İstenmeyen kazalar sonucu insanların önemli organları kesildikten sonra normal yaşamını sürdürebilmesi amacıyla çeşitli protezler uygulanmaktadır. Bu işlemler tıp ve diğer bilim kollarındaki gelişmelere paralel olarak gün be gün yetkinleşmektedir. Yazıda anlatılan kişilerden biri hariç, genellikle savaşın dayatmaları sonucu birçok zorluklara rağmen pilot olarak uçabilmişlerdir. Elbette bunda kişilerin uçmaya karşı duydukları aşırı isteğin payı da önemlidir…
Her türlü kazadan uzak bir yaşamda keyifli okumalar diliyorum.
1-Gheorghe Banciulescu
1898 doğumlu ve Romanya asıllı olup orduya katılmak için önce piyade okuluna girdi. Piyade subayı olarak katıldığı savaşlarda gördüğü uçak ve hava muharebelerinden etkilenerek pilot olmayı arzuladı. 1919 yılında teğmen rütbesiyle pilot oldu. Daha sonraları ordudan ayrılıp sivil pilot olarak uçamaya devam etti. Eylül 1926'da Fransa-Romanya Hava Seyrüsefer şirketine ait Potez-25 tipi uçakla Fransa’dan Romanya’ya uçarken Linz yakınlarında olumsuz hava koşulları nedeniyle dağa çarptı. Kazada her iki bacağı ağır yaralanınca kesildi. Uzun süren tedavisini takiben bacaklarına protez takıldı. Yine uzun ve zorlu protezli yaşama uyum sağlama çabalarını takiben uçuşa döndü. Bacak proteziyle dünyada ilk kez uçan pilot olarak havacılık tarihine 1927 yılında geçti. Ayrıca normal taşımacılık yanında gösteri ve akrobasi uçuşları da yaptı. Fransa Cumhurbaşkanınca “Legion of Honour” nişanıyla ödüllendirildi.
En son Fransa’nın Afrika’da uzun menzilli uçuşlar için rota belirleme faaliyetlerine katıldı. 1935 yılında Kahire’de ateşli bir hastalıktan yaşamını yitirdi.
2-Aleksey Maresyev
1916 Rusya doğumlu olup, 1941 yılında Rusya ‘nın Bataysk Askeri Havacılık Okulundan mezun oldu. Aynı yılın Ağustos ayında av pilotu olarak görev aldı. Kısa sürede ilerleyerek pilot üsteğmen rütbesiyle II. Dünya savaşında avcı filosu komutanı olarak Almanlara karşı savaştı. 5 Nisan 1941 günü YAK-I tipi uçakla hava muharebesi esnasında önce iki Alman uçağını düşürdü. Ne ki mermi ve yakıtının bittiğini fark etmeden zor durumdaki kol uçucusunun yardımına girişince dört Alman Messerschmitt uçağının saldırısına uğradı. Kendisiyle birlikte uçağı vuruldu, ardından motoru durdu. Moskova yakınlarındaki ormana zorunlu iniş yaptı. İnişte parçalanan uçak enkazından ayakları yaralı ve kırık olarak çok zor kurtuldu.
Çok sert hava koşulları ile vahşi doğada, yürümede çok büyük zorluklar çektiği için genellikle emekleyerek, Rus hatlarına ulaşmaya çalıştı. Bu arada yabani hayvanlarla -ayı dâhil- mücadele etti. Bir ara elleri de donar gibi olunca ağaç kabuklarından özel eldivenimsi bir muhafaza yaptı. 18 gün sonra, açlık ve yaralarından bitap düşmüş şekilde Almanlardan saklanan köylülerle karşılaştı. Bilinci yarı açık yarı kapalı üç günde derdini anlatabilen Aleksey için birliğine haber verildi. Bir uçak ve bir de hemşire onu oradan Moskova’ya ulaştırdılar.
Moskova yakınlarındaki hastanede tedavisi başladı, ancak kangren olan ayakları kesildi. Ameliyat sonrası bir daha uçamayacağını düşünerek psikolojik çöküntüye girip içine kapandı. Bir gün Romanyalı pilot Gheorghe Banciulescu’nun protez bacaklarla uçuş öyküsünü okuyunca tekrar uçabilmek için umutlandı. Aleksey öncelikle ruh halini ardından davranışlarını olumlu yönde değiştirmeye başladı. Sargıları çıkarıldıktan sonra esneme, gövdesini güçlendirici eksersizlerle yoğun çalıştı. Yaraları kapandıktan sonra kendisi için özel yapılmış protezleri kullanmaya başladı. Önce çift koltuk değneğiyle adımlama antrenmanları yaptı. İlerleme kaydedince tek değnekle, ardından kendi başına yürümeye geçti. Yürümede yetkinleşince protezleriyle uçağa direksiyon kumandası verebilme çalışmalarına başladı. 1942 yazında hastaneden protez bacaklarıyla taburcu oldu. Bu kez Moskova yakınlarındaki Kızılordu Hava Kuvvetleri Sanatoryumuna rehabilitasyon için gitti. Burada bedenini güçlendirme hareketlerinin yanısıra yüzme, voleybol oynayıp dans dersleri aldı.
Aleksey Maresyev protezleriyle
Askeri komisyonun kararını etkilemek için dans hocasıyla önlerinde çok zorlu figürlerin olduğu dans gösterisi yaptı. Komisyon yeniden eğitim görme şartıyla uçabileceğine karar verdi. Daha sonra karargâhta birçok bürokratik engeli aşarak yine Moskova yakınlarındaki pilot eğitim okuluna gitti. Bu arada protezlerini direksiyon pedallarına bağlamak için bir çift özel kemer yaptırdı. İlk uçuşunu öğretmenle yaparken açık kokpitli uçakta biraz üşüdüğünü daha sonra açıklamıştı. Uçağa binme ve inme işlemlerinde zorlanması, öğretmen ve teknisyenin aklına akşamdan kalma “sarhoş” fikri uyandırmasına rağmen öyküsünü anlatması durumu farklı kıldı. Beş aylık sıkı eğitim sonunda uçuş kontrolünde başarılı oldu. Ardından av-bombardıman okuluna katılır. Yeni av taktiklerini son model uçaklarda sabırla dendikten sonra 1943 yazında birliğine katıldı.
Kursk savaşlarında görev aldı. İlk görev uçuşunda iki Alman uçağı düşürdü. Savaşın yoğunluğu içinde görevlerini başarıyla sürdürdü. Bir kez daha yaralanıp, benzini bitmesine rağmen meydana zorunlu inişle ulaşabilmişti... Daha sonra kol liderliği görevini üstlendi ve ağır savaş koşullarına kolaylıkla uyum sağladı. Örneğin bir günde yedi kez havalanıp üç Alman uçağı düşürmüştü... Protez bacaklarıyla 80'den fazla savaş uçuşu yaparken birçok Alman uçağını düşürmüştü.
1946 yılında ordudan emekli olduğunda 12 tane nişan, ödül kazanmıştı. 18 Mayıs 1985'te öldüğünde 85 yaşındaydı.
3-Douglas Robert Steuart Bader
1910 yılında İngiltere’de doğmuş 1928'de Lincolnshire’de İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetlerinin (R.A.F.) College Cranwell Uçuş Eğitim okuluna pilot olmak için katılmıştı. 1930 yılından itibaren Hava Kuvvetlerinde pilot olarak göreve başladı. Bader, 1931 yılında eğitim uçuşunda geçirdiği kaza sonucu her iki bacağını kaybetti. Uzun süren tedavisi sonucu yeni protez bacaklarıyla uyumlu olarak yaşamayı zorluklara rağmen öğrendi.
Douglas Bader Spitfire kokpitine tırmanıyor.
Bader sağlık nedeniyle Hava Kuvvetlerinden emekli olduktan sonra Hollanda-İngiliz ortaklı bir petrol şirketine katıldı. Başlangıçta ofis görevindeyken daha sonra protezli bacaklarıyla şirketin uçaklarında uçuşlara başladı. 1939 yılında Almanya ile ufukta savaş olabileceğini öngören Bader, Hava Kuvvetlerinde uçucu olarak görev almak için Hava Bakanlığına başvurdu. Önerisi reddedilmesine rağmen ileride bir savaş çıkarsa yeniden değerlendirileceği cevabını da aldı.
Kısa bir süre sonra Hava Bakanlığı, Bader’in eski konumuna getirilmesi talebini yeniden gözden geçirip değerlendirdi. Karara göre önce tıbbi kurulda değerlendirme, bir dizi testten geçirildikten sonra uçuş okuluna gönderilecekti. 26 Kasım 1939'da tüm aşamaları, çok nadir görülen “olağanüstü” olarak değerlendirilip Merkez Uçuş Okulunda tazeleme uçuş eğitimine başladı.
Yeniden Kraliyet Hava Kuvvetleri pilotu olan Bader, 7 Şubat 1940'ta Duxford’taki 19. Filoya atandı. Burada Spitfire Super Marine tipi uçaklarda uçtu. Kısa bir süre sonra kol lideri oldu. Haziran 1940'ta ise 222. Filonun komutanlığına getirilirken bu kez Hawker Hurricane tipi uçaklarda görev yaptı. Eylül 1940'ta pilot teğmen rütbesine yükseltildi.
Fransa’daki hastaneye yollanan Douglas Bader’in yeni protez bacakları
Ocak 1941'de “uçan haç” nişanına layık görülürken on Alman uçağını düşürmüş, bir kaçına da ciddi hasar vermişti. Mart 1941'de Sussex kenti yakınlarındaki Tangmere üssüne büyük uçuş lideri (büyük uçuş-kanat lideri genellikle 3-5 filodan oluşan hava grubuna komuta ederdi) olarak atandı. Temmuz 1941'de “üstün hizmet” nişanı ile ödüllendirilirken 15 Alman uçağını daha düşürmüştü. Ayrıca liderlik ettiği hava gücünü çok başarılı yönetmesiyle grup hava savaşlarında önemli yengiler elde etmişti.
9 Ağustos 1941 günü Bader, Super Marine Spitfire tipi uçakla Fransa kıyılarında uçarken vuruldu. Uçağı terk ederken protez bacakları kokpite takılı kalmasına rağmen zorlu uğraşla, onlarsız paraşütle başarıyla atladı. Yere indikten sonra yakalanıp savaş esiri olarak tutuklandı. Başlangıçta işgal altındaki Fransa’da bir hastanede protezsiz olarak tutuldu. Yeni protez bacaklar için Alman ve İngiliz yetkililere girişimde bulundu. Bu arada hastanede yatmakta olan Alman As pilotlarından Adolf Galland ile çok sıkı dost oldu. (Bu arkadaşlık ömür boyu sürecekti.) Daha sonra savaşan her iki tarafın antlaşmasıyla Fransa’nın St. Omer’deki Luftwaffe hava üssüne bir İngiliz uçağı havadan paraşütle protez bacakları ambalajlı olarak atmıştı.
Bader yeni protez bacaklarına ulaştıktan sonra uygun koşullar ve zamanı kollayıp kaçma girişiminde bulundu. Ancak yeniden yakalanarak bu kez Leipzig yakınlarında çok sıkı korunan Schloss Colditz Offizierslager hapishanesine götürüldü. 15 Nisan 1945 günü Amerikan birlikleri ele geçirinceye kadar orada tutuklu kaldı.
Tekrar İngiltere’ye geri dönen Bader, terfi ederek Hava Kuvvetleri Okul komutanı olarak atandı. Temmuz 1946'da Kraliyet Hava Kuvvetlerinden Grup Lideri rütbesiyle emekli oldu. II.Dünya savaşında 22 Alman uçağı tek başına, dördünü ortaklaşa, altısı kesin olmayan imha ve on bir hasarlı uçak skoruyla çok üstün bir performans sergilemişti…
Bader emekli olunca hemen sivil havacı pilot lisansını aldı. Tekrar Shell şirketinde hem yönetici hem de şirketin Percival Proctor tipi özel uçağında pilot olarak görev yaptı. Daha sonra uçak filosu büyüyünce Shell Aircraft International bölümünde genel müdür olarak 1969 yılına kadar çalıştı.
5 Eylül 1982 tarihinde 72 yaşında vefat ettiğinde birçok nişan ve ödülün yanı sıra Kraliçeden şövalye “sir” unvanı almıştı.
Devam edecek...