HAVA KORSANLARI ŞİMDİ YANDI
Buna göre uçak kaçırma tehdidi bile cezalandırılırken, uçak kaçırma suçunu işleyenlere ağır hapis cezalarının yanında parasal yaptırımlar da uygulanacak. Uçak kaçıranların iadesi de “siyasi suç” diye geri çevrilemeyecek.
KAÇIRMA TEHDİDİ DE SUÇ
Hükümet, 18 Eylül 2013’te imzaladığı protokolün onaylanmasına ilişkin tasarıyı Meclis’e gönderdi. Meclis’te onaylanmasının ardından iç hukuk metni haline gelecek protokolde, “Herhangi bir kimse hizmette olduğu sırada bir uçağı kuvvet veya kuvvet kullanma tehdidiyle veya cebren veya herhangi bir korkutma yolu ile veyahut teknolojik imkanlar vasıtasıyla kanundışı ve kasıtlı olarak el koyması veya uçağın kontrolünü ele geçirmesi halinde suç işler” denildi. Protokole göre bu suçu işleme tehdidinde bulunulması ya da herhangi bir kimsenin böyle bir tehdidi almasına yasadışı ve kasıtlı olarak sebebiyet verilmesi halinde de suç işlenmiş sayılacak. Aynı şekilde bu suçu işlemeye teşebbüs etmek, bu suçlara ortaklık yapmak ya da kasten yardım sağlamak da suç sayılarak bu suçun hazırlık hareketleri de uçak kaçırma suçu kapsamında değerlendirilecek.
PARASAL YAPTIRIM DA VAR
Protokole attıkları imzalarla bu suçları ağır cezai yaptırımlara bağlamayı taahhüt eden taraf ülkeler, cezai, hukuki ve idari yaptırımların etkin orantılı ve caydırıcı olmasını sağlamak üzere ellerinden gelen gayreti sarf edeceklerinin sözünü verirken, bu yaptırımların parasal yaptırımları içermesini de öngördüler. Bir uçağın hizmette sayılacağı süre de uçuş öncesi hazırlıklardan, inişten sonraki 24 saatlik sürenin sonuna kadar olan süre olarak belirlendi. Protokole göre bu suçu işleyenlerin iade talepleri “siyasi suç” olarak değerlendirilerek reddedilemeyecek. Tasarısı gerekçesinde de şöyle denildi:
YENİ TEHDİDE ETKİLİ ÇÖZÜM
“Sivil havacılık faaliyetlerinin artmasıyla birlikte uluslararası sivil havacılığı tehdit eden eylem çeşitleri ve unsurları artmıştır. Hava araçlarının kanundışı yollarla ele geçirilerek bu durumun tehdit olarak kullanılması ve her tür muhtemel terör saldırılarının gerçekleşme olasılığının yüksek olması sivil uluslararası kamuoyu tarafından paylaşılan ortak bir kaygıdır. Bu endişelerin bir diğer kaynağı da var olan uluslararası anlaşmaların bu yeni tehdit türlerine yeterli çözüm üretememiş olması ve bazı alanlarda yargı yetkisinde ortaya çıkan karışılıklardır. Sözkonusu protokolü onaylayan taraf devletler, sivil hava aracının kanundışı yollar ile ele geçirilerek tehdit olarak kullanılmasını suç olarak kabul etme imkanına kavuşmuşlardır. Adı geçen protokol, sivil havacılığa karşı işlenmiş suçlara ya da hazırlık aşamasında olan eylemlere karşı daha sağlam bir yasal çerçevede oluşturmayı hedeflemektedir. Protokol ile uçakların kanundışı yollarla ele geçirilmesine karşı mevcut uluslararası yasal çerçeve önemli bir şekilde güçlenirken, yargı yetkisinin tesisi konusunda karışılıkların giderilmesi yönünde gelişme sağlanmış olacak ve suçluların iadesi gibi faaliyetler de kolaylaşacaktır.
Turan YILMAZ/HÜRRİYET