Şövalyelik, yüce idealler uğruna özverili, erdemli ve kahramanca mücadele ederek başarılar kazanan insanları tanımlayan bir payedir. Şövalyeler cesur, kalibreli, karizmatik ve asaletli kişilerdir. Para, mevki ve başka çıkarlara tenezzül etmez, mertçe savaşır, arkadan vurmaz. Ortaçağda başka misyonlar için savaşan şövalyelerin yarattığı gelenek bugün bitmiş, ama bu nosyon bitmemiştir. Böyle insanları tanımlamakta düz sıfatlar yetmediğinde ‘şövalyelik’ kavramı yerini bulur… Şövalye kişilerin ortak paydalarından ilki; uğruna bedeller ödeyip risk aldıkları bir ‘davaları’ olmasıdır. Bu doğrultuda idealistçe ve adanmışlık tutumu içinde uğraş verirler. Memur veya işçi zihniyetiyle ‘part-time’ değil, tam zamanlı ve özverili çalışır; emeklerini ve zamanlarını özel yaşamından çalıp baş koydukları davaya harcarlar…
Eskiden savaşçı süvarilere, kahraman askerlere ve gözü pek pilotlara verilen şövalye unvanı, artık sıra dışı başarılarıyla temayüz etmiş sivillere (devlet adamları, bilim insanları, mucit, sanatçı, yazar, gazeteci, doktor, vs.) de verilmektedir. Batı dünyasından örnekler aranırsa; Legion de Honore, Chevalier dans l'Ordre National, Knight Grand Cross, Knight Commander, Order of the Garter… vs. bulunur. Selçuklu ve Osmanlı kültürlerinde de şövalyelik benzeri olarak Serdengeçti, Alperen, Fedai, Akıncı, Sipahi, Uç beyi, gibi unvanlar vardı... Türkiye Cumhuriyetinin üstün başarılı, kahraman kişiler için ihdas ettiği Liyâkat Nişanı, Devlet Şeref ve Övünç Madalyası, TSK. Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası gibi onur payeleri bugün de hak edenlere verilmektedir.
Havacılıkta Üstün Başarı ve Şövalyelik
Savaş uçağı pilotlarının kişilik ve davranışları ile ortaçağ romantizminin şövalyelik efsaneleri arasında benzerlik kurulmuştur. Uçağıyla düşman hedeflerine ölümüne dalan, maharetli ve cesur manevralarıyla savaşın kazanılmasında paha biçilmez roller üstlenen pilotlar halkın gözünde yüceltilmiştir. Birinci Dünya Savaşında 80 uçak düşüren Alman Hava Kuvvetleri genç pilotu Manfred Von Richtofen, Kızıl Şövalye (Red Knight) olarak anılmaktaydı. Alman gençleri için rol modeli ve kült kahramandı; ölümünde düşmanı olan Fransızlar onun için görkemli bir cenaze töreni düzenlemişti… Birçok ülke Hava Kuvvetleri de bugün uçuş filolarının adlarında şövalye geleneğini yaşatmaktadır. ABD’de West Point ve Singapur Hava K’de Black Knights, Kanada Hava K’de Red Knights, Rus Hava K’de SU-30 akrobatik timi Russian Knights; SpaceShip Two’yu uzay yolculuğunun ilk etabına taşıyan White Knight uçağı, vs…
Ülkemizde resmen kullanılmayan şövalyelik payesinin havacılıkta bir karşılığı olduğu, Em.Hv.Plt.Tuğg. Avni Kandemir’in şu sözleriyle somutlaştırılmıştır: ‘Tayyareci denince akla, levye-direksiyonla oynamasını bilen insan gelir... Onlar kendisini uçuşa adamış, mesleğiyle bütünleşmiş, sıra dışı, korkusuz insanlardır. Bu tayyarecilere Şövalye denilmiştir.’ (1). Em.Hv.Plt.Alb. İsmail Meker de, ‘Şövalye pilotlar, düşmanına bile saygı duyan, pusu kurmayan, bilekli kişilerdi’ sözüyle şövalye pilotların bazı özelliklerine vurgu yapmıştır. Sonradan havayolunda görev yapan Meker Kaptan, askeri pilotluk devresine dair hissiyatını, ‘Sivil, kravatlı pilotlukta kontrollü hareketler, Askeri şövalye tayyarecilikte serbest hareketler’ sözleriyle tariflemişti (2).
EFSANE-ŞÖVALYE HAVACILAR
Türk askeri ve sivil havacılığında son 100 yılda bilip bilmediğimiz çok sayıda ‘süper’ veya ‘efsane’ olarak anılan havacı gelmiş, sonraki kuşaklara rol model olmuştur. Böyle havacı veya pilotları tasnif etmeye çalışmanın zorluğu, göz önünde olanların akla gelip, bazı değerlerin gözden kaçmasıdır. İyi niyetlerle yapılan her çalışma, ‘Neye göre, kime göre?’ gibi imalar içeren sorulara muhatap olur. Buna rağmen (iyi ki) yapılmış değerlendirmelerden üçü şunlardır:
Tarihçi yazar Stuart Kline’ın ‘Türk Havacılık Kronolojisi’ başlıklı kitabındaki ‘Efsane Türk Havacıları’ listesi: Vecihi Hürkuş, Tahir Maner, Sabiha Gökçen, Talip Demirkol, Enver Akoğlu, Tarık Gökeri.
Em. Hv.Plt. Tümg İrfan Sarp’ın ‘Unutulmaz / İsim Bırakmış Havacılar’ listesi: Vecihi Hürkuş, Sabiha Gökçen, M. Ali Kurçer, Süreyya İlmen, Necati Artan, Kemal Yada, Suat Eraybar, Lütfü Gündoğdu, Muzaffer Erbilgin.
Em. Hv.Plt. Korg. Erdoğan Öznal’ın ‘Efsane Havacılar’ listesi: Enver Akoğlu, Erol Akıncı, Celal Yakal, Yahya Razi Birkan, Ali Tekin.
Bu listelerde isimlerine yer verilerek onore edilen havacıların çoğu 2-3 kuşak öncesinin askeri pilotlarıdır. Bugün aramızda olmayan bu değerli insanlara böyle payeler keşke hayatta oldukları günlerde verilseydi ve hak ettikleri gururu yaşamalarına imkân sağlansaydı diye hayıflanıyoruz. Bu tür tescil ve takdirlerin sivil havacıları da kapsayacak şekilde ve adil biçimde yapılması bir kadirşinaslık görevi, yapılmaması ise haksızlıktır. Bunların sistem içindeki ‘iyilerin’ artmasına vesile olduğuna inanmaktayız.
Usta ve cesur olduğu kadar emniyeti de öncelik listesinin başına koyan pilotlarımıza çok şey borçluyuz. Taşıdığı yolcuların can güvenliği için mesleki bilgi ve becerilerini sürekli geliştiren, sağlığını ve performansını yüksek tutan arkadaşlarımızla övünebiliriz. Sadece pilot grubu için değil, işini en iyi yapan kontrolör, bakım ve diğer personelin teknik performansını değerlendirmek ve ödüllendirmek de gerekir. Ama bu bizi çok aşan bir konudur; bunu başka uzmanlara bırakıyoruz. Biz, (üyelerinin çoğu uçuş hekimi ve havacılık psikologları olan) Havacılık Tıbbı Derneği ile Havacılık ve Uzay Tıbbı Platformu Derneği Yönetim Kurulları olarak farklı bir değerlendirme yapmaya çalıştık. ‘İnsan Faktörü Uzmanları’ bakış açısından; adanmışlık, havacılık felsefesi, eğitim ve emniyet kültürü bağlamlarında örnek tutumlarıyla temayüz etmiş pilotlar aradık ve 2023 yılında üç aktif sivil pilotumuza ‘Şövalyelik’ payesi vermeyi uygun gördük… Türk havacılık camiamıza takdim etmekten mutluluk duyduğumuz bu saygın kişiler, mesleki kıdem sırasıyla Erdoğan Menekşe, Üner Beköz ve Ali İsmet Öztürk’tür. Bu listenin önümüzdeki yıllarda genişleyeceğini ümit ediyoruz.
19 Ekim 2023 günü Eskişehir’de yapılan Havacılık ve Uzay Tıbbı Kongresinde plâketleri ve beratları törenle takdim edilen pilotlarımızın kısa biyografileri şöyledir:
Erdoğan Menekşe: 1947 doğumlu, millî paraşütçü, pilot ve hava fotoğrafçısıdır. Havacılık sevdası ortaokul yaşlarında başlamış ve ‘Hava İzcileri’ olarak Etimesgut’ta model uçak ve paraşütçülük kurslarına katılmış; 1964 yılında 18 yaşında pilot olmuştur. 1.500 paraşüt atlayışı ve 20 bin saat uçuşu vardır. 9 kez Milli Paraşütçü olarak Türkiye’yi temsil etmiş; 1963’den itibaren THK paraşüt öğretmeni olarak 10 yıl görev yapmıştır. 1979’da zirai ilaçlama işine girmiş. 1985 yılında NewYork-Gender-Ankara uçuşu sırasında 3 Dünya rekoru kırmış; 1997 yılı 1. Dünya Hava Oyunları-WAG’de Rejkavik-Ankara arası 7 etaplı uzun menzil sürat yarışını 1’inci olarak tamamlayıp Altın Madalya kazanmıştır. 1975 yılında Menekşe Havacılık Şirketini, 1985 yılında Burak Havacılık Derneğini kurmuş ve pilotaj eğitimleri vermiştir. Binlerce pilot yetiştirmiş olup; 1998 yılında ‘Havacı Gençlik’ Kampanyası kapsamında 7-17 yaş arası 550 genci (Young Turks) ücretsiz uçurarak havacılık aşısı yapmıştır. 1990 yılında Türkiye’nin ilk hava fotoğraf albümü; 2006 yılında da ‘Anadolu Uygarlıkları Kanatlarımın Altında’ başlıklı kitabı yayınlanmıştır. ‘Aircraft Owner and Pilot Association-AOPA’ kuruluşunun Türkiye Başkanıdır. Oğlu ve kızı da (İlker, İlkim) pilottur.
Üner Beköz: Hava Kuvvetlerinde pilot brövesi aldıktan sonraki yaşamında sivil havacılığa geçmiştir. Antalya Bilim Üniversitesinde kurduğu Havacılık Enstitüsü’nde pilot adaylarının havacılık ruhuyla yetişmeleri için sıra dışı çabalar sergilemektedir. Okulunda uçuş hekimi ve psikologlar istihdam etmek, uçuştaki fizyolojik zorlanmaları (hipoksi, vertigo) yer koşullarında simüle eden cihazlar kurmak, suya acil iniş eğitimi (ditching & survival) uygulamak, talimatların zorlaması olmadığı halde yaptıklarından birkaç tanesidir. Eğitim ücretini yatırmaya hazır olan gençlerin, yetenek ölçümü, psikolojik testler, takım çalışması, dikkat dağınıklığı, uzaysal uyumsuzluk ve sağlık değerlendirmelerinden sonra %75’ini eleyerek ‘kârdan feragat etmekte’ beis görmemektedir. Alkol ve madde kullanımı konularına büyük önem atfederek adaylara daha ince testler yaptırması da var (elenenlerin %6’sı ilaç-madde nedenli). Bunların üstüne adaylardan bir de ‘bitirme tezi’ hazırlamaların istemek, pilotluğun uçak sürücülüğünden ibaret olmadığını anlatmak ve bilimsel anlayış kazandırmak amaçlı olsa gerektir. ‘Temel Uçuş Teorisi’ ve ‘VFR Uygulamaları’ başlıklı teknik kitaplar yazarak öğrencilerine rehberler sunması da takdire değer çalışmaları arasındadır... Bulaşıcı olan havacılık motivasyonundan kızı Sera Beköz de nasibini alarak pilot olmuştur.
Ali İsmet Öztürk: Büyük dedesi İsmet Bey, Kurtuluş Savaşı’na destek amacıyla bağış toplayarak bir uçak hibe edilmesine öncülük etmiş; Sivrihisar’a gelen Mustafa Kemal Paşa onun evinde misafir olmuştur. 1984 yılında uçuşa, 1988’de akrobasiye başlamış; 2013 yılına kadar 22 ayrı ülkede 500 Air Show’a katılmış, 859 gösteri uçuşunu hatasız ve arızasız tamamlamıştır. 50’den fazla hava aracında uçuş tecrübesi, 9 bin saat uçuşu bulunmaktadır. Türkiye’nin ilk profesyonel sivil akrobasi pilotudur.
Uçak ve helikopter pilotluğu yanında bakım teknisyeni lisansına da sahiptir. ‘Mor Menekşe’ adını verdiği akrobasi uçağının tasarımı kendisine ait olup, kendi adıyla anılan bir manevranın da (Ali’s Cevak) mucididir… Avrupa’daki birçok gösteride ‘Best Solo Display’ seçilmiş; CAA’den en üst kategoride ‘Display Authorisation’ sertifikası almıştır. İstanbul Hezarfen Havaalanında hava fotoğrafçılığı ve hava filmi çekimi yapan bir şirket sürecinden sonra Sivrihisar’a taşınmış; babası Mehmet Sadullah Öztürk’ün adını verdiği M.S.Ö. Hava ve Uzay Müzesi’ni ve Sivrihisar Uluslararası Sportif Havacılık Merkezi’ni kurmuştur. Müzede ölü değil yaşayan-uçabilen uçakları sergilemekte; Airshow’lar düzenleyerek gençlere havacılık sevgisi aşılamakta ve meraklıları ücretsiz uçurmaktadır. Türkiye’nin ilk ve tek kadın akrobasi pilotu olan kızı Semin Öztürk Şener ve ailesiyle birlikte Anadolu bozkırında yarattığı havacılık vahasında yaşamını sürdürmektedir...
Ali İsmet Öztürk'ün sözleriyle, havacılığı bir meslek gibi değil, 'mezhep' gibi gören şövalye pilotlarımızı takdir ediyor, saygılar sunuyoruz.
Kaynaklar
1. Candaş E. (Editör). Hava Kuvvetleri Anılar Kitabı. 1997. s. 354-56.
2. Meker İ. Göklerde 41 Yıl. 1. Baskı. Papirüs Yay. İstanbul, 2020. s. 11,17,113.