C) EDEBİYAT ve SİNEMADA AY’a YOLCULUK:
“Bu benim için küçük, insanlık için büyük bir adım.”
Neil Armstrong- Ay’daki ilk insan ve yürüyüşündeki sözleri
M.Ö. 2200 yılına ait Babil metinlerinde Etena’nın (yarı tanrı, Babil kralı) bir kartal sırtında Ay’a uçtuğu yazılıdır. Antik Yunan’da Ezop masallarında kahramanlar kartal ve b.k böceğinin sırtında Zeus’a uçarken Ay’a uğramışlardır.
Samsat’lı Lukianos’un M.S. 120 yılında Herodot ve Homeros’la alay etmek için yazdığı “Ikaromenipp” isimli kitabında Ay ve diğer yıldızlara yapılan yolculuğu anlatır. Lukianos ve elli arkadaşı bir teknedeyken amansız fırtınaya yakalanırlar. Rüzgâr onları gökyüzüne savurur. 79 gün boyunca uzayda dolaştıktan sonra 80’inci günde Ay’a ulaşırlar. Ona göre şaraptan ırmaklar, altı bitki gövdesi üst tarafı kadın olan bağlar, erkeklerin doğum yaptığı bir yaşam düzeni, ölüm yerine duman gibi havada erime, dev akbabalara at biner gibi uçan muhafızlar vb. ilginç ayrıntılar kitapta yer alır. Ayrıca Ay halkı dünyalıların yaptıkları her şeyi bir aynadan izleyebilmektedirler…
Firdevsi’nin 1010 yılında yayınlanan kahramanlık şiiri “Şahname”de sözlü olarak iletilen efsaneler Ay’a ve gökyüzüne yapılan olağanüstü yolculuğun konularına eklenmiştir.
İtalyan Ludovico Ariosto’nun 1516’da yazdığı “Orlanda Furioso” isimli kahramanlık şiirinde dört atın İngiliz Dükü Astolpho ve Evanjelist John’u Ay’a götürüşünü anlatmaktaydı.
Alman gökbilimci Johannes Kepler’in 1634 tarihli “Somnium-Rüya” isimli öyküsünde güneşten nefret eden ve geceleri yolculuk yeteneğine sahip bir ifrit (en kötü cin) dört saatlik bir yolculuktan sonra Volva’dan Ay’a ulaşır.
1638 yılında İngiliz yazar Francis Godwin “The Man in the Moon- Ay’daki Adam” isimli kitabında kuşlarla Ay’a yapılan ilginç yolculuğu anlatır.
İngiliz asıllı Murthay McDermont’tun 1728 tarihli “Ay’a Bir Gezi” isimli eserinde Tenerif’te kasırgaya yakalanan kahramanın dünyadan kurtulup Ay’ın çekim alanına girdikten sonra balık gölüne düşmesi gibi ilginç olayları anlatır.
1783’te Fransız Madam la Baronne de V. takma isimle yazılmış “Uçan Sarnıç” isimli eserde Ay sakinlerinin çok güzel ses, koku vb. özellikleriyle kusursuz varlıklar olduğunu belirtir. Dünyadan gelenleri önce temizleyip, sonra değişik duyguların yaşandığı karmaşık mağara sisteminden geçirdiklerini anlatır.
Rus yazar Vasili Levshin’in 1784 tarihli “En Son Yolculuk” isimli eserinde Ay’da ne bir hükümranlığın, ne de askerlerin bulunmadığını, tam bir eşitlik dünyası olduğunu anlatır. Yine Rus yazar Mikhail Chulkov’un “Kidal’ın Rüyası” isimli romanında (1789) Ay’ı cehennem-cennet ile kıyaslaması, tüm canlıların (insan, hayvan, bitki) orada uyum içinde yaşamalarını anlatan ilginç bir ütopyadır.
1856’da Fransız yazar Cyrano de Bergerac’ın yazdığı “Historie Comique des États et Empires de la Lune- Ay Devletlerinin ve İmparatorluklarının Komik Tarihi” isimli kitabında roman kahramanını fişeklere bağlı bir at arabasıyla Ay’a ulaştırır. Aynı dönemde bir İngiliz papazı Badwin “Ay’da İnsan” isimli kitabında, Ay’a yaban kuğularının çektiği bir salla ulaşma çabalarını anlatır.
1813’te Amerikalı yazar George Fowler’in “The Vision of Randaltus- Randaltus’un Rüyası” isimli eserinde çok özel bir bulutla kahramanın dünya sınırlarını terk ederek Ay’a ulaşmasını ve oradaki değişik yaşamları anlatır.
Amerikalı ünlü şair-yazar Edgar Allen Poe, 1843’te yazdığı “Hans Pfaal Diye Birinin Eşi Görülmemiş Maceraları” isimli kitabında kahramanını sıcak hava balonuyla Ay’a ulaştırmaya çalışmıştı. Dünyadaki alacaklılarından kaçıp Ay’da beş yıl geçirdikten sonra Rotterdam kentine affa uğrayıp uğramadığını öğrenmesi için Ay’lı birisini dünyaya gönderir. Ancak karşılıklı güvensizlik nedeniyle haberci bilgi edinemeden Ay’a geri döner…
Joseph Atterly takma adıyla Amerikalı George Tucker, 1837 de “Ay’a Bir Seyahat” adındaki romanında değişik bir Ay yolculuğundan bahseder. Lunarizm ismiyle yeni keşfedilen nesne sayesinde dünya terk edilip Ay’a gidilebilmektedir. Ayrıca hava boşluğundan geçmek için metalik ve fıçımsı biçimdeki bir araçla yolculuk yapılabilmektedir.
Fransız yazar Alexander Cathelineau’nun 1865 tarihli “Voyage A la Lune-Ay’a Seyahat” isimli romanında yaklaşık 15m uzunluğunda ve iki yolcunun oksijen gereksinimini karşılayan Teninsule isimli hava geçirmez test amaçlı uzay aracı, daha sonra yapılacak uzay gemisi Micromegas’ın temelidir. Kitapta Ay sakinleri tek dil konuşurlar ve bu müzikaldir. Ay’da savaş, cinayet, hastalık gibi kötü hiçbir şey yoktur. Adeta cennetten üstün bir cennettir. Sosyalizmi reddetmesine rağmen Ay sakinlerinin pek çok ortak görev ve sorumlulukları vardır. Ay’a gelen ziyaretçiler özde ölüp yeni bir bedende dirilirken dünya ile ilgili hiçbir şey hatırlamazlar.
Ay’a yolculuk öykülerinin en popüler yazarı Jules Verne’dir. Yazarın 1865’te yazdığı “De la Terre a la Lune-Ay’a Seyahat” ve 1869’da yayımlanan “Autour de la Lune- Ay’ın Çevresinde Seyahat” isimli kitapları çok ünlüdür. J. Verne Ay’a insan gönderirken döneminin geçerli bilimsel kaygıları (örneğin yerçekiminden kurtulmak için gerekli zaman vb.) göz önünde tutmuştur. Ayrıca yolculuğun ekonomik boyutunu dikkate alan yazar kitabında, ABD’de bu olaya yatırım yapmak isteyenlere hisse senedi arz eder. Finans kurumlarının arasında Osmanlı Bankası’nın da adı geçer. Romandaki serüvencilerin kedi ve sincap kullanarak gerçekleştirdikleri test uçuşunu, daha sonraki yıllarda sıfır yer çekiminin etkilerini incelemek için köpek ve şempanze kullanılması ilginç bir tahmindi. J. Verne’in Ay’a Seyahat kitabıyla (1865) Apollo-11 (1969) uçuşunun proje maliyetleri ilginç şekilde benzeşir. Ayrıca J. Verne’in kitabında topun ismi (yeryüzünden fırlatan) Columbiad, Apollo-11 in kontrol modülünün adı Columbia’dır. Kitap ve gerçek uçuşta ekipler üç kişi olup, kalkış bölgeleri aynı-Florida, iniş noktası da Apollo-11’in yakınındadır.
1892 yılında Fransız A. De Ville d’Avray “1900’den Önce Ay’a Yolculuk” isimli resimli romanı, çağına göre ilginç öykülerin resimlerle bezendiği albümdü.
Bunların dışında Ay’a yolculuk konusunda eser veren diğer Fransız yazarları şunlardı: Louis Desnoyer’in “Robert Robert’in Olağanüstü Maceraları” (1839), Jacques Bujault “Ay’a Gezi” (1845), André Laurie’nin “Ay’ın Fethi” (1875), Pierre de Sélènes takma adıyla yazarın “Bilinmeyen Dünya: Ay’da İki Yıl” (1886), Georges Le Faure ve Henry de Graffigny’in ortaklaşa yazdığı “Bir Rus Bilginin Olağanüstü Maceraları” (1889) vardır.
1901 yılında İngiliz yazar H.G. Wells “The First Man in the Moon-Ay’daki İlk İnsan” isimli kitabının kahramanlarının Ay’a yolculuğu ve oranın yerlilerine karşı istilacı girişimlerini hicvederek, anlatımının arka planında emperyalizmi eleştirmişti.
Her ne kadar konusu Ay’a yolculuğun dışında Ay’ın dünyaya çarpmasıyla ilgili bir felaket romanı yazan Alman Karl August von Laffert’inki değişik bilim-kurgu eseriydi. 1921 yazdığı “Ay’ın Ölümü” kitabı tam anlamıyla felaket konulu olup, ikinci büyük tufan açısından ilginçtir.
Macar romancı Antal Szerb’in 1937 de yazdığı “Ay Işığında Seyahat” isimli romanında kahramanın geleneklerden kopup, rüyalarına, geçmişine ve ölümüne sürüklendiği yolculuğunun kesintisiz fonunu Ay sağlamaktadır.
Ünlü Polonyalı yazar ve bilim insanı Stanislaw Lem’in 1987’de yazdığı “Dünyada Barış” isimli ilginç romanında Ay, sırf insanların kendisini yok etmesini engellemek için dünyanın tüm silahlarının tutulduğu ilginç bir depodur.
18 ve 19’uncu yüzyıllarda Ay’a seyahat konusunda çeşitli yazarlar birçok kurgusal kitaplar yazmıştır: Aratus, George Fowler, George Tucker, Richard, önde gelenleridir.
Osmanlı ve Cumhuriyet Türkiye’sinde Halk, Divan, Servet-i Fünun edebiyatları ile Halk ve Türk Sanat müziklerinde sevgilinin yüzü (siması), Ay’a (Mah Cemal) benzetilir.
Türk edebiyatında, özellikle şiirde Ay’a seyahatle ilgili eserler 1969’da Apollo-11’in Ay’a inişinden sonra üretilmişti. Muzaffer Uyguner’in 1970’te yayımlanan “Merhaba Ay” şiirini Ülkü Tamer ve Ferhan Şensoy’unkiler takip etmişti. Bu konuda en ilginç yapıtı Cemalettin Ozan vermişti: “Akrostişlerle İnsanlığa Doğru” kitabındaki bir şiirinde akrostişle “Ay’a İlk Kez Varanlar” yer almıştı.
Kıbrıs asıllı edebiyatçı-gazeteci Osman Türkay uzay şairi olarak da bilinirdi. 1971 yılında yayınlanan “Evrenin Düşünde Gezgin” kitabında uygarlıklar üzerinde kozmik yolculuğu işlemişti.
Adalet Ağaoğlu’nun “Sessizliğin İlk Sesi” isimli kitabında yer alan “H” isimli öykü, Ay’a yolculukla ilgili değişik bir örnekti. Ancak bu konuda mizah öyküleri daha yoğundu. Örneğin Aziz Nesin’in “Seyyahatname” isimli kitabında İstanbul’daki keşmekeşliği Ay uçuşuyla kıyaslar: Öyküde İstanbul’u arabayla gezen birisi, Apollo ile aynı anda yola çıkar. Ne ki Apollo Ay’a inişini tamamladığında öykü kahramanı İstanbul trafiğinin onca rezilliği arasında evine varamamıştır.
Kâşgarlı Mahm?d’un Dîvânu Lugâti’t-Türk sözlüğünde Ay kelimesi birebir kullanılmıştır. Ayrıca Tolun Ay: Ay’ın ondördü, Ay kop: Ay’ın doğması, Ay ewlendi: Ay’ın Halelenmesi anlamlarında kullanılmıştır.
Günümüz Türkçe’sinde Ay’la İlgili Diğer Sözcükler ve Anlamları:
Ayas: Mehtap
Aybar: Dolunay
Ayça, Aypara: Hilal
Ayçıl: Yakamoz
Aydan: Yarımay
Aydın: Ay ışığı
Ayhan: Ay kağanı
Ayla, Ayevi: Hale
Aylı: Ay ışığı olan, mehtaplı
Aysar: Ay’ın evrelerine bağlı olarak değişen karakterli kişi
Aytolu: Doluay
Ayyuk: Göğün en yüksek katı
******
Karagöz ve Hacivat’ın eski metinlerinde Çanakkale Savaşı sürerken padişah Reşad’ı eleştirmek için Ay metaforu kullanılmıştı. Ayrıca Karagöz’ün Ay’a çıkıp dünyayı seyretmesinin, İngilizlerin Çanakkale boğazından geçme olasılığıyla eşdeğer tutulmuştu…
Ünlü çizgi roman kahramanı Ten-Ten’in 17. Serüveni “On a Marché sur la Lune-Ay’a Ayak Basıldı” ismiyle 1954’te yayınlanmıştı. Hergé’nin yarattığı bu macera bir takım hatalarına rağmen gerçeğine uygunluyla takdir toplamıştı.
Turhan Selçuk’un ünlü “Abdülcanbaz” isimli çizgi roman kahramanlarının “Ay’a Seyahat” adıyla yayımlanan macerasında Ay’a inip bir Türk bayrağı dikmişlerdi.
Haldun Taner’in “Astronot Niyazi” isimli piyesini Devekuşu Kabare Tiyatrosu sahnelerken, Metin Akpınar dolmuş şoförü rolünde Ay’a yolculuk yapmıştı.
İnsanlar Ay’ı fethedip ayak bastıktan sonra bilim-kurgu yazarları için Ay yolculuğu genelde kapanmış ama öte gezegenlere, galaksilere ve samanyoluna yönelmişlerdi…
******
1902 yılında Fransız George Mélies’in 14 dakikalık “Le Voyage dans la Lune-Ay’a Seyahat” isimli sessiz filmini Jules Verne ve H.G. Wells’in kitaplarından esinlenerek çekmişti. İlk popüler bilim kurgu filimi olarak kabul edilir. Ayrıca Animasyon ve özel efektin kullanıldığı ilk filmdir.
Alman yönetmen Fritz Lang’ın 1929 yılında “Frau im Mond-Ay’daki İlk Kadın” isimli filmi [Amerika’da “Roketle Ay’a Gidiş” ismiyle oynamıştı] ilginçtir. Fritz Lang’ın filmlerindeki roket sahneleri akla ve gerçekliğe o kadar yakındı ki, Nazilerin iktidarında roket geliştirme programına tehdit olduğu gerekçesiyle filmleri yasaklamışlardı.
Amerikalı yönetmen George Pal’in 1950’de çektiği “Hedef Ay” isimli filmi Ay’la ilgili bir bilim-kurgu yapıtıydı. Filmde soğuk savaş konusunun arka planda işlenmesi ayrı bir özellikti. Aynı yıl yine Hollywood’da Kenneth Heuer’in “Başka Gezegenden Gelenler” isimli filminde Ay’daki yaşam üzerine ilginç göndermeler vardı.
1953’te Arthur Hilton’un “Ay’ın Kedi Kadınları” isimli bilim-kurgu filmi 3D boyutlu olup, Ay yaşamını küçümseyen sahneleri eleştirilmişti.
1955’te Walt Disney ve ekibi “Uzaydaki İnsan” ile “İnsan ve Ay” isimli iki televizyon programı yapmıştı.
1960 yılında Amerikalı David Bradley’in yönetmenliğini yaptığı “Ay’a Giden 12 Adam” filminde Ay uçuşunda 12 farklı ulustan insan yer almıştı. Doktor Selim Hamit rolünü müteveffa Muzaffer Tema oynarken, senaryo gereği Ay’da öpüşen ilk erkek olmuş, bunu gerçekleştirmek için uzay başlığını çıkartmıştı.
Amerikalı yönetmen Stanley Kubrick’in 1968’te çevirdiği “2001: A Space Odyssey-2001 Bir Uzay Macerası” isimli filmi, Ay’a ilk ayak basılmadan sadece 15 ay önce gösterime girmişti. Filmde, izleyenleri hala şaşırtan özel efektler ilginçtir.
İlk Apollo-13 filmi 1970’teki başarısız Ay görevini dramatize ederken birçok sahnesi belgesel anlatımındaydı. 1995’te gösterime giren filmi Ron Howard yönetmişti. İkinci Apollo-13 filmini Michael Polish 2006’da yönetmişti. Filmde Amerika’nın üçüncü Ay uçuşunda astronotların başına gelen arızalar sonucu NASA’yla karşılıklı konuşarak problemlerin çözülmesi, görevin iptali ve dünyaya geri dönüş anlatılmaktaydı.
İngiliz yönetmen Duncan Jones’in 2008’de yönettiği “Ay” filminde görevi sona ermiş bir astronotun dünya için çok önemli enerji kaynağı olan Helyum-3’ü yeryüzüne getirme macerasını anlatıyordu.
Yönetmen Mark Craig’in 2014 yapımı “The Last Man on the Moon-Ay’daki Son Adam” isimli belgesel ve otobiyografik filminde 1972 yılında Ay’a en son inen astronot Eugene Ceman ve diğerlerinin yaşadıklarını anlatıyordu.
Apollo uçuşlarında Nasa’nın Kontrol Merkezi ve diğer görevlileri anlatan belgesel filmi olan “Mission Control the Unsung Heroes of Apollo – Apollo Görev Kontrolündeki Tanınmamış Kahramanlar” 2017 yılında yönetmen David Fairhead tarafından çekilmişti.
2018’de Amerikalı yönetmen Damien Chazelle’nin “First Man” -Türkiye’de “Ay’daki ilk İnsan” ismiyle gösterilmişti- filminde Apollo-11 macerası beyazperdeye aktarılmıştı.
2019 yılında “Armstrong” isimli biyografik-belgesel filmi yine David Fairhead yönetmişti. Filmde orijinal Apollo-11 ekibinin fotoğrafları yer alırken, sesli anlatımını Harrison Ford yapmıştı.
******
Ay’ a yolculuk müzik ve modada çok etkili olmuş, ilginç bestelerin yanısıra konuyla ilgili değişik giysi, ayakkabı ve aksesuarlar, ünlü modacıların prestijli defilelerinde sergilenmişti.
Devam edecek…