D) AY’A YOLCULUKLAR:
“Soğuk savaş boyunca Amerika ve Sovyetler Birliği arasında hiddetli bir uzlaşmazlık ve rekabet söz konusu olmasaydı, insanın Ay’a ulaşması bu kadar erken gerçekleşemezdi”.
Bernd Brunner
İnsanların Ay’a gitmek istemelerinin çeşitli nedenleri vardır. Süper güçlerin stratejik üstünlük çabaları bir yana, evreni başka bir açıdan inceleyecek istasyonun kurulması, jeologların Ay yüzeyi ve tabakalarını inceleyerek güneş sistemi, galaksiler ve samanyolunun oluşumu hakkında ipuçları arayışları başta gelmektedir.
İnsanların Ay’a ulaşabilmelerinin baş mimarı Werner von Braun basın ve diğer medya organlarında astronotlar kadar ilgi görmemişti. Aslında Hitler’in gözde mühendisi, SS üyesi olup Ay’ın fethinden önce Nazi Almanya’sının Avrupa’yı füzeleriyle ele geçirme çabalarının başında gelenlerdendi. II. Dünya savaşının son günlerinden itibaren Amerikan ve Rus istihbaratçıları arasında, Alman füze-roket bilim adamları ile belge-bilgi paylaşım savaşı yapmışlardı. 1950’lerin sonunda uzay yarışındaki Rus öncülüğü üzerine ABD kamuoyunda “Onların Almanları bizimkilerden daha iyi” yakınmaları yer almıştı.
4 Ocak 1959’da Sovyetler Birliği’nin Lunar-1 uydusu Ay’a 5995km yaklaşarak ilk kez bu derece Ay’ın yakınından geçen araç olmuştu. 14 Eylül 1959’da Rusların 400kg lık uydusu Luna-2, Ay’a (çarparak da olsa) ulaşan ilk araç olmuştu. 4 Ekim 1959’da havalanan Luna-3 Ay’ın görünmeyen (karanlık yüzü) yanının fotoğraflarını ilk kez çekmişti.
ABD’nin Ay’ın karanlık yüzeyini fotoğraflamak için 1962’de gönderdikleri Ranger-4 uydusu hiçbir çekim yapamadan yüzeye çarpmıştı. Amerika, 31 Temmuz 1964’te insansız hava aracı Ranger-7’yi Ay’ın “Mare Cognitum” bölgesine indirmişti. Bu seferde Ay yüzeyinin oldukça ayrıntılı fotoğrafları çekilmişti. Nasa, takiben yine insansız Ranger-8, Ranger-9 seferleriyle araştırma uçuşlarını Ocak 1968’de tamamlarken Ay’a beş iniş gerçekleştirmişlerdi. Bunlar insanlı aracın Ay’a inişi için yüzey fizibilite çalışmalarının yanısıra, insanlı aracın inişini yavaşlatarak yüzeye sağlam inişi ve ardından kalkışı gerçekleştirecek roket motorlarını da test etmişlerdi. Bu arada uzay yürüyüşü, iki uzay aracı arasında kenetlenme, takip gibi konularda gelişmeleri sağlayan Gemini Projesi de devreye sokulmuştu. Ranger ve Gemini projeleriyle birlikte 1964-1967 yılları arasında Ay’ı daha iyi gözlemleyip haritalandırmak, Ay etrafındaki yörüngelerin hassasiyeti vb. konuları incelemek için Lunar Orbiter projesi içinde beş Ay seferi yapılmıştı. Bu seferlerde Ay’ın yüzde 99’u fotoğraflanarak haritalandırılmıştı. Bütün bu projelerden sonra insanlı Ay uçuşu için Apollo programı geliştirilmişti.
1966 yılında Luna-9 aracı Ay’ın yüzeyine yumuşak iniş yaptıktan sonra dünyaya canlı resimler iletmişti. Bu sefere kadar Ay yüzeyinin yumuşak mı, katı mı yoksa tozla mı kaplı olduğu tam bilinmiyordu. Aynı yıl Luna-10 Ay’ın çevresinde yörüngeye ilk kez giren uydu olmuştu.
23 Nisan 1967’de Ruslar, Ay’a inmek için geliştirdiği üç kozmonot taşıyabilen Soyuz-1 kapsülü, yörüngedeki 15 turun ardından dünyaya dönüşlerinde paraşütleri açılmamıştı. Soyuz-1 yere çakılırken içindeki üç kozmonot ölmüştü. ABD-Rusya arasındaki Ay’a ilk insanlı iniş yarışında, Ruslar, N-1 roketlerinin denemelerinde peş peşe yaşanan başarısızlıklar üzerine yarışa son vermişti.
24 Aralık 1968’de Ay’ın yörüngesine giren ama yüzeye inmeyen ilk insanlı uzay aracı Apollo-8 olmuştu. Araçtaki üç astronot Ay’ın arka yüzünü gören ilk insanlar olmuştu.
Mayıs 1969’da Apollo-10 uçuşunda Ay’a iniş için tüm sistemler test edilmiş, kenetlenme-çözülme vb. yapılması gereken tüm manevralar (Ay’a iniş hariç) denenmişti.
Apollo-11 uçuşunda Ay’da yürümek hedefin yarısı olup, sağ salim dünyaya dönmek de diğer yarısıydı. Ay’a uçuş için komuta kontrol ve hizmet modülü üç ana bölümden oluşuyordu:
- Komuta kontrol modülü: Ay yörüngesinde üçüncü astronotun burada kalacağı ve dünyaya dönüş modülü ile Ay’dan dönüş modülünün kenetlenme tünel sistemi vardı. Dünyaya dönüş rotasında terk edilecekti.
- İniş ve Dönüş olmak üzere iki bölümden oluşan Ay modülü: Atmosfersiz ortamda uçacağı için ısı kalkanı yoktu. Bu da ağırlığın azaltılmasında önemli bir faktördü. Dönüş yolculuğunda Ay’dan havalanırken iniş ayakları, merdiven vb. elemanları orada bırakacaklardı.
- Dünyaya dönüş modülü: Kesik koni şeklinde olup atmosfere girişte oluşan yüksek ısıdan korunmak için ısı kalkanları mevcuttu. Ayrıca okyanusa inişte kullanılacak olan üçü pilot, üç ana paraşüt ile bunları çalıştıracak iki paraşüt motoru vb. elemanlar vardı.
16 Temmuz’da dünyadan ayrılıp 20 Temmuz 1969 günü Apollo-11 uzay aracındaki (Apollo uçuşlarının beşincisi) Neil Armstrong, Edwin Aldrin ve Michael Collins ekibinden Neil ve Edwin, modülle Ay’a iniş yapmışlardı. Ay’ın yüzeyinde yaklaşık iki saat keşif, araştırma görevini tamamladıktan sonra tekrar havalanarak ana kontrol aracına kilitlenmişlerdi. Sekiz gün süren Ay yolculuğunda yaklaşık 800.000 km yol kat etmişlerdi. Apollo-11, Satürn-V roketiyle dünyayı terk ettikten sonra Ay’ın yörüngesine oturtulan komuta kontrol ve hizmet modülü Columbia’dan ayrılan iniş modülü Eagle (kartal) ile iki astronot yüzeye –oturuş noktasında biraz ikircikli olsa da- iniş yapmışlardı. Ay’a inişe birkaç kilometre kala modülde arıza ikaz lambaları yanıp sönerken sesli ikaz vermişti. Bilgisayardan gelen arıza kodu, dünyadaki eğitimlerinden farklı olunca astronotlar Houston’a danışmışlardı. Arıza, modül bilgisayarının aşırı yük altında olduğunu belirtince, NASA’dan gelen göreve devam komutuyla N. Armstrong otopilottan çıkıp aracı kendi kontrolünde uçurarak iniş yapmıştı. Üçüncü astronot M. Collins, kumanda-kontrol modülünde ve Ay’ın çevresinde 111km yükseklikteki yörüngede kalmıştı.
Programa göre iki astronot Ay’a inişten sonraki on saati uyuyarak geçirmeleri gerekirken heyecandan bu dinlenme süresinden vaz geçip 12 dakika sonra Ay’da yürüyüş için modülü terk etmişlerdi. Nasa ilk inişte, Neil Armstrong’un Ay yüzeyindeki yürüyüşünü Ay modülünden en çok 60 metre uzaklaşacak şekilde sınırlamıştı.
Astronotlar, Ay yüzeyinde yürüyüş ve modülde istirahat süreleri dâhil yaklaşık 22 saat geçirdikten sonra kontrol modülüyle buluşmak üzere tekrar Eagle ile havalanmışlardı. Başarılı birleşmenin ardından uçuşlarına devam eden ekip, Ay ve hizmet modüllerini uzaya bıraktıktan sonra kumanda modülüyle atmosfere emniyetle girip, ardından okyanusa iniş yapmışlardı.
Apollo-11’den sonra biri olaylı (Apollo-13 uçuşunda oksijen tüpü patlayıp servis modülünün hasarlanması üzerine Ay çevresinde dolaşıp dünyaya dönmüşlerdi) hariç ABD, insanlı altı sefer daha gerçekleştirmişti.
Edwin Aldrin Ay’a iniyor
Apollo-15 den itibaren Ay görevlerinde “ay taşıtı” denilen ve azami hızı 13km/saat olan elektrikli arabalar kullanılarak astronotlar daha geniş alanlarda araştırmalar yapabilmişlerdi. Apollo-13 hariç gerçekleştirilen altı Apollo seferinde toplam 12 astronot Ay yüzeyinde yürüyerek çeşitli araştırmalar yapmışlardı. Son Apollo-17 seferi ise 7 Aralık 1972’de yapılmıştı. 14 Aralık 1972’de Eugene Cernan –şimdilik- Ay’da yürüyen son insan olmuştu.
Eylül 1970’de Ruslar Ay’ın yüzeyine Luna-16 insansız uydusunu göndermişti. Toprakta çukur açıp dünyaya küçük toprak örnekleriyle geri dönmüştü. Kasım 1970 tarihinde Luna-17 uydusu Ay’a bu kez tekerlekli taşıtı götürmüştü. Lunokhod adı verilen taşıt Ay’ın yüzeyinde dolaşarak daha geniş alanlarda incelemeler yapmıştı.
1990 yılında Ay yüzeyine araç indirme teşebbüsünde bulunan üçüncü ülke Japonya idi. Ancak Hiten isimli uydu arızalanınca görevini tamamlayamamıştı.
Kasım 2004’te Avrupa Uzay Ajansı (ESA) Smart-1 isimli uyduyu Ay’ın yörüngesine sokarak x-ışınları ile kızılötesi dalga boylarının ölçümleriyle görüntüleme yapmıştı. Ardından Ay’ın yüzeyine bilinçli olarak çarptırılarak toz bulutu ve çarpma krateri incelenmişti.
Çin Halk Cumhuriyeti Ekim 2007’de Chang-1 isimli uydusunu Ay’ın çevresinde yörüngeye sokmuştu. 16 ay boyunca yörüngede dönen uydu bilinçli olarak yüzeye çarptırılmıştı. Çin, Ekim 2010’da Chang-2 uydusunu Ay’a yollamıştı. Aralık 2013’te bu kez Çin Chang-3 uydusunu Ay yüzeyine yumuşak iniş yaptırmıştı. Ardından Chang-4 uydusu 3 Ocak 2019 günü Ay’a iniş yapmıştı.
Ekim 2008’te Hindistan Chandrayaan-1 isimli uydusunu Ay’a göndermişti. Bir ay boyunca yörüngede kalan uydunun içinden bir parça Ay’ın yüzeyine çarptırılmıştı. Bu seferde ilk kez Ay toprağındaki su moleküllerinin varlığı keşfedilmişti.
ABD 1994 ve 1997 yıllarında Ay’a iki araştırma uydusu yollamıştı. Haziran 2009’da Ay’a LRO (Lunar Reconnaissence Satellite) ve LCROSS (Lunar Crater Observation and Sensing Satellite) uyduları Ay’ın hassas topografik haritalarını çıkartma ve suyla ilgili araştırmalar yapmıştı. NASA Ay’ı araştırması için Grail-A ikiz uydularından ilki 31Aralık 2011’de yörüngesine girerek araştırmalarına başladı. Takiben 1 Ocak 2012’de Grail-B ikiz uydusu da Ay yörüngesine girerek görevine başlamıştı.
F) İLGİLENENLER İÇİN NOTLAR:
*1967 yılında ABD, İngiltere ve Sovyetler Birliği Dış Uzay Antlaşmasını imzalamışlardı. Buna göre Ay, “Terra Nullis” yani kimseye ait olmayan yer olduğunu kabul etmişlerdi. 1979 yılında antlaşma daha kapsamlı hale getirilerek genişletildi: “Ay ve Diğer Gök Cisimlerindeki Etkinliklerinin Yürütülmesine Dair Sözleşme”, Ay’ın bütün devletler ve halkların yararına kullanılacağını, askeri amaçlar için bir deneme alanı olamayacağını belirtmektedir. Günümüzde bu antlaşmayı tanıyan ülke sayısı 100 kadardır. Ancak ABD başkanı Donald Trump’ın 6 Nisan 2020 günü imzaladığı kararnameye göre Ay ve asteroitlerdeki maden kaynaklarını, Amerikan kamu ve/veya özel sektörün her türlü arama, ürün toplama faaliyetlerini hükümetin destekleyeceği belirtilmişti. Bu girişimden diğer ülke ve ilgili kuruluşların memnun olmadıkları, uluslararası kamuoyunda hemen dile getirilmişti.
*Eğer ışık hızında (≈299.792.458m/sn) hareket edebilseydik, yeryüzünden Ay’a 1.28 saniyede varabilirdik.
*Ünlü şarkıcı Michael Jackson “Moon walk=Ay Yürüyüşü” isimli şarkısının klipinin koreografisinde, astronotların Ay’daki hareket biçimlerinden ilham aldığını açıklamıştı.
*Dayton’daki ABD Hava Kuvvetleri Müzesi ile yapılan antlaşma ile Wright Kardeşlerin uçağının sol pervanesinden alınan parça ile üst sol kanattan alınan kumaş parçası (20X33cm) N. Armstrong Apollo-11 ile Ay’a götürmüştü.
*NASA, 2020 sonuna kadar ticari Ay taşımacılığını başlatmayı planladıklarını ayrıca 2024 yılında Ay’a insanlı uçuş hazırlıklarına başlandığını bildirmişti. Ancak coronavirüs salgını nedeniyle tüm çalışmaların şimdilik askıya alındığını açıklamıştı.
Faydalanılan Kaynaklar:
*Türk Mitolojisi (Pertev Naili Boratav - Bilgesu Yayıncılık, 2012)
*Larousse Semboller Sözlüğü (Bilge Kültür Sanat, 2014)
*Türk Mitolojisi (Necati Gültepe – Resse Kitabevi, 2015)
*İnka, Maya ve Aztekler’de Semboller (Heike Owusu – İlya Yayınevi, 2004)
*Semboller ve İşaretler (Alfa Basın Yayın, 2014)
*Türk Mitolojisi Ansiklopedisi Cilt I-V (Deniz Karakurt – e-kitap, 2014)
* Kâşgarlı Mahm?d Kitabı (Editör. F. Sema Barutçu Özönder – T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 208)
*Yunan ve Roma Mitoloji Sözlüğü (Pierre Grimal – Sosyal Yayınlar, 1997)
*Uzay Bilgisi (William J. Weiser – Varlık Yayınları, 1964)
*Ay’a Seyahat (Gökhan Akçura – Everest Yayınları, 2005)
*Geyikli Park (Sunay Akın – İş Bankası Kültür Yayınları, 2013)
*Ölesiye Seyahat (Enis Batur – Alakarga Yayınları, 2013)
*Ve Günler Yürümeye Başladı (Eduardo Galeano – Sel Yayıncılık, 2012)
*İnsanoğlunun Uzay Macerası (Ali Çimen – Timaş Yayınları, 2005)
*Yuri Gagarin (Turan Tektaş - Parola Yayınları, 2019)
*NTV Tarih Dergisi (Sayı:6 Temmuz 2009)
*Ay’da İlk İnsan (James R. Hansen – Salon Yayınları, 2018)
*Uzay: Bir İnsanlık Serüveni (Fuat İnce – Nobel Akademik yayıncılık, 2015)
*Ay’ın Kısa Tarihi (Bernd Brunner – Bilim ve Sanat yayınları, 2019)
*Sultan ve Müneccimi (R. Hakan Kırkoğlu – Doğan Kitap, 2017)
*Anadolu Halk Takvimi (Ergün Veren – Doğan Kitap, 2019)
*Gökyüzü Düzen ve Karmaşa (Jean-Pierre Verdet – Yapı Kredi Yayınları, 2008)
*Astronomi (Stephen P. Maran – Nobel Yaşam, 2018)
*Kozmostaki Evimiz (Martin Rees – Say Yayınları,2019)
*Gezegenler (David A. Rothery – Dost Kitabevi, 2017)
*Dış Uzay (Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 2019)
*Uzay Ansiklopedisi (Mike Goldsmith – Tübitak Popüler Bilim Kitapları, 2013)