, Fransa ve İngiltere’deki yöntemleri başta uygulamışlardır. Kişisel kayıtların yanı sıra, Erkân-ı Harbiye (günümüzün Genelkurmay Başkanlığı) içindeki 13. Şube (günümüz Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın çekirdeği) ve Bahriye Dairesinde (günümüz Deniz Kuvvetleri) uçucuların tek tek künye defterleri (bir tür ayrıntılı uçuş sicil kayıtları) da tutulmuştur. Örneğin Bahriye Dairesi Muamelat-ı Zatiye Şubesi Zabitanın Künye Kuyudatında (Personel işleri şubesi subay künye defterleri) şimdilik 48 kadar uçucunun defterine ulaşılabilmiştir. Kayıtlarda tüm uçucuların kişisel havacılık tarihçesi görülmektedir.
Vecihi Hürkuş’un 1914-1966 yılları arasındaki aktif uçuculuk yaşamında 100 kadar uçak tipinde uçtuğunu Logbook kayıtları ve kendi anılarından öğrenirken, toplam sayıya kendi yaptığı uçaklar da dâhildir.
Geç de olsa Türkiye’de SHGM, 90’ların sonlarında uçucuların Logbook kayıtlarının ciddi olarak kurallara uygun tutulup, kontrol edilme sürecini başlattı. Daha önceleri çok yumuşak kurallarla, örneğin kayıtların şirketlerde muhafaza ediliyor bahanesiyle kişi bazında ciddiyetle tutulmazdı. Bu süreçte kayıtlarını tutanlar, sadece meraklılar ve yurtdışında uçanların kişisel alışkanlıkları görünümündeydi. Artık kişinin uçuş hayatının başlangıcından itibaren kariyerinin her aşaması, şirket, tip, hatta ülke değiştirse bile ayrıntılı olarak kayıt altında olup SHGM’nin ilgili birimlerince kontrol edilmektedir.
Avrupa Birliğine üye olma sürecinde JAR-JAA daha sonra EASA kurallarına tam uyum sağlayan uçak kayıtları (Maintanence Logbook, MEL/CL Related Deferred, Hold Item List vb.) aynı titizlikle bilgi girişi yapılıp, kontrol edilmektedir. Bunda çok pahalı olan uçakların ülkeler, AB gibi ekonomik-siyasi birlikler, kiralama şirketleri, sigorta vb. organizasyonların karmaşık kurallar dizgesindeki rolleri büyüktür.
Her ne şekilde olursa olsun Logbook kayıtlarının muhafazası özellikle e-Logbook’ların yedeklenerek tutulması çok önemlidir. Eski zamanlardaki deniz kazalarında kaptanın gemiyi terk ederken yanında Logbook ’unu taşıma geleneği, günümüzdeki kayıtların korunması kuralına hala en iyi örnektir.
Günümüzde savaşlara katılmış uçucuların ve ünlü havacıların Logbooklar’ı koleksiyonerlerin, havacılık tarihi ile ilgilenenlerin, müzelerin ve müzayedelerin önemli parçalarından kabul edilmektedir.