Sivil Havacılık Akademisi yoğun geçeceği görülen yaz sezonu öncesi birçok havayolu şirketinin adeta furya haline dönüştürdüğü yabancı pilot alımından kaynaklanan risklere dikkat çekti. SHA, hazırladığı bildiriyle, Türkiye’de Türk pilotlarından ‘ayrıcalıklı’ koşullarla sözleşme yapılan yabancı pilotların yol açabileceği sorunları gündeme taşıdı.
İşte Sivil Havacılık Akademisi’nin bildirisi…
SİVİL HAVACILIKTA YABANCI PİLOT FURYASINDAN ENDİŞE EDİYOR VE SORUYORUZ
Çok yoğun geçeceği şimdiden belli olan yaz sezonu yaklaşırken bazı özel havayolu şirketlerimizin yabancı pilotlarla sözleşme yapmaya hız vermelerinin getireceği sorunlar bağlamında endişeler taşıyor ve bunları kamuoyuyla paylaşmayı görev sayıyoruz.
THY, Pegasus ve Sun Express başta olmak üzere bazı şirketlerin, uçuş emniyetine yönelik tedbir ve yatırımlarının, yüksek büyüme hedefleri için yaptıkları yatırımların yanında oransal olarak çok geride kaldığını kaygıyla gözlemlemekteydik. Bu sene yaz sezonu başlamak üzereyken, yani yeni işe alınan uçuş ekiplerinin eğitimlerini tamamlamış olması gereken bir zamanda THY ilanla yabancı pilot alımı peşine düşmüş durumdadır. Bu durum gerek zamanlama, gerek içerik açısından önüne büyük hedefler koyan Türk Sivil Havacılığının ivmesiyle çelişmektedir. Son ana bırakılan eksikliklerin, yapılan değişikliklerin, her zaman büyük kargaşalar ve riskler ürettiği yaşanan acı tecrübelerle ispatlanmıştır. Sivil Havacılık Akademisi olarak, uçak siparişleri verilirken bu uçakları uçuracak başta pilotlar olmak üzere kabin, teknik ve hava trafik gibi elemanların nerede, nasıl ve hangi standartlarda yetiştirileceğinin de önceden planlanması gerektiğine dikkat çekmek istiyoruz. Şirket yöneticilerinin artık bu gerçeği bilmeme ya da gözardı etme gibi bir lüksleri yoktur. Bu konu aynı zamanda ülkemizdeki yetkili otorite olan SHGM'nin de sorumluluğundadır.
Şimdi bir sivil toplum kuruluşu olarak soruyoruz:
1. Uçak siparişleri verilirken gereken pilot ihtiyacını giderme konusunda neden hiçbir adım atılmamış ve yerli kaynaklar desteklenip geliştirilmemiştir?
2. Neden son anda, hem de nitelik çıtaları düşürülerek yabancı pilot aranmaktadır?
3. THY, neden yabancı site ve dergilerde vermiş olduğu Kaptan ve F/O iş ilanlarında, filosunda mevcut uçak tiplerinde tecrübesi olmayan pilotlar ararken, Boeing veya Airbus uçaklarında tecrübeli olan Türk pilotlarını (üniversite diplomaları olmadığı gerekçesi ile) dışlamaktadır?
4. Yerli pilotlarda aranan üniversite mezunu olmak koşulu yabancılar söz konusu olduğunda neden lise düzeyine düşürülmektedir?
5. Şirketler ulusal uçuş okullarını destekleme ve kapasitelerini artırma konusunda gerekli çabaları göstermek yerine, neden yabancı pilotları istihdam etmek gibi kolaycı bir yol tercih edilmektedir?
6. SHGM büyük uçak siparişleri veren şirketlere bu uçakların hangi personelle uçurulacağını, bu konuda hangi yatırımların yapıldığını neden sormamaktadır?
Yabancı pilot alımı gibi bir kolaycılıkla (taşıma suyla) değirmen döndürülemeyeceği çok açıktır. Bu anlayışla uçuş emniyetinin aksamasının yanında personel bakımından da dışa bağımlı hale getirilen sivil havacılığımızın çok kırılgan bir yapıya dönüştürüldüğü görülmelidir. Filoda daha önce bulunmayan bir uçağın alınması durumunda pilotların bu yeni uçaklarda eğitilmesi ve intibakı sürecinde yabancı pilot ve hocaların alınması anlayışla karşılanabilir. Ama filoda mevcut olan uçakları emniyetle uçurabilecek Türk pilotları varken yabancı pilot aranması anlaşılır gibi değildir. Çin sivil havacılığı da Türk sivil havacılığı gibi çok büyük bir hızla büyürken yerli pilot kaynaklarını zamanında desteklememiş, başgösteren pilot açığını yabancı pilotlarla kapatmaya çalışmıştır. Yabancı pilotlara astronomik sayılabilecek maaşlar ve sınırsız imkânlar sunmasına rağmen Çin’de çalışmayı kabul eden yabancı pilot sayısı, artan uçak sayısını karşılayamamaktadır. Zamanında yeterli personel istihdam etmeyen, kalifiye elemanlarını elinde tutamayan şirketlerin aylık planlamalarında şimdiden büyük aksaklıklar oluşmuş ve uçucuların sosyal yaşamını alt üst eden planlama değişiklikleri yapılmaya başlanmıştır.
Ülkemizde yetersiz personelle yapılan operasyonların yaz döneminde yorgunluk faktörüyle daha da riskli hale geleceği açıktır. Bu açığı sayısal olarak yabancı pilotlarla kapatmak mümkün olsa da, uçuş emniyetinden taviz vermeden gerçekleştirmek mümkün olmayacaktır. Standardizasyon, kalite, CRM ve dolayısıyla uçuş emniyeti aksayacak ve kaza riski artacaktır. Geçtiğimiz kış sezonunda yaşanan yer kazaları daha büyük felâketlerin uyarıcıları olarak kabul edilmeli ve gecikmeden tedbirler alınmalıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur...
SİVİL HAVACILIK AKADEMİSİ