Sabiha Gökçen Havalimanı'nda geçen çarşamba meydana gelen patlamada yaralananlardan biri de 1985 doğumlu Zehra Yamaç'tı. Yamaç tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Iğdır doğumlu olan ve 2007'den beri İstanbul'da yaşayan Yamaç, Sabiha Gökçen Havalimanı'nda Airpark isimli firmaya bağlı taşeron temizlik işçisi olarak yaklaşık 3.5 aydır çalışıyordu. Çocuklarından Miraç'ın 2 yaşına ulaşmasıyla eve katkı sağlamak için girmişti bu işe. İş yeri onun son nefesini verdiği yer oldu.
'Hayat çok kısaymış'
Zehra'nın eşi Musa Yamaç acısını bize 2 kelimeyle, "Zehra'yı yaşatmadılar" diye tanımlıyor. Eşini, "Hayattan büyük beklentisi yoktu. Mutlu bir yuva için çabalayan biriydi. Tek isteği bir araba alabilmekti" cümlesiyle anıyor. Ardından yaşadığı acıyı da sosyal medya hesabından yazdığı şu kelimelerle ifade edip paylaşıyor, "Tüm arkadaşlarım birbirinizin değerini zamanında bilin. Ben hayatı o kadar uzun zannettim ki, sevdiğim beni bıraktı. O gün son kez iş için servise bindirdim. Servis biraz bekletti. Sanki benden ayrılacağı hissi vardı. Bana koltukta otururken gülümsedi. 'Beni gönderme' dermiş gibi bir his vardı. Eve geldim saat 02.20 kara haberi aldım, hastaneye gittim. Doktor 'ümit yok' dedi. Takdiri ilahi... Sevdiklerimizin değerini varken bilelim, hayat gerçekten çok kısaymış."
'Desteği bekleniyor'
Sabiha Gökçen Havaalanı yetkilileri konuya dair hiçbir açıklama yapmak istemiyor. Taşeron işçi çalıştıran Airpark isimli firmanın iletişim numarası da bulunmadığı gibi firmanın Sabiha Gökçen Havalimanı'nın sorumlusu olduğu öne sürülen bir başka işçi de "Ben bilmiyorum" yanıtını vererek açıklama yapmaktan çekiniyor. Eşi Musa Yamaç ise kendilerine de firmanın bir bilgi vermediğini belirterek, "Biz de haberlerden takip ediyoruz olayları. Avukat tutma aşamasına bile henüz gelmedik. Şu an acımızı yaşamak istiyoruz" diyor.
Cumhuriyet