iga-2024-3
Airkule
Unifree-2019
HAVACILIK HABERLERİ RÖPORTAJ TÜRKİYE'DEN DÜNYADAN VİDEOLAR SEYAHAT ROTASI
Pegasus-2024
   
  Osman Gazi Baykal [email protected]   
HAVACILIK TARİHİNDE İZ BIRAKAN UÇAK VE DİĞER HAVA ARAÇLARI
11 Aralık 2022 Pazar

Bu tür seçki veya listeler çok değişik kaynaklarca uzun zamandan beri çeşitli nedenlerle hazırlanıp sunulmakta veya anketlerle belirlenmektedir. Elbette listelerin hepsi subjektif olup, öncelik kriterleri farklıdır. Havacılık alanında önemli buluşların, gelişmelerin neredeyse hep askerliğin öncülüğünde gerçekleşmesi, dünyanın halen barış ortamından ne kadar uzakta olduğunun ayrı ve acıklı göstergesidir.

Ayrıca uzayla ilgili her türlü uçuşlarda önemli aşamalarda izler bırakan araç listeleri ayrı bir yazı konusu olarak daha sonra incelenecektir.

1/ Otto Lilienthal ve Planörleri: 1848-1896 yılları arasında yaşayan, Alman asıllı olup “Uçan Adam” ve sonraları “Uçuşun Babası” olarak tanınmıştı. 14 yaşından itibaren uçma-uçuş konularıyla ilgilenmeye başlamıştı. 11 numaralı planörüyle 300m’yi 15 saniyede uçmuştu.

                    Otto Lilienthal’in geliştirdiği planör modellerinden bir kısmı

Ürettiği ve geliştirdiği planör modelleri ile bizatihi kendisinin başarılı uçuşlar yapması, “havadan ağır” fikrini gerçekleştirmesi, havacılıkta önemli bir eşiğin aşılmasını sağlamıştı. Her ne kadar Leonardo da Vinci ve diğer öncüllerin çalışmaları varsa da Otto Lilienthal’in geliştirdiği modeller, modern planörcülüğe yön vermişti.

Ayrıca kendi geliştirdiği bir tür monoplane ile kısa süren uçuşun sonucunda stall olarak düşmüştü. 9Ağustos 1896 günü bir planör kazası geçirmiş ve ertesi günü ölmüştü. Otto Lilienthal’in bilinen 25 adet planör vb. hava aracı patenti vardır.

2/ Wright Flyer-I (Kitty Hawk): 17Aralık 1903’te Amerikalı Wright kardeşlerin kendi üretimi olan insanlı ve havadan ağır, kontrol edilebilen bir uçakla ilk uçuşunu yapmışlardı. Bisikletçilikten gelen kardeşler, 1900-1902 yılları arasında önce planör tasarım ve deneyimlerinden yola çıkarak Kitty Hawk’ı yaratmışlardı. Uçak tamamen el emeğiyle ve çift kanatlı olarak yapılmıştı. Sadece motor altı haftada tamamlanırken, pervaneler fırınlanmış ladin ağacından üretilmişti. Kanat uzunluğu 12.29m ve 47m² lik alanıyla tasarlanırken, sağ kanat diğerinden 10cm daha uzun yapılmıştı. Nedeni ise motor ve pilotun ağırlığını dengelemek için böyle bir tasarım ve uygulama yapılmıştı. İlk deneme uçuşu 37m ve 12sn sürmüştü. Sonraki denemelerinde en çok 61m ve 15sn lik derecelere ulaşmışlardı. Şiddetlenen rüzgâr Flyer-I i savurarak büyük hasar verince bu model bir daha uçmamıştı.

                                 Wright Flyer-I (Kitty Hawk) uçuş öncesi

Wright kardeşler 1904’te Flyer-II, 1905’te Flyer-III’ü tamamladıktan sonraki uçuş denemesinde39km lik dairevi paterni 39 dakikalık uçuşla tamamlamışlardı.

3/ Blériot X-1: Havacılık tarihinin en önemli uçuşlarından birisi de Manş denizinin uçarak geçilmesiydi. Bir İngiliz yayımcının 1908’de koyduğu “1.000£’luk Manş denizini uçarak geçme ödülü” için birçok pilot denemiş ancak başarısız olmuşlardı. Fransız mühendis-pilot Louis Blériot, kendi tasarımı Blériot X-1 tipi uçağıyla 25Ağustos 1909’da Fransa’da Calais sahilinden havalanarak İngiltere’ye uçmuştu. 45-90m yükseklikten uçuşunu sürdürürken uçağında istikamet kontrolu için herhangi bir pusula yoktu. Dover yakınlarına inişi esnasında sert rüzgâr nedeniyle uçağını kırmasına rağmen 36 dakikalık uçuş sonucu para ödülünü kazanmıştı.

                                    Blériot X-1 Manş denizi üzerinde

Elde ettiği başarı ile uçağının seri üretimine geçmişti. L. Blériot daha sonra gerçekleşen bazı havacılık yarışmalarına da katılmıştı. Nitekim 29Kasım 1909’da İstanbul’da bir gösteri uçuşu yapmıştı. Taksim’deki Topçu Kışla Talimhanesinin içinden kalkış yapan L. Blériot, Kasımpaşa sırtlarında kaza geçirerek bir eve çarpınca biraz daha geliştirdiği yeni Blériot X-I modeli uçağını kırmıştı. 1909-1904 arasında Blériot X-I modelinden Fransa, İngiltere, Almanya gibi devletlere 900 adet satmıştı

4/ Red Baron Manfred von Richthofen ve Fokker Dr.1: I.Dünya savaşında Alman hava kuvvetlerinin Batı Cephesinde görev yapan ünlü “As” avcı pilotuydu. Resmi 80, onaylanmamışlarla birlikte 100’den fazla hava savaşında zafer kazanmıştı. Üç kanatlı, tek motorlu ve tek kişilik uçağını kullanıyordu.Filo komutanı olunca kırmızıya boyattırdığı Fokker Dr.I tipi uçağıyla hem düşmanları hem de Almanlar arasında büyük şöhret kazanmıştı.

                     Red Baron Fokker Dr.I replikası

Bu arada üç kanat o dönemin teknolojisi içinde daha iyi tırmanış ve manevra performansı sağlıyordu. Maksimum hızı 185km/sa ve tavanı 6.100m idi. Daha sonra kendi birliğindeki (Jesta 11.Avcı filosu) diğer pilotlar da uçaklarını kırmızıya boyatmışlardı.

1917’de uçak kazası sonucu başından yaralandıktan sonra bazı fiziki şikayetleri olmuştu. 21Nisan 1918’de Kanadalı bir pilot tarafından vurularak düşürülmüştü. Daha sonraki incelemelerde yerden açılan uçaksavar ateşiyle vurulup yere çarptığı konusunda balistikçiler, doktorlar, tarihçilerden oluşan uzmanlar grubu hemfikirdiler. Kendisi, başta kardeşi olmak üzere birçok Alman genci için idol olmuştu. Ayrıca Fokker D. VII modelinin geliştirilmesinde çok önemli katkıları olmasına rağmen yeni model hizmete girmeden öldüğü için uçma fırsatı olmamıştı.

5/Spirit of St. Louis: Amerikalı bir iş adamı, New York’tan Paris’e non-stop uçacak ilk pilota 25.000$ ödülünü 1919’da koymuştu. Birçok başarısız denemeden sonra Charles Lindbergh’de denemeye karar vermişti. Kendisi ABD’de posta pilotluğu yapmaktaydı. Ryan M-2 modeli uçakta birçok değişiklikleri fabrikasında yaptırdı. Örneğin gövde ve kanat açıklığını büyüttü. İlave yakıt depoları ekletirken ana yakıt deposunu da öne aldırttı. Kokpitte birtakım değişiklikler yaptırtmıştı. Kokpit görüşü çok azaldığı için bir tür periskopla öndençevre görüşünü arttırmıştı. Tüm bu faaliyetler 60 günde tamamlanırken 10.580US$’na (2022 enflasyon değerine göre 181.205US$) mal olmuştu.

C. Lindbergh 20-21 Mayıs 1927’de Long Island’daki Roosevelt meydanından Paris'teki Lé Bourget meydanına 33.5 saatlik bir uçuşta, 5.800km lik mesafeyi kat ederek ulaşmıştı. 25 yaşındaki C. Lindbergh’in bu uçuştan önce (test uçuşları da dahil) toplam uçuşu 1.800 saat idi.

          Spirit of St. Louis Havacılık ve Uzay Müzesinde sergileniyor

Toplam kalkış ağırlığı 2.329kg olan uçak, 1.704lt yakıtla bu uçuşu tamamlamıştı. Bu uçuştan sonra havacılıkta bir Lindbergh patlaması yaşanmıştı: Örneğin ABD’de hava postası taşımacılığınınuçuşları altı ay içinde %50, pilot lisansına başvurular üç kat, uçak sayısı ise dört kat artmıştı.

6/ Hindenburg Zeplini ve Kazası: 25 ekip, 72 yolcu ile Almanya’dan 3 Mayıs 1937’de uçuşa başlamıştı. Normalde zeplinler yanıcı olmayan helyum gazıyla şişiriliyordu. O sıralarda Hitler’in Nazi iktidarına, Almanya’nın elinde olmayan helyum gazını Amerika, bir tür ambargo olarak vermiyordu. Bu yüzden “Hindenburg” yanıcı hidrojen gazıyla şişirilmişti.6Mayıs ‘ta New Jersey’deki Lake Hurst üssüne inerken, bağlanma direğine kuyruktan çarpınca patlama olmuş ardından yangın çıkmış ve zeplinin tamamı yanmıştı. Yerde bir kişi, zeplinde bulunan 97 kişiden 35’i ölürken, diğerleri de ciddi yanıklarla kurtulmuşlardı. Kazayla ilgili birçok neden öne sürülmesine rağmen havacılık tarihinde çözülmemiş bir sır olarak kalmıştı. Bu kaza, zeplinle ticari yolcu taşımanın bir anda sonu olmuştu.

1936 yılında servise giren Hindenburg zeplini aynı yıl ABD’ye on, bir kez de Brezilya’ya sefer yapmıştı.245m uzunluk, en geniş çapı 41.2m ve 200.000m³ gaz hacmi olup, her biri 1.200BB gücünde dört dizel motoruyla 218km/sa hıza ulaşabiliyordu. Her bir yolcu için sıcak-soğuk hava ve su donanımı olan kamaralar yapılmıştı. Bir yemek salonu olan zeplinde görevli dört aşçı görevlendirilmişti.Ekmek ve pastaları tıpkı yemekler gibi uçuş boyunca pişiriliyordu.

İlk sene 1039’u Atlantik okyanusu geçişinde olmak üzere toplam uçuşlarında 2057 yolcu taşırken 277.800 km uçmuştu.Almanya-ABD gidiş dönüş ücreti 720US$ (enflasyon etkisi giderilmiş 2022 değeri 14.900US$) idi.

           Hindenburg zeplini kazadan önce New York semalarında

7/ Boeing B-17 Flying Fortress (Uçan kale): 1930’lu yıllarda Boeing tarafından ABD hava kuvvetleri için geliştirilen uzun menzilli dört motorlu ağır bombardıman uçağı idi. İlk uçuşunu 1935’te, son uçuşunu 1968’de Brezilya Hava Kuvvetlerinde yapmıştı.1936-1945 yılları arasında 12.723 adet üretilmişti. Consolidated B-24 ve Alman Junkers Ju-88’den sonra en çok üretilen bombardıman uçağıydı. Maksimum hızı (modellere göre değişmekle birlikte) 486km/sa, tavanı 10.850m idi.Maksimum 7.983kg bombayı taşıyordu.

                                 Boeing B-17 Flying Fortress

B-17’ler II.Dünya savaşı içinde sadece Avrupa’da 640.000 ton bombayı Nazi Almanya’sına atmışlardı. Bomba yükünün yanısıra kendi koruması için 7.62mm ve 12.7mm makinalı topları,taretlerin içinde değişik varyantlarında 5 ila 13 adet bulunuyordu. Savaştan sonra geliştirilen bazı değişikliklerle foto keşfi, kargo taşımacılığı, arama-kurtarma görevlerine uygun hale getirilmişlerdi. ABD dışında II.Dünya savaşı içinde bir tek İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetlerine (RAF) verilmişti. Çok sağlam yapısı, savaş içinde ağır yaralı uçakların geriye dönebilme oranının yüksekliği, uçuş ekipleri arasında ayrı bir güven unsuru olarak kanıtlanmıştı…

Birinci prototipinin (model 299) kalkıştan sonra çakılma kazasının incelenmesi sonucu kumanda yüzeylerinin fırtına-rüzgâr kilidinin çıkarılmaması “hata” olarak kaydedilmişti. Bu kazadan sonra askeri-sivil havacılığa checklist (kontrol listesi) kullanımı girmiş ve zorunlu kılınmıştı.

8/ Douglas C-47 Sky Train ve DC-3 Dakota: 1939 yılında ilk uçuşunu yapan iki piston motorlu C-47 (askeri versiyon), Sky Train bazen de Dakota isimleriyle anıldı. Çağına göre öncü yenilikleri bünyesinde barındırıyordu. Kumanda yüzeyleri hariç gövde ve kanatların tamamı metaldi. II.Dünya ve Kore savaşında nakliye (personel ve malzeme), paraşütçü atma, planör çekimi, arama-kurtarma, hava ambulansı, hava foto keşfi, VIP gibi çeşitli görevlerde etkin bir şekilde uçmuştu. Vietnam savaşında elektronik karıştırma (EC-47), kabine yüklenen üç adet özel makinalı topla havadan saldırı (AC-47) vb. görevleri de yapmıştı. Seyrüsefer cihazları ve radarların kalibrasyonları içinde kullanılmıştı. Neredeyse dünyanın her yerinde bulunmuştu.

C-47 ‘nin tavanı 8.050m olup seyir hızı 300km/sa idi. Sivil hava taşımacılık versiyonu olarak Douglas DC-3 kapı ve kargo bölmesi, kabin tavanı, yolcu baş üstü rafları vb. değişiklikleriyle döneminin çokça tercih edilen modeliydi. Yaklaşık 21 yolcu taşımasına rağmen rekor, II.Dünya savaşında Burma’dan 75 kişiyi anavatana taşıyan China National Airways’e aitti. 1938’de sivil hava taşımacılığının %90’ı DC-3’lerle yapılmaktaydı. Askeri ve sivil versiyonları dünyada 100 ülke tarafından(S.S.C.B, Çin Halk Cumhuriyeti ve Küba dahil) kullanılmıştı.

                        DC-3 ve C-47 kol uçuşunda

Douglas firmasınca C-47: 10.174, DC-3 ise 607 adet üretilmişti. Ayrıca lisanslı olarak Japonya’da 487 adet, S.S.C.B’ de Li-2 koduyla 6.157 adet C-47 üretilmiştir. II.Dünya savaşından sonra ABD ordusu ihtiyaç fazlası C-47’leri, yolcu versiyonu olarak kâh askeri yardım antlaşmalarıyla, kâh ücretli olarak satmıştı. Ayrıca soğuk savaş döneminde Berlin hava köprüsü operasyonunda çok büyük rol üstlenmişti. C-47 ABD ordusunda 2012 yılına kadar kullanılmıştı. Sınırlı olarak halen DC-3 lerle özel gezinti uçuşları düzenlenmektedir. Uçanların hala hasretle andıkları yıllar boyu önemli bir uçaktı.

9/ Antanov AN-2: SSCB tarafından 1947’de ilk uçuşunu yapmış ve üretimi 2001’de sonlanmıştı. Çin Halk Cumhuriyeti’nde Shijazhuang Y-5 ismiyle üretimi halen sürmekte olup 24.000 adet civarına ulaştığı kesindir. Ayrıca Polonya ve Ukrayna’da da üretilmişti. Çin hariç, toplam üretiminin 18.000’den fazla olduğu bilinmektedir. Rusça ismi Kukuruznik, Amerikan raporlarında Tip22, Nato’da ise Colt (çaylak) koduyla geçmektedir. Çift kanatlı, iki veya tek kişinin uçurduğu hava taşımacılığı (posta, malzeme, 12 teçhizatlı asker-paraşütçü), tarımsal ilaçlama, orman yangını söndürme, hava ambulansı, planör çekimi, paraşütçü atımı, atmosferik veri keşif-ölçümü vb. görevleri suda, kar ve buzlu yüzeylerden yapabilme yetenekleri vardır. Ayrıca iniş-kalkış için her türlü bozuk araziden operasyon yapabilmektedir. Bu arada Rusya’da mısır koçanları ve buğday başaklarının ayrılmasınınuçarak yapılması(!) görevlerinde de kullanılmıştı. Ayrıca askeri alanda paraşütçüleri havada ve yerde imha etmek için makinalı top taşıyan modelleri vardır. Çok düşük süratlerde uçabildiği için (48km/sa) kuvvetli baş rüzgarlarında geriye gidebilmektedir! Tavanı 4.400m olup, seyir hızı 185km/sa ve maksimum hızı 258km/sa idi. Uçağın kendi bünyesinde bulunan bir yakıt pompası ile yakıt aracı olmaksızın kendi kendine varillerden yakıt ikmalini yapabilmekteydi.

                                                      Antanov AN-2

Tüm Sovyet bloku ülkelerde kullanıldığı gibi günümüzde özel şahıslar, koleksiyonerler, spesifik uçak kiralama şirketleri, hatta küçük hava yollarınca Batı dünyasında sınırlı kullanılmaktadır. ABD, koleksiyoncuların taleplerini engellememek için sadece her çeşit ticari kullanımına yasak getirmişti.

10/ Yakovlev Yak-9: II.Dünya savaşının Doğu cephesinde çok etkin olarak kullanılan Rus avcı uçağıdır. İlk uçuşunu 1942’de yapmıştı. Savaş içinde Fransız Hava kuvvetleri de sınırlı olarak kullanmıştı. En son Bulgaristan Hava Kuvvetlerinde 1995’te servisten kaldırılmıştı. Tek motorlu ve tek kişilik olup, savaş içinde SSCB, hafif bombardıman görevlerinde de uçurmuştu. Tavanı (varyantlarına göre değişmektedir) 10.850m ve maksimum hızı 676km/sa idi. Üç adet makinalı topu vardı.

Hava muharebelerinde Alman avcı uçaklarına karşı Rus pilotlarının yetersiz eğitimleri nedeniyle başlangıçta çok etkili olamamıştı. Ancak Stalingrad savaşıyla birlikte Alman avcılarına büyük kayıplar -2’ye karşı 27 gibi- vermişlerdi. Dahasonra aynı uçaklar, Rus pilotlar tarafından Balkanlarda Yugoslav partizanları için hava sahası güvenliği ve yakın destek görevlerinde uçmuşlardı. Toplam 16.769 adet üretilmiş olup, II.Dünya savaşındansonra soğuk savaş yıllarında değişik yörelerde devriye uçuşları yapmıştı. Kore savaşında da görev almıştı.

                  Yak-9D Karadeniz devriye kolu uçuşta, Haziran 1944

Çin Halk Cumhuriyeti, Kuzey Kore, Polonya, Arnavutluk, Moğolistan ve Macaristan gibi ülkelerin hava kuvvetlerinde kullanılmıştı.

11/ Junkers Ju-52: Takma adı Tante Ju olup ilk uçuşunu 1930’da yapmıştı. Üç motorlu, nakliye (yolcu ve kargo) taşımacılığı için tasarlanmıştı. Nazi Almanya’sı döneminde orta menzilli bombardıman ve hava ambulansı modelleri de geliştirilmişti. Sivil versiyonu II.Dünya savaşından önce Avrupa’da 12 havayolunda yolcu uçağı olarak uçmuştu. İspanya iç savaşında, Portekiz’in Afrika sömürgelerindeki çatışmalarda, Bolivya ve Paraguay’daki Chaco savaşında yetkinliğini kanıtlamıştı. Sadece İspanya iç savaşında Alman yardımlarını taşımak için 461 uçuş yapmıştı. Yine aynı savaşta 6.000’den fazla bombanın Cumhuriyetçi mevzilerine atılmasını sağlamıştı.

Hitler, 1932 seçimlerinde Hans Baur’u özel pilotu yaparak Ju-52’yi yoğun olarak kullanmıştı. Nazi Almanya’sının başındayken özel yapım bir Ju-52 uçağı D-2600 koduyla Hitler’in emrindeydi. II.Dünya savaşında Almanya her cephede Ju-52’yi etkili olarak kullandı. Savaş içinde havadan paraşütçü ve malzeme atımı, deniz-kara mayını arama-tarama, planör çekimi, özel yüzdürücü teçhizatıyla deniz uçağı, VIP vb. görevlerde yaptı.

           Junkers Ju-52 Deutsche Lufthansa Berlin şirketiyle özel uçuşta

II.Dünya savaşından sonra Fransa’da Amiot AAC.1 Toucan adıyla 400 adet, İspanya’da CASA-352 koduyla 170 adet üretilmişti. Uçağın en büyük özelliği o döneme göre çok büyük yenilik olarak gövde ve kumanda yüzeyleri tamamen oluklu metal kaplamayla döşenmesiydi. Üç motorlu uçağın ekibi iki kişiydi. 998km menzili, 5.900m tavanı ve azami hızı 265km/sa olup toplam olarak 4.845 adet üretildi.

Uzak Asya’da Çin’in milliyetçi lideri Çan Kay Şek’in de özel kullanımında bir Ju-52 vardı. İsviçre Hava kuvvetleri 1932’den 1982’ye kadar Ju-52’yi en uzun kullanan ülke olmuştu. II.Dünya savaşından sonra British European Airways (BEA) 1946-47 yıllarında yolcu uçağı olarak uçurmuştu. SSCB, ele geçirdiği Ju-52’lerle, savaştan sonra 1950 yılına kadar Karakum çölünden kükürt taşımıştı. 39 ülke tarafından kullanılan Ju-52’lerle şu anda Avrupa ve ABD’de bazı koleksiyonerler tarafından özel günlerde gösteri uçuşları yapılmaktadır. Sadece sivil taşımacılık için üretilenler Junkers G23, G24 kodlarını almıştı. Savaş içinde Türkiye’ye de hammadde (kobalt, bakır vb.) karşılığında verilmişti.

12/Spitfire: İngiliz yapımı tek kişilik, kısa menzilli, tek motorlu önleme-avcı rolünde sürat ve performans açısından dönemine göre oldukça yüksek performansıyla II.Dünya savaşında çok önemli görevler üstlenmişti. Örneğin 1940 yılında Almanlar’ın İngiltere’ye yoğun hava saldırısını püskürtmede çok yetkin rol almıştı. İlk uçuşunu Mart 1936’da son uçuşunu ise İrlanda Hava Kuvvetlerince 1961’de yapmıştı. 1938-1948 yılları arasında değişik varyantlarda 20.351 adet üretilmişti. Tüm dünyada 34 ülke hava kuvvetlerinde kullanıldı. Türk Hava Kuvvetlerinde 1939-1954 yılları arasında 227 adet Supermarine Spitfire Mk. I/V/IX/XI/XIX modelleri kullanıldı.

Yarı eliptik kanat modeli oldukça yeni bir tasarım olup, düşük geri sürüklemenin manevra ve hız vb. performansına katkısı büyüktü. Daha sonra bu kanat tasarımında yeni değişikliklerle hızlanma ve keskin dönüşlerdeki seriliği daha da artmıştı. Dört adet 20mm makinalı topu (bazı modellerde 2adet 20mm, 4adet .303mm top ve iki adet roket)kanatlarında taşıyordu. II.Dünya savaşı içinde yüksek süratiyle hava foto-keşif uçağı olarak ta kullanıldı.Örneğin Almanların V-1, V-2 roketlerinin fabrika inşaat ve üretim bilgilerinin ilk keşfini yapmıştı. Savaş içinde pilotaj eğitimi için iki koltuklu varyantı da üretilmişti. Bu arada V-1’lerin Londra saldırılarında, bazı Spitfire pilotları havada yakaladıklarını kanat ucuyla dürterek rotalarından saptırmayı denemişlerdi.

                           Supermarine Spitfire LF Mk-IX

II.Dünya savaşı içinde İngiltere dışında Fransa, Akdeniz (özellikle Malta, Girit vb.), Kuzey Afrika, Ortadoğu, Uzakdoğu, Rusya cephelerinde aktif olarak kullanılmıştı.

13/Boeing B-314 Clipper: “Uçan Bot” lakabıyla anılan uçak ilk uçuşunu Haziran 1938’de, son uçuşunu 1948 yılında yapmıştı. Uçan botlarda Sikorsky S-42, Martin M-130 ve Short S23C modelleri başta PanAm olmak üzere havayollarının taleplerini tam karşılayamadıkları için B-314 rakip olarak üretilmişti.

    Boeing B-314 Clipper sudan kalkıştan sonra

Uzun menzilli, dört motorlu yolcu uçağı olarak Pan American World Airways ve British Overseas Airways Corp. Şirketleri ile ABD Deniz Kuvvetleri tarafından kullanıldı. Ortalama seyir hızı 300km/sa ile San Francisco’dan Honolulu’ya 19 saatte gidiyordu. Pan Am versiyonları okyanus geçişlerinin uzun sürmesi nedeniyle lüks hava yolculuğu standartlarında tasarlanıp tefriş edilmişti. Bir salonu, yemek odası, kadın-erkek ayrı soyunma odaları ve gece uçuşlarında uyku için 36 adet ranzaya dönüşebilir koltukları vardı. Yolcu konforu için dönemin en lüks hava aracı zeplinle yarışıyordu. Gündüz yolcu konfigürasyonunda 68, gece uyumalı durumda 36 yolcu taşıyordu.Yine Panam’ın New York-Southampton (İngiltere) gidiş-dönüş bilet ücreti 675US$ (2021 de enflasyondan arındırılmış değeri 13.000US$), San Francisco-Hong Kong tek yön uçuş fiyatı 760US$ (2021 yılı karşılığı 15.000US$) idi.

Rota takibi için ekipler yıldız ve radyo seyrüseferinin yanı sıra sis vb. olumsuz görüş şartlarında suya inip konum güncellemesi, deniz akıntıları sapması vb. özel hesaplamaları da kullanıyorlardı. B-314 yolculara uçuşun romantizmini sunarken elbette buna ulaşamayanlar için büyük merak, hatta kıskançlık duyguları da uyandırmıştı. II.Dünya savaşı içinde öncelik askeri yolcular ve kargo taşımacılığına verilerek kabin içinde büyük değişiklikler yapılmıştı. B-314’ün avantajı operasyon için uzun beton pistlere ihtiyaç duymamasıydı. Ne ki II.Dünya savaşı içinde ağır bombardıman uçakları için neredeyse her yerde bol miktarda ve yeterince uzun pistler yapılınca gözden düşmüştü. Toplam 12 adet üretilmişti.

14/ B-24 Liberator: ABD’nin Consalidated uçak şirketi tarafından ağır bombardıman görevleri için üretilmişti. Dört motorlu uçağın yüksek irtifa ve sürati önemli özelliğiydi. İlk uçuşunu Aralık 1939’da son uçuşunu Hindistan Hava Kuvvetlerinde 1968 yılında yapmıştı. Toplam 18.188 adet üretilmişti. Maksimum sürati (modellere göre değişmekle birlikte) 488km/sa, tavanı9.900m idi. 3.629kg bomba taşıyordu

II.Dünya savaşı içinde birçok cephede özellikle Pasifik’te etkin olarak kullanılmıştı. Atlantik okyanusunda denizaltı avcılığı, Almanya ve Japonya’nın bombalanması görevlerinde önemli rol oynamıştı.

Genellikle 10-11 kişiden oluşan ekipte burun, üst gövde, kuyruk top taretlerinde makinalı top sayısı modellerine göre 14’e kadar değişirken, kokpitte üç kişi görev yapıyordu. Kanada ve İngiltere için savaş içinde konfigürasyon değişikliği yapılarak sadece personel ve kargo taşımacılığına uygun hale getirilmişti. Bu uçaklar Kanada- İngiltere- Mısır arasında uçmuştu. Yine elektronik karıştırma için bazı eklemeler uygulanmıştı. ABD, Pasifik’te uzun menzilli keşif görevlerinde de kullanmıştı.

      B-24, 1945’te Almanya’da Mühldorf kentini ve demiryollarını bombalıyor

En değişik görev ise bir uçak gemisinden havalanarak Tokyo’yu bombaladıktan sonra Çin’e inilen uçuştu. Gemiden kalkış yapabilmek için uçaklardan bir hayli parça sökülerek ağırlıklarının azaltılmasına gidilmişti. Ayrıca Çin’in uçak yakıtı ihtiyacını karşılamak için tanker uçağı modelleri de yapılmıştı. Örneğin Avrupa’da general G. Patton’un ordusuna havadan yakıt desteği -yaklaşık 3.114.264lt- sağlamıştı. Savaş içinde Almanlar ele geçirdikleri üç adet B-24 uçağını geceleri İngiliz hava üslerine saldırı gibi gizli görevlerde kullanmışlardı…

Haziran 1942 ve Ağustos 1943’te Romanya’nın Ploesti kentindeki petrol rafinerilerini bombalama görevlerinden dönüşte, toplam 11 adet ABD’nin B-24 uçağı Türkiye’nin değişik yerlerine zorunlu iniş yapmışlardı. Bunların içinde uçabilecek nitelikte olanlarla Eskişehir’de Türk Hava Kuvvetlerince bombardıman filosu kurulmuştu. Enterne edilen Amerikan ekiplerinden eğitim ve teknik yardım alınmıştı. Daha sonra ABD’li ekipten bazıları bir B-24 uçağını kaçırarak Lefkoşe’deki İngiliz üssüne inmişlerdi.

Haziran 1944’te Avustralya’nın Qantas Empire Airways şirketi tadilat görmüş iki adet B-24 uçağını satın alarak yolcu taşımacılığında Perth-Colombo (Sri Lanka) rotasında (yaklaşık 5.654km) en uzun ve kesintisiz uçuşlar yaparak havacılık tarihine geçmişti.

15/Messerschmitt Me-262: Fırtına kuşu lakaplı iki jet motorlu tek kişilik av-bombardıman, keşif, gece av-önleme görevlerini yapabilen öncü bir uçaktı. İlk uçuşunu pervaneli Nisan 1941’de, jet motorlu olarak Temmuz 1942’de yapmıştı. II.Dünya savaşı içinde Messerschmitt fabrikası tarafından Luftwaffe (Alman Hava Kuvv.) için 1.430 adet üretilmişti. En son Çekoslovakya Hava Kuvvetleri 1951 yılına kadar kullanılmıştı. Alman pilotlar II.Dünya savaşı içinde Me-262 uçağı ile 542 Müttefik uçağını düşürdüklerini iddia etmişlerdi.Yüksek hız ve tırmanış oranı, manevra etkinliği çok belirleyici özelliğiydi. Maksimum hızı 900km/sa, tavanı 11.450m olup en hızlı Müttefik uçağından 150km/sa daha süratliydi. 30mm lik dört adet makinalı topu, sonradan eklenen roketleriyle Müttefik avcı pilotları onların sadece yerde veya kalkış-inişte vurulabileceğine inanmışlardı.

                       Messerschmitt Me-262 uçuşta

Ancak generallerin şüpheli yaklaşımı, Hitler’in müdahalesi sonucu Alman savaş sanayi üretimi daha kolay ve hızlı üretilen uçak modellerine ağırlık verince savaşın gidişatı üzerindeki etkisi sınırlı kalmıştı. Almanya’nın hammadde sıkıntısı (nikel, bakır, krom vb.) üretimi engelleyen başka bir nedendi. 18 Mart 1945’te 37 adet Me-162 uçağı Müttefiklerin 1.221 bombardıman ve 632 himaye uçağından oluşan saldırı grubunu resmen dağıtarak durdurmuştu.

Müttefik güçler tarafından savaş sonu ele geçirilen birçok Me-262 incelenip uçuş testleri yapılmıştı. Nitekim ABD’nin F-86, SSCB’nin Mig-15 gibi savaş sonrası ürettikleri jet avcı uçaklarının tasarımında bu uçaklardan aldıkları bilgi ve deneyimleri uygulamışlardı. Örneğin fırlatılabilir kanopi ve pilot koltuğu, avcı uçağı tasarımında yepyeni kavramdı. Me-262 uçağının en önemli özelliği piston motorlu pervaneli uçak çağının sona erdiğini belirlemesidir.

16/ Boeing B-29 Superfortress ve Enola Gay: ABD Hava Kuvvetlerinin II.Dünya savaşı içinde uzun menzilli, uçuş tavanı yüksek, süratli bombardıman uçağı talebi üzerine Boeing firması tarafından geliştirilip ilk kez Eylül 1942’de uçtu. 4 motorlu stratejik ağır bombardıman uçağı olarak değişik modelleriyle 1946 sonuna kadar 3.960 adet üretildi. En son uçuşunu Haziran 1960’ta yapmıştı. Bombardıman görevi dışında jet motorlarının geliştirilmesi (bomba yuvasında jet motoru taşıyarak deneysel uçuşlar yapmıştı), tanker uçağı, stratejik foto keşfi, deniz arama-kurtarma, meteorolojik keşif ve araştırma (fırtına, tayfun vb.), nükleer radyasyon ölçüm ve takibi, havadan erken uyarı ve komuta kontrol merkezi, son olarak ses üstü uçuş denemelerinde kullanılan “X” serisi uçakların yüksek irtifaya taşınması vb. görevlerde kullanılmıştı.

II.Dünya savaşı içinde Japonya’yı bombalayan üç B-29, yakıt problemleri nedeniyle SSCB’ne inmişti. Ekipler iade edilirken uçaklara el konulmuştu. Sovyetler çok ayrıntılı incelendikten sonra Tupolev Tu-4 koduyla benzer modeli üretilip bazı atom bombası testlerinde de yer almıştı. Salt nakliye modelini Tu-70 koduyla B-29’dan üretmişlerdi. Daha sonra Çin Halk Cumhuriyeti KJ-1 awacs uçağı için Tu-4 gövdesini kullanmıştı. SSCB ise Tu-4 modelinden Tu-70, Tu-75, Tu-80, Tu-85 veTu-90 vb. serilerini geliştirmişti.Ayrıca Boeing firması, B-377 Stratocruiser tipi yolcu uçağını bu modelden geliştirip okyanus aşırı uçuşlarda öncü rol oynamasını sağlamıştı.

Gelişmiş modellerinde ortalama seyir hızı 588km/sa, tavanı 9.710m ve yüklü menzili 5230km, boş iken 9.000km idi. Kore savaşında da yer almıştı. Sadece ABD ordusu ve İngiliz Hava Kuvvetleri tarafından kullanılmıştı.

                  Enola Gay B-29 Superfortress Kuzey Mariana adasında

II. Dünya savaşının sonlarına doğru üretilmiş B-29-45MO Superfortress modeli, 6 Ağustos 1945 günü Kuzey Mariana adasından havalanıp Japonya’nın Hiroşima kentine “Little Boy” isimli atom bombasını atmıştı. Bu saldırıda şehrin ¾ ü tamamen yanıp yıkılmıştı.Şehirde, 320.000 kişilik nüfusun 80.000’i anında ölürken, 68.000’den fazla kişi yaralanmıştı.1945 yılı sonuna kadar 140.000 kişi radyasyondan yaralanmıştı. Aynı uçak, daha sonra Nagazaki’ye yapılan atom bombası saldırısını takiben hava keşif görevi için farklı ekiple görev birliğine katılmıştı. 2003’ten bu yana restore edilmiş şekilde Ulusal Hava ve Uzay Müzesinde (N.A.S.M.) sergilenmektedir. Uçağın “Enola Gay” ismi Hiroşima saldırısında uçak komutanı olan alb. Paul Tibbets’in annesinin adından gelmişti…

17/ North American F-86 Super Sabre: Bazıları sadece “Sabre Jet” olarak ta adlandırılmıştır. Tek motorlu, tek kişilik av-bombardıman uçağı olup, SSCB’nin Mig-15 modeline karşı geliştirilmişti. 1lk uçuşunu 1947’de son uçuşunu Bolivya hava kuvvetlerinde 1994’te yapmıştı. Tavanı 15.100m deniz seviyesinde ve savaş konfigürasyonuyla 1.106km/sa idi. Altı adet makinalı topunun yanısıra bomba ve roket taşıyabilmekteydi.

                                           North American F-86 Sabre

Toplam 9.860 adet üretilmiş, sonraki yıllarda farklı modelleri ve Kanada versiyonları geliştirilmişti. Türkiye dahil 30 ülkenin hava kuvvetlerinde kullanılmıştı. 1954-1968 yılları arasında Türk Hava Kuvvetlerinde Canadair Sabre Mk.2 (F-86E) modelinden 107 adedi görev yapmıştı.

F-86A modeli 15.11.1948 günü ses hızını geçmişti. Yine Türkiye de dahil, birçok hava kuvvetlerinin akrobasi takımlarında kullanılmıştı. Havacılık tarihinde Pakistan Hava Kuvvetlerinin 16 adet F-86 ile yaptıkları Looping manevrasıyla da ayrı bir yer almıştı.

F-86, pervane çağından-jete geçişte pilotların eğitimi için ideal uçak tipi olup, çok az kaza-kırım oranıyla komutanlara güven vermişti. Kore savaşında F-86’lar Rus uçaklarına karşı önemli hava üstünlüğü sağlamıştı: 76 adet F-86 kaybına karşılık SSCB, Çin ve Kuzey Kore’nin toplam 792 Mig uçağı düşürülmüştü. Ayrıca 1965’te Pakistan-Hindistan savaşında Pakistan Hava Kuvvetlerinin F-86’larla avantaj sağladığı kabul edilmişti.

ABD, Kore savaşında düşürülen F-86’ları Rusların incelemesini engellemek için ya patlatıyorlar ya da havadan bombalayarak imha ediyorlardı. Ancak bir tanesini ele geçiren Ruslar, optik nişangah ve radar sistemlerini kopyalayarak MIG-17’lerde kullanmıştı. Bu model daha sonra Vietnam savaşında F-100, F-105 gibi Amerikan uçaklarına ciddi tehdit oluşturmuştu.

18/ Mikoyan-Gurevich MIG-15: (Nato kod adı Fagot) II.Dünya savaşından sonra SSCB, İngiltere’den Rolls-Royce uçak motorunun bir modelinin üretim ruhsatı ve gerekli teknik bilgiyi satın aldıktan hemen sonra MIG-15 tipini geliştirmişti. İlk uçuşunu 1947’de yaptı. Halen Kuzey Kore Halk Ordusu Hava Kuvvetlerinde sınırlı olarak hizmettedir.

Tek kişilik av-bombardıman görevleri için üretilen uçağın tavanı 15.500m, deniz seviyesinde maksimum hızı 1.076km/sa olup üç adet makinalı topu, bomba ve bazı modellerinde roket yükü vardır. Tırmanış oranı oldukça yüksek olup, ABD’nin stratejik bombardıman uçakları için önemli bir tehdit idi. İki kişilik eğitim modeli MIG-15UTI idi.SSCB’de 13.130, lisanslı olarak Çekoslovakya ve Polonya’da 4.180 adet üretilmişti. Çin iç savaşı, Kore savaşı, Soğuk savaş, Süveyş Kanal krizi, Tayvan Boğazlar krizi, Vietnam savaşı gibi birçok çatışma ve savaşlarda kullanılmıştı…

Kuzey Kore pilotu No Kum-Sok tarafından Kimpo üssüne kaçırılan MIG-15

ABD, MIG-15 ile iltica edene siyasi sığınma ve 100.000US$ (2020’de 790.000US$ eşdeğer) ödül vadetmişti. Akabinde Polonya Hava kuvvetlerinden bir iltica gerçekleşti. ABD’li uzmanlar birkaç hafta inceledikten sonra uçağı iade ettiler. Ardından yine dört Polonyalı MIG-15 pilotu Danimarka ve İsveç’e uçaklarıyla iltica etmişlerdi. Kore savaşında bir Kuzey Koreli pilot Kimpo üssüne uçağıyla birlikte sığınmıştı. Daha çok Doğu blokuna dahil 37 ülkenin hava kuvvetlerinde kullanılmıştı.

19/Cessna-172 Skyhawk: Dört kişilik ve tek pilot tarafından uçurulabilen, tek motorlu, sabit iniş takımlı, kişisel kullanım ve genel maksat uçağı olarak 1948’de Cessna 170 modelinden geliştirilmeye başlanmıştı. İlk uçuşunu 1955’te yapmıştı. Farklı modellerde üretimi halen sürdürülmekte olup 44.000’den fazla, varyantlarıyla birlikte üretilmiştir. Özellikle önceki modellerin bazıları iki kişilik olup sonraları da talebe göre kokpit üretimi yapılmıştı.Ortalama hızı 226km/sa ve tavanı yaklaşık 4.100m (modellere göre farklılık göstermektedir.) 1980’lerde katlanabilir iniş takımlı modeli 172RG üretimi başlamıştı.

                                    Cessna-172N Skyhawk

1960 sonlarından 1970’lerin ortalarına kadar Fransa’da Reims Aviation şirketi tarafından da üretilmişti. Bu modeller FR-172 veya sadece F-172 koduyla tanımlanmıştır. Daha sonra Cessna-R172K Hawk XP modeline suya iniş için özel şamandıralı kayaklar eklenerek amfibik özellik kazandırıldı. Tüm dünyada yaygın olarak talep görüp kullanılmasında ekonomik fiyatı, kullanım ve bakım kolaylığıyla birlikte sağlamlığı önemli rol oynamıştır. Askeri versiyonu T-41 koduyla tanımlanmıştır. Eğitim, keşif, devriye-sınır gözetleme, kara topçusu atış koordinasyonu vb. görevlerde kullanılmaktadır. Türk Hava Kuvvetleri envanterine 30 adet T-41D (Cessna-R172H) modeli 1972’de katılmıştı.

Cessna-172’nin geniş bir ailesi vardır: -120, -140, -150, -152, -162, -165, -170, -175Skylark, -177Kardinal, -182, -185Skywagon, -190, -195, -208 gibi farklı modelleri kullanıcılara geniş seçenekler sunmaktadır.

Bu serideki uçaklar çok ilginç olaylara karışmışlardı. Bunlardan bir tanesi 28Mayıs 1987’de bir Alman uçucu Mathias Rust, Helsinki’den kalkıp Moskova’nın Kızıl Meydanına iniş yapmıştı. Tüm Sovyetler Birliği savunma sistemini kiralık Cessna-F172P modeli uçağıyla atlatmıştı. Bir diğeri ise 12Eylül 1994’te ABD Başkanının Beyaz Evi’nin güney kanadına bir pilot intihar saldırısında bulunmuştu. Çok fazla hasar vermeyen saldırı sonucu pilot korumalar tarafından öldürülmüştü…

20/ Boeing B-707: İlk uçuşunu Aralık 1957’de yapmıştı. Dört jet motorlu, tek koridorlu orta ve uzun menzilli yolcu uçağı olarak tasarlanıp üretilmişti. Aslında piyasada rakipleri Douglas DC-8, Fransa’da SE-210 Caravelle, İngiltere’de De Havilland Comet vb. olmasına rağmen en çok kullanılan B-707 idi. Boeing firması, II.Dünya savaşından sonra sivil yolcu uçakları üretimine de odaklanmıştı. Panam havayolunun kıtalararası uçuşlarını gözeterek verdiği siparişler (B-707-320 serisi) bu alandaki rakip üreticileri kısa sürede ekarte etmesini sağlamıştı. B-707 hemen en popüler yolcu uçağı sıfatını kazanmıştı. Fabrikada 865 adet uçağın en sonuncusu 1978 de üretilmişti.

Daha sonra değişik modelleriyle birlikte kargo varyantının yanısıra ABD hava kuvvetlerinde erken ihbar (AWACS), havadan yakıt ikmali için tanker uçağı, VIP (Air Force One dahil), elektronik karıştırma ve NASA ile meteoroloji servisi için fırtına keşif vb. amaçlar için tadilat görerek kullanılmıştı. Halen dünyanın değişik yerlerinde askeri amaçlar ve sivil charter taşımacılığında sınırlı olarak kullanılmaktadır.

                                                 B-707 Kalkışta

1985’ten sonra tüm dünyada peyderpey devreye giren gürültü yönetmelikleri (Noise Regulations & Abetements) için motorlara özel susturucu (hush kit) değişiklikleri yapılmıştı. Ancak özel yeni sessiz motorların değiştirme programı B-747 ve B-767 modellerine rakip olmaması için bizzat Boeing fabrikası tarafından engellenmişti. Oysa askeri versiyonlarına yeni motor ve modern elektronik ekipmanlar uygulanmıştı. B-720, B-707’den geliştirilmiş bir model olup herhangi bir prototipi yapılmamıştı. B-707’nin kısa ve orta menzilli, çok inişli uçuşları için daha hafif olarak tasarlanmıştı. ABD’nin iç hat uçuşlarında yoğun olarak kullanılmıştı.1959-67 yılları arasında 154 adet üretilmişti.

Seyir hızı modellere göre 885-972km/sa, menzili 9.300km-5.400km olup tavanı 12.800m idi. İki pilot bir uçuş mühendisi tarafından uçuruluyordu. Ocak 2019’a kadar B-707 modeli, 261 havacılık kazasında 3.039 ölüm ve 174 uçak kaybı geçirmişti.

21/ Bell X-1: Glamorous Glennis lakabıyla da anılır. Ocak 1946’da ilk uçuşunu yapmıştı. Süpersonik (ses üstü) hızları araştırma projesi için roket motorlu olarak üretilmişti. X-1 ayrıca en son teknolojileri test etmek için hazırlanmış çok gizli ABD’nin deneysel uçak projelerinin ilkiydi. Araştırma çalışmaları 1944’te başlamış, üretim safhasına 1945’te geçilmişti. İlk kez 1948’de 1.600km/sa hıza erişmişti. Kontrollü ve düz uçuşta ses hızını geçen ilk uçak olarak havacılık tarihine girmişti. Daha sonra geliştirilen Bell X-1A ise 2.600km/sa hızına ulaşmıştı.

Tasarımında ilke “kanatlı mermi” idi.Süpersonik uçuşta çok kararlı olduğu bilinen 12.7mm Browning marka makineli tüfek mermisine bu yüzden çok benziyordu. Bir B-29 uçağı, önce bomba yuvasına, daha sonra kanat altında özel yuva yapılarak onu yerden belli bir yüksekliğe taşıyacak özelliklere uygun hale getirilmişti. Roket motorunda yakıt olarak, sıvı oksijen oksitleyici ile seyreltilmiş etil alkol karışımı (cryogenic propellent)kullanılmıştı. Daha sonraki modellerde yakıtlar çok daha geliştirilerek farklı boyutlara evrilmişti.

                                                        Bell X-1 uçuşta

İlk uçuşunda 8.800 metre yükseklikten serbest bırakılarak uçuş karakteristikleri; süzülme, yatış vb. özellikleri test edilmişti. X-1 ses sürati denemesinden önce 78 kez test uçuşu yapılarak tüm sistemler ve olasılıklar kontrol edilmişti. 14.10.1947’de ilk kez ses hızı Mach 1.06 (1.100km/sa) yzb. Chuck Yeager tarafından geçilmişti. X-1 testlerinden elde edilen uçuş verilerinin 20yy’ın ikinci yarısından itibaren süpersonik uçak tasarımları için paha biçilmez olduğunu NACA (günümüzdeki NASA’nın eski yapısı)açıklamıştı. X-1, ses sürati üzerine araştırma çalışmalarını sürdüren ve X-15’e kadar devam eden serinin öncüsü olmuştu.

22/Rotorkite, Gyrokite, Gyroglider ve Gyrocopter: Gyrocopter hariç diğerleri aslında motorsuz, döner kanatlı bir uçaktır. Tıpkı helikopter gibi çoklu dönen kanatlarla kaldırma sağlanır. Ancak aracın ileri hareketini ve serbestçe dönen kanatların yani rotorun dönüşünü sağlayan herhangi bir motoru yoktur. Sadece bir aracın arkasına bağlanarak veya serbest süzülmeyle uçuşunu yapar.Buna bağlı olarak değişik isimler almaktadır.

                                      Bensen B-8-1 modeli gyroglider     

Bu konuda ilk patenti 1891’de İskoçyalı Thomas Ansboro almış ve zaman içinde çeşitli yerlerde ve kişilerce geliştirilmişti. Özellikle II.Dünya savaşı içinde bu araç ve konsept üzerindeki çalışmalara yoğunlaşılmıştı: Örneğin Almanlar U-Boat’larının arkasında, su üstünde çekerek havadan keşif ve meteorolojik gözlem yapıyorlardı. İngilizler ise paraşütçüleri istenilen noktaya indirme konusunda çalışmalar yapmıştı.

1950’lerde ABD’de Bensen uçak şirketi bunu daha da geliştirerek evde monte edilebilecek setler halinde üretimine geçmişti. Ardından Bensen şirketi ileri hareketi sağlayacak küçük bir motor ve pervaneyi uçucu koltuğunun arkasına yerleştirerek Gyrocopter üretimine de başlamıştı. Bir kişiyi taşıyabilecek güçteki motor, ileri itkiyi sağlarken serbest olarak dönen kanatlar ise kaldırmayı sağlamaktaydı. Gyrocopter, uçurulması çok kolay ve eğlenceli olduğu kadar basit teknolojisiyle uçmaya meraklı insanlardan çok fazla ilgi görmüştü.

23/ F-4-II Phantom: McDonnell Douglas şirketince 1958’de ilk uçuşunu yapan iki kişilik, iki motorlu, ses üstü hızında her hava önleme av-bombardıman uçağıdır. İlk Phantom uçağı II.Dünya savaşında yer alan Grumman yapımı F-4F Wildcat olduğu için F-4 Phantom’lar “II” işaretiyle anılmaktadır. İlk F-4’ler ABD Deniz kuvvetleri için tek kişilik ve makinalı topsuz olarak üretilmişti. Yeni radar, seyrüsefer, silah vb. sistemlerinin uygulanmasıyla uçak iki kişilik (silah sistem operatörü veya arka uçucu pilot) haline evrildi. Uçağın etkinliği anlaşılınca ABD Hava kuvvetleri envanterine de girmişti.

Üretimi 1981’de son bulurken 5.195 adet üretilmişti. Bir ara Japonya’da lisanslı olarak 158, aynı şekilde Almanya’da 177 adet üretilmişti.12 ülkenin hava kuvvetlerinde kullanılmıştı. Halen Güney Kore, İran, Yunanistan ve Türk Hava Kuvvetlerince kullanılmaktadır.Türkiye’de 1974’de uçmaya başlayan F-4’ler zaman içinde farklı kaynaklardan gelen ilavelerle toplam 182 adeti bulmuştu.

Uçağın kanat kökü, kanat uçları (12° yukarı) ve yatay stabilize (20° aşağı), üç ayrı eksende farklı açılarıyla değişik bir tasarım sergilemektedir. Uçak gemisinde ve bakım hangarlarında az yer işgal etmek için kanat ucuna doğru bölümden (köpek dişi) itibaren katlanabiliyordu. Başlangıçta motorları ciddi oranda simsiyah egzoz dumanı çıkartıyordu. Daha sonra motorlardaki bu dezavantaj, dumansız yanma odası uygulamasıyla giderilmişti. İlk modellerde makinalı topu yoktu, sonradan buruna yerleştirildi. Ayrıca keşif görevleri için özel fotoğraf makinaları burun kompartımanlarına eklenerek RF-4 modeli yapıldı.  Uygulanan birçok güncelleme veya yeniliklerle F-4’ün ardına A, B, C, D, E, J, M harfleri eklenerek varyantları belirlenmişti.

           Temel Reis (Pop Eye) füzesiyle kalkış yapan Türk F-4E-II uçağı 

Vietnam savaşı boyunca ABD F-4/RF-4 tiplerinden toplam 761 adet kaybetmişti. Aynı savaşta ve dünyada ilk kez ses üstü hızla (Mach 1.2) uçarken makinalı top atışıyla bir MIG-19 düşürmüştü.

Modellere göre değişmekle birlikte tavanı 18.000m, maksimum hızı Mach 2.2, seyir hızı 940km/sa idi. Körfez savaşında bu kez ABD F-4G wild weasel (düşmana elektronik taarruz ve baskı uygulama) tipi uçakları kullanmıştı. Daha sonra ABD içinde QF-4’ler (pilotsuz, uzaktan kumandalı) hedef uçağı olarak çeşitli eğitim ve tatbikatlarda kullanıldı.

24/ Lockheed C-130 Hercules: Dört turboprop motorlu askeri nakliye uçağı olarak ilk uçuşunu 1954’te yapmıştı. Kesin sayı belli olmamakla birlikte tüm versiyonlarıyla birlikte 3.000’den fazla ve çok uzun periyotta üretilen nadir uçak tiplerinden birisidir.İlk uçuşunu Ağustos 1954’te gerçekleştirmişti. Dünyada 72 ülkenin hava kuvvetlerinde kullanılmaktadır. Hazırlanmamış zeminlere (pist dışı) iniş-kalkış yapabilme özelliği önemlidir. Ayrıca kutuplar dahil dünyanın her yerinde operasyon yapabilmektedir. Personel ve malzeme nakli, havadan paraşütçü ve malzeme atımı, uçan tanker olarak özellikle helikopterlerle düşük süratli uçaklarahavada yakıt ikmali, arama-kurtarma, elektronik karıştırma-dinleme, meteorolojik keşif, havadan komuta kontrol merkezi, havadan radarla erken teşhis (AWACS), foto keşfi, VIP taşımacılığı, özel teçhizatla havadan yangın söndürme, ambulans vb. görevleri yapabilmektedir. Ayrıca makinalı top (gunship) yüklenmiş modelleri ile yer destek ve saldırı, kendini savunma için chaff-flare özellikleri eklenen modelleri de vardır.

Vietnam savaşı boyunca çok aktif görevler yapmıştı. Halen dünyadaki birçok savaş, çatışma, operasyon vb. durumlarda değişik ülkelerce de sıklıkla kullanılmıştır. 2010’da Meksika körfezindeki petrol sızıntısı (deep water) için deniz yüzeyine özel kimyasallar püskürtmüşlerdi. 2017’de ABD’nin Teksas eyaletini etkileyen Harvey kasırgası sonrası bölgede çok aktif olan haşere, böcek ve istilacı bitki türleri için havadan özel ilaçlama yapmıştır. Gün geçtikçe yaygınlaşan orman yangınları (wild fire) için özel tadilat görmüş C-130’larla havadan mücadele edilmiştir.

C-130 uçağına çok fazla değişiklik -özellikle yeni teknolojiler- uygulanarak varyantları üretilmiş ve halen de devam etmektedir. Lockheed, 1995’te Martin Marietta şirketiyle birleştikten sonra C-130J modeline, çok gelişmiş aviyonik ve performans özellikleri, kargo yükleme-boşaltma yenilikleri uygulayarak adeta yepyeni bir model yaratmıştır.

        C-130 Hercules Antarktika’dan özel kayak takımlarıyla kalkış yapıyor 

Uçak, görevin cinsine göre dört veya beş kişilik uçuş ekibiyle uçuş yapmaktadır. Ortalama seyir sürati (modellere göre değişiklik göstermektedir) 541km/sa olup, uçağın boş olarak 10.100m tavanı ve 7399km menzili vardır. 92 yolcu veya 64 tam teçhizatlı asker veya 19 ton kargo taşıma kapasitesine sahiptir.

Sivil amaçlarla kullanım için L-100 Hercules modeli 1964’te üretildi. 1992’de üretim sona erdi. Hem havayolları hem de bazı charter kargo taşımacılığında ile bazı hava kuvvetleri bu modeli sırf personel taşımacılığında kullandı. 2019’da sivil versiyonunu daha geliştirerek LM-100J üretimi başladı.

1958 yılında ABD’ye ait bir C-130A Türkiye-Ermenistan sınırında(!) uçarken SSCB’ne ait dört MIG-17 uçağı tarafından önlenerek düşürülmüştü.

1963 yılında ABD’nin Forrestal uçak gemisine iniş kalkış yapan bir KC-130F (tanker modeli) tipi, halen bir uçak gemisine operasyon yapan en büyük ve en ağır uçak olma rekorunu taşımaktadır.

25/ Bell UH-1H Iroquois/Huey Helikopteri: İlk uçuşunu 1956’da yapan çok amaçlı, askeri helikopter tipi olup halen dünyanın birçok hava kuvvetlerinde uçmaktadır. Farklı modelleriyle birlikte 16.000’den fazla üretilmiştir. Başlangıçta tek motorluyken 1960’ların ortasından itibaren iki motorlu UH-1N Twin Huey modeli de devreye girmiştir. Genellikle iki döner kanatlı modelinin yanısıra bu yüzyılın başında dört kanatlısı da geliştirilmişti. Bell 204 ve 205 modelleri sivil amaçlı kullanım için piyasaya sürülmüştü. Lisanslı olarak Japonya’da kısa süreli ve Almanya’da 1967-1981 yılları arasında 352 adet üretilmişti.

Askeri alanda personel, yaralı nakli, arama kurtarma, hava indirme, paraşütçü atımı, havadan roket-füze ve makinalı top (kapı topçusu) saldırısı, keşif, kolluk kuvvetlerince uyuşturucu takibi ve devriye, en son Japonya’da Fukushima nükleer santral kazasından sonra radyoaktif seviye ölçümleri vb. görevleri yapmıştır.

 ABD sadece Vietnam savaşında 7.000’den fazla UH-1H modelini (3.300’ü tahrip olmuştur) kullanmıştı. Rodezya, Falkland, Afganistan, Lübnan, Irak vb. savaşlarda sıkça ve etkin olarak uçmuştur.

         Türk Hava Kuvvetlerine ait Bell UH-1H Huey helikopteri

Helikopterin performans bilgileri model ve varyanta göre değişmekle birlikte maksimum kalkış ağırlığı 4.309kg ve bu ağırlıkla tavanı yaklaşık 3.800m ve deniz seviyesinde menzili 511km dir. Tek pilot tarafından uçurulabilmektedir. Orijinal adı Iraquois olmasına rağmen ordu içinde Huey adıyla telaffuz edilmesi kısa zamanda yaygınlaşınca bu ifade daha çok kullanılır olmuştu. Türk Hava kuvvetleri envanterine 1970’te girmiş, zamanla 27 adete ulaşmıştır.

26) Boeing B-747 Jumbo Jet: İlk uçuşunu Şubat 1969’da yapmıştı. İlk kullanan şirket PanAm idi.Üretimine son verilinceye kadar 1.572 adet üretilmişti. Dört motorlu, uzun menzilli, geniş gövdeli, çift katlı olup, B-707’den 2.5 kat daha çok yük ve yolcuyu, %30 daha düşük koltuk maliyetiyle taşıyordu. Uçağın büyüklüğü nedeniyle montaj aşamasında ona yeterli olması için Boeing firması yeni Everett fabrikasını yapmıştı. Fabrika inşaatında bankalardan kredi talebinde bulunan Boeing, reddedilmesi durumunda B-747 projesinden vaz geçecekti. Başlangıçta bu kadar büyük uçağın havaalanlarında problem yaratacağı endişeleri servise girdikten sonra ortadan kalkmıştı.

Yıllar içinde B-747-100’ün -200, -300, -400, varyantları ileayrıca ABD ve Japonya’nın orta-kısa menzilli iç hat uçuşları için fazla yolcu-yük ve çoklu seri inişe elverişli B-747SR modeli ile daha az yolcu-yük ancak uzun menzil için B-747SP (kısaltılmış gövde) varyantları üretilmişti. Daha sonra bazı havayollarının talebi üzerine kombi (kabinin yarısı yolcu yarısı kargo taşımaya elverişli modeli) üretilmişti. Arttırılmış menzilli kargo uçağı modeli, B-747 ERF modelleri de üretilmişti. B-747LCF Dreamlifter varyantında üst güverte yerine neredeyse gövdenin tamamı yükseltilmişti. Ayrıca Air Force-1 (ABD başkanının özel uçağı), uzay mekiği taşıyıcısı (VAL-1), uzay-hava gözlemcisi (Sofia) gibi çok spesifik türleri de üretilmişti. 1989’da devreye giren -400 versiyonu havayolu ve kargo taşımacılığında kullanılan en yaygın varyantı idi.

                                       Boeing B-747-400 inişe geliyor

Uçağın büyüklüğü nedeniyle kargo taşımacılığında da çok popüler olmuştu. Bazı modellere “kargo burun kapısı” eklenerek yüklemeler pratik hale getirilmişti. Erken modellerin (-100, -200, -300) kokpit tasarımı iki pilot bir uçuş mühendisi (FEO) şeklindeyken, sonradan eklenen gelişmiş elektronik aviyonikler ve benzeri uygulamalarla iki pilotla uçuruluyordu. Ağırlık nedeniyle her birinde dört tekerlek bulunan üç ana iniş takımı bulunuyordu. Sadece uçağın iç hacmindeki havanın ağırlığı ±1.000kg idi. Genel olarak B-747-400 modeli -kabin içi tasarımına göre- 416 ila 550 yolcu taşıyabiliyordu. 1991’de Etiyopyalı Yahudileri İsrail’e götürmek için yapılan gizli operasyonda 1.087 yolcu taşınmıştı. Türbülans testlerinden ortaya çıkan zorunluluk nedeniyle bazı yüzey ve bağlantılarınkatılığını azaltmak için belirli noktalarda seyreltilmiş uranyum kullanılmıştı. 1992’de Amsterdam’da EL AL uçuş no:1862 kazasında, uçak bünyesindeki 282kg uranyum ile düştüğünde endişe yaratmıştı…

Kargo tipinde B-747-800 varyantı ile en son 2022’de üretimi sonlandırıldı. -800 modelinde menzil 14.302km ye çıkmıştı. Ortalama seyir sürati Mach .85≈ 935km/sa,tavanı 13.715m idi.

ABD Hava Kuvvetleri için E-4B modeli bir nükleer savaşta kullanılmak üzere havadan komuta karargâhı olarak tasarlanıp üretildi. KC-33A modeli havada yakıt ikmali yapabilecek tanker uçağı idi. Yaygınlaşan orman yangınlarıyla mücadele için özel tadilatlı bir adet B-747 ABD’de faaliyet göstermektedir. B-747 uçağı 300’den fazla film yapımında rol almıştı.

27/Boeing B-737: Kısa ve orta menzilli, tek koridorlu ve iki motorlu yolcu uçağı olarak tasarlanmıştı. İlk uçuşunu Nisan 1967’de yapmıştı. Sonraki yıllarda çok büyük değişikliklerle farklı modelleri halen üretimi sürdürülmektedir. Ekim 2022 sonuna kadar 11.177 adet üretilmişti. Başlangıçta rakipleri Fokker-28, BAC-1-11, Douglas DC-9 ve MD-90 olmasına rağmen piyasadan çok fazla talep görmüştü. Ancak 2000’lerden itibaren Airbus A-320 serileri karşısında epey zorluk yaşadı.

                                           Boeing B-737Max üretim hattı

B-737 ailesi dört kategoride günümüze ulaştı: 1) Orijinal seri:  -100, -200. 2) İkinci nesil (klasik) seri: -300, -400, -500. 3)Üçüncü nesil NG (New Generation): -600, -700, -800, -900. 4)Dördüncü nesil B-737 Max 7/8/9/10 serisi. Aslında üçüncü nesilden itibaren devamını havacılık uzmanları ayrı bir model olarak kabul etmektedirler. Zira kanat profili, öncüllerinden tamamen farklıdır.

Askeri alanda T-43/C-40A (-200 modeli) nakliye, B-737-AEW&C (-700 modeli) havadan erken uyarı ve kontrol, İHA & SİHA’larla koordineli uçuş, deniz kuvvetleri için P-8 (-800 modeli) denizaltı ve yüzey gemilerine karşı arama-engelleme-saldırı ve sonar şamandıralarını izleme gibi görevleri yapabilmektedirler.

Kargo versiyonun yanısıra zenginler için özel iş jeti (BBJ: Boeing Business Jet) ve VIP uçağı olarak, siparişe göre kabin içi tasarımı ve ekstra yakıt depolarıyla uzun menzilli uçuşlar da yapabilmektedir. Günümüzde birçok ülke, havayolu ve ordu birimleri B-737’nin varyantlarını farklı amaçlarla kullanmaktadır.

B-737Max-8 modelinin 2018 ve 2019’da geçirdiği kazalardan sonra üretimi askıya alınmış, firma tarafından düzeltici işlemler uygulanarak Mayıs 2020’de yeniden üretimine başlanmıştı. Her iki kazada devreye giren bazı yeni kumanda kontrol uygulamalarının eksiklikleri ve A-320 rekabeti karşısında aceleye getirilmesinin önemli payı vardı.

Sürat ve tavan, modellere göre değişmektedir. En son seri olan Boeing Max-7/-8/-9/-10’lar 12.500m yükseklik ve seyir sürati Mach.785, yaklaşık 838km/sa’tir. En fazla yolcuyu Max-10 modeli tek sınıflı kabin düzeninde 230 kişi olarak taşıyabilmektedir.

Orijinal B-737 serisinin kanat dizaynı,aerodinamik faktörler (kaldırma, sürtünme vb.) bakımından çok verimliydi.Açık deniz yat yarışına (Admiral’s Cup) katılan bir tekne, aynı kanat profilini yelkenlerine uygulayarak birinci olmuştu.

29/ Aérospatiale-BAC Concorde: Fransız-İngiliz ortak araştırma-geliştirme yapım projesi sonucunda ilk uçuşunu 1969, son uçuşunu Ekim 2003’te yapmıştı. Ses üstü hızlarda uçabilen ilk yolcu uçağı olup Air France ve British Airways şirketlerinde kullanılmıştı.Concorde, SST (Super Sonic Transport) kavramını havacılığa yerleştirmişti. Toplam 20 adet üretilmişti. Dört motorlu, tek koridorlu, delta kanatlı uçak, tasarımda birçok radikal yenilikleri barındırıyordu. Maksimum seyahat hızı Mach 2.05, normal seyir irtifası 60.000’≈ 18.288m ve maksimum menzili 7.242km idi. En fazla 128 yolcu taşıyabiliyordu. Uçağın statik halde boyu 61.67m olup, süpersonik hızla uçuşlarda sürtünmeyle gelişen yüksek sıcaklık nedeniyle daha uzuyordu.

Özellikle kanat depolarındaki yakıtın uçuş boyunca yeri değiştirilerek optimum hücum açısı ve trim ayarının yapılması, daha sonraları birçok farklıuçak modelin tasarımına öncülük etmişti. İniş ve kalkışta (yüksek hücum açılı uçuş konumunda) kokpit görüşünün sağlanması için burun konisi hareketli yapılmıştı. Motorların hava giriş bölümleri (hava alıkları) hareketli olup yüksek hızlarda daralarak birçok aerodinamik problemi halletmişti.

                    Concorde Eylül 1974’te Farnborough’a inişte

Mach 1.7 üstündeki hızlarda uçarken uçak yüzeyinin aşırı ısınmasını engellemek için dış cephesi özel beyaz bir boyayla boyanmıştı. Bir tek Pepsi reklamı için maviye boyanan gövdesi için ses üstü hızla uçuşu 20 dakikayla kısıtlanmıştı.

Proje başlangıçta büyük müşteri ilgisine sahipken, çok sayıda sipariş iptaliyle üretimde hayli zor duruma girmişti. Ayrıca gürültü nedeniyle başta ABD (biraz da rekabet endişesiyle) olmak üzere birçok ülke meydanına iniş-kalkış izni alamadı. Ayrıca 1970’lerdeki petrol krizinin getirdiği yakıt fiyatlarındaki artışları da başka bir olumsuz faktördü.

Yüksek hızlarda maksimum menzil için yüksek irtifaları kullanması bu kez kozmik radyasyon vb. kaygıları beraberinde getirmişti. Tavanı 60.000’≈ 18.000m olup radyasyon düzeyi yüksekse uçuşunu 47.000’≈ 13.000m nin altında sürdürürdü. Rusların geliştirdiği rakip Tupolev Tu-144 modeli için daima teknoloji-sanayi casusluğu şüphesi vardı…

En popüler rotalardan biri olan Paris-New York hattını, ticari jet uçakları ortalama 8 saatte uçarken, Concorde Mach 2 hızında yaklaşık 3.5 saatte tamamlıyordu. Londra-New York (JFK) arasını 2saat 59dakika uçuş zamanıyla halen egale bile edilemeyen rekoru da kırmıştı. Ayrıca 50.000’ ≈17.000m seyir irtifasında ve Atlantik okyanusu üzerinde başka trafik olmadığı için en uygun rotayı seçebiliyordu.

1973’te Concorde 001, güneş tutulması görevi için özel gözlem araçlarıyla donatılmıştı. Yaklaşık 74dakika ile en uzun güneş tutulması gözlemini havadan gerçekleştirmişti.

Ses süratine geçişte sonik patlama olmakta bu da yer yüzünde rahatsızlık yaratmaktaydı. ABD’nin birçok eyaleti bu yüzden ses üstü hızlarda uçuş yasağı da getirmişlerdi. Temmuz 2000 Paris kazasından sonra her iki şirket 2003’te operasyonu sonlandırmışlardı.

30/ Hawker Siddeley Harrier: (V/STOL=Vertical/Short takeoff and landing): Dikey veya çok kısa mesafe kalkış-iniş özelliği olan jet motorlu savaş uçağıdır. 1960’larda geliştirildi, ilk uçuşunu Aralık 1967’de yaptı, 2003’te üretimine son verildi.Toplam 278 adet üretildi. AV-8A ve AV-8C modelleriyle karadan ve uçak gemisinden operasyon yapabilmektedir. En önemli özelliği, otopark, yol, arsa gibi dar alanlardan uçabilmesidir.

                            Harrier, sahilde havada (hover) duruyor

Şimdilik altı ülkenin hava ve deniz-hava kuvvetleri tarafından kullanılmıştır. Gövdenin yan taraflarında bulunan hareketli-dönebilen jet nozulları (egzoz çıkış konileri) uçağın dikey hareketini sağlamaktadır. Birinci nesil Harrier’ler nispeten daha kısa menzil ve hıza sahiptiler. II. Nesil Harrier’lerin üretiminde ABD’li uçak firması McDonnell Douglas ile ortaklaşa çalışıldı. ABD üretimi AV-8B modeli bu iş birliğinden doğdu.

Tek kişilik, tek motorlu uçağın deniz seviyesinde maksimum sürati (modellere göre değişiklik göstermektedir) 1.176km/sa, tavanı 15.600m dir. Silahları bomba, füze ve rokettir. Sadece harici yakıt tanklarıyla birlikte maksimum menzili 5.600km dir.

İniş ve kalkışta rüzgâr yönünün hayati önemi vardır. Ağır yük veya maksimum kalkış ağırlığında dikey kalkış özelliği yetersiz kaldığı için biraz ileri hareket gerekmektedir. Havada nozul hareketleriyle ani yavaşlamalar, duruşlar elde ettiği için hava muharebelerinde (dog fight-it dalaşı) yeni taktikleri de beraberinde getirmişti.

Falkland, Körfez, Kosova harekâtı, Irak ve Afganistan vb. savaşlarda etkin olarak kullanılmıştı. Rusların YAK-36 ve YAK-38 model uçakları Harrier’e rakip olamamıştı. Günümüzde F-35 uçağı peyderpey Harrier’lerin yerini almaktadır.

31/ Gossamer Albatross-II: İnsan gücüyle çalışan deneysel bir tür uçaktır. ABD’li AeroVironment şirketince geliştirilmiştir. Tasarımı uçak mühendisi Paul MacCrady ve ekibine aittir.Pervaneyi çevirmek için bisiklet pedallarına benzer bir düzeneği vardır. Çok hafif malzemeden yapılmış olup boş ağırlığı 32kg dır. Kanat genişliği 29.77m ve maksimum hızı 56km/sa idi.

12.6.1979’da İngiltere’nin güneyinden havalanıp Manş denizini kat ettikten sonra Fransa’nın Cape Griz-Nez bölgesinde sahile iniş yapmıştı. Bisikletçi ve pilot Bryan Allen, 2saat 49dakikalık uçuşunda toplam 35.7km lik mesafeyi kat etmişti. Bu uçuşta uçağın toplam ağırlığı, pilot, telsiz, içme suyu vb. yüklerle birlikte 100kg olmuştu. Deniz yüzeyinden ortalama 1.5m yükseklikte ve 29km/sa hızla rotasında uçmuştu.

                                 Gossamer Albatross-II uçuşta

Toplam iki adet Gossamer Albatross-II üretildi. İkincisi ABD’de NASA’nın Langlay’deki laboratuvarının kapalı ve açık mekanlarında test amacıyla kullanılmıştı. Kanat açıklığı çok fazla tutularak tıpkı bir planör gibi maksimum en-boy oranı sağlanmıştı. Bu özellik, pilota minimum güç sarfını sağlamaktaydı.

32/ Lockheed SR-71 Blackbird: Uzun menzilli, yüksek irtifa ve Mach 3+ hızlarda uçabilen stratejik keşif uçağı olarak ilk uçuşunu Aralık 1964’te yapmıştı. ABD Hava kuvvetlerinde son uçuşunu 1998, NASA’da ise 1999’da yapmıştı. Lockheed A-12 modelinden geliştirilip 32 adet üretilmişti. Mach 3.2 süratte ve 85.000’≈ 25.900m yükseklikten uçarken SSCB’nin füzelerinden kaçınabilmesi hedeflenmişti. Uçağın tasarımında CIA’in talepleri de göz önüne alınarak özellikle Doğu Bloku ülkelerdeki füze, meydan vb. tesisleri keşfetmek için çok daha yavaş U-2 uçaklarının yerini alması planlanmıştı.

 Ayrıca radarlara en az eko verebilecek tasarıma dikkat edilmişti. Yüksek hızın oluşturduğu aşırı sıcaklığı önlemek için uçağın içi ve dışının %92’si titanyum alaşımlarından üretilmişti. Aynı şekilde kanopinin camının dış yüzeyi kuvarstan (yaklaşık 316°C’ye çıkıyordu) yapılmıştı. Yine yüksek sıcaklıklarda genleşen uçak gövdesi ve diğer elemanları yüzünden yakıt sızıntısı kaçınılmazdı. Bu yüzden havada yakıt ikmali ile ancak uzun süreli uçuşları yapabiliyordu.

Uçuş esnasında çeşitli elektronik karıştırıcılar (ECM) taşıyordu. Bu yüzden kokpit tasarımı bir pilot ve bir keşif sistem operatörü (RSO) olacak şekilde yapılmıştı. Ekiplerin 43.000’≈13.000m üzerinde yaşam desteğini sağlamak için özel koruyucu basınçlı elbise ve kasklar kullanılmıştı.

Her bir uçuştan sonra uçak, ancak bir haftada yeni uçuşa hazır olabiliyordu: Eksilen perçinler, kaplamalardaki yıpranma, diğer hasarlar bu sürede tamamen kontrol ve tamir edilebiliyordu. Vietnam savaşında ilk kez Nisan 1968’de uçmuştu. Vietnam savaşında uçuş yapan SR-71’lere 800’den fazla yerden füze (SAM) ateşlenmesine rağmen hiçbirisi isabet edememişti. Bir saatlik uçuşta yeryüzünde 259.000km² lik alanı tarıyordu.

                                    Uçuştaki SR-71’in önden görünüşü

SR-71’in emekliliğe ayrılmasında birçok faktör rol oynamıştı. Üretim ve idamesinin çok pahalı olması (1995 rakamlarına göre bir uçuşu yaklaşık 3milyon US$ mal oluyordu) en çok göze batan neden olup politikacıların hedef tahtası haline gelmişti. Ayrıca gittikçe gelişen İHA (drone) teknolojisi de önemli bir etkendi. İronik olarak SR-71 servisten kalktıktan sonra modernize olan U-2’ler yine uçuşlarına devam etmişlerdi. New York-Londra arasını 1saat 54dakikada uçarak rekor kırmıştı. 12 adet SR-71 çeşitli kazalarda kaybedilmişti.

33/ Bede BD-5 Micro: 1960’ların sonunda ABD’li uçak tasarımcısı Jim Bede tarafından yaratılmış, demonte kit paketiyle havacılık meraklılarına sunulan bir uçaktı. Montajını tüketiciler evlerinde kolayca yapabilecekleri kolaylıkta tasarlanmıştı. Şirket 1970’lerin ortalarında iflas etmesine rağmen 5.000’den fazla kit satmıştı. Pervane ve jet motorlu modelleri vardı. BD-5J versiyonu 162.7kg ağırlığıyla dünyanın en küçük jet uçağı rekorunu korumaktadır. Pilot, çok alçak ve küçük kokpitte yarı uzanmış bir şekilde oturmaktadır.

                             Bede BD-5J-1 uçuşta

Tek kişilik uçağın geri sürüklemesi o kadar düşüktü ki inişte yavaşlamayı sağlamak için spoiler kullanılmıştı. Uçağın görünümü bir mermiyi andırırken, akrobasi performansı da çok iyiydi. Kanatları on dakikada sökülüp takılabilir özellikte olduğu için bir römorkla çekilip herhangi kapalı yerde -depo, garaj- kolaylıkla saklanabiliyordu.

34/ Airbus A-320 ve US Airways 1549 Olayı: İki motorlu, kısa ve orta menzilli, tek koridorlu yolcu uçağı olarak çok uluslu üretici koalisyonunca üretilmişti. Üretimde Fransa-İngiltere-Almanya-İspanya ana ülkeler olarak yer alırken, Avrupa Birliği konsepti içinde taşeron ülkeler de vardır. İlk uçuşunu 1987’de yapmıştı. 31Ekim 2022 itibariyle (dört versiyonu dahil) 10.563 adet üretilirken oldukça ekonomik işletim masrafları sayesinde günümüzde çok talep gören bir modeldir.

Tasarımında kumanda yüzeyleriyle pilot kumandasının telli bağlantısı yerine fly-by-wire teknolojisi kullanılmıştı: Bir tür düzenlenmiş sinyallerle ve uçuş kontrol bilgisayarlarının güvenlik sınırları içinde kalması kontrol edildikten sonra,kumanda yüzeylerine iletilerek uçağın yönlendirilmesi yapılmaktadır. Bu, geleneksel uçak kumanda sisteminde çok yeni bir teknolojik uygulamaydı. Fly-by-wire sistemi, pilotların geleneksel intibak uçuş eğitimlerini de değiştirmişti,

Yine uçak sistemlerinin çalışmasının sergilendiği EFIS (elektronik uçuş aletleri sistemleri), motor saatlerinin yanısıra önemli sistemlerin faaliyet durumunu kontrol ederken, normal uçuş, tehlikeli-anormal çalışma koşullarında yapılacak işlemleri de listeliyordu. Bu sivil havacılığa getirilen çok büyük yenilikti.

A-320’nin ortalama seyir hızı Mach .78≈829km/sa, tavanı varyantlara göre 11.900m-12.500m, menzili (ortalama yük ile) ±6.112km dir.

Piyasada A-320’nin ticari başarısının ardından daha küçük A-318, A-319 ve en uzun A-321 modelleri geliştirildi. En son A-320Neo modeli %15 yakıt tasarrufu özelliğiyle havayollarının ilgi ve talebini sağladı. Boeing ile Airbus arasındaki kısa-orta menzilli uçak rekabetinde teknolojik üstünlük ve onun sağladığı ekonomik işletme sayesinde ibre, A-320 ailesine yöneldi.

Daha sonra A-320 ve A-321 modelleri kargo taşımak için dönüşüm veyasıfırdan fabrika üretim faaliyetleri de gelişmişti. Halen filosunda en çok A-320 ailesi bulunduran havayolu 459 uçakla American Airlines’tır. Askeri alanda VIP, havada erken ihbar ve kontrol (EW&C) görevlerini yapabilen versiyonları da vardır.

15 Ocak 2009’da New York’un LaGuardia meydanından kalkan US Airways’e ait 1549 sefer numaralı A-320 uçağı, bir süre sonra büyük bir kuş sürüsüne girince iki motorunu da kaybetmişti. Alçak irtifa nedeniyle herhangi bir meydan-piste ulaşma olanağı bulamayan kpt. Chesley “Sully” Sullenberg ve co-pilot Jeffrey Skilles, uçakla Hudson nehrine zorunlu iniş yapmışlardı. Uçaktaki toplam 155 kişinin tamamı, birkaç yaralanmanın dışında çevreden yetişen tekneler tarafından sağ salim kurtarılmıştı. Kaptan önce kalkış meydanı LaGuardia’ya geri dönüşü, sonra New Jersey’deki Teterboro meydanlarına inişi planlamasına rağmen alçak irtifası nedeniyle hiçbirine erişemeyeceğine kanaat getirince, kalkıştan beş dakika sonra suya zorunlu inişi tamamlamıştı.

NTSB (Ulusal Taşımacılık Güvenlik Kurulu), soruşturmasında başlangıçta kaptan kararının hatalı(!) olduğu nedeniyle suçlamasına rağmen, simülatörlerde birkaç kez kazanın canlandırılma denemelerindeki başarısızlık ve motorların kesin hasar analizleri sonucu ekibi aklamışlardı…

       US Airways sefer no:1549 Hudson nehrinde yolcu tahliyesi yaparken

35/Antanov An-225 Mriya: Ukrayna’da tasarlanıp üretilmiş ve ilk uçuşunu Aralık 1988’de yapmıştı. Başlangıçta Buran sınıfı yörünge araçlarını (Rus uzay mekiği) taşımak için tasarlanmıştı. Stratejik dev bir nakliye uçağı idi. Daha sonraları ticari uçuşlarda büyük ilgi görünce ikinci An-225 uçağının yüzde 70’i tamamlanmasına rağmen finansal sıkıntılar nedeniyle üretimi durmuştu.

Dahili olarak toplam 250.000kg parçalı yükleri, 70 metre uzunluğunda ve 200.000kg ağırlığındaki monoblok yükleri taşıyabilmekteydi. Kanat açıklığı 290m ve altı motorluydu. 28 tane ana dikmelerde ve 4’ü burun dikmesinde olmak üzere 32 tekerlekle yerde hareket ediyordu. Tavanı 36.000’≈10970m ve 2001’deki gövde güçlendirme modifikasyonundan sonra maksimum ağırlığı 640ton olmuştu.

                                    Antanov An-225 kalkışta

En son ticari uçuşunu Şubat 2022’de Çin’den 90ton Covit-19 test kiti taşıyarak yapmıştı. Ukrayna -Rusya savaşında yerdeyken Rus av-bombardıman uçakları tarafından tahrip edildi. Ukrayna Uçak Yapım Firması,yarıda kalmış ikinci An-225’i tamamlamak için yaklaşık 500milyon US$’na ihtiyaç olduğunu bildirmişti.

36/Piaggio P.180 Avanti: Tasarım olarak genel havacılık ve özel business uçakları arasında çok yenilikçi uygulamalarıyla farklı bir yeri vardır. Tasarımında dikkati çeken hem burunda küçük kanatlar, gövdede ana kanatlar ve kuyruktaki yatay stabilizesi ile üç ayrı yüzeyli kanat konfigürasyonuna ilaveten ana kanatların arka yüzüne (firar kenarına) bakan turbo prop motorlarıdır. İlk uçuşunu Eylül 1986’da yapmış olup halen kullanımdadır. P.180 Avanti daha az sürtünme, yakıt sarfiyatındaki tasarrufun yanısıra piyasadaki business jetlerden yüzde 40 işletme daha ucuz işletme giderleriyle kısaca yetkin ekonomikliği ile sınıfının önde gelen modellerindendir.

                                  Piaggio P.180 Avanti uçuşta

P.180’in ters yönde yerleştirilen iki adet turbo prop motorları kabin içinde sessizlik sağlamaktadır. Alışılanın dışındaki gövde ve diğer elemanlar, kaldırma kuvvetine fazladan %20’lik katkıda bulunmaktadır.

İş insanlarının özel kullanımının yanısıra elektronik ve radyo cihazlarının kontrolu ve kalibrasyonu, hava ambulansı, deniz devriye görevlerinde İtalyan silahlı kuvvetlerinde kullanılmaktadır. Uçak bir pilot tarafından kullanılmaktadır. Tavanı 12.000m, maksimum hızı 740km/sa. Piaggio şirketi, II.Dünya savaşından sonra ünlü Vespa marka motosiklet tasarım ve üretimini de yapmıştı.

37/ Breitling Orbiter-3 Balonu: Mart 1999’da Bertrand Piccard ve Brian Jones yönetiminde hiç durmaksızın dünya turu atan ilk balondu. Breitling Orbiter-3 sıcak hava ve gaz balonu (propan gazıyla çalışıyordu) sıcak hava zarfı içindeki helyum gazıyla birleşerek çalışmaktaydı. Balon, şişirilmiş haliyle 55 metre yükseklikte, ekip için basınçlı kabini vardı. Yine ekip için kabinin havalandırmasında azot ve oksijen karışımı kullanılmıştı.

Breitling Orbiter-3 Alp dağları üzerinde

1 Mart’ta İsviçre’den havalanan balon, Akdeniz üzerinden güneybatıya, Moritanya’ya yönelmişlerdi. 21Mart 1999’da kalkıştan 19gün 21saat 55dakikalık uçuşta, 40.814km kat ettikten sonra Mısır’da çöle iniş yapmışlardı. Uçuş boyunca en fazla 11.737m yükseklik ve ≈227.7km/sa hıza ulaşmışlardı.

Ekipte görev dağılımı vardiya usulü, her biri 8saat tek başına kumandada, 8 saat tek başına istirahatte ve 8saat birlikte çalışarak gerçekleşmişti. Kabinde bir de özel tasarım tuvalet vardı.

Uçuş boyunca meteoroloji, seyrüsefer analizi ile ülkeler üzerinden uçuş izinleri, havayolu kat edişleri vb. durumu sürekli takip ve kontrol eden,güncel bilgileri balona aktaran yerde de bir merkez vardı. Balon daha sonra ABD’de Ulusal Hava ve Uzay Müzesinde sergilenmeye koyulmuştu.

38/ Ultralight: Aslında çok daha erken yıllarda tasarım ve üretimi palyatif olarak sürdürülse de 1980’li yılların başlarında uçurulması kolay, üretimi basit ve bu ekonomik uçaklara herkesin ulaşıp, deneyimleyebileceği bir hava aracı olarak yaygınlaştı. Başlangıçta “microlight” olarak adlandırılmasına rağmen zaman içinde ultralight ifadesi yerleşti.

                                                  Bir ultralight uçuşta

Tek veya iki kişilik olan ultralight’lar çok kısa mesafeden ve hazırlanmamış yüzeylerden iniş-kalkış yapabildikleri gibi çoğu markanın uçaklarına ait paraşütü, herhangi motor arızasında emniyetle yere inişi sağlamaktadır. Uçak paraşütü uygulaması daha sonra birçok özel uçak modeline de uygulanmıştı. Ayrıca akrobasi ve suya iniş-kalkış yapabilen modelleri de bulunmaktadır. Tüm dünyada yaklaşık 15 ülkede farklı havacılık şirketleri tarafından farklı modellerde üretilmektedir.

Sadece Eipper Quicksilver modelleri 14.000’den fazla, de-monte kit halinde üretilerek meraklı havacılara satılmıştır. Ultralight sportif havacılıkla genel havacılığın arasında bir köprü vazifesi görerek dünyanın her yerinde çok çeşitli marka ve modelleriyle insanların uçma, uçabilme umutlarının gerçekleştirilmesine çok büyük katkılar sağlamıştır.

39/ Sukhoi Su-27 Flanker: ABD’nin hava üstünlüğüne, özellikle F-14, F-15 uçaklarına karşı Sovyetler,maksimum hızı Mach 2.35 ve 62.000’≈19.000m tavanı olan, çift motorlu, ikiz delta kuyruklu, manevra performansı çok yüksek avcı uçağını üretmişlerdi. Kobra manevrasını çok güzel yapabilen (ileri uçuşlarda birden dikey duruş yapabilme), vektör uçuş denilen kuyruk üzerinde dikilerek adeta asılı durabilen çok yetkin bir önleme avcı uçağı modeliydi. Her ne kadar ilk keşfedip kullanan İsveç Hava Kuvvetlerinin Saab-37 tipi uçaklarıysa da kobra manevrasını çok daha geliştirip avcı uçaklarının temel hareketler serisine sokan Su-27’ler olmuştu.

İlk uçuşunu Mayıs 1977’de yaptı. Hem her hava önleme-avcı, hem de ağır bombardıman uçaklarına avcı-himaye görevleri için tasarlanıp yaklaşık 700 kadar üretildi. Çok iyi manevra yeteneği ve +9“G” yüküne dayanabilirken, tırmanış kapasitesi çok yüksekti. Ayrıca sadece burun değil, kuyruktarafına da yerleştirilen diğer radarı ilegeniş alanda kontrol sağlamaktadır. Uzun menzilinin yanısıra uçak gemisinden operasyon yapabilen modelleri de vardır. Rusların ilk fly-by-wire kumanda sistemiyle donatılmış uçak tipidir. Başta Ruslar olmak üzere akrotim, havacılık fuarları gibi gösteri uçuşlarında sıklıkla yer almaktadırlar.

Çok başarılı olan Su-27’lerden geliştirilen bir çok model halen aktif olarak uçmaktadır: Su-30, Su-33, Su-34, Su-35, Su-37 vb. Çinliler patentli olarak Shenyang J-11, J-15 ve J-16 modellerini üretmektedirler. Su-27’ler Çin Halk Cumhuriyeti, Angola, Etiyopya, Endonezya, Kuzey Vietnam, Moğolistan, Kazakistan, Özbekistan, Belarus ve Ukrayna hava kuvvetlerinde kullanıldı. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinde her iki taraf birbirine karşı kullanmaktadır…

                                   Sukhoi Su-27UB tipi uçaklar kol uçuşunda

40/ Predator MQ-1 Drone: İlk uçuşunu Temmuz 1997’de ABD’de yapmıştı. Halen sınırlı sayıda ABD dışındabazı ülkelerde hizmettedir. Uzaktan kumanda edilen insansız ve silahlı-keşif hava araçlarının araştırma, tasarım, geliştirme ve üretim aşamaları çok eskilere dayanmaktadır. Yine de ABD’nin MQ-1 dronu çok farklı özellikleriyle öne çıkmıştır. RQ-1 modeli ise silahsız olup her iki tip drone, çok geniş kullanım özellikleriyle İHA ve SİHA’larda öncü rol oynamıştır. 360 kadar üretilmiştir. Havada 14 saat kalabilirken, yaklaşık 750km lik menzili vardı.

Kullanıcıları arasında Türk Hava kuvvetleri de vardı.Kullanım ve diğer bilgi aktarımı için daha sonra uydu iletişimi özelliği katıldı. Ayrıca uçaklara da iletişim için bağlanarak (doğrudan veya uydu aracılığıyla) bilgi aktarımı ve kumanda edilmekteydi. Bu özellik menzilinin artmasında önemli bir faktördü. Örneğin Afganistan savaşında kontrolörler ABD’de konuşlanıp kumanda etmişlerdi. Tıpkı askeri uçaklardaki gibi IFF (dost-düşman tanıtımı), buz çözücü, diğer pilotlu uçak ve SİHA’lar için hedefin lazer taraması vb. özellikler vardı. Bazı modelleri C-130 uçağının kanat altında taşınıp, havadan uçuşa başlatılabilmekteydi. İniş-kalkış için sert satıhlı pistlere ihtiyaç duyarlardı. Yakın hava desteği görevlerinde de kullanılmıştı: Afganistan, Irak, Yemen, Libya, Somali, İran, Suriye, Filipinler vb. ülkelerde hem resmi kuvvetlere hem de İslami ve/veya ayrılıkçı çete, militanlara karşı kullanılmıştı. Ne ki başta Afganistan olmak üzere pek çok sivilin hatalı ölümüne neden olmuştu.

                                Predator MQ-1 dronu füze saldırısında

ABD ordusundan 2018’de servis dışı kalmıştı. Ancak tasarım, üretim ve operasyonel açıdan birçok yeni İHA ve SİHA’ya öncülük etmişti. Özellikle hava taarruzu, hava muharebesi alanlarında yeni doktrinlerin geliştirilmesini sağlamıştı.

                                                           ****

Son olarak sizin listenizde hangi uçak ve hava araçları yer alırdı?

Faydalanılan Kaynaklar:

*The History of Aviation (Ray Bonds – Amber Books, 2007)

*Dream Aircraft (Barry Schiff – Aviation Supplies & Academics Inc. 2007)

*A Century of Flight (Ray Bonds – Salamander Books, 2004)

*Smithsonian Atlas of Aviation (Dana Bell – HarperCollins Books, 2008)

*Turkish Military Aircraft Since 1912 (Ole Nikolajsen – Scramble Dutch Aviation Society, 2005)

*Modern Hava Sistemleri (Editör: Sami Atalan – Esen Ofset, 2010)

*www.flyingmag.com

*dc3history.org/home.html

*www.thisdayinaviation.com

*www.smithsonianmag.com

*www. airfactsjournal.com

*www.warhistoryonline.com

*www.vintagewings.ca

*www.aviationexplorer.com

*www.airliners.net

*www.popularmechanics.com

*www.wikipedia.org


E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR    Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
 

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
 
   
 
Veteran
19 Aralık 2022 Pazartesi 10:43
Bu tür listelerde genellikle uçulan tipler öncelikli yer almasına rağmen genel havacılık uçakları hariç hakkaniyetli gerçekleştirilmiş. Tebrikler.
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
Meraklı
17 Aralık 2022 Cumartesi 09:55
Listede acaba güneş pilleriyle çalışan elektrikli uçaklar olsa mıydı?
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
Elpida
13 Aralık 2022 Salı 18:05
Çok özenle hazırlanmış liste. Tebrikler, benim listemde Rutan Voyager'da bulunuyor:))
Katılıyorum  Katılmıyorum  
Puan verilmemiş
 
FACEBOOK YORUM Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
İbrahim Köktener
PEGASUS’UN FARKI
İbrahim Köktener
Engin Aksüt
KOKPİTTE TEK PİLOT
Engin Aksüt
Osman Gazi Baykal
HAVACILIK ŞİİRLERİ-III
Osman Gazi Baykal
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
HAVACILIKTA YAPAY ZEKÂLAR
Prof. Dr. Muzaffer Çetingüç
Tuğba İncel
GERMANWINGS KAZASI DAVASI SÜRÜYOR
Tuğba İncel
Faruk Sayılır
UCUZ HAYATLAR
Faruk Sayılır
ÇOK OKUNANLAR
  FOTO GALERİ
SİNGAPUR AIRSHOW-2020

SİNGAPUR AIRSHOW-2020

  VİDEO GALERİ
ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

ENGELLERİN AŞILDIĞI HAVALİMANI

  GÜNÜN MANŞETLERİ
 
KAÇAK ALTIN OPERASYONU
İGA'DA ÜCRETSİZ İNTERNET İŞ BİRLİĞİ
KOALİSYONUN İLK HAVAYOLU
KAR ALTINDA KORE
İFLAS EDİYORLAR
İSG CEO'SU İSTİFA ETTİ
THY'DE SEFER İPTALİ
İGA'DA 'ELBİSE-İ HÜMAYUN'
THY'DE 'YÜZ TANIMA' SİSTEMİ
CARGOJET UÇAĞI PİSTTEN ÇIKTI
 
  UÇUŞ BİLGİLERİ
İç Hatlar Dış Hatlar
Geliş Gidiş Geliş Gidiş
  İstanbul Havalimanı
  Sabiha Gökçen
  Ankara
  Antalya
  HAVA DURUMU
  İstanbul
Perşembe Cuma Cumartesi
24 / 28 °C 24 / 30 °C 23 / 29 °C
  ARŞİV
 
   
 
 
UNUTMAYACAĞIZ...
 
Onur Güntürkün
 
 
UNUTMAYACAĞIZ…
 
Ünal Başusta

  •Künye
  •İletişim
  •Havacılık Haberleri
  •Röportaj
  •Türkiye'den
  •Dünyadan
  •Seyahat Rotası
  •Havacılık
  •Uçuş Eğitim
  •Havalimanları
  •Göklere Veda
  •Havacılık Emekçileri
  •Havacılık
  •Reklam Videoları
  •Röportaj
  •Video Haber
  •Baykar
  •DHMİ
  •rota
  •savunma
  •Eskişehir