Geldiler jipleriyle, son model arabalarıyla…
Binlerce wat gücünde hoparlörlerle donatılmış otobüsleriyle, havai fişekleriyle, ampul pankartlarıyla…
Öyle bir geldiler ki her türlü kuralı hiçe sayarcasına, Atatürk Havalimanı’nda yaşamı durdururcasına…
Geçmişte defalarca yazdığımız Atatürk Havalimanı çevresini park yeri olarak kullanan sürücülere bir “protokol geçişi” sırasında göz açtırmayan polisimiz bu kez hiçbir uyarıda bulunamadı. Çünkü bu kez gelenler, her şeyi yapmaya muktedirdi… Başbakanı karşılar, eğer “O” yol verirse, gider Taksim’i de ezerlerdi. Tıpkı Atatürk Havalimanı’nı ezdikleri gibi…
Evet, Atatürk Havalimanı Perşembe gecesi sms’lerle ve sosyal medya üzerinden örgütlenen 10-15 bin kişinin katıldığı bir “miting”e sahne oldu. Saat 23.00 sıralarında başlayan yoğunluk artarak saat 04.00’e kadar sürdü. Bu süre içinde havalimanına giriş ve çıkış yolları iptal oldu. Yayalar ve araç trafiği iç içe girdi. Her türlü kural hiçe sayıldı, gerektiği yerde (!) araçlar ters yönde seyretti. Kimse “dur” diyemedi. Taksim'de ve daha birçok yerde elinde Türk bayrağı olanlara tazyikli su-gaz v.s her türlü şiddeti uygulayan polis, havalimanında suspus oldu, çaresiz kaldı… Sorarım; havalimanı bir miting alanı mıdır?
Uçağına yetişmek için terminale ulaşmak isteyen yolcular ellerinde bavullarıyla perişan oldu, isyan etti. Çünkü havalimanında miting vardı… Hem de önceden “sözde” organize edilmemiş bir miting!.. Organize edilmediği için metro seferleri saat 04.00’e kadar uzatıldı. Organize edilmediği için Devlet Konukevi önünde havai fişekler atıldı. Organize edilmediği için bazı kamu kurumlarının servisleriyle partililer taşındı…
Sorarım; dünyanın hangi havaalanında böyle bir olay yaşanmıştır? Yoksa havai fişek, havacılık emniyetinin tamamlayıcı bir unsuruydu da biz mi bilmiyoruz? Bunun sorumluluğu kime aittir?
Miting bitti, sabahın ilk saatlerinde gittiler, geride bıraktıklarına bakmadan… Ortalık sakinleştiğinde havalimanı içindeki yollar, otoparklar çöplüğe dönmüş haldeydi. Temizlenmesi kolay olmadı. Hatta Atatürk Havalimanı’nda terminallerin temizliğini sağlayan özel temizlik şirketinin personeli dahi çalıştırıldı. Ve yaşam normale döndü havalimanında…
Tabi söz konusu olan değişen Türkiye gerçeği… Ancak bu değişim, güçlünün tavrında, “kuralları yok sayma ve ben yaptım oldu” şeklinde beliriyor. Bundan dolayı Atatürk Havalimanı’nda geceyarısı yaşananlar, 1 gün sonra Ankara Esenboğa Havalimanı’nda yinelendi. Görünen o ki, bundan sonra da sık sık tekrarlanacak. Ta ki, Gezi Parkı’nda yaşananların rövanşı alınana kadar…
Öte yandan “dünyaya böyle görüntülerle yansıtılmamalıydık” diyen ve Gezi Parkı protestolarını eleştiren siyasetçiler, havalimanlarının da ülkeye gelen yabancılar için topluma dair “ilk imaj” olduğunu unutmamalılar.
Aydınlık günler dileğiyle…
Haber Müdürümüz Süleyman Şen'in objektifine yansıyan kareler için TIKLAYINIZ...