* Bu sene 200 uçağı geçeceksiniz. Atatürk Havalimanı’nın daha verimli kullanılması için gerekli adımların atılmasında gecikme oldu. Çözüm planınız nedir?
Filomuz 100 uçak olduğu zaman da biz çok etkin bir pazarlama yapıp diğer havayollarından yolcu alabiliyorduk, yani büyüyorduk. Dünya pazarı bu kadar hızlı büyümüyor, bizim büyüme hızımız havacılık sektörünün en az 5-10 katı civarında. Tabii 200 uçaklık filoyla bu büyüme daha çok ivmelenmiş oluyor. Kurallar bütün uçaklarımızı aynı havalimanında tutmamızı söylüyor. O zaman uçakları daha iyi kullanıp dünyayı birbirine bağlıyoruz. Ama yolun sonunda “Artık bu hub’ı (merkez) bölelim” dersek onu da değerlendiririz. Çünkü bizim için artık her şey bir araç oluyor havalimanı da, uçak da bir araç asıl amaç yolcuyu sevip ona en iyi hizmeti sunmak. Ulaştırma Bakanı’nın yapacağı açıklamaya göre kendimizi konumlandırırız ama şirket 200 uçaklık filoya kavuştuğu zaman, dünya network’ünde 6. veya 5. olacak. Bu noktadan sonra şirketin diğer havayollarıyla değil de kendiyle rekabet etmeye başlaması lazım.
* Atatürk’te bu yıl sıkışacaksınız. Ulaştırma Bakanlığı çözüm üretmekte geç kalıyor. Ankara gibi bir noktayı ikinci bir hub yapma düşünceniz var mı? Sizin planınız nedir?
Tek havalimanını tercih ederiz. Ancak bölmek gerekirse de böleriz. Biz şu anda büyümemizi havalimanından dolayı durduramayız. Havalimanında işleri lodos aksatıyor. Atatürk Havalimanı’nda birbirine çapraz iki pistimiz var. Lodos olduğunda pist sayısı teke düşüyor. Düşünün ki saatte 50 uçağın iniş kalkış yaptığı bir havalimanının kapasitesi lodos yüzünden 25’e düşüyor. Kalan uçaklara ne oluyor? Onlar da planlanmış durumda. Bunlar lodosu hesap ederek yola çıkmıyor. Yazın lodos esmeyecek inşallah. Biz Avrupa’da zamanında kalkan en iyi havayoluyuz.
* Yolculara sorarsanız Atatürk Havalimanı’nda uçak içinde çok beklediklerini söylerler. Ortada bir sorun olduğu açık değil mi?
Asıl sorun gelecek kış tarifesinde ortaya çıkacak. Atatürk Havalimanı’nda kış için düzenleme yapılmazsa kesinlikle hub’ı bölmek zorunda kalacağız. Bir dahaki kışı bu tempoyla döndüremeyiz.
* Atatürk Havalimanı’nın çoğunu siz kullanıyorsanız. Sefer yaptığınız ülkelerin bayrak taşıyıcı havayolları da Atatürk’e gelmek istiyor. Bu talep nasıl yönetilecek?
DHMİ’nin bu konudaki plan programını görelim. Bu yazı geçiririz ama kışa kesinlikle çözüm bulmamız gerekiyor. Pist konusu çözülmek zorunda. Olacak mı olmayacak mı, ona DHMİ karar verecek. Bir de uçuşları rahatlatmak için taksi yollarıyla ilgili bazı oynamalar söz konusu. Kalkış planlarının ve ayrışma yollarının değişmesi gündemde. Kış için açılıma gereksinim var. O açılım bizim filoyu bölmemiz olabilir ki bunun bize zararı dokunacaktır ya da havalimanında başka bir çözüm üretilmesi gerekebilir. Mesela Air France Lyon’dan, Nice’ten bile sefer başlatıyor. Biz tek hub’ta kalmak isteriz, çünkü asimetri oluşturuyoruz yani dünyadan İstanbul’a İstanbul’dan dünyaya yolcu taşıyoruz. İstanbul Doğu’nun Batı’sı, Batı’nın da Doğu’su oluyor. Bu açıdan bunda ısrarcı olacağız. Biz çok açılınca, network’ü büyütünce karşı tarafın cevabı daha küçük yerlerden uçmak oldu. Yani bu durum mecburiyetten doğdu, keyiften yeni hat açmadılar.
Güntay Şimşek’in röportajının devamı için TIKLAYINIZ…