29 Mayıs Birliği adı altında bir araya gelen THY’den çıkarılmış işçilerin düzenlediği basın toplantısı Taksim’de Makine Mühendisleri Odasında düzenlendi. Havacılık sektörüne grev yasağı getiren yasaya karşı 29 Mayıs günü yapılan eylemle ilişkilendirerek işten çıkarılan THY işçileri adına 2 kabin amiri ve 2 kabin memuru basın açıklaması yaptı.
“Gözü bantlı suçlular gibi susmaya memur edildik”
Eylemin yapıldığı tarih olan 29 Mayıs’tan sonra işten çıkarıldıklarını buyük bir haksızlığın kurbanı olmalarına rağmen bugüne dek kendileri dışında herkesin konuştuğunu ancak bundan sonra susmayacaklarını vurgulayan işçiler, “THY Yönetim Kurulu Başkanını, Sendika Başkanını, Çalışma Bakanını dinledik. Bizler isimleri rumuzlarla ifade edilen, neredeyse gözü bantlı suçlular gibi susmaya memur edildik. Artık susmayacağız” dediler.
“Aldığımız ücretler alın terimizin karşılığı”
Yasadışı bir biçimde işten atıldıklarını buna rağmen THY yöneticilerinin maaşlarını kamuoyuna duyurarak kendilerini çok para alıp hiçbir iş yapmayan, dünyayı gezen personel olarak gösterme çabası içinde olduğunu belirten işçiler, “Şirketimizin bugünkü duruma gelmesinde emeğimiz göz nurumuz var. İşimizin ehli, vasıflı, deneyimli kabin amirleri ve memurlarıyız. Aldığımız ücretleri, sağladığımız uçuş güvenliğinin bedeli olarak, alın terimizin karşılığı olarak, kuruşu kurusuna kadar hak ettiğimize eminiz. Şimdi hukuka sığmayan, keyfi ve aşağılayıcı bir tarzla 400'e yakın arkadaşımızın işten atılmasına da itirazımız var. İşimizi hep severek yaptık ama bu, haklarımızdan vazgeçmemizi gerektirmiyor” diye konuştu
“Yasadışı eylem” demek, uydurma bir gerekçedir
İşverenin “Yasadışı eylem” sebebiyle işten çıkartıldıkları şeklinde bir gerekçe öne sürdüğünü hatırlatan işçiler bunun uydurma bir gerekçe olduğunu kaydederek, “Evrensel ve anayasal hak olan grevi yasaklayan bir anlayışa itiraz etmek, bu yasağın THY işçilerinin çıkarlarına zarar vereceğini söylemek, basın açıklamasına katılmak, sağlık raporuyla çalışamaz durumda olmak, izin gününde demokratik hakkını kullanan arkadaşlarının yanında olmak neden “yasadışı eylem” ve işten atılma nedeni olsun?” dediler. Asıl yasadışı olan THY yönetiminin işten çıkartma biçiminin olduğuna dikkat çeken işçiler, bu haksızlığa itiraz ettiklerini ve düzeltilmesi için ısrarcı olduklarını dile getirdi.
“Sendika bizi sahiplenmedi”
Üyesi oldukları Hava İş Sendika yönetiminin ise kendi çağrısını bile üstlenmeyerek bu meşru protestonun “yasa dışı” ilan edilmesinde büyük rol oynadığını belirten işçiler, “THY yönetimi bu zeminden yararlanarak bütün çalışanlarını sindirip adeta köleleştirme peşindedir. Hava İş yönetimi yüzlerce üyesini THY yönetimi karşısında yalnız ve sahipsiz bırakırken bu sonucu öngöremeyecek kadar deneyimsiz miydi? Bu nasıl bir sendikal anlayıştır?” dedi.
“İş yükü dayanılmaz biçimde artırılıyor”
THY yönetiminin Toplu iş sözleşme sürecini 17 aydır uzattığını hatırlatan işçiler, her gün uçak sayısı artarken, personel sayısının aynı oranda artmadığına, uçucu personelin aşırı yoğun çalışmaya zorlandığına hatta uçaktaki kabin memuru sayısının minimuma indirilerek iş yükünün dayanılmaz ölçüde artırıldığını gündeme getirdi. Bu aşamadan sonra zaten çığ gibi büyüyen sorunlarının üzerine grev yasağının gelmesinin bardağı taşıran son damla olduğunu vurgulayan işçiler, THY yönetiminin bu uygulamaları perdeleyebilmek için kendi çalışanlarının ücretlerini abartılı bir şekilde basına açıkladığını kaydetti.
Yöneticiler Başbakandan, Cumhurbaşkanından fazla kazanıyor
İşçisinin aldığı ücreti abartılı biçimde basına açıklayan THY yöneticilerinin gelirlerinin Başbakan'dan Cumhurbaşkanı'ndan daha fazla olduğunu ifade eden işçiler, “29 Mayısta 2 milyon dolar zarardan söz edilirken, Suriye’de 12 milyon dolar bırakıldığı, Bosna Hersek’e 30 milyon dolardan fazla hibe yapıldığı, Barselona takımına 100 milyon dolarla sponsor olunduğu neden açıklanmıyor?” dedi.
Hava-İş’e eleştiri
Üyesi oldukları Hava-İş Sendikası yöneticilerinin sorumlu davranmadığını belirten işçiler, tüm THY işçilerini birleştiren uzun vadeli, kamuoyunun ve diğer sendikaların desteğini alan bir organizasyon yapmak yerine sorumluluğun bir avuç uçucu ve teknik personelin sırtına yüklendiğini, sonuçta sendika yöneticilerinin kendilerini THY yönetimiyle karşı karşıya bırakarak aradan sıyrıldıklarını söyledi.
Aikule.com