“Dünyanın her yeri evime yakın”
Gündüz Vassaf
Sözlük anlamı olarak yolcu, yola koyulmuş, yolculuğa çıkmış ya da çıkmaya hazırlanan kişi olarak tanımlanmıştır. Argo olarak iyileşmesi umutsuz ağır hasta, Anadolu’nun bazı yörelerinde doğacak çocuk için böyle ünlendiği de olmaktadır.
En eski gökyüzü yolcuları, balonla başlamış daha sonra zeplinde devam etmişti: 19 Ocak 1784 tarihinde Fransa’nın Lyon kentindeki deneme/gösteri uçuşunda iki yolcu zorla, başka birisi de son anda sepete atlayarak balonla seyahat etmişti. Ticari olmayan uçakla ilk hava yolculuğu 14 Mayıs 1908'de Orville Wright’ın Flyer-III isimli uçağıyla yapılmıştı: Uçağı ağırlıkla denemek isteyen Wright Kardeşler, aynı uçağa birlikte binmek istemedikleri için teknik yardımcıları Charles Furnas’ı uçurmuşlardı. Aynı senenin sonunda Milano’da da bir yolcu uçakla uçurulmuştu… İlk uçak kazasında ölen yolcu, Orville Wright’ın Amerikan Deniz Kuvvetlerine satış için yaptığı gösteri-deneme uçuşunda uçağına aldığı Teğmen Thomas Selfridge olup, uçuşta geçirdikleri kaza sonucu ertesi günü ölmüştü.
İlk tarifeli havadan yolcu taşımacılığı 16.10.1909 tarihinde Graff von Zeppelin’in kurduğu Deutsche-Luftschiffarts AG şirketinde, zeplinle yapılmıştır. Uçakla ilk ticari yolcu taşımacılığı 1 Ocak 1914'de Amerika’nın Florida eyaletinde, St. Petersburg-Tampa kentleri arasında yapılmıştı. St. Petersburg-Tampa Airboat Line şirketi tarafından yapılan uçuşta tek yön bilet ücreti 5US$ olup uçakta sadece bir yolcu taşınabiliyordu. İlk uluslararası ticari uçuş, İngiltere ile Fransa arasında 25 Ağustos 1919'da yine tek yolcuyla gerçekleşmiş, sonraları uçağın kapasitesi olan yedi yolcuya kadar çıkmıştı. Uçuşlarda yolculara kalın palto, uçucu gözlüğü, başlık, sıcak su şişeleri gibi soğuk için gerekli malzemeler dağıtılmıştı. 1914 yılında Rusya’nın St. Petersburg kentinde Sikorsky II Muromets tipi uçakta gövdenin üzerinde ve ayakta iki yolcu uçmuştu! Bizde ise ilk kadın yolcu olarak Belkıs Şevket Hanım, 30 Kasım (bazı kaynaklarda 1 Aralık olarak geçmektedir) 1908'de Fethi Beyle İstanbul’da uçmuştu. 1950'lerde turbo-prop ve jet uçaklarının çağı başladığında yolcuların genel uçuş korkusu sürmekle birlikte fiyatların ucuzlaması, uçuş zamanlarının hıza bağlı olarak azalması, şirketlerin yeniden yapılanması, reklamlar, uçak içi konforun artması gibi faktörler uçak yolculuğunun cazibesini arttırmıştı…
Günümüzde havayolunda gerçekleşen ve tahmin edilen bazı yolcu değerleri şöyledir:
Tüm dünyada havayolu yolcusu:
1990 1.2 milyar
2010 2.7 milyar
2030 30 milyar
Tüm dünyada havadan uçulan mesafe:
1990 2.032.534.885.000 km
2010 4.845.644.203.000 km
2030 13.572.629.584.200 km
Tüm dünyada toplam uçuş sayısı:
1990 14.8 milyon
2010 26 milyon
2030 48.7 milyon olarak tahmin edilmektedir.
1/ YOLCULUK NE ZAMAN BAŞLAR?
…Orada yıldızlar gördük
Ve dalgalar, kumları gördük
Ve onca krize ve umulmadık felakete rağmen
Burada sıkıldığımız kadar sıkıldık.
Charles Baudelaire (Yolculuk şiirinden)
Zorunluluklar dışında bilgilenme, heves ve bir yerlere gitme kararının verilmesiyle başlar yolculuk elbette. Ama bu aşamada en zoru şaşırtarak kandırmacalı, karmaşık adım, uçak bileti almaktadır: Kâğıt biletten e-bilete geçiş neredeyse tüm dünyada tamamlanmıştır. Hele internetten kendiniz (günümüzde bilet satışlarının yüzde 98'i sanal ortamdan yapılmaktadır) bunu başaracaksanız, havayolu şirketlerinin web sitelerindeki birçok parasal tuzakları güvenle savuşturmak zorundasınız. Koltuk seçimi, bilet-rezervasyon esnekliği, ekstra bagaj, yemek seçenekleri, seyahat sigortası, telefonla (SMS) geri bildirim, otel rezervasyonu, araba kiralama gibi paralı eşikleri atlamak kolay değildir. Özelikle Low-cost (ucuzcu) havayolları bu konuda çok çetrefilli web-sayfa düzenlemeleri ile deneyimsiz yolculardan para kazanma konusunda ciddi tuzakları vardır.
Öte yandan kitlesel boyutlara ulaşan hava yolu taşımacılığı beraberinde birçok sektörü de harekete geçirmiştir. Özellikle paket tur düzenlemelerinde minimum konaklama için istirahat sürelerinde havayolu ulaşımı gerçekleştirilmektedir. Transferlerde tarih-saat değişikliğinden programı tam algılayamayan yaşlı, hasta veya farklı kültürlerdeki yolcuların durumları daha da vahim olabilmektedir.
2/YOLCU TİPOLOJİSİ-PROFİLİ:
“Turist karıştırır, gezgin ayrıştırır”
Michel Onfray
Belli bir yere gitme isteğinin altında -iş ve zorunluluklar hariç- kendi bulunduğu noktadan uzaklaşma güdüsü, yolculuğun başlangıcını ateşleyen önemli faktörlerdendir. Burada olmamak, aidiyetsizlik, yolda olma düşüncelerine ilaveten kapitalizmin reklam dayatmalarından özgür olmak için tatile çıkma (!) gibi mottolar da etkendir. Kimileri için gitmek, var olmaktır!
Yolculuğa karar vermede bazen farklı iklim, diğer kültürleri tanıma isteğini uyandıran albenili reklamlar -basılı, görsel, elektronik ortamlar- rol oynayabilmektedir. Yeterince bilgilenmeden, istekleri paylaşmadan birlikte gidilen yerlerde hayal kırıklığına uğrama riski her zaman vardır. Çünkü beklentilerle sunulanlar arasındaki farklılıklar, gerçeklik ilişkisinde mutluluktan-uyumsuzluğa kadar uzanan yelpazede yerini alabilir. Havayolu yolcularından işadamları, akademisyenler bazen programları elverdiğince tatilcilerin gezi paternlerine de katılabilmektedirler.
Yola koyulmak, yolculuk yapmak insanın biyolojik dengelerini değiştirebilmektedir: Çok hızlı başka yere varmak, yeni iklim, flora, fauna, beslenme farklılıkları önemli etkenlerdendir. Eskiden seyyah ile turist arasındaki ayrım, bugün tatilciler kategorisi içinde birleşmiştir: Çünkü görmeniz ve görmemeniz gerekenlere önceden karar verilmiştir. Dolayısıyla tatilciler (yolcular) buna uymayı genelde garantilerler. Bu kararı almada kapitalizmin türlü oyunları (en başta reklam, basında manipülatif haberler, sahte kanaat önderlerinin fermanları vb.) önemlidir. Öte yandan ülke/bölgeye göre değişiklikler olsa da havaalanındaki yolcuların yüzde 70'i tatil-keyif amacıyla bulunmaktadırlar. Ortalama erkek uçak yolcu sayısı kadınların iki, bazı ülkelerde üç katına çıkabilmektedir.
Uçak yolculuğu ve havaalanları bizi bencilleştirip diğer insanlara yabancılaştırmaktadır. Terminalde yolcular arasındaki en önemli birliktelik şirketlerin rötarları, sefer iptalleri vb. durumlarda gerçekleşebilmektedir. Terminalde beklerken, kalabalığa ait olma duygusu yolcuyu genelde yalnızlığa büründürmesine rağmen, ara sıra yabancılarla anlık kısa sohbetlere yöneltebilmektedir. Yabancılık, bir daha karşılaşmama güvencesi önemli faktördür. Bazen de birlikte olduğu kişilere daha yakınlaştırabilmektedir.
Yolculuklar düşünceleri de harekete geçirebilir: Havadaki uçak bizi kendimizle konuşmaya yöneltebilir. Pencereden görebildiğimiz manzara ile aklımızda gidip gelen düşünceler arasında farkında olmadığımız bağlar, bizi kısa süreli duygusal derinliklere götürebilir.
Uçağın kapıları kapatıldıktan sonra tanımadığımız kişilerle ortak mekânı aynı zaman diliminde paylaşırız. Kişilere bağlı olarak bazen bir ilişkiler zincirini de beraberinde getirebilir. Konuşabilir, duygudaşlık kurabilir, komplekse girmeden (veya tam tersi) hayatımızın bölümlerini anlatabiliriz. Bu atmosfer, felsefede bir şey(ler)e sürüklenmiş insanların “kendini bırakma duygusu” olarak adlandırılmaktadır. Sözcüklerin güçlerini yitirmesi, evini terk etme durumunda belirsiz bir dünyaya varmanın doğurduğu kaygıyı telafi etme girişimi olarak açıklanmaktadır.
Uğurlayanlarla uğurlananlar arasında bir eşitsizlik vardır: Gidenlerde hafif mağrur yüz ifadesi, bazen şaşkınlık ve heyecan, kalanlarda hüzün ve burukluk hâkimdir.
Dönüşlerde gezide yaşananlar, bildiğe ulaşmanın konforuyla abartılarak anlatılır. Bellek güzellikleri saklarken, kötü anılar ya silinir ya da bilinçaltının en ücra köşesinde unutulmaya terkedilir...
Bir de Amerika’da yaşanan 11 Eylül olayından sonra tüm dünyada yürürlüğe giren kural tanımaz (itaatsiz) yolcu tipi vardır. Çeşitli nedenlerle (başta psikolojik sorunlar) uçuş güvenliğini tehlikeye sokan veya uçuş ekibi ile çevresindeki yolculara şiddet gösteren davranışlarda bulunan yolcular için tüm ülkeler ve havayolları şirketlerinde çeşitli önlemler getirilmiştir. Kural tanımaz yolcular alkol, nikotin veya madde bağımlılığı başta olmak üzere maço, züppe, anti-sosyal vb. kişilik özelliklerinin yanısıra bazen de siyasal bir eylemin parçası olarak saldırganlığa varan itaatsizliğe yönelebilmektedirler. Genellikle uçak yerdeyken bu tür davranışta bulunan yolcu(ları)yu indirmek, uçuşta ise para cezasıyla iniş sonrası kolluk kuvvetlerine teslim edilmesi gibi kurallar sıklıkla uygulanmaktadır. Daha ileri boyutlarda yolcuyu bir tür kelepçeyle etkisizleştirmek ve/veya en yakın-uygun meydana inip, kural dışı yolcuyu uçaktan indirmek gibi önlemler de vardır.
Devam edecek...