HAVAYOLLARINDA SUÇ İŞLENİYOR
Hava İş Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Yağcı: Havayolu taşımacılığında taşeronlaştırma çok yaygın; özel güvenlik, uçak yükleme-boşaltma ve kargo işlemleri, temizlik (uçak içinde ve uçak parçalarında), kimi tamir işleri hep taşeron. Havayollarında taşeronlaştırmanın uçuş emniyetiyle ilgili ciddi sonuçları var. Temizlik yapan bir kişinin bilmeden bir aleti yanlış temizlemesi dahi önemli sonuçlar doğurabiliyor. Mesela, bir işçi uçağın kargo kapağını kapalı sanmış, pist başında kapak açılıp bagajlar düşmüş. Türkiye'de sivil havacılık otoritesi özerk ve yeterli teknik eleman sayısına sahip olmadığından bu tip örnekler de kayıt altına alınamıyor. O yüzden ancak resmi kayıtlara geçmiş bu örneği verebiliyorum. Havayolu taşımacılığı uluslararası kuralları olan bir iş ve bir tüketici hakkı. Yani uçuş emniyetini riske atmak suç işlemek anlamına geliyor. Taşeronlar kalifiye olmayan işçilerle çalışıyor, yani düzenli eğitim ve sertifika gerektiren, sivil havacılık denetimleriyle sürekli kontrol edilmesi gereken kurallar yok sayılıyor. Yoğun çalışma saatleri, düşük ücretler de cabası. Buralarda sendikalaşmak da zor. THY'nin yükleme-boşaltma işlerini üstlenmiş Euroserve şirketinin 1400 çalışanı sendikalı olunca, THY'nin Toplu İş Sözleşmesi'nden (TİS) yararlandırılmalarını talep ettik. İşverence teklifimiz reddedildi. Çalışma Bakanlığı'ndan burada TİS imzalanması konusunda yetki aldık. Bu sefer de THY bu taşeronla sözleşmesini feshetti ve 1400 kişi işsiz kaldı. AİHM'e başvurduk, dava sürüyor. Türkiye'de her şey rekabet ve maliyet ekseninde gittiği için taşeronlaşma da artıyor. Hatta taşeronlaştırmadan sonuç alamayan işveren bu defa başka şirketlerle geçici iş ilişkisine giriyor. Böylece, sendikal mücadeleyi teknik olarak etkisiz hale getiren üçlü akit yapılıyor.
Esra Açıkgöz-Gamze Erbil/Cumhuriyet