Hava İş Sendikası’nın açıklaması şöyle:
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev Lokavt Kanunu ilgili prosedürleri gereği, Resmi Arabulucun raporunun sendikamıza tebliğinden itibaren sendikamız 6 gün bekleyecek diğer 6 gün içinde uzlaşma olmadığı takdirde grev kararı almak zorunluluğunda kalacaktır.
THY işverenince sendikanın yetkisi yok sayılarak başlatılan, bu nedenle yine işverence sürdürülen gerekçesiz temyizlerle hukuken bir yıl gecikmeyle başlayabilen THY 22. Dönem toplu iş sözleşmesinde, Hava-İş sendikası yapıcı ve sağduyulu bir tutumla 60 günlük görüşme süreci ve 21 günlük resmi arabulucu sürecinde sözleşmenin masada sonuçlanması amacıyla üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmiştir.
Bugün, 6 gün uzatılan resmi arabulucu süresi de hukuken sona ermiş olup, bu süreçte taraflar arasında genel anlamda bir anlaşma sağlanamamıştır. Resmi Arabulucu döneminde ile anlaşma sağlanan maddelerimiz dışında, 13 Asıl 2 Geçici Madde de uyuşmazlık devam etmektedir. Uyuşmazlık Maddelerimiz ve THY işverenin karşı görüşlerini www.havais.org.tr adresinden inceleyebilirsiniz.
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev Lokavt Kanunu ilgili prosedürleri gereği, Resmi Arabulucu raporunun sendikamıza tebliğinden itibaren sendikamız 6 gün bekleyecek diğer 6 gün içinde uzlaşma olmadığı takdirde grev kararı almak zorunluluğunda kalacaktır.
Hava-İş sendikası bu dönem ile ilgili uyuşmazlığın temel noktalarının; son yıllarda gerçekleştirilen önemli büyümenin asıl mimarları olan çalışanların artan iş yükü ve verimliliklerinin işverence hiçbir şekilde gözetilmemesi, işlerin parçalanması sonucu birçok bölümde istihdam tasfiyesi dolayısıyla çalışanların gelecek kaygısına düşürülmesi, büyüme nedeniyle gerekli personel ihtiyaçları konusunda ağır kalınarak mevcut personelin kural ihlalleri ile çalıştırılmaya yönelinmesi şeklindeki yönetim tarzından kaynaklandığını belirlemiştir.
Hava-İş sendikası toplu iş sözleşmesini kaba bir ücret pazarlığı görmediği gibi, ücret talepleri konusunda da “ülkenin gerçekleri”, işsizlik ayıbı ile aba altından sopa gösterilmesi, zaten “2009 yılının geçmiş bir yıl olduğu şeklindeki çarpıtmalara” ve her dönem yapıldığı gibi kamuoyunda sendikalı işçilere yönelik “gözünüz doysun” propagandalarına aldırmadan; THY işçilerinin “verimliyiz, uluslararası alanda kaliteli hizmet üretiyoruz, haklarımızı istiyoruz” talebini hiç çekinmeden savunmaktadır.
Sponsorlara bulunan milyonlarca dolarlık kaynakların, özelleştirme paydaşlarına sunulan temettülerin personele gelince yok sayılmasını kabul edemeyiz.
Uzun yıllar daha düşük ücret ve haklarla bu şirkete özveri ile hizmet etmiş eski sözleşmeli personelin ve intibaklar konusunda sorunu bulunan diğer personelin kıdemliliklerinin ortaklık kıdemlerinin gerektirdiği şekilde yeniden değerlendirilmesi talebimizde yanıt bulmamıştır.
Yıllık izinlerin arttırılması, işçilerin mevcut kazanılmış haklarının korunması özellikle işverence tek taraflı değiştirilebilen Ortaklık Yönetmeliklerinin direkt personelin hakları ile ilgili olanlarının sendikanın onayı ile değiştirilebilmesi diğer önemli idari uyuşmazlıklardır.
Diğer yandan sendikamızın, uçuş emniyetinin çalışanların biriken yorgunluğu ile direkt ilişkisi olduğu, çalışma koşullarının bu bilimsel veriler dikkate alınarak düzenlenmesi konusundaki temel yaklaşımı nedeniyle bilhassa İş Kanunu kapsamında bulunmayan uçucu personelin haklarının, toplu iş sözleşmesi ile düzenlenmesi yönündeki teklifleri yeterli personel olmadığı gerekçesiyle reddedilmektedir. Bu konuda toplu iş sözleşmesinde önemli bir uyuşmazlıktır.
Hava-İş sendikası tüm bu uyuşmazlık konularına rağmen bugüne kadar olduğu gibi işveren yetkilileri ile her türlü görüşme ve karşılıklı değerlendirmeye açık olduğunu bir kez daha kamuoyunun bilgisine sunmaktadır.
Ancak Hava-iş sendikası aksi durumda Anayasal ve yasal tüm meşru haklarını da kullanmak noktasında buna hazırdır. Saygılarımızla.
HAVA-İŞ GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU”
http://www.havais.org.tr