Gökkuşağı Hareketi’nin açıklaması şöyle:
“TOPLU SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ "UYUŞMAZLIK" DÖNEMİNDE
Değerli Arkadaşlar 23. dönem TİS süreci iki aylık yasal süre tamamlanmadan 19 Martta uyuşmazlık zaptı tutularak yeni bir aşamaya girdi. Görüşmelerin bir yıl geç başlamasını kâr sayan THY yöneticileri, uçakların dışını resimlerimizle süslerken, masaya emeğimize saygı duymadığını gösteren tekliflerle gelmekten çekinmedi!
Bundan sonra, “yasal süreler”, “hükümetin atayacağı arabulucu”, “yeni görüşmeler”, “uyuşmazlıklar” vs ile sürecek olan, iki oyunculu, iki perdeli bir tiyatro sahnelenecek! Sabrımızı tüketen bürokratik oyunlarla, önce eşeğini kaybettirip sonra bulduran ve bizlere “ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye” çalışan, bildiğimiz bir oyundur bu. Bizlerden de bu oyuna müdahil olmadan sadece sessiz izleyici olmamız isteniyor!
ÖNCE KAYBET SONRA BULDUR!
Sendikamız Hava İş uyuşmazlık zaptını bizlere duyururken, işverenin %3 ücret artışı önerdiği ve mevcut kazanılmış haklarımız olan, bayram, tatil günleri ve fazla mesailerdeki zamlı ücretlerimizde indirimler istediğini, çalışma sürelerinde aleyhimize düzenlemeler talep ettiğini vurgulayarak bu haklardan geri gidişe razı olunmayacağını söylüyor. Oysa, kazanılmış haklardan geri gidişe onay verilmemesi aksi düşünülemeyecek kadar doğal bir şeydir. Örneğin uçucuların aylık 8 boş günü zaten yönergedeki yıllık 96 günün karşılığı olarak ortalama aylık boş gün sayısıdır ve 7 güne düşürülmesi pratik olarak da mümkün değildir. İşverenin bütün bu sözde tekliflerini sonradan geri çekmek üzere koz olarak kullanmaya çalıştığını en yeni işçi arkadaşımız bile değerlendirebilir.
Buradaki inceliği iyi görmeliyiz. İşverenin teklif ettiği %3 zam oranının %5+5'e çıkartılması ve kazanılmış haklara getirilen indirim tekliflerinin geri çektirilmesi durumunda “İşveren çalışanların isteklerini kabul etti!” “Sendika bunları başardı!” diye servis edilecektir. Bu manevraları daha önce defalarca izlediğimiz için bu oyuna “tiyatro” diyoruz. Oyunun gerçek aktörü siz işçiler sahneye çıkmadığı sürece bu tiyatro sürecektir...
İŞÇİLERİN ANA TALEBİ İŞ GÜVENCESİDİR!
Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi Gökkuşağı Hareketi olarak TİS başlangıcından beri, patronların karşısında sendikal örgütlülüğün yanında yer alarak periodik bültenimizi dahi yayınlamadık. Ancak Hava İş yönetiminin işçilerin ana talebinin iş güvencesi olduğunu çok iyi bilmesine rağmen, şu anda izlediği taktik işçiler adına endişe vericidir. İşverenle açtıkları beyaz sayfaların bedelini geçmişte olduğu gibi bizler ödemek istemiyoruz. O nedenle bu bültenle dikkatinizi çekmek istiyoruz. Geçen dönem yaptıkları gibi TİS imzalandıktan sonra işveren bildiğini okuyup yüzlerce arkadaşımızı işten atarken, TİS maddelerini uygulamazken sendikacılar yine arkalarını dönecek ya da sendika avukatına bizleri yönlendirmekle yetinecekse bu nasıl iki tarafça da imzalanmış bir “sözleşme” olacaktır?
İşçilerin öncelikli talebi iş güvencesidir. Şirket büyürken ve yeni işçiler alınırken artık işçi kıyımına tahammülümüz yoktur. Aynı şekilde yeni birimlerin taşerona devredilmesi ve bu yolla emeğimizin ucuzlatılmasına da izin vermemeliyiz. Kabin hizmetlerinin taşerona devri konusunda işçilerden gizli olarak hazırlıklar sürmektedir. Bu, 6000 kabin memuru arkadaşımızı olumsuz etkileyecek uygulamaya karşı yargı yolundan başka şimdiden örgütlü, yasal, mücadele biçimleri vardır. Sendikayı bu konuda göreve davet ediyoruz.
EMEK CEPHESİNDE YENİ 12 EYLÜL DÖNEMİ:
İktidar yeni yasalar ve kanun hükmünde kararnamelerle her gün yeni bir kazanılmış hakkı sermaye lehine yok etmeye çalışıyor. Emek cephesi açısından adeta ikinci bir 12 Eylül dönemi yaşanmaktadır. Bildiğiniz gibi son girişimleri havacılığa özel grev yasağıydı. Grev silahının işçilerin elinden alınması patronlar karşısında işçilerin en önemli kozunun kaybedilmesi anlamına geliyordu. Aynı şekilde iş kolu barajı da sendikal örgütlülüğe vurdukları darbelerden biriydi. Kamuoyunun ve emekçilerin tepkisi bu maddenin şimdilik geri çekilmesini ve barajın yüzde 1'e indirilmesini sağlamış ise de yarın başka oyunlarla karşımıza çıkılmayacağının garantisi yoktur. Çünkü küresel sermaye, yeni kriz dalgalarını bahane ederek emeği olabildiğince ucuzlatma ve güvenceden yoksun bırakma peşindedir.
Yeni iş ilişkileri yasası çalışanları sendikasızlaştırma, örgütsüz kılma ve daha ucuza çalıştırmanın adıdır. Bu nedenledir ki TİS'de verilecek her taviz bizlerin de kazanılmış haklarımızın geri dönülmeyecek şekilde yitirilmesi ve tümüyle güvencesiz kılınması demektir. Artık geri atılacak adım kalmamıştır. TİS'de iş güvencesini, “parayı ver işçiyi at” (İkale sözleşmesi) mantığı ile değil, sendikal örgütlülüğü güçlendirerek sağlamak gerekiyor. Bu güne kadar bu konuda yapılmayanların bedeli olarak 6000’e yakın arkadaşımız işten atılmıştır. Bu nasıl “sendikalı ve güvenceli” olmaktır?
Sermayenin ulusal ve uluslararası saldırılarına karşılık, iş kolumuz havacılık ve diğer çalışma alanlarında sendikal örgütlülüğün düştüğü durum işverenlerin haklarımıza saldırmadaki pervasızlığına zemin oluşturuyor. Yıllardır mücadele etmek yerine, bürokrasiye sığınarak koltuklarını korumakla yetinen profesyonel sendikacılar bu sonucun ortaya çıkmasında büyük pay sahibidir. Hava İş Sendikası'nın 23 yıllık yönetimi de ne yazık ki sendika çalışanı kendi işçilerine karşı en zalim patron tavrını gösteren, üyesi işçilerin yaşam biçiminden, dolayısıyla güveninden kopuk bir yönetimdir. Bu da bizim haklarımızı savunacak sendikacıların söylediklerinin işveren tarafından ciddiye alınmamasına yol açmaktadır. Bu nedenle THY işvereni TİS masasında “Siz de sendikadan nedensiz işçi atıyorsunuz biz karışıyor muyuz!” diyebilmektedir. THY işçilerinin şansızlığı buradadır.
Herşeye rağmen ortak kazanımlar için sendikal yapıya sahip çıkmamız gerekiyor. Kuşkusuz genel kurul öncesinde şeffaf, temiz ve demokratik bir sendikal önderlik için muhalefet yürütmenin ve gerçekleri bütün çıplaklığıyla ortaya sermenin de zamanı gelecektir.
Bütün arkadaşlarımızı bu güne kadar olduğu gibi bundan sonraki dönemde de görüşmeleri yakından izlemeye çağırıyoruz. Unutmayalım ki biz sessiz kalırsak en temel haklarımızın tırpanlanması söz konusudur. Nitekim işçilerin az sayıda da olsa görüşmelere katılması işveren temsilcilerinin başlangıçta yanaşmadıkları, maddeleri görüşmek zorunda bırakmıştır. Şimdi bütün olarak TİS’i kazanımlara taşımak ve onun içinde işçilerin öncelikli talebi olan iş güvencesini yaşama geçirmek için çalışmalıyız.
Gökkuşağı Hareketi olarak işçilerin ekonomik ve demokratik hak mücadelesinin yanı başında olmaya toplu sözleşme görüşmelerini yakından izlemeye ve sitemizde sizlere duyurmaya devam edeceğiz.
Yaşasın alın aklığı kardeşliğimiz."