İngiltere’de Uçuş Eğitimi ve Sosyal Yaşam
*A) Bazı gruplar Londra’da İngilizce dil eğitimi ve temel yer derslerinin gösterildiği üç-beş aylık kurslardan sonra Devonshire’in Torquay kentindeki I.T.W. (Initial Training Wing) okuluna, trenle ulaşarak katılmışlardı. Burada genel havacılık, aerodinamik, matematik, mekanik, benzinli motorlar teorisi ve pratik çalışmalar, mors alfabesi, silahlar, meteoroloji, seyrüsefer ve harita, uçak tanıma, uçuş yolları vb. yer dersleri almışlardı. Adaylar okula katılışlarından kısa bir süre sonra gerekli uçuş ve uçak tip derslerini takiben Tiger Moth (D.H. 80) tipi uçakla eğitim uçuşlarına başlamışlardı. Buradaki eğitim yaklaşık altı ay sürüyordu.
I.T.W kursu boyunca adayların İngilizcelerini geliştirmeleri için İngiliz yetkililerin belirlediği ailelerin ziyaretlerine giderek, konuşma antrenmanı yapıyorlardı: Aileler daha yavaş konuşurken, adayların yanlışlarını kibarca düzeltmişlerdi. Sosyal ilişkiler sadece aile ziyaretleriyle kalmayıp zamanla genç hanımlarla da çeşitli vesilelerle tanışmışlardı. Adayların yemeklerde, pub ve danslı toplantılarda geleneksel Türk alicenaplığının doğal yansımasıyla yemek, içki vb. ısmarlamaları popülaritelerini arttırmıştı. Bu arada İngiliz erkekleri de Çanakkale savaşlarından kalan rivayetler ya da tabloid basından edindikleri eksik bilgilerle, adaylara karşı bağnaz ve milliyetçi tavırlarıyla mücadele etmişlerdi. Buna karşılık İngiliz kadınlarının tamamen aksi, önyargısız, sevecen ve sıcak yaklaşımları adaylarda şaşkınlık yaratmıştı. Bu yüzden her ortamda Çanakkale’de savaşan askerlerin bir suçu olmadığını, emperyalizmin oyunu sonucu halkların birbirlerini öldürdüklerini bilebildiklerince anlatmışlardı.
Adaylar, savaş içinde ve zaman zaman Alman uçaklarının hava saldırılarına rağmen İngiliz toplumunun olabildiği kadar günlük yaşamlarını sürdürme çabalarını da hayretle karşıladıklarını belirtmişlerdi. Alman hava saldırılarının gece gündüz demeden sürmesi ve bunun sonuçları alarmlar, sığınaklar, yıkımlar, hatta ölümleri kanıksayan alışma sürecini adaylar anılarında anlatmışlardı. İlk giden grupların yoğun Alman uçaklarının saldırıları yüzünden sık sık eğitimlerinin alarmlarla kesilerek sığınaklara girdikleri ve savaşın gerçek yüzünü daha iyi anladıklarını anılarında belirtmişlerdi.
1942 yılında Londra’da açılan Türk Halkevini adaylar orada bulundukları sürece sık sık ziyaret etmişlerdi. Halk Evinde Türkçe öğrenen İngilizlerle Türkçe konuşma faaliyetlerine yardım ve karşılığında İngilizce konuşmaları da ayrı bir sosyalleşme girişimiydi. Londra Halkevi, 14 Mart 1944 tarihinde Alman hava saldırısıyla ciddi hasar görmüştü…
*B) Wolverhampton’daki Cranwell kasabasında bulunan E.F.T.S. (Elementary Flight Training School) okulu, pilotaj eğitiminin ikinci basamağıydı. Buradaki program yaklaşık 60 saat gündüz-gece çift kumanda, 40 saat yalnız (bunun 5-6 saati gece yalnız) uçuş ve yer derslerinden oluşmaktaydı. Burada ilk uçtukları uçak tipi Miles Master-II idi. Daha sonra Oxford, Beaford Mark-II tipi uçaklarla da uçuyorlardı. Eğitim süresi altı-sekiz ay planlanmasına rağmen Alman saldırıları yüzünden program uzayabiliyordu.
Pilot adaylarından Fikret Köroğlu yalnız uçuşunda, havada bir Hurricane uçağıyla çarpışmıştı. Sağ kanadı kopan uçak virile girmişti. Yaralı olarak kurtulan aday uzun süre hastanede tedavi gördükten sonra Türkiye’ye geri yollanmıştı.
Adaylardan H. Oğuz Barut öğretmeniyle son uçuşunda çok az kullanılan meydana inip, öğretmenin sepetini arazideki mantarlarla doldurduktan sonra tekrar kalkarak göreve devam ettiklerini anılarında anlatır.
Cranwell’deki R.A.F. Kolejinde Türkler ‘in dışında işgal altındaki Fransa, Polonya, Hollanda, Belçika, Çekoslovakya ve Asya’daki İngiliz sömürgelerinden gelen pilot adayları da vardı. Burada uçuş ve yer derslerinin dışında her gün spor; koşu, kültürfizik ve yürüyüş gibi faaliyetler eğitimin parçası olduğu yine anılarda belirtilmiştir. Bu süreçte bir futbol takımı kurarak İngilizlerle futbol maçı da yapmışlardı...
Adaylar özellikle yalnız eğitim uçuşlarında yanlış meydanlara iniş hataları başta normal karşılanıyordu. Ancak Amerikan Hava Kuvvetleri bombardıman uçaklarının meydanına yanlışlıkla inen aday, ortalığı ayağa kaldırdığının farkına ancak İngiliz yetkililerden çok ciddi zılgıtı yiyince anlamıştı. Çünkü Normandiya çıkartmasının arifesinde gerçekleşen olay, istihbarat birimince ciddi soruşturmaya uğramıştı. Çıkartma başarılı olduktan sonra aday Samim Sırdaş’ın üzerindeki Alman ajanı şüpheleri silinmişti. Bir başka aday kendi meydanına inmesine rağmen kendisini kaybolmuş ve yanlış yere indiği duygusundan ancak öğretmeni ve arkadaşlarının ikazıyla kurtulmuştu. Yalnız uçuşlarında disiplinsizlik yapanlar eğitimden ayrılarak Türkiye’ye geri yollanmışlardı.
Bir gece uçuşunda Hakkı Akarçay ve İngiliz öğretmeni kalkıştan hemen sonra bölgeye saldıran bir Alman uçağının makineli tüfek ateşiyle düşürülmüştü. Cenaze törenine İngiliz Havacı komutanlar, Türk diplomatlar da katılmıştı. Olaya çok üzülen adaylar duygusal coşkuyla, eğitimlerini bitirdikten sonra Almanlara karşı savaşmak için İngiliz komutandan izin istemişlerdi. Ancak İngiliz askeri yetkililer o sırada Türkiye’nin Almanlarla savaşta olmadığı için adayların taleplerini kabul etmemişlerdi…
Genellikle hafta sonları İngiliz kızlarıyla eğlenen adaylar haftaya moralle başlarken bazıları kızlarla duygusal ilişkisini ilerletmişlerdi. Hafta sonu dans partilerinde kadın-erkek sayısındaki eşitsizlik yüzünden kendi damıyla dans edemediklerini, diğer eşi olmayan kızlar tarafından sürekli dansa davet edildiklerini anılarında hayretle anlatmaktadırlar. Kız arkadaşlarının kavalye seçiminde Türkleri tercih etmeleri yüzünden İrlandalı akranlarıyla yumruklu kavgaların olduğunu, İrlandalıların yörede pek sevilmemeleri nedeniyle yerel otoritelerin bazı önlemler sonucu kasabaya İrlandalıları almadıklarını, yasaklamayı tuhaf karşıladıklarını belirtmişlerdi.
Türk havacılardan birisi orada İngiliz kız arkadaşıyla evlenmiş, Türkiye’ye pilot olarak döndükten sonra o zamanlar ordudaki “yabancıyla evlenme yasağı” kuralı sonucu önce mahkemeye çıkmış ardından hapis ve para cezasına çarptırılmıştı. Üstelik ordudan atılmış, sıkıntılı dönemler yaşadıktan sonra tekrar İngiltere’ye kaçarak geri dönmüştü. Savaş sonrası Türkiye’ye dönebilmek için yaptığı af başvurusu reddedilmişti…
*C) İleri uçuş eğitimi için R.A.F kolejinin Lincolnshire’ deki Sleaport kasabasındaki S.F.T.S. (Service Flight Training School) okuluna katılmışlardı. E.F.T.S. deki eğitimin bir bölümünden sonra avcı veya bombardıman-keşif pilotu olma hakkı tanınmış, bundan sonraki uçuş ve yer eğitimi bu seçimlere göre yapılmıştı. Eğitim yaptıkları uçaklar o sırada savaşta kullanılan Spitfire-II ve Beaufort Master-II modelleriydi. Eğitim programında teorik ve uygulamalı makineli tüfek, bomba atışı, hava muharebesi (avcılar için), yakın kol uçuşu, hava-hava atışı, gece uçuşu ve özellikle kötü hava koşullarında sentetik uçuş eğitimi link (O yıllarda günümüzün görüntülü-hareketli ve gerçek zamanlı simülatörleri henüz yoktu!) ile yapıyorlardı.
Harbe hazırlık eğitimi için 18 Spitfire uçağıyla güneybatı İskoçya’ya giden pilot adayları, kötü hava koşullarına rağmen eğitim uçuşlarını sürdürmüşlerdi. Eğitimlerinin sonlarına doğru bir gün İngiliz hocanın liderliğinde 17 Türk havalanmışlardı. Görev dönüşü meydan ve civarı sisle kaplanmıştır. O zamanlar uygulanan emergency usule göre 090˚ istikamette 15 dakika uçulduktan sonra deniz üzerinde uçak ters çevrilip paraşütle atlanırken, bunu sadece lider İngiliz hoca uygulamıştı. Türk adaylar bulut arasında bir delik bularak hepsi inişlerini tamamlamışlardı. İngiliz hocayı kısa zamanda İngiliz sahil koruma gemisi kurtarmıştı…
Spitfire uçaklarının iki kişilik modeli olmadığı için çok yoğun yer eğitiminden sonra uçuşlara başlamışlardı. Yine Spitfire uçaklarıyla hava muharebesi eğitimlerindeki İngiliz uçuş öğretmenleri genellikle 10-12 Alman uçağı düşürmüş “AS” pilotlar olduğundan çok ciddi taktiklerle uçuşlarında paha biçilmez deneyimler kazanmışlardı. Spitfire uçaklarıyla eğitim uçuşları, Türkiye’nin henüz savaşta tarafsız olması nedeniyle Manş Denizi ve Fransa üzerinde ve İngiltere üzerindeki savaş uçuşlarından uzak yerlerde yapılmıştı. Nedeni ise işgal altındaki Fransa üzerinde uçak düşer/düşürülürse, paraşütle atlanır ya da zorunlu iniş sonrası Almanlar Türk pilotunu tutuklarsa ciddi politik problemlere neden olabilecektir. Bu yüzden uçakların makineli tüfeklerine (hava-hava, hava-yer atışları hariç) tek mermi bile yüklenmemişti. Ayrıca tüm uçuş eğitim safhalarında adayların askeri kimliklerinin dışında yanlarında pasaport, ehliyet vb. belgelerle fazla para bulundurmaları kesinlikle yasaktır.
Cranwell’deki eğitimi takiben ilk gruplar RAF brövesini takıyorlardı. Türk Hava Kuvvetlerinin brövesini, antlaşmalar gereği Türkiye’ye döndükten sonra takacaklardı. Daha sonraki gruplar tüm uçuş eğitimi bittikten sonra Londra’da düzenlenen törende bröve takıyorlardı. Bu törene Londra’daki Türk diplomatları da katılıyordu.
Devam edecek…