Zor geçen 2016 yılının ardından, Avrupa'da siyasi gerilimler, içeride ise referandum süreci ile yeni bir yol haritası belirlemeye çalışan turizm sektöründe 'top artık devlette' fikri hakim. 2016 için bu kadar ağır bir kayıp öngöremeyen turizm sektörü, özellikle güvenlik ve siyasi algı nedeni ile yurtdışındaki pazarlama faaliyetleri ile fuarlardan umduğunu bulmadan dönmeye de başladı. 2001 krizi de dahil olmak üzere şirketiyle birlikte ekonomideki pek çok zorlu virajı alan Pronto Tur Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran, hem yerli hem de yabancı turist kaybedilen 2016'nın bilançosunu yüzde 80'lik düşüş olarak açıkladı.
DIŞ BASINDA ALGI NEGATİF
Başta İtalya ve Fransa pazarları olmak üzere pek çok yabancı turistin Türkiye'yi terk ettiğini kaydeden Onaran, sektörün fotoğrafını şu değerlendirme ile çekti: "Sonuç olarak biz turizme Türkiye olarak da Pronto olarak da yeni başlamadık. Bu durumun düzeleceğini düşünüyoruz ama düzelmesi için artık top çok da bizde değil. Biraz Ankara'da. Bir defa huzur olmayan yerde turist olmuyor. İkincisi dışarı ile olan diyaloglarımız. Bunların etkisi ile siz dış basında daha da negatif algılanıyorsunuz, bu sonuçlar da çok doğal görülüyor. Bugün bir Avrupa'ya gittiğinizde en kolay destinasyonlardan biri olan Türkiye'yi satmak en zor işlerden biri haline geldi."
FİYAT 1990’LI YILLARA DÖNDÜ
Geçen iki yıllık dönemde turizmcinin geleceği açısından tehlike yaratacak iki önemli gelişme olarak düşen fiyatlar ve kalifiye istihdam kaybı öne çıktı. Türkiye'nin iyi bir ürün olduğunu, altyapı ve ulaşım anlamında büyük yatırımlarla frekansın genişletildiğine dikkat çeken Onaran, sektörün yıllardır yaptığı yatırımların atıl kapasite haline geldiğini aktardı. Onaran'ın dikkat çektiği bir başka nokta ise fiyatlar. Otellerin neredeyse 1990'lı yılların fiyat skalasına geri döndüğünü kaydeden Onaran, "2001 yıllarında biz Laleli Aksaray tarafındaki otelleri o kadar ucuza alırdık ki o zaman rakamlar yarım pansiyon için kişi başı 14 dolardı. Otel sahiplerine 'odanı bu fiyata aldığıma üzülüyorum. Çünkü bu fiyata oteli sattığın sürece ucuza alacağım ama sen bu oteli renove edemeyeceksin ve ben bindiğim dalı kesiyorum' derdim. Şimdi de neredeyse sektör olarak bindiğimiz dalı kesme noktasına geldik. Ama bunun yine de uzun sürmeyeceğini düşünüyorum" dedi.
“Türkiye güvenlidir” söylemi ters teper
Onaran, darboğazdan çıkış için ise atılacak ilk adımı otellerin desteklenmesi olarak gösterdi. Burada SGK desteklerinin hızla devreye girmesi gerektiğini kaydeden Onaran, düşen fiyatların kolay kolay da yukarı çekilemeyeceğini söyledi. Turizm politikalarının daha iyi yönetilmesi gerektiğini kaydeden Onaran, Avrupa pazarında reklamdan ziyade algı yönetiminin daha etkili olacağını bildirdi. Onaran, bilbordlara verilecek 'Türkiye güvenlidir' reklamının turist çekmeyeceğini ve tam tersi etki yaratacağının da altım çizdi.
Sayime BAŞÇI - Sözcü