3 gün sürecek İstanbul Kongre Merkezi'ndeki, 11. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Şurası'na yerli ve yabancı çok sayıda isim katılıyor. İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 11. Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Şurası'na Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, iletişim, haberleşme ve denizcilik sektöründen yerli ve yabancı çok sayıda davetli katıldı. Şura'nın sloganı ise "herkes için ulaşım ve hızlı erişim" oldu. Şura Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oral Erdoğan 3 gün sürecek olan şuranın içeriğine dair bilgiler aktardı. Daha sonra kürsüye gelen İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu söz aldı. Şura'dan İstanbul'un ulaşım sorunlarına çözüm içeren sonuçlar çıkmasını dileyen Mutlu şunları söyledi:
İSTANBUL'DA HER GÜN 500 FAZLA VASITA YOLA ÇIKIYOR
"Bilgi çağı içinde önemli olgu iletişim ve haberleşmenin bilgi çağında çok belirleyici olma özelliğidir. Zaman ve zamana karşı hız olgusu önemli gerçek. Bu çağda ulaşım sektörü çok belirleyici özellik arz ediyor. İstanbul 3 milyondan fazla motorlu aracın kullandığı, zenginleşmeyle birlikte her gün 500'den fazla vasıtanın şehre çıktığı bir şehir. Bu münasebetle şehrimize yönelik değerlendirmeler çıkacağını düşünüyorum."
2035 VİZYONU
Açılışı yapılan ve 3 gün devam edecek olan şuranın hedeflerinden bahseden Bakan Yıldırım, “Şura’nın temasına uygun olarak bir durum tespiti yapmak, gelecek 10 yılın hedeflerini yeniden şekillendirmek ve 2035 vizyonumuzu ortaya koymak olacaktır” dedi.
YAPILAMAZ ZANNEDİLENLERİ YAPTIK
Önceki yıllarda siyasi istikrarsızlık nedeniyle birçok projenin tamamlanamadığını anlatan Yıldırım, “Siyasette uzun yıllar güven ve istikrar sağlanamadığından başlanan projeler bir türlü sonuçlandırılamadı. Biz hayal ettik ve hayallerimizin bir bir gerçekleştirmeye başladık. Bunu halkımızın desteği ve son yıllarda sağlanan istikrarlı siyası yapıya bağlıyız. Yapılamaz zannedilenleri yaptık, ulaşılamaz denilenlere ulaştık” şeklinde konuştu.
153 YILLIK RÜYAYI GERÇEKLEŞTİRMEK ÜZEREYİZ
Cumhuriyetin ilk yıllarında başlatılan yurdu demir ağlarla örme hamlesine son 10 yılda hız verdiklerini belirten Yıldırım, “Yüksek hızlı trenle seyahat dönemini başlattık. Yılları böldük hayatları birleştirdik. Havayolunu halkın yolu yaptık. Havacılık ve uzay teknolojilerinde yerli üretim için adımlar attık. Sözde özde denizci millet olma yolunda önemli mesafeler kat ettik. Marmaray ile 153 yıllık rüyayı gerçekleştirmek üzere 29 Ekim’de açılışını gerçekleştireceğiz. İstanbulluların büyük bir hizmete kavuşmasını sağlayacağız.
AVRASYA KARAYOLU TÜP PROESİ 2015'TE HİZMETE GİRİYOR
Tarihi ipek yolunun pekinden Londra’ya bağlantısını gerçekleştirmiş olacağız. Marmaray’ın kardeşi Avrasya karayolu tüp geçişi projesi bütün hızıyla devam ediyor. İnşallah 2015 yılında bir prestij projeyi daha İstanbul’a kazandırmanın mutluğunu yaşayacağız. Hızlı tren ağını Ankara merkezli olmak üzere doğu-batı, kuzey güney yönüne yayıyoruz. Hedefimiz Önümüzdeki 10 yıl içinde 15 büyük ilimizi birbiri ile hızlı tren bağları ile bağlamak” ifadelerini kullandı.
Yıldırım'dan sonra konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bilişim teknolojilerindeki baş döndüren gelişmelerin toplumların kimyasını değiştirdiğine çekti. Teknolojiye gem vurmanın mümkün olmadığının altını çizen Gül, şunları söyledi:
İTİRAF ETMEM GEREKİR Kİ
Pek çoğumuz artık akıllı telefonlar, tabletler ve diz üstü bilgisayarlarla haberleşiyoruz. İnternet ve kitle iletişim araçlarından da istifade ediyoruz. İtiraf etmem gerekir ki ben de sizden farklı değilim. Sosyal medya dahil teknolojinin bütün imkanlarından faydalanmaya gayret sarf ediyorum."
Gül, geçen asrın sonunda gerçekleşen teknoloji, iletişim ve bilişim devrimiyle insanoğlunun zaman ve mekana olan bağlılığının büyük ölçüde kırıldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Artık uzak-yakın, bilinen-bilinmeyen, tanıdık-yabancı gibi kavramlar anlamsızlaştı, sınırlar şeffaflaştı, karşılıklı etkileşimin önündeki engeller büyük ölçüde kalktı. Bilim ve iletişim teknolojisinde meydana gelen yenilikler artık toplumların kimyasını değiştirdi. Toplumlar sadece kendine sunulanı değil, her alanda dünyada en iyi olanı talep eder hale geldiler. Neticede şeffaflık, özgürlük, adalet, hesap verebilirlik ve iyi yönetişim artık sadece dünyanın imtiyazlı bir bölümü için değil, tamamı için geçerli değerler haline geldi. Nitekim yakın bölgemizde cereyan eden gelişmeler bu sürecin tüm iniş ve çıkışlarına rağmen geri döndürülemez bir mecra olduğunu herkese göstermiştir. Bunu anlamayanların, gelişmeleri yönlendiren değil, olayların ve zamanın arkasında koşanlar olacakları da açıktır. Teknolojiye gem vurmak mümkün olmadığına göre bugün hayal etmediğimiz birçok yeniliklerle karşılaşacağız. Bu dünyayı bugünkünden çok daha şeffaf hale getirecek ve bu hiçbir şeyi dar bölgeler içinde bırakmayacak. Bu gidişatı en iyi değerlendirmesi ve anlaması gerekenler de şüphesiz ki ülkelerini yönetenlerdir”.
HAVACILIKTA KAPALI EKONOMİYİ TERK ETTİK
Havacılık alanında elde edilen başarılara da değinen Cumhurbaşkanı Gül, “Bütün bunlar doğru stratejilerin ortaya konmasıyla sağlanmıştır. Eğer biz başındaki kapalı ekonomiyle havayoluna devam etmiş olsaydık ne THY bu noktaya gelirdi, ne dünyada artık isim sahibi olmuş büyük özel havayolu şirketlerimiz olurdu, ne de her ilde bu terminaller açılabilirdi” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, son yıllarda hızlı tren hatlarında da büyük bir atılım yaşandığını ifade ederek, ulaşım imkanları arttıkça insanların memnuniyeti, kendisine ve ülkesine güveninin de arttığını söyledi. Bilgi, bilgi üretimi ve araştırma geliştirme faaliyetlerine daha fazla yatırım yapılması gerektiğini kaydeden Gül, “Bu politikalar ekonomimizin orta gelir tuzağına takılmamasının da anahtarıdır” dedi.
ULAŞIM VE HABERLEŞME AĞLARI
Bir coğrafyada yaşanan gelişmenin domino etkisiyle diğerlerine de tesir ettiği günümüz dünyasında Türkiye’nin ulaştırma ve haberleşme stratejisini bölgesel ve küresel boyutlarıyla planlanmasının elzem olduğunu vurgulayan Gül, “Ulaşım ve haberleşme hatları sadece ekonomik ve ticari zaviyeden bakılacak bir mesele değildir. Her şeyden önce dünya üzerinde bir coğrafi alanın bölge olarak adlandırılabilmesi için ülkeler ve haklar arasında iletişim ve etkileşimi mümkün kılacak haberleşme ve ulaşım ağlarının olması şarttır. Eğer bu ulaşım ve haberleşme ağları bir bölge olmazsa ülkeler çıkmaz sokak gibidir, komşularıyla hiçbir ilişkisi olmayan, yalnızdır. Bölgesel kalkınmaların, bölgesel işbirliğinin temel niteliği ve temel ihtiyacı muhakkak ki ağlarla bölgelerin birbirine bağlanmasıdır” ifadelerini kullandı.
TEKLONOJİ TOPLUMLARIN KİMYASINI DEĞİŞTİRDİ
Türkiye’nin bugünkü iletişim alt yapısının pek çok gelişmiş ülkenin sahip olduğu teknolojinin ötesinde bir hız ve etkinliğe sahip olduğunu dile getiren Gül, “Bununla gurur duyuyoruz” şeklinde konuştu. Gül, “Teknoloji bugün artık toplumların da kimyasını gerçek anlamda değiştirmiştir. Buna göre birçok sosyolojik ve siyasi gelişmeler söz konusudur. Bunlar çok olumlu yönde olduğu gibi, nasıl tedavi eden ilaçların yan etkileri varsa yan etkileri de olabilir. Bütün bunların göz ardı edilemeden bu toplantılarda ele alınacak olması gelecek için hepimizi çok daha güvenli yapacaktır” dedi.