B) Gökyüzü
*Hamile kadın yıldızsız gökyüzüne bakarsa doğacak çocuğun gözleri mavi, yıldızlara bakarsa çakır renkli olacağına inanılır. (Çanakkale)
*Ay veya güneş tutulmasının savaş ya da kıtlık gibi büyük yıkımların işareti olarak kabul edilir. (Ankara)
*Güneş tutulmasının kıtlık, kuraklık ya da savaşa yol açacağına inanılır. (Samsun)
*Ay tutulmasında silah atılır, ezan okuyup havan dövülürse ayın açılacağına, yağmurun yağacağına ve sonuçta bolluk bereketin olacağına inanılır. (Isparta)
*Ay tutulmasının nedeni, meleklerin kanatlarını açarak ayı kapadıklarından dolayı olduğuna inanılır. Silah atılıp, ezan okunursa meleklerin korkarak ayın üzerinden kanatlarını çekecekleri ve durumun normale döneceği varsayılır. (Kastamonu)
*Ay tutulduğunda gökyüzündeki bir ejderhanın ayı yutmaya çalıştığına inanılır. Ejderhayı korkutarak Ay’ı kurtarmak için davullar çalınır, tenekeler vurulur, silah atılır ve bağırılır. Böylelikle Ay’ın ejderhadan kurtulacağına inanılır. (Mardin)
*Ay ve güneş tutulmasında teneke, tencere, davul çalınırken havaya ateş edilir. Böylelikle ay veya güneşin kendisini yutmaya çalışan ejderhadan kurtulacağına inanılır. (Muş)
*Güneşin 41 iğnesinin olduğu kabul edilir. Bu yüzden göze batmamaları için güneşe bakılmaz. (Kastamonu)
*Yıldız kayması, güneş tutulması gibi olayların toplumca sevilen bir kişinin öleceğine yorumlanır. (Mardin)
*Yıldız kayması ve kulak çınlaması bölgede birisinin ölümüne işaret olarak yorumlanır. (Kırklareli)
*Yıldız kayması, Ülker (Ülger) yıldızının duvara çarpması (kişinin bakış perspektifine göre) uğursuzluk ve hastalık belirtisi olarak yorumlanır. (Tunceli)
*Gökteki yıldızın kayması ölümün işareti olarak yorumlanır. Kayan yıldız parlaksa ölen kişinin Tanrının sevdiği, yıldız sönükse ölünün zayıf inançlı ve günahkâr olduğuna inanılır. (Ankara)
*Her yıldız kaymasında dünyada birinin öldüğüne inanılır. Bu yüzden yıldız kaydıktan sonra bir ağaca bakılarak ömrün o ağaç kadar uzun olacağı varsayılır. (Aydın)
*Kuyruklu yıldız görmek uğursuzluk sayılır. Bu yüzden görenlerin başına bir uğursuzluk, bela geleceğine inanılır. (Bingöl)
*Güneş batarken bebek yıkanmaz. Ömrünün kısalacağı varsayılır. (Burdur)
*Ay’la güneşin iki kardeş (biri kız, diğeri erkek) olduğuna inanılır. (Uşak, Tunceli)
*Ay erkek, güneş kız çocuğudur. Nasırı olan bir kişinin ilk Ay görüldüğünde “Ay’ı gördüm yay gibi, nasırım erimiş yağ gibi” derse nasırının geçeceğine inanılır. (Tokat)
*Gebeliğinde yeni Ay gören annenin çocuğunun akıllı olacağı varsayılır. (Sivas)
*İlk Ay’ı erkek çocuk görürse o ayın bereketli, kız çocuğu görürse zararlı geçeceğine inanılır. (Tokat)
*Ay’ın kızıl renkte olmasının yangın çıkacağı veya bir felaketin işareti-habercisi olduğu kabul edilir. (Bursa)
*Biri, Ay ışığı azaldığında yüksekçe bir yere çıkarak gölgesine bakar: Gölgesinde gövdesinin üstünü göremezse, o yıl öleceğine inanılır. (Bursa)
*Geceleyin Ay’a bakanın ömrünün kısalacağına inanılır. (Denizli)
*Kızlar Ay’ın on dördünde veya Mart ayında, Ay ilk kez göründüğünde dilek tutarlarsa, bunun kabul olacağına inanılır. (Bursa)
*Yeni Ay (ilkdördün) döneminde bağa, bahçeye tohum ekilmez. Eğer yapılırsa ekenin ürün alamayacağı ve tohumların toprakta çürüyeceğine inanılır. (Giresun)
*Ay hilal konumundayken, onun üzgün olduğu kabul edilir. Bu yüzden bağ budanmaz, ağaç kesilmez, tohum ekilmez. Aksi halde sonucun akamete uğrayacağına inanılır. (Isparta)
*Ay’ın doğuşu yenilik, verimlilik, bereket ve uğur getirdiğine inanılır. “Ay yeniye geçmeden” tohum ekilmez, tarla biçilmez, yaylaya çıkılmaz veya inilmez, kuluçkaya yumurta basılmaz, ağaç kesilmez. (Trabzon)
*Ay’ın küçülerek bitime yönelmesine “Ay kesimi” denir. Bitişi, sonu simgelediğinden bu dönemde bir işe başlamanın uğursuzlukla birlikte verimsizlik getireceğine inanılır. (Trabzon)
*Ay’ın hale içinde görülmesi savaş çıkacağına yorumlanır (Isparta)
*Ay’ın parlakken, sıkıntısız ve her işin yolunda gideceğine inanılır. (Isparta)
*Sararıp, ateşi çıkan çocukların “Ay çarpması”na tutulduğuna inanılır. Hastanın elleri, ayakları ve alnına dualar okuyarak is sürülürse iyileşeceği kabullenilir. (Mardin)
*Nazarı değdiğine inanılan biri evden dışarı çıkartılıp gökyüzüne baktırılırsa, nazarının etkisiz olacağına inanılır. (İzmir)
*Çeşitli gökyüzü olaylarının meleklerle ejderhaların kavgasından çıktığına inanılır. (Kars)
*Gök gürlerken sırtını duvara verip ayağını yere vuran ya da demire sarılanın güçlü olacağına inanılır. (Kastamonu)
*Yıldırımın düştüğü yerin kötülüklerden arındırılmış olduğu var sayılır. (İçel)
*Yer demir, gök bakırdır. Yer kendi özünden olan gökteki ateşi çektiğinde yıldırım oluşur. (Kars)
*Dolu yağarken bir avuç tuz doluya doğru serpilirse, dolu yağışını durduracağına inanılır. (Samsun)
*Yağmur yağarken ocak başında oturmanın yıldırım düşmesine neden olacağı kabul edilir. (Kastamonu)
*Melekler bulutlara binerek onları yönlendirirler. Tanrı yağmur yağsın buyruğunu verince bulutlar kamçılanır ve böylelikle şimşek çakar. Gök gürültüsü ise meleklerin kamçıladığı bulutların homurtusudur. (Kars)
*Gök gürültüsü, meleklerin bulutları kamçılaması, şimşek ise gökteki güçlerin sürtünmelerinden çıkan kıvılcımlardan oluştuğu varsayılır. (Tunceli)
*Büyük melek bağırınca, öbür melekler sık sık bulutlara vurup onların canlarını acıtırlar. Yıldırım, bu bulutların homurtusu, yağmur da gözyaşlarıdır. Kimi zaman ölçüsüz vuran meleklerin kamçısı, bulutları yararak bize şimşek olarak görünür. (Kars)
*Yazın kara bulutların bol yağmur, ak bulutların dolu yağdıracağına inanılır. (Kars)
*Gökkuşağının altından geçen erkek kadın, tersine kadın geçerse erkek olacağına inanılır. (Kırşehir)
*Hortumu andıran ve “Potrik” denilen güçlü rüzgârın harmana uğramaması için “Ali geldi, Ali geldi” diye bağırılmasının yeterli olduğuna inanılır. (Tunceli)
*Ejderha yerde nereye dokunursa, orasını kuyruğuna dolayarak yukarı çeker. Bu da hortum olur. (Kars)
Başvurulan Kaynaklar:
*Türkiye Hakkında Çok Şey (Bülent Demirdurak-Gita Yayınları, 2013)
*Bu Toprağın Efsaneleri (Recep S.Tatar-Su Yayınevi, 2004)
*Anadolu Efsaneleri (Halikarnas Balıkçısı-Bilgi Yayınevi, 2000)
*Anadolu Kültür tarihi (Ekrem Akurgal-Tübitak Yayınları, 1997)
*Hititler ve Hattuşa (Muazzez İlmiye Çığ-Kaynak Yayınları, 2000)
*Şuppiluliuma (Nurdoğan K.Gülen-Alfa yayımcılık, 2010)
*Trabzon (İsmail Köse- kendi yayını, 2009)
*Türk Mitolojisi (Necati Gültepe-Resse Yayınları,2015)
*Türk Mitolojisi Cilt I-II (Bahaeddin Ögel-Türk Tarih Kurumu, 2006)
*Türk Kültüründe Kuşlar (Halil Ersoylu-Ötüken Neşriyat, 2015)
*Doğum-Yaşam-Ölüm Üzerine Hurafeler (Recep S.Tatar-Su Yayınevi, 2016)
*Türkiye’de Tarihsel Adlar (Bilge Umar-İnkılap yayınevi, 1999)
*Türk Söylence Sözlüğü (Deniz Karakurt- kendi yayını e-Kitap, 2011)
*İşte Anadolu (Ömer Tuncer-Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 1999)
*Mitolojiden Efsaneye (Muharrem Kaya-Bağlam Yayınları, 2015)
*Cogito Dergisi Sayı:32 (Yapı Kredi Yayınları, 2002)
*Bilim ve Ütopya Dergisi Sayı:270 (2016)