Davide Cufaro Petroni, İtalya’nın Bari kentinde yaşarken 5,5 yıl önce geçici süreyle Türkiye’ye geldi. İnternet üzerinden yaptığı iş başvurusu kabul edilen Petroni, 6 ay süreliğine özel bir hava yolu şirketinde uçuş teknisyeni olarak işe başladı. Ancak sözleşmesi bitip memleketine dönme vakti geldiğinde hayran kaldığı İstanbul’dan kopamadı. Türkiye’de kalmaya karar veren 33 yaşındaki Petroni, 2 yıl önce THY’de ikinci kaptan olarak işe başladı.
Soma’da maden faciası yaşanınca derinden sarsılan İtalyan pilot, mağdur ailelere yardımcı olmak için Facebook üzerinden “theSomaDiaries” sayfasını kurdu. Kısa sürede Türk arkadaşlarından 14 bin liralık yardım toplayan Petroni, arkadaşlarıyla birlikte Soma’ya giderek, madenci ailelerine yardım etti. Bununla da yetinmeyen genç İtalyan, fırsat bulduğu her seferinde Soma’daki madenci ailelerini ziyaret ederek manevi destek vermeye çalıştı. Şimdilerde hobi olarak peçete kağıtlara İstanbul resimleri çizmeye başlayan Petroni, gelecek zamanda çizdiği resimlerden oluşan bir İstanbul sergisi açmayı düşündüğünü dile getirdi. Petroni, Türkiye’yi derinden sarsan Soma faciasının ardından başlattığı yardım kampanyası hakkında ise şunları söylüyor:
‘Türkiye’de öleceğim’
“Bu kaza beni derinden sarstı. Türkiye artık birinci vatanım. İtalya’da doğup büyüdüm ama Türkiye’de öleceğim. Kendimi Türk gibi hissediyorum. Soma’daki kardeşlerime yardım etmek için Facebook’ta ‘theSomaDiaries’ sayfasını açarak Türk arkadaşlarımdan 14 bin lira yardım topladım. Hep birlikte Soma’ya gidip parayı ailelere ulaştırdık. Bir madenci kız kardeşimizin üniversite hayatı boyunca masraflarını üstleneceğiz. Çevremdeki Türk arkadaşlarımı Soma’ya yardım için organize etmeye çalışıyorum. Madenci çocuklarının gözlerinde sevgi dolu bakışları görüyorum. Onlar bizim çocuklarımız. Herkesin Somalı çocuklara sahip çıkması gerekiyor.”
Peçeteye İstanbul resimleri çiziyor
Kendisini ‘Bir İstanbul aşığı’ olarak tanımlayan Petroni, hobi olarak 1 yıl önce peçete kâğıtlara İstanbul resimleri çizmeye başlamış. İtalyan pilot, “Başlarda uçuş plan kâğıtlarının arkasına İstanbul’un silüet resimlerini çiziyordum. Sonra kafelerde kâğıt peçeteye kurşun ve tükenmez kalemlerle silüet çizmeye başladım. Çalışmalarımı gören arkadaşlarım hayran kalıyor. Bana göre İstanbul sanatın açık laboratuvarı gibi. İstanbul’da yeni bir hayat ve düzen kurdum. Belki bir gün adımı Davut yapıp, Türk vatandaşlığına geçebilirim” dedi.
MERT İNAN - Milliyet