İstanbul’a yapılması planlanan 3. havalimanına ilişkin son günlerde oluşan tartışma ortamı çerçevesinde yer alan yorumlar kamuoyunu meşgul etmeye devam ediyor. Özellikle ÇED raporunda yer alan ve çevrenin olumsuz yönde etkileneceğine dair uyarılara rağmen projenin devam etmesi ve yetkililerden “Bir ağaç yıkılır ama bir ağaç dikilir” açıklamaların yapılması üzerine Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı ve
Her Şeye Rağmen Etik aktivasyonu sorumlusu Doç. Dr. Çağatay Üstün konuyla ilgili duyduğu üzüntüyü etik bir tepkiyle dile getirdi:
ÜRKÜTÜCÜ VE DUYARSIZ BİR TANIMLAMA
3. Havalimanı için yapılan açıklamaları, çevresel kaygıların ötesinde bir gereksinim olup olmadığı üzerinde değerlendirmiştim. Kararım gerek olmadığı yönündeydi. Açıklanan son ÇED raporundan sonra gördüm ki, konunun vahim boyutları da var. Buna ek olarak 657 bin ağaç kesilecek ibaresine karşılık yetkililerin verdiği "bir ağaç yıkılır ama bin ağaç dikilir" yaklaşımını medya üzerinden gördüm. Ürkütücü ve duyarsız bir tanımlama. Biyoetik ve etik yönden küçültücü bir tespitte bulunulmuş. Bir ağacın yetişme yılı hesabına katıldığında bunun hiçbir açıklaması olamaz. Kaç kuşak sonra insanlar o yeni dikilmiş ağaçları büyümüş halde bulacak? Buna kimin hakkı olabilir? Gelecek kuşaklara yeni bir havalimanı yerine temiz ve doğal bir çevre ve insani duyarlılık bırakmak durumundayız. 100 yıllık yolcu potansiyelinin hesaplandığı bildirilen bir havalimanı gibi 100 yılı hesaplanmış bir İstanbul doğal çevresi var mıdır? Gerçekten de atalarımızın fethettiği İstanbul’a büyük haksızlık ediliyor. Yıllarca göç altında kısılıp kalmış ve doğasını yok etmiş bir İstanbul artık nefes alabilmeli. Önemli olan ağaç dikmek değil, o ağacı yetişkin bir hale getirebilmektir. Ancak bir ağaç kesmek çok daha felaket bir durum. Bunu şuurlu bir insanın ve yeterli bir vicdanın kabul etmesi mümkün değildir. Yetkililere bir kez daha seslenmek lazım:
Herkes haritadan yeni havalimanının yerine bir kez daha baksın. İstanbul nerede, havalimanı nerede iyice fark etsin! Şehir merkezine bu kadar uzak mesafede bir yerde nasıl böyle bir planlama yapılabilir? Ben yapıyorum olacak mantığından vazgeçmeliyiz. Ülkemizin en çok zarar gördüğü durum bu yaklaşım tarzını benimsemiş olmamızdır. Ayrıca görsel ve yazılı basın da konuyu sık sık gündeme getirmeli, özellikle havacılıkla ilgilenen haber siteleri bu konudaki her bir yoruma özenle yer vermelidir. Görülen odur ki, yeni havalimanı konumu ve olası sonuçları itibariyle yanlış bir tercihtir. Son günlerde potansiyel açısından dünya sıralamasında hızla yükselen Atatürk havalimanının mutlaka rehabilite edilme yolları da aranmalı ve bununla ilgili ikinci bir çalışma başlatılmalıdır. Ataköy yerleşkesindeki yüksek katlı binaların deprem açısından riskleri de göz önüne alındığında mutlaka bu bölgenin uzmanlar tarafından değerlendirilmesi, gerekirse bu bölgenin havalimanına ek yer tahsisi için boşaltılması düşünülebilir. Bu konuyu farklı açılardan araştırıp incelemeden, ortadaki ÇED raporuna inat bir çalışma içinde bulunmak, gelecek kuşaklar tarafından hazin ve eleştirel bir şekilde hatırlanmak demektir.”
www.haberhurriyeti.com
Doç. Dr. Çağatay ÜSTÜN
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı