Mahkemenin “işe iade” kararına rağmen hakkını alamayan Uğur Doğan, Tek Gıda İş Genel Merkezi karşısına kurduğu direniş çadırı önünde yaptığı basın açıklamasının ardından eylemini sonlandırdı.
Uğur Doğan’ın basın açıklaması şöyle:
Emeğe ve Emek Mücadelesine Duyarlı Basına ve Kamuoyuna
Tek Gıda-İş Sendikası Genel Merkezince işten atılışım nedeniyle başlamış olduğum hak ve hukuk mücadelemin 62. gününde ve direniş çadırı kuruşumun 12. gününde hepinizi saygıyla selamlıyorum ve desteklerini esirgemeyen bütün sınıf dostlarına teşekkür ediyorum.
Direniş Çadırım Amacına Ulaşmıştır: 62 gündür işyerim olan Tek Gıda-İş Sendikası Genel Merkezi önünde fiilen direnişimi sürdürüyorum. 12 gün önce de direniş çadırı kurmak amacıyla bir basın açıklaması yaptım. Direnişimi ve haklı mücadelemi duyurmak amacıyla çadır kurmaya karar vermiştim. 10 ve 11 Eylül 2011 tarihinde yapılacak olan Tek Gıda-İş Sendikası 14. Genel Kuruluna diğer illerden gelecek olan delege ve konuklara da direnişimin nedenini ve amaçlarımı duyurmak istedim. Direniş çadırı kurmamın amacı da buydu. Gelinen bu noktada, direniş çadırımın amacına ulaştığını, delegeler başta olmak üzere,Tek Gıda-İş Sendikası 14. Genel Kuruluna gelen tüm konuklara ve katılımcılara sesimi duyurduğum ve haklı mücadelemi anlattığım kanaatindeyim. Direniş çadırı kurmak kadar, direniş çadırını zamanında kaldırabilmenin de önemli olduğunu düşünüyor ve çadırımı kaldırıyorum.
Hesap Soracağım: Tek Gıda-İş Sendikası 14. Genel Kurulunda Mustafa Türkel ve ekibi iktidarlarını korudular. Yani, sendika bürokrasisi cephesinde ve hak hukuk tanımayan iktidarlarında değişen bir şey yok. Biliyor ve duyuyorum ki, başta Genel Başkan Mustafa Türkel ve Genel Sekreter Mecit Amaç olmak üzere, Genel Kurul boyunca direniş ve mücadeleme dair sorulardan rahatsız oldular. Bu nedenle de, Genel Kurul salonunda bana yönelik hakaret etmekten, yer yer de küfür etmekten kendilerini alıkoyamayıp, gerçek yüzlerini açığa çıkardılar. Sendika bürokrasisinin iğrenç yüzünü bir kez daha açığa çıkartan haklı direnişimin verdiği güçle sesleniyorum; hakaret ve küfürlerinizin de hesabını yargı yoluyla soracağım.
Kendi işçisini işten atan, kazanılmış haklarını gasp eden, mahkeme ve yargıtay tarafından verilen "işe iade kararı"nı uygulamayan ve bunlarla da yetinmeyip hak ve hukuk mücdelesinin haklı taleplerine hakaret ve küfürlerle cevap veren bir sendika başkanı ve yöneticileri işçi sınıfının çıkarlarını savunabilir mi?
Mücadeleye Devam: Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı ve Yönetim Kurulu tarafından direnişimin önüne bir çok engel çıkartıldı. Emniyet Müdürlüğüne ait farklı polis depertmanları, yalan ve yönlendirmelerle karşıma çıkartıldı. Tek kişilik direnişimin çadır kurma açıklamasında bütün polis birimleri bulundurulmakla kalmayıp, CHP'li Beşiktaş Belediyesinin zabıta timleri de karşıma çıkartıldı. Yılmadan ve yorulmadan karşı durdum, sınıf dostlarımın da destekleriyle haklı mücadelemi anlatmayı başara bildim. Yanlıştan dönmek de bir erdemdir, CHP'li Beşiktaş Belediyesi daha sonra "vicdanının sesini dinleme" fırsatını buldu ve çadır kurmamın önünde engel oluşturmaktan vazgeçti. Bu sürede Uluslararası sendikalar toplantısında mücadelemi ve haklı taleplerimi Türkçe ve İngilizce olarak duyurdum. Direnişim uluslararası platforma da taşınmış oldu ve gelen haberler sonucunda Tek Gıda-İş Sendikası bürokratlarının teşhir olduğunu biliyorum. Mücadelem, hedeflerime ulaşana kadar sürecektir.
İşçi Sınıfının Bulunduğu Her Yer Direniş Odağım Olacak: Direnişimin başlangıç sürecinde olduğu gibi, her gün işe gelir gibi işyerim olan sendika merkezinin önüne gelecek, hak ve hukuk mücadelemi sürdüreceğim. Bundan sonra işçi sınıfının bulunduğu bütün platformlarda sınıf kardeşlerimin yanında yerimi alacak ve haklı mücadelemi sürdüreceğim.
Direnişimin sebep ve sonuçları göstermiştir ki; Sendika Bürokratlarından Kurtulmak İşçi Sınıfı Mücadelesinin Vazgeçilmez Bir Parçasıdır.
İşimi ve Kazanılmış Haklarımı Geri İstiyorum!
Mahkeme ve Yargıtayın "İşe İade Kararı" Uygulansın!
Sendikalar İşçilerindir!
UĞUR DOĞAN”