Savaş her zaman sivil ve askerler için çok korkunç olmuştur. Oysa savaşa neden olanlar bu felaketlerin hep uzağında kalmışlardır. II.Dünya savaşının tüm özneleri gibi birçok ülkenin kadın uçucuları da kendilerini bir şekilde bu dehşetin içindebulmuşlardı. Kadın pilotların savaş içindeki uçuş faaliyetlerini özetlerken mutlaka eksiklerimiz olmuştur. Keyifli okumalar dileriz.
İNGİLTERE
1938 yılında, II. Dünya Savaşı'ndan hemen önce, British Airways’in Başkanı Gerard d’Erlenger’e ait bir fikirle, ATA (Air Transport Auxiliary) kurulmuştu. Başkan, ileride Almanya ile olası bir savaş durumunda sivil uçuş rotaları kapanırken, şirketin uçaklarına ordu-hükümet tarafından el konulacağını varsaymaktaydı. Bu yüzden sivil havayolu pilotlarının Kraliyet Hava Kuvvetlerinin (RAF) gerisinde, aktif savaş görevleri dışındaki uçuşlarda kullanılması fikrini, İngiltere Parlamentosuna ve ilgili bakanlıklara sunmuştu. Önerisi yetkililerden kabul görerek, en az 250 saat uçuşu olan sivil pilotların birkaç sınav ve bazı testlerden geçirilerek yeni oluşturulan ATA isimli gruba katılmalarına izin verilmişti. Uygulama kamuoyuna açıklanınca toplumun çok çeşitli kesimlerinden doktor, avukat, çiftçi, sanatçı, gazeteci gibi kariyer sahibi erkek (!) pilotlar çağrıya başvurmuşlardı. Adaylar hemen İngiltere’nin batısındaki bir üste eğitime başlamışlardı. Böylelikle RAF dışındaki özel-askeri hava nakliye birliği 3.09.1939’da kurulmuştu. Hava Savunma Bakanlığı politik ve askeri kültür olarak başlangıçta kadınların ATA birliğine katılmasına kesinlikle karşı durmuştu. Yetkililere göre kadınlar hem askeri havacılığa uygun değillerdi hem de kadın pilotların erkeklerin ellerinden işlerini alacağının toplumdaki genel kaygısı, ATA’ya kabul edilmemelerinin önemli temel iki nedeniydi.
ATA Kadın pilotlar grubunun ilk üyeleri
Aslında RAF bünyesinde kadınlar, 1918-20 yıllarından itibaren değişik görevlerde -uçuculuk hariç- yer almaya başlamışlardı. Ne var ki, II. Dünya Savaşı İngiltere’nin üzerine kabus gibi çöküp, özellikle savaş uçaklarının fabrikadan birliklere, hasarlı uçakların da fabrikalara uçurulması gibi görevler çoğalınca RAF’ın pilot ihtiyacı da bir anda çok artmıştı. Zaten Hava Savunma Bakanlığı'nın kadın pilotlar hakkındaki düşünceleri kamuoyunda duyulduğunda çeşitli kuruluş ve kişilerce şiddetle protesto edilmişti. Tepkilerin en şiddetlisi 2.000 saatten fazla uçuşu bulunan kadın pilot Pauline Gower’dan gelmişti. Pauline Gower önderliğinde kadınlar, başta başbakan W. Churchill olmak üzere parlamentoda yoğun kulis faaliyetlerine başlamışlardı. Girişimleri başarılı olunca, ATA bünyesinde 1940’tan itibaren kadın pilotlar da uçmaya başlamışlardı.
Başlangıçta sekiz kadın pilot ATA içinde, Tiger Moth tipi tek motorlu uçakların fabrika-cephe meydanları arasındaki transfer uçuşlarını yapmışlardı. Pauline Gower, grubun en genç üyesiydi. Bunların içinde en az uçuş deneyimlisinin 600 saatten fazla toplam uçuş deneyimleri ve hepsinin uçuş öğretmeni olmaları onları özel kılmıştı. Yine grup üyelerinden Lettice Curtis, İngilizlerin önde gelen pilotlarındandı: Hava yarışı pilotu, uçuş test mühendisliği gibi özelliklere de sahipti... Tiger Moth tipinden sonra değişik uçaklarda örneğin dört motorlu Avro Lancaster ağır bombardıman uçaklarında uçan ilk kadın pilot olmuştu. Ayrıca ATA bünyesinde "teğmen" rütbesini de almıştı.
Daha sonra ATA’dan farklı, sadece kadın pilotlardan oluşan WAAF (Women’s Auxiliary Air Force: Kadınların Yardımcı Hava Kuvvetleri) kurulmuştu. Ayrıca RAF içinde çeşitli görevlerdeki kadın havacılar da WAAF çatısı altında toplanmıştı. Commonwealth (İngiliz Milletler Topluluğu) ülkelerinin yanısıra, çok farklı ülkelerin (Örneğin Romanya, Şili, Polonya, ABD vb.) kadın pilotlarından WAAF’a gönüllü katılımlar olmuştu. Özellikle Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda’da kadın pilotlara askeri uçaklarda uçuş izni verilmemesi, her tipte uçmaya azimli kadınlar için WAAF, çok cazip hale gelmişti.
1941 yılında İngiltere’de kadınlar için askerlik zorunlu kılınıncaya kadar, gönüllülere ya fabrikalarda ya da WAAF içinde çalışmaları öneriliyordu. Başlangıçta WAAF içindeki kadın pilot sayısı küçük bir yüzde tutuyordu. Tıpkı ATA’da olduğu gibi kadınlar da değişik kesimlerden geliyorlardı: Balerin, kayak hocası, mimar, kimyager, sporcu hatta bir tanesi büyükanne idi. İçlerinde Amy Johnson gibi uzun menzil uçuş rekoru sahibi ünlü pilotlar da vardı.
Daha sonra RAF bünyesinde kadın isteklilere uçuş eğitimi verilmeye de başlanmıştı. Sivil lisanslı kadın pilotlar herhangi bir askeri uçuş eğitimi almadan pek çok kısıtlamayla uçmaktaydılar. Örneğin "askeri sır ve uçağı düşürülürse, düşman eline geçmesin" diye İngiliz uçaksavar bataryalarının konuşlandığı yer bilgileri WAAF pilotlarına verilmiyordu. Sadece uçuştan kısa bir süre önce uçakla ilgili bazı temel bilgiler ve ayrıntılı meteorolojik durum raporlarını elde edebiliyorlardı. Bu yüzden aktif savaş görevlerine katılmamakla birlikte bazı sınır ötesi uçuşlarda kadın pilotlar beklenmedik tehlikelerle karşılaşmalarına rağmen başarıyla uçmuşlardı....
1941 yılından itibaren her tür savaş uçağının transferine duyulan ihtiyaç iyice artmıştı. Artık kadın pilotlar dönemin ünlü Spitfire, Hurricane gibi av-bombardıman uçaklarını da kullanmaya başlamışlardı. Doğaldır ki, WAAF ve ATA pilotları uçuşlarında pek çok tehlikeyle karşılaşmışlardı. Örneğin aletle uçuş eğitimi almadıklarından, yetersiz deneyimleriyle kötü hava koşullarında uçuş -hele İngiltere’nin değişken havası göz önüne alınırsa- oldukça tehlikeliydi. Bir de buna savunma amaçlı balonlar, düşman diye yanlışlıkla yerden açılan uçaksavar ateşleri onların diğer kâbuslarındandı...
WAAF ve ATA bünyesinde 30’dan fazla ülkenin pilotları yer almıştı. ATA organizasyonu içinde yer alan çok sayıda yabancı pilota dayandırılarak “Göklerin Uçan Lejyonu” grupların mottosu olmuştu. Örneğin Polonya’nın Alman işgalinden sonra Anna Lesko isimli bir kadın pilot, Polonya Hava Kuvvetlerinin bir uçağıyla önce Romanya’ya kaçmış, oradan Fransa üzerinden İngiltere’ye gelerek WAAF bünyesine uçmaya başlamıştı.
Kanadalı pilot Helen Marcelle Harrison Bristol, uçuş eğitimini İngiltere ve Singapur’da tamamlamıştı. Daha sonra çeşitli ülkelerde ticari pilotluk ve uçuş öğretmenliği yapmıştı. Kanada’da iş olanağı bulamadığı için Güney Afrika Cumhuriyeti Hava Kuvvetlerinde askeri pilot olarak uçuşunu sürdürürken, Ontario eyaleti onu Kanada’nın ilk kadın pilotu olarak ATA’ya katılmasını kabul etmişti. 1942’de bir bombardıman uçağıyla Montreal-Quebec-İskoçya rotasında Kuzey Atlantik’i kat ederek ATA’ya katılmıştı.
1942’de ABD savaşa girmeden önce ünlü Amerikalı pilot Jackie Cochran ve yine 25 gönüllü kadın pilot arkadaşlarıyla birlikte WAAF’a katılmışlardı. İngiltere’ye ulaşımları ise Almanlar’ın U-Boat denizaltı tehdidi altındaki Atlas Okyanusunu şileple geçerek olmuştu. Aslında Jackie Cochran’ın WAAF’a katılmaktaki esas amacı, böyle bir organizasyonu yerinde görüp inceleyerek ileride benzerini ülkesinde gerçekleştirmekti...
Uçucu olmayan diğer WAAF üyeleri (RAF’ın sağlık hizmetleri dışında) paraşüt katlama, savunma barajı balonlarının kullanımı, meteorolojik gözlem, radar ve ordu telgraf operatörlüğü, keşif fotoğraflarının analizi, ordu içi istihbarat vb. görevleri yürütmekteydiler. Tüm WAAF üyelerine RAF’ın erkek elemanlarının aynı görevde aldıkları ücretin 2/3’ü kadarı verilmekteydi...
Savaşın bitiminden sonra WAAF’ın kadın pilotlarına ihtiyaç kalmamıştı. Açığa çıkan pilot sayısı o denli fazlaydı ki fırsatların yetersizliği nedeniyle bir kez daha kadın pilotlar, savaş öncesi durumlara hatta çok daha kötüsüyle yüz yüze kalmışlardı. Yine de içlerinden bazıları ticari ve test uçuşlarında profesyonel olarak pilotluğu sürdürebilmişti. Örneğin WAAF’tan sonra Diana Barnato Walker, 1963’te ses süratini geçen ilk İngiliz kadın pilotu olmuştu...
WAAF ve ATA pilotları savaş boyunca 51 farklı tipte 300 binden fazla uçak uçurmuşlardı. Bu kadar uçuşu toplam 1.152 erkek ve 166 kadın pilotla başarmışlardı. Diğer uçuş görevlerinde kadınlardan 151 uçuş mühendisi, 19 uçak radyo operatörü ve 27'si kule-hava trafik kontrolörü olarak görev yapmıştı. Savaş içinde WAAF’tan 20 kadın pilot değişik kazalarda yaşamını kaybetmişti.
SOVETLER BİRLİĞİ (RUSYA)
Sovyetler Birliği Hava Kuvvetleri bünyesindeki VV.-S (Voyenna Vozedushniye-Sily: İşçi ve Köylülerin Hava Birliği) 1918’de kurulmuş olup, II. Dünya Savaşı içinde kadınlara uçuş eğitimi vererek, hava kuvvetlerinin uçuş birliklerini destekleme projesi başlatılmıştı. Bu birlik içerisinde eskiden beri görev yapan Marina Raskova, kadınların da asker uçucu olarak yetiştirilmesi ve ayrı birlikler içinde örgütlenmeleri için çok büyük çaba sarf etmişti.
Marina Raskova: 1933’te ilk kadın seyrüseferci olarak hava kuvvetlerinde uçmaya başlamıştı. 1934’te Zhukovski Havacılık Akademisine ilk kadın yer dersleri öğretmeni olarak girmişti. Pilotaj eğitimini de öğretmenlik yaparken aynı yerde tamamlamıştı. 1937-38’de çeşitli yurtiçi ve uluslararası zaman ve mesafe uçuş rekorlarının sahibi olmuştu. Örneğin 1938 Eylül’ünde Marina Raskova-Valentina Grizudobova-Paulina Osipenka’dan oluşan kadın uçuş ekibi, 26 saat 29 dakikalık bir uçuşla 6.800 km'yi kat ederek "Dünya Kadınlar Uzun Mesafe/Zaman Rekoru"nun sahibi olmuşlardı. Ekip Moskova’ya döndüğünde M. Raskova henüz 26 yaşındaydı.
II. Dünya Savaşı başladığında Sovyet Hava Kuvvetlerinde kadın uçucuların savaş görevlerine katılmalarında herhangi bir resmi kısıtlama olmamasına rağmen gönüllü kadın pilotlar bu uçuşlara kabul edilmiyorlardı. Marina Raskova başta Stalin olmak üzere tüm yetkililerle kişisel dostluk kredisini kullanarak savaş görevlerinde kadınların da uçma iznini sağlamıştı. Ayrıca bu iznin içine bir de sadece kadın pilotlardan kurulu uçuş birliğini de katmıştı. Bu karar için Sovyet Yüksek Komutanlığı “Stavka” ve “Komsomol: Genç Komünistler Birliği” gibi siyasi otoritelerin de onaylarını alarak üç tane Kadın HavaAlayı kurulmuştu.
Kadın pilotlar için uçuş eğitimi Volga nehrinin batısındaki Engels şehrinde 122. Hava Grubunda yapılmaktaydı. Normalde 18 ay süren uçuş eğitimi, kadın pilot adaylar için sadece altı haftada tamamlanma zorunluluğu vardı... Buradan mezun olan kadın pilotlar üç Kadın Hava Alayından birisine katılmak zorundaydılar.
Aslında Sovyetler Birliği, hava savaşlarında kadın pilotlarını dünyada ilk kez uçuran devletti. Kadın Hava Alayları kurulurken İngiltere ve Amerika’dan farklı olarak, onları doğrudan savaş alanında uçurmuştu. 1941’de savaş şiddetini arttırınca, Sovyetler Birliği 18 yaşın üstündeki tüm çocuksuz kadınlara orduya katılma çağrısında bulunmuştu.
Ne yazık ki, başlangıçta VV.-S içindeki cinsiyet ayrımcılığı çok fazla olup, erkek pilotlar kadın uçucularla birlikte uçuşa çıkmayı red etmişlerdi. Hatta teknisyen, silahçı vb. yer destek görevlerindeki kadınların bile uçaklarının etrafında dolaşmalarına tahammül edemiyorlardı... Zamanla kadın havacılar yer ve uçuş görevlerinde çok cesur, çok bilgili ve çok başarılı olduklarını ispatlamışlardı. Böylelikle VV.-S içindeki pilot, seyrüseferci, bomba nişancısı, teknisyen, silahçı gibi görevlerde, değişik cephe ve rütbelerde 7 bin 410 kadın yer almıştı. Ayrıca 2 bin 117 kişilik yedek görevdeki kadınlar bu toplama dahil değildiler. Yine kadın uçucular 29 adet cesaret-kahramanlık madalyası almışlardı. (Bunlardan 23 tanesi sadece 588. Gece Bombardıman Hava Alayı-Gece Cadılarına aitti.)
586. Avcı Hava Alayı: Stalingrad (günümüzde Saint-Petersburg) savunmasının en kritik döneminde alay göreve başlamıştı. Komutanları Tamara Kazarinova liderliğindeki ilk hava savaşına Nisan 1942’de girmişlerdi. Alay, savaş sonuna kadar 4 bin 419 savaş görevinde uçarken 38 kadın pilotunu kaybetmişti. Görevleri arasında önemli lojistik merkezler ve her tür stratejik yerlerin havada devriye görevleriyle Alman uçaklarına karşı korunması da vardı. Alayda ilk Alman uçağını Eylül 1942’de Valeria Ivanova Khomyakova düşürerek dünya tarihine geçmişti. Alayın aktif görevi Rus Ordusunun Avusturya’yı işgal etmesiyle son bulmuştu. Birlik içinde Lydia Litvyak, Yekaterina Katya Budanova gibi isimler kısa zamanda birçok alman uçağını düşürerek çok yetkin “AS” avcı pilotu olduklarını ispat etmişlerdi. Her ikisi de hemen Kızıl Hava Ordusunun Elit Birliklerine atanmışlardı. Bu birlikte “serbest avlanma” yani havada rastladıkları Alman uçaklarıyla tek başına hava muharebesine (it dalaşı) girme yetkisini almışlardı.
Yekaterina Katya Budanova: 11 tane Alman uçağı düşürerek dünyanın önemli AS pilotları arasında yer almıştı. 1916 doğumlu olup, savaş öncesi Moskova’da bir uçak fabrikasında çalışırken uçmaya ilgi duymuştu. Hemen bir havacılık kulübüne üye olmuş ve orada pilotaj eğitimini tamamladıktan sonra uçuş sertifikasını almıştı. Ardından aynı kulüpte uçuş öğretmenliğini 1941’de orduya katılıncaya kadar sürdürmüştü. Kısa zamanda 686. Avcı Hava Alayı’na katılıp, 1942’de avcı pilotu olarak ilk uçuşunu yapmıştı. 1943’te aynı anda üç tane Alman avcı uçağıyla giriştiği hava çatışmasında birini düşürmeyi başarsa da kendisi de vurularak yere çakılmıştı.
Lydia Litvyak: 1920 doğumlu olup orduya 21 yaşında pilot olarak katılmıştı. Çok güzel olan Lydia (Lakabı Lilya: Leylak), uçak gövdesinin her iki tarafına birer leylak resmi çizmişti. Alman pilotlar onu havada onu bu çiçeklerle tanıyorlarmış! Çiçeklere o kadar düşkünmüş ki tüm uçuşlarına yanında bir çiçekle gidermiş. Uçağının teknisyenin belirttiğine göre uçuş aletlerinin arasına iliştirdiği bir demet sarı gül kartpostalı da varmış... Ayrıca düşürdüğü her bir Alman uçağı için kendi uçağının gövdesine bir gül resmi eklemesi, ne kadar romantik kişiliği olduğunu da sergilemekteymiş.
Lydia Litvyak uçuş öncesi
Savaşta üç kez yaralanmış, her seferinde tedavisi tamamlanınca tekrar uçuşa geri dönmüştü. Son uçuşuna 1.8.1943’te çıkmış, 8 adet Alman Messerschmitt Me-109 uçağıyla tek başına girdiği hava muharebesinde “Stalingrad’ın Beyaz Gülü” düşürülürken beraberinde iki Alman uçağını da toprağa götürmeyi başarmıştı. Savaş süresince cesedi ve uçak enkazı bulunamayan Lydia’nın anısına devlet bir anıt dikip üzerine düşürdüğü 12 Alman uçağını temsilen 12 yıldız iliştirilmişti. Öldüğünde 23 yaşında olan Lydia, çok kısa amaçok başarılı askeri pilotluk yaşamında, toplam 168 savaş uçuşunda 3’ü ortak 15 Alman uçağını vurarak düşürmüştü.
587. Bombardıman Hava Alayı: Başlangıçta birliğin komutanı Miltsa Kazanova’dayken sonradan Marina Raskova bu göreve atanmıştı. Birlik eğitimlerini iki motorlu Su-2 tipi uçaklarıyla tamamlamış, savaşta Petlyakov Pe-2 tipleriyle uçmuşlardı. 1943’te Marina vurulup ölünce Eylül 1943’ten itibaren birlik yeniden düzenlenerek adı 125. Hava Bombardıman-Savunma Alayı olarak değiştirilmişti. Daha sonra birliğin adı tekrar değiştirilerek 125. Binbaşı Marina Raskov Borisov Korumaları Hava Bombardıman Alayı olmuştu. Savaş içinde Stalingrad cephesinde başarılarıyla adını duyuran birlik, daha sonraları çok geniş bir bölgenin savunmasını üstlenmişti: Orel, Kursk, Smolensk, Vitebesk, Borisov, Mazurian Gölü ve en son Polonya. 1.134 savaş uçuşunda 980 ton bombayı Alman hedeflerine atmışlardı. Uçucularından Mariya Dolina Pe-2 tipi uçağıyla, bombardıman görevinde bir tane Alman Bf-109 ve bir tane de Fw-190 tipi uçakları düşürerek çok sıradışı başarı elde etmişti. Savaşın en yoğun anlarında pilotlar, bir günde 15 görev uçuşuna çıktıkları olmuştu...
Başarı sadece kadın uçucuların olmayıp, yine kadınlardan kurulu yer destek-bakım ekibinin varlığı, birliğin başarısında önemli bir faktördü. Tarihe düşen notlara göre 586 ve 587. Hava Alayındaki kadın yer ekibinin yokluklar içindeki fedakarlıkları, buz-kırağı, güneş yanığı, stres, yorgunluk ve açlığa rağmen işlerini başarıyla yaptıklarını anlatmıştı. Örneğin uçağın makinalı top silindirlerini (bunlar 60 kg'lık insan gücüyle kurulabilmektedir) bir seferde kurup yuvasına yerleştirdiklerini sıradan bir örnek olarak anlatılmıştı. Elbette uçağa yüklenen bombalar, arızalı motorların sökülüp değiştirilmesi gibi öyküler pek çoktu...
588. Gece Bombardıman Hava Alayı (Gece Cadıları): Başlangıçta Engels şehrindeki eğitim tamamlandığında sadece 588. Gece Bombardıman Hava Alayı, sonrasında Taman Muhafızları 46. Gece Bombardıman Alayı isimleriyle anılan birlik, savaş içinde Almanlar tarafından “Nachthexen: Night Witches: Gece Cadıları” lakabı en çok kullanılan isimleri olmuştu. Komutanlığını Yevdekia Bershankaya yapmıştı. Uçakları Polikarpov Po-2 tipinde, çok eski, çok yavaş ve hiçbir zaman savaş için tasarlanmamıştı. Birtakım eklemelerle bomba atabilir hale getirilmişti. Buna rağmen Almanları fazlasıyla yıldırmışlardı.
Birliğin ilk hedef uçuşu Almanların komuta karargâhı olmuştu. Uçakların yetersiz seyrüsefer ve silah donanımları nedeniyle birliğin kayıpları çok fazla idi. Yine de akşam alacakaranlığından sabah, tan yeri ağarıncaya kadar Almanların üzerinde uçarlardı. Ekim 1942’de bir gece bombardımanında, Armavir Ablaze’de yakıt deposunu patlattıklarında çıkan yangında Almanların biri hariç tüm uçakları imha olmuş, bunun üzerine Alman birliği daha uzak ve güvenli bir yere, Kerch Yarımadasına yer değiştirmek zorunda kalmışlardı.
Öte yandan Almanlar açısından durum başlangıçta çok avantajlıydı. Güçlü ve hızlı uçakları, sağlam yer desteği ile Rusların Po-2 uçakları karşısında hemen üstünlük kurmuşlardı. Hatta bir gece Alman pilot Josef Kociok Gece Cadıları’nın 21 uçağını tek başına düşürmüştü. Birliği ismi değişmesine rağmen Almanlar için her zaman Gece Cadıları idi. Özellikle 1943 yazında zorlu Kursk savaşından sonra Almanların zafer düşleri iyice sönmüştü...
Gece Cadıları’nın geliştirdikleri saldırı taktiklerinin en önemlisi Taciz (Harassment) bombardımanıydı. Amacı cephe gerisindeki düşman üsleri, lojistik ve bakım merkezlerine gece bombardımanı ile hem psikolojik hem de maddi zarar vermekti. Saldırıların Almanlar üzerinde yarattığı stres, rahatsızlık, güvensizlik duygusu bunun ne denli başarılı olduğunun göstergesiydi. Alman generali Hauptmann Johannes Steinhoff, anılarında Gece Cadılarından şöyle bahsetmişti: “Bize savaşta en büyük güçlüğü erkek havacılar yerine, kadın havacılar çıkarttı. Bu kadınlar hiçbir şeyden korkmuyorlardı. Her gece çok yavaş çift kanatlı uçaklarıyla gelerek tüm gecemizi berbat eder, bizde uyku bırakmazlardı.”
Po-2 uçaklarının maksimum hızı 150 km/saat olduğu düşünülürse -neredeyse I. Dünya Savaşı uçaklarıyla aynı hız- gece bombardıman uçuşlarının güçlüğü daha iyi anlaşılabilir. Ancak manevra yetenekleri çok fazla olan bu uçaklar hem çok alçaktan uçuyorlar hem de emayitli kanvasla (bir tür özel boyalı çadır kumaşı) kanat ve gövdelerinin radarda teşhis edilmesini neredeyse olanaksız kılıyordu. Cadılar havada hiçbir zaman havada telsiz kullanmadıkları için Alman elektronik dinleme birliği de erken tespit varamıyordu. Ayrıca çok hızlı Alman avcı Me-109 uçaklarının Gece Cadılarını atış menziline sokabilmeleri için havada sürekli daireler çizmelerini gerektiriyormuş. Cadılar işlerini o kadar iyi biliyorlarmış ki, hedeflerine yaklaşınca uçağın morunu durdurup süzülüşle nişan alarakbombalarını atıyorlarmış. Almanlar geceleri havayı yaran uçak fısıltısını duyduklarında her şey çok geç olup, onlara sadece bomba enkazını temizlemek kalıyormuş Cadılar bombaları bıraktıktan sonra uçağın motorunu tekrar çalıştırarak hedef bölgesinden uzaklaşıyorlarmış. Üstelik tüm bunların gece karanlığında yapıldığı dikkate alınırsa, uçuşların zorluğu daha iyi anlaşılabilir.
Gece Cadıları saldırı öncesi talimatları alıyorlar, arkada Po-2 uçağı
Bunun üzerine Almanlar savunma için Flak Circus (dairevi konuşlanmış uçaksavarların ateşi) dedikleri bir yöntem geliştirmişlerdi: Olası hedef bölgelerinin etrafına çok güçlü hedef aydınlatma projektörleri yerleştirilmişti. Bir Cadı Po-2 uçağı 2-3 projektörle saptanınca, çok yoğun ve güçlü uçaksavar ateşiyle düşürülüyormuş. Kadın pilotlar bu duruma hemen yaratıcı bir çözüm bulmuşlar: Gece Cadılarının üç uçağı, ikisi önde biri arkada takipte olacak şekilde hedefe uçuyorlarmış. Öndeki ikili uçağın üzerinde aydınlatma projektörleri yoğunlaşınca hemen sağa ve sola keskin bir dönüşle ayrılarak aydınlatma ve uçaksavar ateşlerini meşgul ediyorlarmış. Bu kargaşada arkadan gelen üçüncü uçak, bombalarını hedefe sessizce aynı yöntemle atıyormuş. Cadılar tekrar bir araya gelip aynı taktiği sırayla, her birinin bombaları bitinceye kadar uyguluyorlarmış. Gerçi verdikleri kayıplar çok fazla olmasına rağmen, Nadya Popova’nın söylediği gibi “İşe yarıyor”muş. Burada Nadya Popova’nın bir gecede Almanlara 18 saldırı uçuşu gerçekleştirdiğini eklemeliyiz.
Birçok kadın pilotun savaşın sonuna kadar, Gece Cadıları Alayında bireysel olarak 1.000’den fazla uçuş yapması da çok önemli özellik olup, birlik savaş sonuna kadar -Berlin Kuşatması da dahil- gece uçuşlarını sürdürmüştü. Toplam 23 bin 763 görev uçuşunda Almanlara 23 bin tondan fazla bomba atmışlardı. Bir Po-2 uçağının maksimum 150 kg'lık iki adet bomba taşıdığını da eklemeliyiz.
Almanlar, Gece Cadıları’nın başarısı için ürettikleri komplo teorilerine göre, bunların hepsi usta hırsız olup ceza için cepheye yollanmışlardı. Ya da gece görüşünü arttırmak için özel iğneler yapılmıştı!
Gece Cadıları Alayı, savaşın bitiminden altı ay sonra dağıtılmış ve Moskova’daki “Büyük Zafer Geçidi” törenlerine davet edilmemişlerdi...
Ayrıca KanatlıKızkardeşler -Winged Sisters- Rus kadın pilotların kendilerine taktıkları isim olup, içlerinden Valentina Grizudobova çok tehlikeli görevleri uçmuştu: Kuşatılmış ya da savaşan Rus birliklerine çok alçaktan uçarak kargo-posta yüklerini paraşütle, kışın karlar içine paraşütsüz atarmış. Bu işte o kadar uzmanlaşmış ki, sonraları aynı yöntemle taşıdığı personeli de kar yığınlarına paraşütsüz bırakarak çok farklı uçuşlar yapmış.
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
Amerikalı birçok kadın pilot savaştan önce çeşitli uçuş rekorlarının sahibiydi: Harriet Quimby (gazeteci, fotoğrafçı) 1912’de Manş Denizini geçen ilk kadın pilot unvanını almıştı. Pancho Barnes (esas ismi Florence Leontine Lowe) 1930’da kadınlar hız rekorunu kırmıştı. Amelia Erhart 21 Mayıs 1937’de Atlantik Okyanusunu geçen ilk kadın pilottu. 1938’de Jackie Cochran, Kıtalararası uçuş yarışında (Transcontinental Bendix Race) birinci olmuştu... Ne var ki, ABD’ de sistem tüm kadınlara eşit değildi. Örneğin Bessie Coleman hem zenci hem de kadın olduğu için ABD’de uçuş dersleri ve pilot lisansı alamayınca biriktirdiği paralarla gidip Fransa’da uçuş eğitimi ve ardından Fransız pilot uçuş lisansını ancak Haziran 1921’de alabilmişti...
Jackie Cochran, 1940’ta Elenor Roosevelt’e (o zamanların ABD First Lady’si) yazdığı mektupta “Kadın pilotları da kullanın, erkeklerle birlikte savaşa gidebilsinler” diyerek, bu konudaki girişimleri desteklemesini istemişti. Aslında Jackie’nin esas amacı hava kuvvetleri içinde kadın uçucular birliğinin kurulmasıydı. Amerikan hükümetinin bu konuda çok istekli olmadığını görünce, Jackie ve 25 kadın pilot arkadaşı ABD Hava Kuvvetleri komutanı General Hap’ın iznini de alarak, İngiltere’deki ATA grubuna gönüllü olarak katılmışlardı. Jackie burada İngiliz kadın uçucuların test ve eğitim programını yakından inceleyerek, ABD Kongresine ordu için kapsamlı bir kadın pilot eğitim projesi sunmak için hazırlıklara başlamıştı.
ABD Hava Kuvvetlerinde tüm ipler ve pozisyonlar tamamen erkek egemenliğindeydi... Japonların Pearl Harbour baskınından sonra yetkililer ABD’nin elinde yeterli erkek uçucu olmadığının farkına varmıştı. Özellikle Ferrying (herhangi bir nedenle boş uçağın bir yere uçurularak teslim edilmesi) Grubunda çok sayıda pilot ihtiyacı doğmuştu. Bu grubun komutanı, sivil kadın pilotları ihtiyaç duyulan hava birliklerinde istihdam etmek için fizibilite çalışması yapmıştı. Ardından kadın pilotlara da danışarak, hazırladığı projeyi önce genelkurmaya ardından kongreye sunmuştu.
Aynı zamanlarda ABD’li başka bir ünlü kadın pilot Nancy Love, farklı kanallardan benzer bir organizasyon kurma çalışmalarına başlamıştı. Jackie İngiltere’de uçarken, Nancy Love liderliğinde Delaware’deki New Castle Hava Üssünde 28 deneyimli kadın pilotla “Woman’s Auxiliary FerryingSquadron” (Kadınların Yardımcı Hava Nakliye Filosu) isimli birlik kurulmuştu. Bu arada Nancy Love, 19 farklı askeri uçak tipinde uçabilir sertifikası almıştı. Birlikteki kadın pilotların çoğu profesyonel pilot ve uçuş öğretmeniydi. Deneyimi en az olanın 500 saatten fazla uçuşu vardı. Grup, yetiştirdikleri pilotların önce tek motorlu ve/veya küçük uçakların transfer uçuşlarında, yeterince deneyim sahibi olmalarını sağladıktan sonra da daha büyük ve daha gelişmiş uçakları uçuracak şekilde programı yürütüyorlardı. Nisan 1942’de WAFS ilk görevinde, Pipercubs tipi tek motorlu uçağı Pennsylvania’dan New York’taki Mitchell meydanına uçurmuştu. Sonraları bu birliğin lakabı “Guinea Pigs – Gine Domuzları” olmuştu...
Pearl Harbour baskınından sonra ABD, II. Dünya Savaşına topyekûn katılınca, Eylül 1942’de ABD’ye geri dönen Jackie Cochran liderliğinde 319. Army Air Force Woman’s Flying Training Detechment (319 uncu Kadınların Uçuş Eğitim Birliği), kısaca AAWFTD ismiyle Houston-Texas’taki Municipal havaalanında (günümüzdeki adıyla Hobby Airport) kurularak yer dersleri ile uçuş eğitimlerine başlamışlardı.
Walt Disney’in WASP için yaptığı Fifinella figürü
16 Kasım 1942’de AAWFTD, Houston’da eğitime başlandığında gönüllü kadın pilot adaylarına ne üniforma ne bir kaza-hayat sigortası sağlanmıştı. Hatta eğitim uçuşlarında meydanda yangın arabası, kaza-kırım kurtarma ekibi de yoktu. Çok kısıtlı sağlık birimi komutanlara göre yeterliydi! Adaylar açısından en büyük sorun -olumsuz hava koşullarının da etkisiyle- uzayan eğitim sürecindeki moralsizlikti. Bunun üzerine Walt Disney tarafından dişi gremlin Fifinella çizgi resim karakteri yaratılarak grubun amblemi olmuştu. Aynı isimde bir dergi de düzenli olarak yayınlanmıştı.
Özel askeri bayan pilot yetiştirme programındaki ilk 19 grubun eğitimleri “Başlangıç-Temel ve İleri Uçuş” bölümleri olarak her iki grupta da (WAFS, AAWFTD) sürdürülmüştü. Kongreye götürülen projeye göre kadın pilotlar savaş dışı uçuşlarda, örneğin uçakların fabrikalardan hava üslerine transferi, hava savunma birliklerinin atış eğitimi için havadan hedef çekme vb. görevlerde kullanılacaktı.18-34 yaş arası Amerikalı beyaz kadınların dışında Asya kökenli Amerikalı ve Kızılderili kökenli iki kadının kurslara katılmasına izin verilmesine rağmen, Afrika kökenli ve zenci kadınlara bu eğitimler hep yasaklanmıştı...
Bu arada 1940’larda ABD toplumunda kadınların yüzde 15’i hizmet sektöründe çalışırken toplam kadın nüfusu içinde ancak yüzde 25’i özgürce para kazanabiliyordu. Kadınların ülke genelinde yıllık ortalama kazançları 850 USD (2023 yılında enflasyon etkisi düzeltilmiş değeri 18.524 USD) olup, pilot lisansı alabilmenin maliyeti 750 USD civarındaydı. Dolayısıyla WAFS ve AAWFTD organizasyonlarının kadınlar arasındaki popülaritesi daha iyi anlaşılabilir.
WASP (Women’s Airforce Service Pilots): Ağustos 1943 sonunda AAWRTD ile WAFS birleştirilerek tek çatı altında toplanmıştı.WASP (Hava Kuvvetleri Kadın Servisi) adını alarak yarı askeri hüviyete bürünmüştü. WASP’ın kadın pilotları, başlangıçta sivil pilot lisansına sahip adaylardan seçilip, dört aylık uçuş eğitimi süresince ordu standartlarında uçmayı öğreniyorlardı. Daha sonraki gruplarda sıfırdan uçma eğitimi, WASP içinde kendi kadın öğretmen pilotları tarafından verilmişti. WASP eğitiminde pilotlara savaş uçuşu eğitimi (hava muharebesi, bomba ve makinalı top atışı vb.) hiç verilmemişti. Kısıtlı bir kol uçuşu ve akrobasi manevraları ile stall gibi anormal durumlardan çıkış antrenmanlarıyla eğitimlerini pekiştirmişlerdi. ABD’li kadınlardan bu programa 25 binden fazla başvuru olmuş, 1.900’ü kursa katılmış, 1.078’i başarıyla eğitimi bitirmişti. Dört tanesi ise programı tamamlayınca WASP’tan ayrılmıştı...
WASP’ın kabul şartları arasında en az college (lise dengi) mezunu, beyaz Amerikan vatandaşı, 18-35 yaşlarında olmak ilk anda göze çarpanlardı. Kurallar arasında saç modeli: Kısa, düz kesilmiş ve hiçbir şekilde bukle, fiyonk benzeri saç süsü ile eşarp olmayacaktı. Topuklu ayakkabı kesinlikle yasaktı. Neden olarak kadınlar bunlarla uçakların kanat ve gövdelerini delebilirlerdi. Programa kabul edilenlere ayda 175 USD (2023 yılında enflasyon etkisi düzeltilmiş değeri 3.086 USD) ödeniyordu. Ancak üniforma, uçuş tulumu ve yemek bedellerini adaylar kendileri karşılayacaktı. Biraz geç de olsa Şubat 1944’te WASP için özel mavi renkli üniformalar hazırlanarak dağıtılmıştı. WASP adaylarından -askeri personel kapsamına girmemelerine rağmen- benzer bir askeri disiplinli yaşam beklenmekteydi. Adaylar için gün şafakla başlayıp, zorunlu sabah sporunu takiben topluca kahvaltı yapılıyordu. Ardından yer dersleri veya uçuş eğitimine çıkılıyordu. Yer derslerinde fizik, matematik, seyrüsefer, uçak motorları, mors alfabesi, kısıtlı aerodinamik, meteoroloji vb. bir sürü konu öğreniyorlardı. Eğitimleri yaklaşık altı ay sürmekteydi. Tıpkı İngiltere’deki gibi toplumun çok farklı kesimlerinden gelenler vardı: Sekreterler, aktristler, modeller, öğrenciler, anneler, hatta Catherina Rawls Thompson (1936 Berlin Olimpiyatları altın madalyalı yüzücüsü) gibi sporcular, zengin aile kızları veya hayır kurumlarının yardımlarıyla ayakta kalabilen yetimler...
Eğitimlerini tamamladıktan sonra kadın pilotlar, ABD içindeki 120 üsten birisine atanıyorlardı. Gittikleri yerlerde, üstlendikleri uçuş görevleri ile erkek savaş pilotlarının uçuş yükünü hemen azaltmışlardı. Savaş boyunca kadın pilotlar genellikle fabrikalardan üslere veya üslerden fabrikalara uçakların transfer uçuşları, rutin kargo uçuşları, uçaksavar bataryalarının atış eğitimi için havadan hedef çekme -bazen acemi uçaksavarcılar hedef çeken uçağı da vurabilmekteydiler- uçuşlarının yanısıra, aralarındaki çok başarılı uçucular, test uçuşları ile hava kuvvetlerinin erkek pilot adaylarına uçuş öğretmenliği de yapmıştı.
WASP pilotlarının en önemli özelliği, aynı görevleri yapan erkek uçucuların aksine yaptıkları işten eşit bir gelir/fayda elde edememişler, risklerin bir miktarını gönüllü üstlenmişlerdi. 1.074 kadın pilot yetkisiz olarak ABD Hava Kuvvetlerinde sadece uçuş görevlerini yapmışlardı. Ayrıca bunların orduyla herhangi bir idari bağlantıları da yoktu. Böylelikle ordu haksız olarak, bazı askeri uçuş görevlerini sivil statüdeki kadın pilotlara yaptırmışlardı.
Dört WASP pilotu Cessna UC-78 tipi uçak önünde, Greenville Üssü-Missisipi
Haziran 1944’te WASP pilotlarının ordu içindeki askeri statülerinin belirsizliği, sivil uçuş okullarının kapatılmasını protesto için programı terk eden iki kadın pilot bahane edilerek, WASP aleyhine Kongrede lobi faaliyetleri başlamıştı. Gerekçelerinde WASP’ın pahalı, faydasız bir program olduğu, en önemlisi kadın pilotlara güvenilmemesi gerektiği ve bu yüzden de eğitim programının deneyimsiz kadın pilot adaylarına kapatılması vardı!
Jackie Cochran, aleyhteki gerekçelerin çözümü için Beyaz Ev’in alt komisyonunda girişimlerde bulunmuştu. Komisyon 20 Aralık 1944’te WASP’a yeni aday alımını durdurmuştu: Onlara göre artık savaş birmiş, WASP misyonunu tamamlamıştı...
WASP programı sonuçlandığında 916 kadın pilot ABD Hava Kuvvetlerinde aktif uçucu, 620’si 141. Hava Nakliye Komutanlığı bünyesinde uçuş eğitimine başlamış, 133’ü Hava Kuvvetlerinin değişik birliklerinde uçuş görevleri, 11'i meteoroloji filosunda, 9’u teknik bakım kontrol uçuşlarında, biri de kariyer komutanlığında danışman-denetçi olarak uçuş yapmıştı. Sadece WASP pilotları Eylül 1942-Nisan 1944 arasında 78 değişik tipte, 12 bin 650 uçağı fabrikalardan üslere teslim uçuşlarını gerçekleştirmişlerdi. Bu süreçte 38 kadın pilot (11’i eğitim, 27’si aktif görev esnasında) çeşitli uçuş kazalarında hayatlarını kaybetmişlerdi Ayrıca kadın pilotlardan 7’si ağır, 29’u orta- hafif olarak çeşitli uçuş kazalarında yaralanmışlardı. Bu pilotlar savaş boyunca 60 milyon milden fazla uçuşu değişik görevlerde tamamlamışlardı. Örneğin 10 binden fazla üretilen P-47 Thunderbolt uçaklarının fabrikadan savaş üslerine taşınmasını WASP pilotları gerçekleştirmişti.
Kadın pilotlar ancak 1977’de savaş gazisi unvanını ABD Kongresinden kazanabilmişlerdi. Son olarak 2009’da yine Kongre tarafından altın madalya ile taltif edilmişlerdi...
ALMANYA
Almanya Nasyonal Sosyalizm Partisinin ideolojisi, toplumda kadınların ülkeye evlat yetiştiren anne ve ideal bir eş olarak görevlerini yapmasını sürekli dikte ettirmekteydi. Yine de birkaç Alman kadını yoğun ajitasyon sürecinde havacılığın uçuculuk bölümünde kendilerine zorlukla bir yer bulabilmişlerdi. Özellikle yeni uçakların test uçuşları ve bir yerlere transfer uçuşu görevlerini üstlenmişlerdi. Faşist Alman yönetimi kadınlar için uçuş filosu vb. oluşumlara asla izin vermemişlerdi.
Hanna Reitsch: 1912 doğumlu Hanna, 1932’de planörle uçmaya başlamıştı. Planörde birçok rekorlar kırmıştı. Başlangıçta I. Dünya Savaşı yenilgisinden sonraki yaptırımlardan ötürü Almanya’da motorlu uçak üretimi yasak ve uçuşlar kısıtlı idi. Nasyonal Sosyalist Parti iktidara gelince Versailles antlaşmasının yaptırım ve kısıtlamaları hemen delmeye başlamıştı.
Hanna, 1937’de Luftwaffe (Alman Hava Kuvvetleri) test merkezinde Dornier Do-17 ve Junkers Ju-87 uçak projelerine test pilotu olarak katılmıştı. Çok yetenekli ve güzel olması sayesinde kısa zamanda Naziler’in propaganda yıldızı olmuştu. Birçok havacılık rekorlarına, örneğin 1937’de Alpleri planörle geçen ilk pilot vb. imzasını atmıştı. İlk bayan helikopter pilotu olarak Fw-61 (helikopterin ismi: Deutschlandhalle) projesinde uçmuştu.
Hanna Reitsch uçuş sonrası
II. Dünya Savaşı'nda Fransa’ya Almanlar saldırırken ünlü Maginot Hattının arkasına planör uçuşlarıyla askerleri taşımıştı. Savaş içinde daha çok uçak projelerinde test pilotluğu yapmıştı. Aşağı yukarı tüm Alman savaş uçak modellerinde test pilotu olarak uçmuştu. Roket motorlu Me-163 Komet deneysel modeli ile bazı bombardıman uçak modelleri de buna dahildi: Ünlü V-1 roket bombalarının insanlı modeli olan Fiesseler Fi-103R tipinin geliştirilmesinde yer alarak test uçuşlarına katılmıştı.Ayrıca hava savunma baraj balonlarının kablolarını havadan uçakla kesilmesi projesine de katılmıştı
II. Dünya Savaşı'nın sonuna doğru, Alman Hava Generali Robert Ritter von Greim’in özel pilotluğunu da yapmıştı. Berlin, Ruslar’ın ablukası altındayken alçaktan zorlu bir uçuşla ünlü Brandenburg kapısıyla, Zafer Takının arasında kalan yere (Tiergarten civarı) uçağını indirerek, General R.R. von Greim’i sığınaktaki Hitler’in yanına getirmişti. Takiben Hitler, hava mareşali Göering’i görevden alarak R.R. von Greim’i Hava Kuvvetleri Komutanı olarak atamıştı. Ertesi gün yine Hanna, Rusların yoğun ateşi altında caddeden kalkarak R.R. von Greim’i Berlin’den çıkartmayı başarmıştı. Bu uçak Berlin’i terk edebilen son Alman uçağı olmuştu. Rivayete göre aslında Hanna, Hitler’i Berlin’den Afrika’ya kaçırmak için bu tehlikeli uçuşu yapmıştı.
Savaştan sonra Amerikalılar 18 ay boyunca Hanna Retsch’yi özellikle gizemli son uçuşu için sorgulamışlardı. Daha sonra serbest kalan Hanna, yeniden planör uçuşlarına başlamıştı. Dünyanın çeşitli yerlerinde (İspanya, Hindistan vb.) planörle hem rekorlar kırmış hem de uçuş öğretmenliği yapmıştı. Hiç evlenmeyen Hanna, 1979 yılında ölmüştü.
Melitta Schiller: Tıpkı Hanna gibi savaş içinde Melitta’da birçok test uçuşunda yer almıştı. Özellikle yeni bombalar, onların pike dalışıyla atış tekniklerini geliştirmek için deneysel test uçuşlarının yanısıra roket atışları gibi projelere önemli katkılar sağlamıştı. Demir Haç nişanına sahip ender Alman havacılarındandı...
****
Son olarak kadın pilotlar için tüm ordular hazırlıksız olduklarından, onlara yetersiz kaynaklar sunmuşlardı. Ayrıca savaş içinde tüm kadın pilotlar yerde eril şüphecilik ve cinsel tacizle mücadele ederken, havada arıza, kötü hava koşulları, yanlışlıkla açılan dost ateşi vb. problemlerin bir şekilde üstesinden gelmeyi bilmişlerdi.
NOTLAR:
* O yıllarda bütün ülkelerde ön plana çıkartılan, kadın uçucuların fotojenik güzelliğinin olmasına propaganda amacıyla çok önem verilmişti.
* Başlangıçta kadın uçuculara erkek üniformaları verildiği için kemerler iki-üç kez bellerine dolanıyor, pantolon paçaları ve kollar neredeyse yarısına kadar katlanıp, bolluklar plilerle daraltılıyordu. Ama kadınlar üniformalarına nakışlarla çiçek vb. motif ler işlemeyi hiçbir zaman ihmal etmemişlerdi.
* Rus kadın pilotlar için sıcak bir duş yapabilmek cennette yaşanan bir an olarak kabul edilirmiş. Elbette sıcak duşta sıra kapmak ayrı beceri isteyen çok önemli davranışmış. Aksi halde nehirlerde (kışın hariç) yıkanmak zorlu ama alternatif yolmuş... Lydia’nın bulduğu özel şampuan ise kadınlar arasında çok moda olmuş: Son uçuştan sonra uçağın radyatöründeki sıvı bir kovaya boşaltılıp, bir arkadaşın yardımıyla kafasına suyla birlikte bu sıvı yavaşça boşaltılırmış. Karışım şampuan etkisi gösterirken, kadınlar arasında çok popüler olduğu da belirtilmişti.
*Rus kadın pilotlar harita üzerine seyrüsefer rotasının çizimi için kullandıkları kalemlerin ayrıca göz makyajı (eyeliner) özelliğini de keşfetmişlerdi.
* ABD’li kadın pilotlar, üniforma ve uçuş tulumlarının erkekler için hazırlanmasından ötürü beden ölçüsü için kendi aralarında LARGE, LARGE, LARGE diye espri geliştirmişlerdi.
Başvurulan Kaynaklar:
*Women in Air War the Eastern Front of World War II (Cottam J. Kazimiera – New Military Publishing, 1997)
*Spitfire Women of World War II (Giles Whittel – Harper Perennial, 2008)
*Women Pilots of World War II (Jean Hascall Cole – University of Utah Press, 1995)
*Clipped Wings: The Rise and Fall of the Women Air Force Service Pilots (WASPS) of World War II (Molly Merryman – New York University Press, 1998)
*Our Mother’s War, American Women at Home and at the Front During World War II (Emily Yellin – Free Press, 2005)
*Amelia Earhart’s Doughters (Leslie Haynswart &David Toomey – Harper Collins, 2000)
*Doughter of the Air (Rob Simbeck – Grove Press, 1999)
*Go Home Little Fifinella: The Story of WASP Trainee (Winnie Lo Pinto &Lidia Lo Pinto – Writers Club Press an Imprint of Universe Inc. 1994)
*Those Wonderful women in Their Flying Machines: The Unknown Heroines of World War II (Sally V. Wagenen Keil – Four Directions PR, 1994)
*Winning My Wings: A Women Airforce Service Pilot in World War II (Marion Stegeman Hodgson – Bright Sky Press, 2005)
*Nancy Love and the WASP Ferry Pilots of World War II (Sarah Byrn Rickman – University of North Texas Press, 2008)
*Jackie Cochran: An Autobiography (Jackie Cochran &Bryan Bucknum Brinley – Bantam, 1987)
*American Women and Flight since 1940 (Deborah G. Douglas &Amy E. Foster &Alan D. Mayor &Lucy B. Young – The University Press of Kentucky, 2004)
*A WASP Among Eagles: A Women Airforce Services Pilots of World War II (Ann B. Carol – Smithsonian Institution Press, 2010)
*On Silver Wings: The Women Airforce Service Pilots of World War II (Marianne Verges – Ballantine Books, 1991)
*Sister in Arms: British and American Women Pilots during World War II (Helena Schrader – Pen & Sword Books Ltd. 2006)
*Flying for Her Country: The American and Soviet Women Military Pilots of World War II (Amy Strebe & Trish Beckman – ABC, CLIO Inc. 2007)
*Night Witches: The Amazing Story of Russia’s Women Pilots in World War II (Bruce Myles – Academy Chicago Publishers Ltd. 1997)
*Wings, Women and War: Soviet Airwomen in World War II Combat (Reina Pennington &John Erickson – University Press of Kansas, 2007)
*The Sky My Kingdom: Memoirs of the German Famous German World War II Test Pilots (Hanna Reitsch – Casemate Publishers, 2009)
*Encyclopedia of Women in Aviation and Space (Rosanne Welch – ABC, CLIO Inc. 1998)
*Red Sky, Black Death: A Soviet Women Pilot’s Memoir of the Eastern Front (Anna Timofeya Yegorova &Margarita Ponomaryova – Slavica Publishers, 2009)
*Sisters in War (Peg Trout – Dog Ear Publishing, LLC. 2008)
*Flying Higher: The Women Airforce Service Pilots of World War II (Wanda Langley – Shoe String Press. Inc. 2002)
*Cool Woman – Flygirls (Amy Inouye – Girl Press Books, 2001)
*www.womenofwwii.com
*www.warhistoryonline.com
*www.thisdayinaviation.com
*www.vanityfair.com