Türkiye'de İnsansız Hava Araçları (İHA) alanında önemli gelişmeler yaşanıyor. Şu ana kadar Türk Silahlı Kuvvetler'de 32, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde 6 İHA var ve 30 bin saatin üstünde uçuş yaptı. Üstelik ilk milli İHA ihraç edildi. Son olarak yaptığımız yerli Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ile de teknolojide geleceğin söz sahibi ülkeleri arasında olacağımızı ispatladık.
Baykar Teknik Müdürü ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, 30 bin metrekarelik teknoloji üssünde gerçekleşen yerli İHA üretiminde gelişmeleri Sabah Gazetesinden Pınar Yıldız Yüksel'e anlattı.
TAMAMEN MİLLİ TEKNOLOJİ
Tüm yazılımlarını, elektroniklerini hatta aero-dinamiğini kendimiz tasarlayıp üretiyoruz. Şu ana kadar TSK'da 32, EGM'de 6 İHA 30 bin saatin üstünde uçtu. Türkiye'nin yurt dışına ihraç ettiği ilk uçağı da yapmak bize nasip oldu. Tamamen yerli teknoloji. İHA'lar yıllar önce dünyadaki birkaç gelişmiş ülkede konuşulurken, biz gelecekte bu teknolojiye sahip olmanın bizi öne geçireceğinin farkındaydık.
ASKERLE SAHAYA İNDİK
Askerle birlikte sahaya indik, cephede kaldık. Diyarbakır, Hakkâri, Şırnak, Erzincan'da çadırda kaldık aylarca. Teknolojimizin eksiklerini askeri şartlar altında görmüş ve belirlemiş olduk. Her şeyin bizim ihtiyaçlarımızı karşılaması ve tamamen özgün olabilmesi için altı ay Batman'da hangarda yattık. Bu çalışmalar sonucunda Türkiye, SİHA'lara sahip oldu. Üstelik mühimmatıyla birlikte. İçinde 40 farklı bilgisayar var. Her şeyini biz yapıyoruz. Lazer tutuyor ve lazer tuttuğu yere mühimmat gidiyor.
YABANCI TEKNOLOJİ BİZİ BAĞIMLI HALE GETİRİR
Başka ülkelerden alırsak uçakları, içinde milyonlarca yazılım var. Sınır dışına çıktığı anda düşebilir. Tetiğe basarsınız yanlış yere atabilir. Dışardan getirdiğimiz tüm teknolojiler bizi bağımlı hale getirir. Milli ve özgün olmak zorundayız. Türkiye'yi bu anlamda bağımsız kılmak zorundayız. Bu araçlar da kırılma noktamızdır.
HATASIZ ÇALIŞIYORUZ
Hataya yer yok bu işte. Araba olsa kenara çekip tamir edersiniz. Ancak gökyüzünde böyle imkânınız yok. Ufak bir hata büyük felaketlere yol açabilir. Bu yüzden hatasız çalışıyoruz.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM BAŞLIYOR
ABD tüm dünyadan beyin topluyor. Kendi iç kaynakları yetmiyor çünkü. Biz de beyin toplamak istiyoruz. Teknoloji deyince insanın aklına makine, bilgisayar, yazılım geliyor ama bizim asıl meselemiz insanla ve toplumla. Biz teknoloji üreten bir ülke olacaksak bu ancak toplumsal bir dönüşümle olacak. İşte bunun için Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı'nı kurduk. Bir toplum ve ülkenin, teknolojik açıdan kendine yeterliliğinin en temel unsuru yetişmiş insan kapasitesi oluşturmak. Türkiye Teknoloji Takımı bu inançla yola çıkarak, Türkiye'nin bu alanda yetişmiş insan kapasitesini artırmaya yönelik çalışmalar gerçekleştiriyor. Vakfımız bu hedef doğrultusunda iki ana alana odaklandı. Eğitim ve girişimcilik. Eğitim ayağında, DENEYAP atölyeleri en temel organizasyon alanlarımız. Vakıf 2017 yılbaşında faaliyete başladı. 'Geleceğin teknoloji yıldızları' adlı bir program düzenlendik. Yazılı ve proje ödevi şeklinde bir seçme sürecimiz oldu. 16 bin öğrenciden 430 kişiyi seçip 36 aylık ücretsiz eğitim sürecine başlattık. Proje odaklı bir eğitim, öğrencilerin bir saati bile bir şey üretmeden geçmiyor. Atölyelerinde robotik, kodlama, elektronik, nesnelerin interneti, siber güvenlik, yapay zeka, makine öğrenmesi, imalat teknolojileri ve tasarım, İHA yapımı gibi dersler var ve mutlaka somut projeler üretiyorlar.
Hedefimiz 20 yıl sonrası
16. Yüzyıla kadar teknolojide ilerideyken sonrasında gerilemeye başladık. Bu da nesilden nesile aktardığımız bayrak yarışında hep geride kalmamıza neden oldu. bu yarışta dünyayla aynı hızda koşarsak yine hep geride kalacağız. Önde koşmamız gerekiyor ki, ilerleyebilelim ve daha hızlı koşabilelim. İnsanlı uçak üretimini geçmişte kaçırdık mı, o zaman bunu üretmek için uğraşmayacağız. 20 yıl sonra ne olacak ona odaklanıp geliştirmemiz gerekiyor. Teknolojide kırılma noktalarını görüp onlara odaklanmalıyız. Stratejik alanları belirleyip peşinden gitmeliyiz. Mevcudu değil geleceği yakalayabildiğimizde dünyaya da teknoloji satabileceğiz.
Pınar Yıldız Yüksel-Sabah
RÖPORTAJIN DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...