“Antik Yunanda en azından yirmi yılda bir savaş olması, her neslin savaşın nasıl bir şey olduğunun bilinmesi gerektiği söylenirdi. Bize gelince, savaşı unutmak zorundayız. Bu kanlı saçmalığa bir daha hiç bulaşmamalıyız.”
John Steinbeck
A) Tarihte havadan saldırı ilk kez gündeme, Trablusgarp savaşında -çok etkili olmasa da- gelmişti. I. Dünya savaşı ve onun içerisinde Çanakkale ile Avrupa’nın Batı Cephesinde şehirler, kasabalar, köyler ilk kez ciddi olarak uçak bombalarıyla tanışırken İstanbul ve İzmir de aynı akıbete uğramıştı. Aynı savaşta İngiltere kentlerinin havadan bombardımanı iki Alman zepliniyle 1918’de olmuştu. Fransa ise yakınlığı nedeniyle Alman uçaklarıyla hemen tanışmıştı... Savaşın ardından İngilizler Irak, Afganistan, Güney Yemen’de başkaldıran yerli kuvvetlere karşı uçakları bomba, makineli tüfek ve meşhur zehirli hardal gazını kullanarak yaygınlaştırmışlardı. İspanya iç savaşında uçağın durumu iyice kesinlik kazanarak askeri stratejilerde yerini almıştı. Yine 1937 yılında Asya’nın doğusunda II. Çin-Japonya savaşında bu kez Çin’in Şanghay, Pekin ve Ganzau, Tianjin kentleri bombalanmıştı.
II. Dünya Savaşında Alman Hava Kuvvetleri Polonya, Hollanda, Kuzey Fransa, İngiltere ve Rusya’ya yoğun havadan bombardıman saldırısında bulundu. Almanlar, İngiltere halkı üzerinde korku, panik ve sinir yorgunluğu yaratarak ülkeyi çökertme amacını güdüyorlardı.
1942 yılından itibaren dengeler değişmişti: İngiliz ve Amerikan uçakları başta Berlin olmak üzere belli başlı Alman kentlerine gece saldırılarına başladılar. Bunda amaç askeri taktik amacından çok Alman halkının moral yapısını ve sanayi üretimini çökertmekti. Örneğin 30 Mayıs 1942 tarihinde 1046 müttefik uçağı bir gecede Köln’ü bombaladılar. Benzer saldırılarda Hamburg’ ta 45 bin kişi, Dresden’de ise 25 bin (Daha sonra kayıplar 100 bine ulaşmıştı) insan ölerek -acıklı bir intikam hareketine- Almanların verdiği sivil kayıplardı. Elbette Japonya’nın klasik bombardımanlar ve atom bombaları karşısında sivil kayıpları çok daha korkunçtu. Örneğin Mart 1945’te Japonya’nın dört büyük kentine bir hafta süren Amerikan uçaklarının yangın bombası saldırıları 150 bin kişiyi öldürmüştü. Özellikle ikinci atom bombasının Pearl Harbour baskının intikamı olarak yorumlayanların sayısı gün geçtikçe artmaktadır.
1950-1953 yılları arasında süren Kore savaşında Kuzey Kore kentleri havadan bombardımanlara maruz kalmışlarsa da kayıpların net sayısına hiçbir zaman ulaşılamadı. Benzer şekilde Vietnam savaşında da özellikle Kuzey Vietnam ve Kamboçya’da sivillerin kayıplarıyla ilgili kesin bilgiler olmadı. Ancak savaştan sonra askeri uzmanlar ve tarihçiler, Amerikalıların halı bombardımanıyla sivil halkın moralini etkileyemediğini belirtmişlerdi.
Keşmir, Irak, Afganistan, Yemen, eski Yugoslavya, Gazze, Suriye vb. bölgelerdeki çatışmalarda hava saldırılarından siviller çok fazla etkilenmişlerdi...
Eskiden klasik bombalar uçaktan atıldığı için alarm verilmesiyle saldırının bitmesi arasındaki süre kısaydı. Oysa yakın zamanlarda demet (cluster) tipi vb. özel bombalar saldırı süresini uzatırken, masumlar üzerindeki tahrip etkisini daha yıkıcı kılmaktadır. Günümüze değin dünyanın çeşitli bölgelerinde sivillerin hava taarruzlarından etkilendiği çok fazla miktarda çatışmalar olmuştur. Bunun daha uzun süre devam edeceği maalesef kesin gibi görünmektedir. Artık sivillerin cepheden uzakta ve güvende durumları çok geride kalmıştır. Günümüzde sivillerin hava saldırılarından etkilenmelerinin boyutu çok artmış, neredeyse kaçacak hiçbir delikleri kalmamıştır. Gelecekte insansız hava araçlarının durumun vahametini arttıracağı öngörülmektedir…
******
Shell Shock: I. Dünya savaşında askerlerin uzun süreli bombardıman veya ateş altında kalarak yaşadıkları çaresizlik duygusuyla gelişen psikolojik travmaya verilen özel isimdi. Daha sonraları cepheden dönen askerlerin boş bakışları için kullanıldı. Günümüzün tıbbi literatüründe kullanılmayan bu deyim, yeniden bazı makalelerde aynı nedenlerle benzer tepkiler gösteren siviller için yeniden kullanılmaya başladı.
Devam edecek…