iga-2024-3
Airkule
Unifree-2019
HAVACILIK HABERLERİ RÖPORTAJ TÜRKİYE'DEN DÜNYADAN VİDEOLAR SEYAHAT ROTASI
Pegasus-2024
   
  Engin Aksüt [email protected]  
LİYAKAT VE SİYASET -2
8 Ağustos 2023 Salı

2010 yılında havacılık sektörünün duayenleri ile birlikte kurduğumuz Sivil Havacılık Akademisi’nin bildirgesinde yer alan -ancak liyakatsiz siyasetçi ve yöneticilerin sesimizi duymak istemedikleri için pek başarılı olmadığımız- Türk sivil havacılığının uçuş emniyetine dair risk unsurlarına ek olarak (uçuş ekipleri yorgunluğu / bitkinliği, uçuş ve yer ekiplerinin stresleri, adil kültür, raporlama kültürü, hatalardan öğrenme kültürü, SMS, pas geçme, vs) konuları gündeme taşıyan çalışmalar yapmıştık. Türk sivil havacılık kurumlarında olması gereken Liyakat, Şeffaflık, Hesap verebilirlik, Denetlenebilirlik ve Adillik gibi yönetim ilkelerini parti politikası olarak hayata geçirebilme, bilgi ve liyakate dayanan köklü bir değişimin gelmesi umudu ve bu değişime katkıda bulunmak için de 2023 seçimlerinde CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili aday adayı olmuştum.

Bu süreçte Türk siyasetini çok yakından tanıyanların (siyasetçilere güven ve asıl amaçları konusunda) yaptıkları uyarılarını dikkate almadım veya almak istemedim.

Akademisyen bir arkadaşımla birlikte 1,5 yıllık yoğun bir çalışma ile kaleme aldığımız, 30 yıllık Avrupa ve Türkiye sivil havacılık tecrübesini havacılık ve organizasyon kültürünü yansıtan, ülkemizde öncelikle liyakatsizlik ve bilgisizlikten kaynaklı “Havacılık ve Ulaşım” sorunlarına çözüm olacağını düşündüğümüz 80 sayfalık Türk Sivil Havacılık Politikaları’nı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na seçimlerden çok önce elden teslim ettik.

CHP’nin Türk Sivil Havacılığı için parti programına almasını umduğumuz bu politikalarda

Türk Sivil Havacılık Vizyonu’nu:

“Liyakat ve kurumsal yönetim ilkelerinin tüm birimlere uygulandığı, insan faktörü ve emeğine önem veren, emniyetli, güvenli, saygın bir yönetim ve denetim anlayışıyla “sıfır kaza ve kırım” odağında faaliyet gösteren, Türk Sivil Havacılık Misyonu’nu şu ifade ile özetlemiştik:

“Her Türk Sivil Havacılık kurumu için işleyişin mihenk taşı olan adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve denetlenebilirlik ilkeleri dahilinde sağlandığı, hazırlanacak iç kontrol mekanizmalarının etkin biçimde işlediği mevcut ve yeni kurulacak kurum ve birimlerde liyakat sahibi yönetim kademesi ve kadroları ile hizmet vermesi olarak tarif etmiştik.

CHP için hazırladığımız Sivil Havacılık Politikaları’nın ana başlıkları ise şöyleydi:

1-İstanbul hava sahasının AHL, SAW ve İGA’nın birlikte eş zamanlı çalışmasına, Atatürk Havalimanı’nın yolcu ve kargo trafiğine yeniden açılmasına olanak sağlayacak şekilde yeniden tasarlanması, istihdam oranları ve İGA’nın rol ve işlevinin gözden geçirilmesi

2-Havacılık iş kolu, iş ve sendikalar kanunları hakkında düzenlemeler,

3-Türk sivil havacılığında kurulması / yeniden yapılandırılması önerilen kurum ve kurullar:

   3.1-Uçuş emniyet Kurumu (UEK)

   3.2-Sivil Havacılık Denetleme Kurulu (SHDK)

   3.3-Ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezi (UEİM)

   3.4-Ulaşım Emniyeti Anonim Raporlama Merkezi (UEARM)

   3.5-Havacılık Konseyi (HK)

   3.6-ATC Türkiye / Türkiye Hava Trafik Kontrol’ün DHMİ bünyesinden ayrılması

4-Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), reorganizasyonu

5-Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), misyonuna daha uygun çalışması

6-Türk Hava Yolları (THY), büyüklüğüne yaraşır adımlar atması

7-Türk sivil havacılığı bağlamında orman yangınları ve önlem önerileri

8-Türk sivil havacılığında pilot eğitimindeki aksaklıkların giderilmesi

9-Ulaştırma sektöründe Adil Kültür ve Raporlama Kültürü’nün yerleştirilmesi

10-Türk Hava Kurumu, yeniden yapılanması

11-Türk Sivil Havacılık Akademisi, yeniden yapılanması,

12-Bölgesel, genel, amatör ve sportif havacılık faaliyetleri

13-Kara, Deniz, Demir Yolları taşımacılık ve ulaşım entegrasyonu ile ek ulaştırma önerileri…

gibi çok önemli konular çok detaylı olarak yer alıyordu.

Millet İttifakı ortaklarının 31 Ocak 2023 tarihinde imzaladıkları Ortak Mutabakat metninde sözü geçen, “Liyakate dayalı kamu personel yönetimi” başlığı altında ele alınan ilkeler ne yazık ki masa ortakları tarafından Millet Vekili aday adayı ve aday listelerinde dikkate alınmadı!.. Aynı metinde yer alan “Atatürk Havalimanı’nın yolcu trafiğine yeniden açılması” başlığı güçlü argümanlar ile hiç irdelenmedi, konuşulmadı, çok cılız kaldı veya kasıtlı olarak “unutuldu”.

Sayın Kılıçdaroğlu “Atatürk Havalimanı” sözcüğünü seçim konuşmalarında sadece 1 kez ve yanlış olarak kullanırken,‘oranın uzay merkezi yapılacağından’ söz etti. Atatürk Havalimanı’nın ve tahrip edilen pistlerinin yolcu trafiğine yeniden açılması; İGA ve SAW ile birlikte çalıştırılması, olası bir İstanbul depreminde AHL’nin lojistik önemi ve gerekliliğini de kapsayan teknik argümanlar ise hiç dikkate alınmadı ve dile getirilmedi.

Ne yazık ki CHP ve masa ortakları Türk sivil havacılığımızın önemini, ülkemizin ekonomisine katkısını ve bu sektörde özlenen değişimi ciddiye almayıp seçim öncesinde veya seçim sürecinde Türkiye’nin sivil havacılık politikalarında yer alması gereken çok önemli konuların hiçbirini dile getirmediler, halkımıza anlatmadılar, sormadılar, danışmadılar…

Gerçekten de seçim sonrası ortaya çıkan bazı gerçekler muhalefet kanadında koltuk ve güç kavramının liyakatten, bilgi ve onun getireceği değişimden daha önemli olduğunu ortaya koydu.

Seçimi kazanabilmek için liyakatli, bilgili ve konularında seçmen ile bütünleşecek, muhalefetin oyunu arttıracak adayların seçim listelerine konulması yerine, milletvekili listelerini hazırlama görevi köklü bir değişimin özlenmesine neden olanlara verilince, eski ve bozuk zihniyeti devam ettirecek adaylar ahbap çavuşluk zihniyeti ile MV aday listelerine konuldu. Sonucu hepimiz gördük, biliyoruz ve bu sonucun nedenlerini bugün çok daha iyi anlayabiliyoruz. Seçim başarısızlığının nedenleri incelenirken bu ‘küçük’ konular akıllara bile gelmedi, kayda da geçmedi…

Türk sivil havacılığımızda ve kurumlarında liyakatsizlik ve bilgisizlik devam ederken, bu kurumların baş aktörleri seçim sonrası bilgisizliklerini ve gerçek zihniyetlerini ortaya çıkarıp, havacılığın meslek ve etik kurallarına aykırı bir yönetim anlayışına ve ifadelere yöneldiler.

UÇUŞTA NAMAZ

Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ahmet Bolat, pilotlar ve kabin memurlarının uçakta namaz kılmaları için gerekli düzenlemeler üzerinde çalışıldığını açıklarken kokpitte namazın çok önceden beri -sessiz bir şekilde- kılındığını belki de bilmiyordu.

THY’de çalıştığım dönemdeki uçuşlarımda birçok F/O arkadaşım düz uçuş sırasında, pilot koltuğu arkasında ve ayakta 1-2 dakikayı geçmeyen namazlar kıldı. Uçağın düz uçuşu safhasında ve ayakta kılınan bu kısa namazın uçuş emniyetine olumsuz etkisi olmadığını söyleyebilirim.

Düz uçuş sırasında isteyen her pilot kumandaları ve radyo iletişimini diğer pilota devredip 30-40 dakikalık bir şekerleme yaparak gözlerini ve zihnini dinlendirebilir. Bu bağlamda kokpitte ayakta kılınan 1-2 dakikalık bir namazın uçuş emniyetine olumsuz bir etkisi de olmaz. Aynı şekilde kabinde de servisin yoğun olmadığı veya yolcuların tamamının uyuduğu bir sırada isteyen kabin memurları ekip arkadaşları ile koordine ederek arka veya ön galley de (mutfakta) namaz kılabilir.

Durum böyle iken kokpit ve kabin ekiplerinin uçakta namaz kılmalarını sağlayacak prosedürlerin hazırlanmasına ve bunun resmi hale getirilmesi, uçuş emniyetinin ayrılmaz bir parçası olan havacılık etik kurallarının, standartlarının ve disiplininin din ile sömürülmesine, şahsi çıkarlar için kullanılmasına ve sonucunda uçuş emniyeti risk ve tehditlerinin artmasına neden olur. Bu nedenle sorun, uçuş ekiplerinin daha önce yapmış oldukları gibi uçuşun uygun bir safhasında namaz kılmalarında değil, bazı pilotların kendi yetersizliğini ve başarısızlığını örtmek amacı ile “Namaz olgusunun” kullanılmasındadır.

Türk sivil havacılık sektöründe ve her kurumda dinsel güç odaklı işe alımlar, ahbap çavuş ilişkisi (kronizm), iltimas, nepotizm, yandaşlık ve particilik gibi unsurların önceliğinde ve liyakat ilkeleri tamamen göz ardı edilerek yapılmaktadır. Havacılık sektöründe liyakatsiz kişilere yer olmaması gerekir. Özellikle kilit noktalara yerleştirilen; liderlik, kurumsal yönetim ve donanımı olmayan üst yöneticiler havacılığın meslek ve etik kurallarını yok ederken bilgisizlikleri ve bağnazlıkları ile de kazalara davetiye çıkarırlar. Bugün uçuş ekiplerinin namaz kılması ve oruç tutması konusunda kendi fikrini açıklayan tecrübeli ve dindar olmayan bir kaptanın, dindar (!) bir ikinci pilotun şikâyet etmesi üzerine sudan sebeplerle işten atılması THY’de uzun vadede uçuş emniyetini tehdit eden tohumların atıldığının en çarpıcı örneğidir.

Bir pilot neredeyse her gün gelişen havacılık teknolojisine ayak uydurmak ve bilgisini sürekli yenileyip mevcut bilgisini ve yeteneğini taze tutmak zorundadır. Bunun için 6 aylık, yıllık simülatör ve hat uçuş kontrolleri ön görülmüştür. Nadir de olsa bu kontrollerde şirket standartlarında yeterli ve başarılı olmayan pilotlar fail edilerek (başarısız bulunarak) kontrollere yeniden girmeleri sağlanır. Bu, uçuş emniyetinin sağlanabilmesi ve sürekliliği için kabul edilmiş uluslararası bir havacılık standardıdır.

Liyakat ilkeleri ve alışılmış standart seçme sınavları ile değil tarikat - vakıf desteği / ahbap çavuş ilişkisi ile işe alınmış bir pilot düşünün. Böyle bir kişinin pilotluk mesleğinde tutunabilmesi, mesleğini bilgisi ve donanımı ile yerine getiren diğer pilotlar gibi başarılı olabilmesi ve mesleğinde ilerleyebilmesi mümkün değildir. Bu pilotun bu mesleğe başlarken başarması gereken sayısız kontrollerin ilkinde veya ikincisinde yetersiz bulunup fail edildiğini var sayalım.

Bu pilot (yönetimin desteği ve dindar olması vasfı ile) kendisini fail etmiş hocasını / kaptanını çok kolay bir şekilde (namaza, oruca karşı, bana namaz kıldırmadı, oruç tutturmadı) gibi suçlamalarla kendi beceriksizliğini örtmeye çalışacaktır. Ne yazık ki bu tip uçuş emniyet tehditlerinin canlı örneklerini duymaya devam ediyoruz.[1] THY yönetimi böyle bir durumda kendi beceriksizliğini örtmeye çalışan pilotun mesleğe olan uygunluğunu sorgulayıp gereken tedbirleri  (uçuş emniyeti adına) almak yerine, haksız şekilde suçlanan pilotun hocalığını almış veya benzer bir olayda bu pilotu meslekten ihraç etmiştir. İşten atılma sebebini öğrenmek isteyen pilota Ahmet Bolat’ın “Sebep söylemek zorunda değilim, istediğimi atarım” demiş olduğu iddia edilmektedir. Eğer bu ifade doğru ise dünya markası bir havayolu şirketinin en üst yönetim pozisyonunda oturan bir kişinin liderlik yetkinlik ve donanımlarının sorgulanması gerekir.

“Dini” kullanarak hem mevki edinmeye hem de pilot olarak beceriksizliğini örtmeye çalışan pilotların sayısının THY’de arttığını düşünebiliyor musunuz? Böyle bir pilotun kendisini yetersiz bulan hocasını / kaptanını yandaşı olduğu yönetime şikâyet etme potansiyelinin var olduğu THY’de uçuş emniyeti ciddi bir şekilde tehdit altındadır. Bundan sonra hangi hoca / kaptan simülatör veya hat kontrollerinde başarısız bulduğu, ancak yönetime yakın olduğunu düşündüğü yandaş bir pilotu fail edebilir; uçağın kumandasını alabilir veya tavsiyelerde bulunabilir?

Yıllarca THY yönetiminin taciz edici ve haksız davranışlarına maruz kaldıkları halde, işlerini kaybetmemek adına sessiz kalıp “korku kültürünü” benimseyen tecrübeli hoca ve kaptanlar aslında bugünkü kaygan ortamı kendileri hazırlamışlardır. Bu bağlamda bundan sonra da yukarıdaki örnekte gösterdiğim nedenlerden dolayı başarısız F/O’ları fail etmekten korkup, hak etmedikleri halde bu pilotların kontrolleri geçmelerine göz yumma ihtimali çok yüksektir.

UÇUŞTA ORUÇ

Değerli hocamız Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç’ün kritik iş alanlarında çalışanların oruç tutmaları ve bunun riskleri konusunda yazmış olduğu bir makalenin bir bölümünü tekrar sizlerle paylaşmak isterim:[2]

Orucun hastalıksız kişilerde sağlığa yararlı bazı etkileri olduğuna dair tıbbi söylemler vardır ve kısmen doğrudur. Dinimizin farzlarından birisi olarak oruç tutmanın, ruhları terbiye etme ve yoksul insanlarla empati kurma işlevi olduğundan ve bunun sosyal dayanışma yönünden getirdiği yararlardan kimsenin kuşkusu yoktur. Ancak sağlık sorunları yaşayan veya kritik işler yapan kişilerin bir muafiyeti olmalıdır ve bu muafiyet ilahiyatçılar tarafından da dile getirilmektedir. Kritik iş alanlarından biri olan havacılıkta sadece pilotların değil, özellikle hava trafik kontrolörlerinin, uçak bakım ve yer ekiplerinin de görev günlerinde oruç tutmamaları gerektiği, üzerinde çok tartışma yapmayı icap ettirmeyen bir konudur. Ancak, orucun uçuş performansını etkilemeyeceğini ileri süren bazı kişilerin inadı yüzünden konu tartışmalı hale gelmektedir. Bu kişilerin gizli veya açık biçimde oruç tutarak göreve devam ediyor olmaları, açık bir insan faktörü riskidir.

Havacılar gibi, müsabaka hazırlığındaki sporcular, ameliyata girecek cerrahlar, uzun yola çıkan sürücüler, sınava hazırlanan öğrenciler, vs. için de oruç başarıyı azaltabilecek ve yaşamsal riskleri arttıracak potansiyel taşıyan bir eylemdir. Vardiyalı çalışan iş görenlerde de geçerli olduğu üzere, sahura kalkma nedeniyle uyku ve uyanıklık ritmi değiştiğinde, ertesi gün halsizlik, dalgınlık ve uyuklamalar olabilir. 16 saat süreli açlık ve susuzluk nedeniyle kan şekeri ve tansiyon düşmeleri, dikkat- bellek bozuklukları ve sinirlilik görülebilir. Oruçlu kafayla agresif, sabırsız-özensiz, baştan savmacı tutumlar sergileyen insanları görmemek için çok önyargılı olmak gerekir. Ramazan ayı boyunca eğitimde, bilimde, politikada, ekonomide, trafikte vs. yanlışlar yapıldığı, kazalara uğranıldığı, verim kaybı olduğu vs. herkesin bildiği ama dini hassasiyetler yüzünden pek konuşulmayan gerçeklerdir. Etik tutum, kritik işler yapan kişilerin (pilot, şoför, müdür, bakan, hâkim, bilim adamı, komutan, doktor, öğretmen, vs.) oruçlarını sadece görevli olmadıkları günlerde tutmalarıdır. Oruçlu öğrencilerin, sporcuların, hekimlerin, devlet adamlarının, pilotların yeterli performans gösteremeyeceklerini ve bu şekilde başarısızlığın ve riskin artacağını artık herkes kabul etmelidir.

Havacılığın meslek ve etik kuralları, bir yerlere mesajlar vermeye çalışan popülist yönetim anlayışı ile yavaş yavaş gevşetilirken, uçuş emniyeti risk ve tehditleri sinsice artmakta ve istenilmeyen uçuş olaylarına müsait zeminler yaratılmaktadır.

AKLA GELEN SORULAR

  • THY üst yönetimine retorik bir soru:

Yetersizliğini örtmek isteyen her pilot “kaptan bana namaz kıldırmadı, karşı’ şeklinde haksız iddialarda bulunursa ne yapacaksınız? Bu yetersiz, donanımsız ama dini hassasiyetleri yüksek olan pilotların ağzı ile yılların bilgi ve tecrübesini taşıyan pilotları, hocaları işten atarak “Hesap vermek zorunda değilim” mi diyeceksiniz?

  • THY’deki simülatör ve hat hocalarına ve examiner‘lara bir soru:

Üst yöneticiler ile çok yakın ilişkilerde bulunan ve uçuşlarda sizi şikâyet etmek amacıyla hassas konularda ağzınızı arayıp açığınızı yakalamak isteyen, şirket yönetimi tarafından özel olarak görevlendirilmiş “dokunma yanarsın” olarak bilindiği halde uçuş emniyet ve şirket standartlarını karşılamayan, pilotaj yeterlilik, donanım ve kabiliyetleri olmadığını tespit ettiğiniz F/O’ları işinizi kaybetmek veya öğretmenliğinizin alınması pahasına da olsa “fail” edebilecek misiniz?

THY üst yönetiminin havacılık kültüründen uzak bir bu tür yönetim şekli uzun vadede yeni kazalara zemin hazırlayacaktır.

Sevgili THY yönetimi: Kokpitlerde bilime kılıç çekmeyin ve “yönetemeyeceğiniz” ev yapımı uçuş emniyet tehditlerinin sayısını artırıp seyahat eden insanların can emniyetini tehlikeye atmayın.

Emniyetli uçuşlar.

 


E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR    Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
 

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
 
   
 
Uçuş Doktoru
10 Ağustos 2023 Perşembe 00:30
Engin kaptanım, kimselerin 'cıss' diye değinmek istemediği konularda ısrarlı biçimde uyarı görevinizi yapıyorsunuz. Sen söylemezsen ben söylemezsem 'nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa'...
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
 
FACEBOOK YORUM Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
İbrahim Köktener
PEGASUS’UN FARKI
İbrahim Köktener
Engin Aksüt
KOKPİTTE TEK PİLOT
Engin Aksüt
Osman Gazi Baykal
HAVACILIK ŞİİRLERİ-III
Osman Gazi Baykal
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
HAVACILIKTA YAPAY ZEKÂLAR
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
Tuğba İncel
GERMANWINGS KAZASI DAVASI SÜRÜYOR
Tuğba İncel
Faruk Sayılır
UCUZ HAYATLAR
Faruk Sayılır
ÇOK OKUNANLAR
  FOTO GALERİ
SİNGAPUR AIRSHOW-2020

SİNGAPUR AIRSHOW-2020

  VİDEO GALERİ
ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

  GÜNÜN MANŞETLERİ
 
TRUMP'TAN BEKLENTİLER
LODOS VE YAĞIŞTA ZOR ANLAR
İSG'DE 'FIRTINA' İPTALLERİ
THY'YE FİNANSMAN ÖDÜLÜ
İGA'NIN YENİ KONUĞU: ICELANDAIR
YENİ BOYASIYLA 'HÜRJET'
TAV GÜVENLİK VADİSTANBUL'DA
THY'YE ÖDÜL GELDİ
FIRST CLASS'TA HAMBURGER
İGA'YA HİZMET İHRACATI ÖDÜLÜ
 
  UÇUŞ BİLGİLERİ
İç Hatlar Dış Hatlar
Geliş Gidiş Geliş Gidiş
  İstanbul Havalimanı
  Sabiha Gökçen
  Ankara
  Antalya
  HAVA DURUMU
  İstanbul
Pazar Pazartesi Salı
24 / 28 °C 24 / 30 °C 23 / 29 °C
  ARŞİV
 
   
 
 
UNUTMAYACAĞIZ...
 
Onur Güntürkün
 
 
UNUTMAYACAĞIZ…
 
Ünal Başusta

  •Künye
  •İletişim
  •Havacılık Haberleri
  •Röportaj
  •Türkiye'den
  •Dünyadan
  •Seyahat Rotası
  •Havacılık
  •Uçuş Eğitim
  •Havalimanları
  •Göklere Veda
  •Havacılık Emekçileri
  •Havacılık
  •Reklam Videoları
  •Röportaj
  •Video Haber
  •COVID 19
  •İstanbul Havalimanı
  •TUSAŞ
  •American Airlines
  •NASA