Hava-İş’ten şu açıklama yapıldı:
Değerli Basın ve Kamuoyuna;
AKP Milletvekillerinden GREV YASAĞI talep eden THY Yönetimi, şimdi de SHGM’ce “yayınlanan” Talimatla uçucu ekiplerin dinlenme sürelerini ve sosyal hayatını çalmaya çalışıyor.
2010 yılının başlarında Sayın Ulaştırma Bakanı tarafından “Uçucu personelin uçuş ve dinlenme sürelerine Avrupa standardı geliyor,” müjdesiyle(!) SHGM tarafından taslak olarak hazırlanan Uçucu Ekiplerin Uçuş Görev Süre ve Dinlenme Süreleri ile ilgili SHT 6A-50 5. Revizyonu, SHGM tarafından dün yayınlandı. Ancak müjde boş çıktı!
Sendikamızın da görüş ve önerilerini sunduğu bu taslak çalışması esnasında SHGM yetkilileri birkaç kez havayolları işverenlerini ve bazı dernekleri de çağırarak kapalı kapılar ardında, var olan ve Avrupa standartlarını bırakın bu konuda havacılık enstitülerince açıklanan tüm bilimsel raporlara aykırı bu taslağı Talimat olarak yayınlamaya çalışmışlar, nedense sonradan vazgeçmişlerdir.
Dün yayınlanan 5. Revizyon, taslaktaki kapsamlı değişiklik önerilerine dokunmaz ve eski Talimat hükümlerinde uçucu ekipler lehine hiçbir değişiklik getirmez iken, tam tersi yine işverenler lehine değişikliler getirmiştir.
Çünkü getirilen en önemli iki değişiklik
1- Boş günlerin ayın iki yarısına eşit dağıtılmasını kaldıran düzenleme
2- Uzun menzilli uçuşlarda 4 saatten fazla zaman dilimi geçilen ve aynı zaman dilimli dönüş görevi olan uçuş görevi konaklamalarında 2 yerel geceyi kapsayan 36 saatlik dinlenmeyi iki yerel gece tanımı ortadan kaldırılarak 24 saate düşüren düzenlemedir.
Görülüyor ki uçucu ekipler aleyhine yapılan değişiklikler ülkemizde sadece THY işvereninin işine yarayacak nitelikte değişiklikler olarak tasarlanmıştır. Neden? Ülkemizde uzun menzil uçuş kabiliyeti olan tek şirket THY’dir. Sadece THY ‘de uçucu ekiplerin boş günlerinin ay içinde yerlerinin değiştirilemeyeceği ve ayın iki yarısına eşit dağıtılacağı ve 8 boş gün hakkı kullanılacağı TOPLU İŞ SÖZLEŞME ile kazanılmış bir hak olarak düzenlenmiştir.
Ancak SHGM bir şeyi unutuyor. THY A.O.’da toplu iş sözleşmesi var ve Toplu İş Sözleşmesinin 99. Maddesinin 2 Genel Hükümler Maddesinin a bendinde;
“Bu toplu iş sözleşmesinin veya Ortaklık ilgili yönetmeliklerinin düzenlediği hükümler konusunda, ilgili resmi mercilerce yürürlüğe konulmuş veya konulacak her türlü yasal mevzuatla ilgili olarak; bu mevzuatlarda aynı konuda farklı düzenleme olması halinde sadece personel lehine olanı uygulanır,”şeklinde açık hüküm bulunmaktadır.
Halen getirilen anti-demokratik grev yasağı nedeni ile Yüksek Hakem Kurulu’nda bulunan ve THY 23. Dönem TİS UYUŞMAZLIK MADDELERİ içinde yer alan TİS 99. Maddesinin uçucu ekipler için ne kadar önemli olduğu böylece ortaya çıkmaktadır.
Ve GREV YASAĞI ve YÜKSEK HAKEM KURULU’na hayır diyerek tavır koyan ve 58 gündür Atatürk Havalimanı’nın dış hatlar kapısında direnen işten çıkarılan üyelerimizin ortaya koyduğu mücadelenin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
THY, SHGM’nün yaptığı bu değişiklikleri toplu sözleşme hükümlerini hiçe sayarak uygulayamaz. Tüm üyelerimizi toplu sözleşme hükümlerini ihlal eden her girişime karşı durmaya çağırıyoruz.
Talimatta yapılan bir başka önemli değişiklikle SKPK ile uçuş görev süresinin arttırılması veya dinlenme süresinin kısaltılması için geçerli olacak özel sebepler bölümünde (hold item) yani ertelenmiş bakım kaydı olmaması şeklindeki hüküm, “uçuş operayonu (acele ile talimatta tapaj hatası yapılmış olsa gerek) esnasında uçuş ekibinin iş yükünün artmasına, herhangi bir sınırlandırmaya ve hava aracında performans kaybına sebep olacak ertelenmiş bakım kaydı olmamalıdır,” şeklinde değiştirilerek, karar Sorumlu Kaptan Pilotun sorumluluk ve değerlendirilmesine bırakılmıştır. Yani Sorumlu kaptan pilot ertelenmiş bakım kaydını yorumlayacak, karar verecek ve işverenlerin maliyet baskısı ile karşı karşıya kalacaktır.
Görüldüğü gibi yeni revizyon uçuş emniyetinin en büyük düşmanı olan YORGUNLUK faktörünü hiçe sayan, hatta YORGUNLUĞU arttıran, işverenler lehine 2 önemli düzenleme getirmiştir. Bu tüketici hakkı olan uçuş emniyetini yolcularımız içinde riske atmak demektir.
Bu değişiklikle özellikle sendikasız işyerlerinde aylık 7 olan ve biri ana üs dışında kullandırılabilen boş gün sayısını sefer yoğunluğuna göre belirli periyotlara toplayarak esnek çalışma daha yoğunlaştırılacak ve uçucu ekiplerin sosyal hayatı yok sayılacaktır.
Küresel düzende oluşan krizin faturası esnek çalışma taşeronlaşma ve soysal haklara saldırı ile biz çalışanlardan çıkarılmak isteniyor. Uçucu ekipler havayollarında maliyet anlamında işverenlerce hedef tahtasına konulan ilk personel grubudur.
Görülüyor ki, İş Yasası kapsamı dışında bulunan, Bakanın tek imzası ile yayınlanabilen talimatlarla bir gecede hakları değiştirilebilen uçucu ekipler için tek çıkış yolu sendikalı ve toplu iş sözleşmeli düzendir.
Bu nedenle kazanılmış haklara saldırıya anında karşı çıkmalı ve sendikalı olmak yönünde çekinmeden harekete geçmeliyiz.
Saygılarımızla.
HAVA-İŞ GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU