Geçen yazımda THY’nin çok beğenilen, izlenme rekorları kıran reklamını konu etmiştim. Bu yazımda da son dönemde televizyon reklamları arasında dikkatimi çeken bir başka reklamdan söz edeceğim. Bir konut projesinin reklamı… Projenin “yeni yapılacak havalimanına yakınlığı” özellikle vurgulanıyor: “Yeni İstanbul’un giriş kapısı… 3. havalimanına, TEM’e, Olimpiyat Parkı’na, Metro’ya 5 dakika mesafede… Ağustos’ta teslim…” Herkes bilir ki, gelişmiş ülkelerde havalimanları çevresinde yapılaşma olmaz, olmasına da asla müsaade edilmez. Bunun en önemli nedeni uçuş güvenliğidir. Ayrıca havalimanlarına yakınlaştıkça emlak değer kaybeder. Zaten öncelikle gürültü gibi çeşitli olumsuzluklardan ötürü insanlar havalimanı yakınlarında ikamet etmeyi tercih etmez. Ancak biz tersine giden bir toplum olduğumuz için nerede havalimanı varsa oranın çevresi hesapsızca işgal edilir, gerek legal, gerek illegal usullerle mantar gibi biter irili ufaklı binalar… Uçuş güvenliği derseniz, hiç kimsenin umurunda değildir. Esas olan ranttır!
3. havalimanının temelinin Mayıs ayı içinde atılacağı söylenirken, konut projesinin reklamına bakılırsa; havalimanına 5 dakika mesafede yapılan konutlar Ağustos ayında teslim edilecek bile… Ne diyelim, atı alan Üsküdar’ı geçmiş!..
Geçen yıl bu konuda yazdığım bir yazıyı hatırladım. (3. HAVALİMANI+KÖPRÜ=RANT) 2013 yılı başında DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal’ın yaptığı yıllık değerlendirme toplantısında yine aynı konu gündeme gelmiş ve yeni havalimanı çevresindeki “yapılaşma riski”ni sormuştum. Birdal, bir bürokrat olarak olması gerekeni işaret etmiş, bu konuda ilgili kurumların ve belediyelerin mutlaka önlem alacağını, böyle bir duruma müsaade edilmeyeceğini söylemişti. Ancak zaman içinde gelişmeler gösterdi ki, kural değişmiyor. Rant varsa, gerisinin bir önemi yoktur! İlla ki yapılan hesap kitabına uydurulur.
Değişmeyen formülü bir kez daha yineleyelim: 3. (Havalimanı+Köprü)=Rant
Aydınlık günler dileğiyle…